Sadettin Orhan'ın kaleminden Sosyal Güvenlik Reformu Yazı Dizisi (2008/Ekim)
REFORM SSK’LILARI NASIL ETKİLEYECEK?
Eski SSK’lıların avantajı
SSK’lılar, sosyal güvenlik hakları açısından memurlardan aşağıda, Bağ-Kur’lulardan ise biraz daha yukarıda bir konumdaydılar. Reform kanunu ile SSK’lılar için pek çok noktada iyileştirmeler yapıldı. Ancak bazı noktalarda da geriye gidiş söz konusu. SSK’ya tabi olarak çalışan işçiler (bağımlı çalışanlar) reform yasasında 4/a’lı olarak isimlendirildi. Ancak biz, okuyucu için kolaylık sağlayacağından SSK’lı olarak nitelendirmeye devam edeceğiz.
Memurlarda olduğu gibi SSK’lılarda da iki milat var. Birisi 30 Nisan, diğeri ise 1 Ekim’dir. Hatırlanacağı üzere bu yılın Nisan ayında aileler çocuklarını ve hatta bebeklerini sigortalı yapmak için yarışmışlardı. Zira 30 Nisan’dan önce sigortalı olanların bazı avantajları bulunuyordu. Bu avantajlar;
- 30 Nisan’dan önce ilk defa sigortalı olanların emekli aylığı reform sonrası sigortalı olanlara göre %10 daha yüksek olacak.
- Emeklilik yaşı 30 Nisan sonrası sigortalı olanlar için kademeli geçiş sonrasında 65 yaş olarak uygulanacak.
- 30 Nisan öncesi sigortalı olanlar 7200 yerine 7000 günle emekli olabilecekler.
1 Ekim’de SSK’lıları Bekleyen Yenilikler
Reform yasası ile getirilen ve eski-yeni tüm SSK’lı çalışanları etkileyecek olan düzenlemeler sırasıyla şunlar;
- Emeklilik yaşı kademeli olarak artacak. 1999 sonrası dönemde kadın için 58, erkek için 60 olan emeklilik yaşı, 30 Nisan ve sonrasında ilk defa sigortalı olanlar için 2036 yılından başlamak üzere kademeli olarak artırılacak. Nihayet 2048’de kadın-erkek için 65 yaş olacak. Yine bu kişiler 7000 günle değil, 7200 günle emekli olabilecekler.
Yaştan emeklilik de zorlaştı.
- 1999 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar 25 yıl sigortalılık süresi, 4500 gün prim ödeme ve kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak şartıyla yaştan emekli oluyordu. Ancak 30 Nisan ve sonrasında ilk defa sigortalı olanlar 4500 günle değil 5400 günle ve kadın ise 61, erkek ise 63 yaşında emekli olabilecek.
- 1 Ekim’den önce kimin nerden emekli olacağına son 7 yılda en fazla hangi kuruma tabi çalıştığına bakılarak karar verilirken, bundan sonra çalışma hayatında en fazla hangi statüde çalıştığına bakılacak. Yani son 7 yılın bir önemi kalmadı. Böylece 1 Ekim’den sonra ilk defa sigortalı olanlar, son 3,5 yılda statü değiştirerek erken emekli olamayacaklar.
- Yurtdışına çalışmaya giden işçiler topluluk sigortasına değil, isteğe bağlı sigortaya prim ödeyecek. Bu durumda ödedikleri primler 4/b (Bağ-Kur) olarak değerlendirilecek. Bu kişiler çalışma hayatlarının yarıdan fazlasını bu statüde geçirirlerse, SSK şartlarında 7200 günle değil Bağ-Kur şartlarında 9000 günle emekli olacaklar.
- Doğum ve hastalık halinde geçici iş göremezlik ödeneği (hastalık ve doğum parası) alabilmek için gerekli olan son 1 yılda prim ödeme süresi şartı 120 günden 90 güne indirildi.
- İş kazası ya da meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik oranı %50’nin altında olup da ölenlerin hak sahiplerine daha önce gelir bağlanmazken bundan sonra bağlanacak.
- Malullük aylığına hak kazanabilmek için gerekli iş gücü kaybı oranı %66’dan %60’a düşürüldü. Aylık alabilmek için gerekli olan sigortalılık süresi 5 yıl, 1800 gün ve ortalama 180 gündü. Yeni durumda 10 yıl sigortalılık süresi ve 1800 prim günü gerekiyor. Başka birinin bakımına muhtaç bir şekilde malul kalanlar için 5 yıl yeterli olacak.
- Reform öncesi uygulamada, eğer kişi doğuştan ya da işe başlamadan önce malul kalmışsa bu durumda malullük aylığından yararlanamıyordu. Reform yasası ile bu durum düzeltildi. Buna göre işe girmeden önce en az %60 oranında maluliyeti bulunanlar da en az 15 yıl sigortalılık süresi ve 3.700 prim günü ile malullük aylığı alabilecekler.
- Başkasının bakımına muhtaç özürlü çocuğu bulunan annelere 1 Ekim’den sonraki çalışmaları için ¼ oranında fiili hizmet zammı verilecek ve bu süreler yaş haddinden indirilecek. Bu hüküm sadece 1 Ekim’den sonraki çalışmalara uygulanacak olup, geçmiş çalışmalar için geçerli olmayacak.
- Maden işyerlerinin yeraltında çalışan madenciler için 50 yaş olan emeklilik şartı 55 yaşa çıkartıldı. Ayrıca erken yaşlanma durumunda emeklilik yaşı 50 iken 55 oldu.
- Emekli aylıkları, aylık bağlama oranı (ABO) ve güncelleme katsayılarındaki düşüş nedeniyle yıldan yıla reel olarak düşüş gösterecek. Bu düşüş hem aylık bağlama oranının %2’ye çekilmesinden hem de güncellemede kullanılan Gelişme Hızı endeksinin %100’den %30’a düşürülmesinden kaynaklanıyor.
Yıllar
Eski Sistem
Yeni Sistem
Fark
2008
1000
1000
0 YTL
2009
1103
1065
38 YTL
2010
1216
1135
81 YTL
2011
1340
1210
130 YTL
2012
1478
1289
189 YTL
Tabloda görüldüğü üzere aylıkların artırılmasında Gelişme Hızının %100’ünün değil de %30’unun esas alınması, ilerleyen yıllarda SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarını önemli oranda aşındıracaktır.
- Dul ve yetim aylığı için, SSK’ya (4/a) has olmak üzere en az 5 yıldan beri sigortalı olup borçlanma hariç 900 gün prim gerekiyor. Önceki halinde eksik günler borçlanarak 900 gün tamamlanabiliyordu. 1 Ekim’den sonra askerlik ya da yurtdışı borçlanma ile 900 güne tamamlanamayacak.
- Aylık alan çocuğu bulunmayan dul eşlere ölen sigortalının aylığının %75’i dul aylığı olarak bağlanıyordu. Ancak 1 Ekim’den sonra bağlanacak dul aylıklarında, dul eş çalışıyorsa önceki %75 oran yerine %50’lik oran uygulanacak.
- Yetim aylığı alan kızların 24 aylık çeyiz yardımına devam edilecek. Ancak dul aylığı alan kadınlara çeyiz yardımı 1 Ekim’den sonra ödenmeyecek.
- Cenaze yardımı 2008 için 247 YTL idi. 1 Ekim’den sonra SGK belirleyecek. Ancak ödeme yapılabilmesi için ölen kişinin aylık alıyor olması ya da en az 360 gün prim ödemesi olması gerekiyor. Reform öncesi uygulamada 360 gün prim şartı bulunmuyordu.
- Fiili hizmet zammı ya da itibari hizmet süresi olarak bilinen ve belirli ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların daha erken emekli olmasını sağlayan düzenleme yeniden ele alındı. Basın ve gazetecilik işlerinde iş ve basın kanununa göre çalışanlar, hava yolları uçuş personeli, lokomotif makinistleri, posta dağıtıcıları, TRT’de haber hizmetinde çalışanlar, Devlet Tiyatrosu sanatkarları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şef ve üyelerinin fiili hizmet süresi zammı kaldırıldı. Ancak bu görevlerde memur sıfatıyla bulunanlar yeni hükümden etkilenmeyecekler.
- Doğum yapan SSK’lı kadının iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonraki iki yıllık işsiz olarak geçen süreyi borçlanması imkanı getirildi. Daha önce SSK’lı doğum yapan kadınlar için böyle bir imkan bulunmuyordu.
- Stajyer avukatlar, staj süresini borçlanarak emekliliklerine saydırabilecekler. Daha önce borçlanma hakları yoktu. Bu düzenleme ile avukatların mağduriyeti giderilmiş oldu. Tutuklulukta ve gözaltında geçen süreler de borçlanılabilecek. Avukat ve noterlerin primi artıyor
- Serbest avukatlar ve noterler daha önce SSK’ya her ay asgari ücretin %15’i oranında topluluk sigortası primi ödüyorlardı. 1 Ekim’den sonra ise bunlar eski adıyla Bağ-Kur’lu gibi, yeni adıyla 4/b’li olarak prim ödeyecekler. Dolayısıyla prim tutarları da artmış olacak.
- Askerlik borçlanmasında kazancın %20’si olan ödeme tutarı %32’ye çıkarılıyor. Ödemenin 1 ay içinde yapılması gerekiyor. Daha önce 6 ayda borçlanılan tutar ödenebiliyordu.
Yurtdışı borçlanma değişiyor
- Daha önce yurtdışı hizmet borçlanması genel olarak SSK’ya yapılıyordu. Şimdi ise Türkiye’de herhangi bir hizmeti olmayanlar ile en son Bağ-Kur’a tabi çalışmış olanlar yeni yasadaki 4/b (Bağ-Kur) şartlarında borçlanacaklar. Böylece 7200 günle SSK’lı gibi emekli olmak yerine 9000 günle emekli olabilecekler. Bu durumda olanların, 9000 gün şartından korunmak için, Türkiye’ye döndükten sonra öncelikle SSK’ya tabi çalışmalarında fayda var. Bu şekilde 1 gün bile prim ödeseler borçlanma için SSK şartlarına tabi olacaklar.
- Yurtdışı borçlanmasının ödeme tutarı değişiyor. Daha önce günlük 3,5 dolar iken yeni yasada asgari ücret ile 6.5 katının %32’sini ödeyecekler. 2008’in ikinci yarısı için aylık en az borçlanma tutarı yaklaşık 205 YTL. Yurtdışında sadece Türk vatandaşlığı korunarak geçen süreler borçlanılabilecek. Borçlanılan tutar tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde ödenecek.
- Bundan sonra isteğe bağlı prim ödemek isteyenlerin tamamı 4/b (Bağ-Kur) şartlarında prim ödeyecek. Böylelikle 7200 günle SSK’lı olarak değil, 9000 günle Bağ-Kur’lu olarak emekli olabilecekler. Bu yüzden, hali hazırda SSK’ya isteğe bağlı prim ödemekte olanların 1 Ekim’den sonra 3,5 yıldan fazla isteğe bağlıya devam etmemeleri gerekiyor. Aksi halde 9000 güne tabi olurlar.
- Daha önce asgari ücretin %25’i olan SSK isteğe bağlı primi şimdi %32’ye çıkıyor. Zira bunlar Genel Sağlık Sigortası primlerini de kendileri ödeyecekler. Dolayısıyla 1 Ekim’den sonra isteğe bağlı prim ödeyenlerin eşlerinin sağlık karnesiyle tedavi olma imkanları kalkıyor.
- Hem eşinden dul aylığına hem de ana babasından yetim aylığına hak kazanlara sadece biri ödenecek. Eski uygulamada her ikisi de aynı anda alınabiliyordu. Ancak önceden beri almakta olanlar, her ikisini de almaya devam edecekler. Hem kendi emekli aylığını hem de eşinden dul aylığı alanlar da almaya devam edecekler.
- Anlaşmalı boşanma ile eski eşinden veya ana-babasından yetim aylığı alan kızların aylıkları kesilecek. Ayrıldığı eşiyle aynı evde yaşamaya devam ettiği belirlenenler hakkında nitelikli dolandırıcılık suçuyla suç duyurusunda bulunulacak.
- Kanuna göre bağlanmış olan gelir veya aylıklarını ilgili banka hesaplarından 6 ay üst üste almayanların gelir ve aylıkları durdurulacak. Yeniden devam edebilmesi için tekrar başvuru gerekecek.
REFORM BAĞ-KUR’LULARI NASIL ETKİLEYECEK?
Reform Öncesi Genel Durum
Bizim reform kanunu olarak ifade ettiğimiz 5510 sayılı Kanun’da Bağ-Kur’lular 4/b’li olarak isimlendirilmişlerdir. Ancak biz, okuyucuya kolaylık olması açısından 4/b’liler için yine Bağ-Kur’lu ifadesini kullanmaya devam edeceğiz.
Sosyal güvenliğin tabiri caizse en gariban kesimi Bağ-Kur’lulardı. Memurların ve SSK’lıların sahip olduğu pek çok haktan Bağ-Kur’lular mahrumdu. Ancak reform kanunu ile birlikte Bağ-Kur’lular da yeni dönemin memur ve işçisi ile aynı haklara kavuşuyor.
Bağ-Kur’luları Bekleyen Yenilikler
- Bağ-Kur’lular için en yeni uygulama iş kazası ve meslek hastalığı yardımı alacak olmaları. 1 Ekim’den sonra meydana gelecek iş kazası ya da meslek hastalığı gibi durumlarda Bağ-Kur’lulara hem geçici hem de şartları oluşmuşsa sürekli iş göremezlik geliri bağlanacak.
- Bağ-Kur’luların prim ödeme gününde bir değişiklik olmadı. Bunlar yine 9000 günle emekli olabilecekler. Ancak emeklilik yaşında 2036’dan başlamak üzere kademeli bir geçişle 65 yaş uygulamasına tabi olacaklardır. 30 Nisan’dan önce Bağ-Kur’a tescil edilenler ise bu yaş uygulamasından etkilenmeyeceklerdir.
- 1999 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar 15 yıl prim ödeme ve kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmak şartıyla yaştan emekli oluyordu. Ancak 30 Nisan ve sonrasında ilk defa sigortalı olanlar yine 15 yıl prim ödeme ve kadın ise 61, erkek ise 63 yaşında emekli olabilecek.
- Daha önce memurların ve SSK’lıların almakta olduğu emzirme ödeneği (süt parası) 1 Ekim’den sonra doğum yapan Bağ-Kur’lu kadınlara da verilecek.
- Bağ-Kur sigortalısının kendisinin iş kazası veya meslek hastalığına uğraması ya da doğum yapması halinde son bir yılda 90 gün prim ödendiyse, iş göremediği her gün ve doğumdan önceki ve sonraki sekizer hafta için iş göremezlik ödeneği alacak. Reform öncesinde Bağ-Kur’lular için böyle bir imkan bulunmuyordu.
- At yarışlarında görev alan jokey ve antrenörler de Bağ-Kur sigortalısı kabul edilecekler. 1 Ekim’den sonra bunların da tescil başvurusunda bulunmaları gerekiyor.
- 1 Ekim’den önce kimin nerden emekli olacağına son 7 yıla bakılarak karar verilirken, 1 Ekim’den sonra ilk defa sigortalı olacaklar için çalışma hayatında en fazla hangi statüde çalıştığına bakılacak. Daha önceki uygulamada, Bağ-Kur’a belirli bir süre prim ödedikten sonra SSK’ya geçen kişiler daha erken emekli olabiliyorlardı. 1 Ekim’den önce Bağ-Kur’lu olanlar bu imkandan yararlanmaya devam edecekler.
Avukatlar ve noterler de Bağ-Kur’lu olacak
- Serbest avukatlar ve noterler 1 Ekim’e kadar SSK’ya asgari ücretin %15’i oranında topluluk sigortası öderken, bundan sonra Bağ-Kur’lu olarak en az asgari ücretin %32’si kadar prim ödeyecekler. Daha önce serbest avukatlar 7000 gün prim ödemesi ile SSK’dan emekli olabilirlerken, 1 Ekim’den sonra 9000 günle Bağ-Kur şartlarında emekli olabilecekler.
- Çiftçi Bağ-Kur’lular hariç, diğer Bağ-Kur sigortalılarından 1 Ekim sonrası ilk defa sigortalı olanlar, emekli olduktan sonra SSK’ya tabi bir işte çalışırlarsa aylıkları kesilecek. Ancak emeklilikte yine Bağ-Kur’a tabi çalışmaya devam ederlerse %15 oranında destek primi ödeyecekler.
- Malullük aylığı alabilmek için gerekli olan iş gücü kaybı oranı 2/3’ten %60’a düşürüldü. Prim ödeme şartı daha önce 5 yıldı. Yeni durumda 10 yıl sigortalılık süresi ve 1800 gün şartı getirildi. Malul olan kişi başka birinin bakımına muhtaç ise 10 yıl aranmaksızın 1800 gün prim ödeme yeterli olacak.
- Reform öncesinde eğer kişi doğuştan ya da işe başlamadan önce malul kalmışsa bu durumda malul olarak erken emekli olamıyordu. Reform yasası ile bu durum yumuşatıldı. Buna göre işe girmeden önce %60 ve üzeri oranında maluliyeti bulunanlar en az 15 yıl sigortalılık süresi ve 3.700 prim günü ile malullük aylığı alabilecekler.
- Diğer taraftan malul sayılacak kadar özrü bulunmayıp;
- Özür derecesi %40-49 arası olanlar 18 yıldan beri sigortalı olup 4.680 gün prim ödeyerek,
- Özür derecesi %50-59 arası olanlar 16 yıldan beri sigortalı olup 4.320 gün prim ödeyerek emekli olabilecekler.
- Özür derecesi %60’ın üzerinde olanlar yukarıda belirttiğimi gibi 15 yıl ve 3.960 günle emekli olabilecekler.
- Başka birinin sürekli bakımına muhtaç özürlü çocuğu bulunan annelere 1 Ekim’den sonraki çalışmaları için ¼ oranında fiili hizmet zammı verilecek ve bu süreler yaş haddinden indirilecek.
- 1 Ekim’den önce Bağ-Kur emeklisi vergiye kaydı ve faaliyeti devam ediyorsa emekli aylığından her ay %10 kesinti yapılıyordu. Memur ya da SSK’lı olarak emekli olup da Bağ-Kur şartlarında çalışanlardan ise her ay 12. basamağın %10’u kadar destek primi kesiliyordu. 1 Ekim’den sonra bu destek kesintisi %12’den başlayıp her yıl bir puan artırılarak %15’e çıkarılacak.
- Emekli aylıkları, aylık bağlama oranı (ABO) ve güncelleme katsayılarındaki düşüş nedeniyle yıldan yıla reel olarak düşüş gösterecek. Aylık bağlama oranı bir kimsenin ödediği primlerin hangi oranda aylığına yansıyacağını belirler. Güncelleme katsayısı ise geçmişte ödenen primlerin enflasyon karşısında nasıl korunacağını belirler. 1 Ekim’den sonra her iki parametrede de düşüş olacağından hem aylık bağlanırken daha düşük bağlanacak hem de artırılırken daha yavaş artırılacak. Zira emekli aylıklarının artırılmasında kullanılan Gelişme Hızı Endeksi %100’den %30’a düşürülmüştür.
- 30 Nisan’dan önce Bağ-Kur’a giriş yapmış olanların aylıklarındaki düşüş, ilk 10 yıl için telafi edilecek.
- 1 Ekim’den sonra ilk defa sigortalı olanlar(SSK, Bağ-Kur, E.S. fark etmez) emekli olduktan sonra aylıklarını alarak kamuda ya da SSK’ya tabi çalışamayacaklar. Bunlar kamuda ya da SSK kapsamında çalışmaya başlarlarsa emekli aylıkları kesilecek. Ancak bunlar emeklilikte Bağ-Kur’a tabi çalışırlarsa aylıklarını da alabilecekler.
- 1 Ekim’den önce memur, SSK’lı ya da Bağ-Kur’lu olarak sigortalı olmuş olanlar, emeklilik sonrasında SSK ve Bağ-Kur’a tabi çalışırlarsa bunların emekli aylıkları kesilmeyecek. Yalnız bunlardan SSK için %31-36,5 oranında, Bağ-Kur için %15 oranında destek primi kesilecek. SSK’ya tabi çalışan bu primin %7,5’ini, Bağ-Kur’a tabi çalışan ise tamamını kendisi ödeyecek.
- 1 Ekim’den önce SSK’lılar ve memurlar için uygulanan çeyiz yardımı 1 Ekim’den sonra Bağ-Kur’lulara da verilecek. Buna göre Bağ-Kur’lu ana-babasından yetim aylığı alan kız çocuklarına 24 aylık tutarındaki para peşin olarak verilecek.
- 1 Ekim’den önce askerlik borçlanması yapmak isteyen Bağ-Kur’lu bulunduğu basamağın emeklilik primi (%20) kadar ödemede bulunuyordu. Borçlandığı tutarı da 6 ay içerisinde ödeyebiliyordu. 1 Ekim’den sonra en az asgari ücretin %32’si kadar aylık ödeme yapacağı gibi bu tutarı 6 ayda değil 1 ayda ödemesi gerekiyor.
- Daha önce yurtdışı borçlanma genel olarak SSK’ya yapılıyordu ve bu kişiler SSK şartlarında emekli olabiliyorlardı. Şimdi ise Türkiye’de herhangi bir hizmeti olmayanlar ile en son Bağ-Kur’a tabi çalışmış olanlar yeni yasadaki 4/b (Bağ-Kur) şartlarında borçlanacaklar. Böylece 7200 günle emekli olmak yerine 9000 günle emekli olabilecekler. Bu durumda olanların Türkiye’ye döndükten sonra öncelikle SSK’ya tabi (yeni yasada 4/a’lı olarak) çalışmalarında fayda var. Bu şekilde 1 gün bile prim ödeseler borçlanma için SSK şartlarına tabi olacaklar.
- Yurtdışı borçlanmasının ödeme tutarı artıyor. Daha önce günlük 3,5 dolar iken yeni yasada asgari ücret ile asgari ücretin 6.5 katının %32’sini ödeyecekler. Yurtdışında sadece Türk vatandaşlığı korunarak geçen süreler borçlanılabilecek.Borçlanılacak tutar tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde ödenecek.
- İsteğe bağlı sigortalıların tümü primlerini Bağ-Kur şartlarında ödeyecekler. İsteğe bağlının primi asgari ücretin %32’si olacak. Bunlar sağlık primini de kendisi ödemiş olacaklar. Önceki gibi eşlerinin üzerinden sağlık yardımı alamayacaklar. Böylelikle Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalıların prim oranı %20’den %32’ye çıkmış oldu.
- Şirket ortakları kendi şirketlerinden sigortalı işçi olarak prim ödeyemeyecekler.
- Hem eşinden hem de ana babasından aylığa hak kazanlara sadece biri ödenecek. 1 Ekim’den önce bu şekilde aylık almaya başlamış olanlara aylıkları ödenmeye devam edilecek. Hem kendi emekli aylığını hem de eşinden dul aylığı alanlar almaya devam edecekler.
- Anlaşmalı boşanmaile baba veya annesinde yetim aylığı alan kızların aylıkları kesilecek. Ayrıldığı eşiyle aynı evde yaşamaya devam ettiği belirlenenler hakkında nitelikli dolandırıcılık suçuyla suç duyurusunda bulunulacak.
- Bağ-Kur sigortalısı yeni dönemde işçisinden daha az kazanç bildiremeyecek. Örneğin bir lokantanın sahibi aşçı başını 3000 YTL’den sigortalı olarak bildirirken, kendisini asgari ücretten gösteremeyecek.
- Basamak sistemi yerine prime esas kazanç sistemi geliyor. Daha önce 1 ila 24 basamak arasında prim ödeyen Bağ-Kur’lular 1 Ekim’den sonra asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katının %33,5-39’u arasında prim ödeyecekler. Köy muhtarları ile tarım Bağ-Kur’luların primleri 1 Ekim’den sonra 15 günden başlatılarak her yıl 1 puan artırılacak. Ta ki 30 güne çıkarılana kadar.
- Köy muhtarlarının 1 Ekim’den sonra eski esnaf Bağ-Kur gibi prim ödemek isterlerse 6 ay içinde başvurmaları gerekiyor. Aksi halde tarım Bağ-Kur gibi prim ödeyecekler.
Reform Öncesi Genel Durum
Tarım kesiminin sosyal güvenliği iki şekilde sağlanıyordu. Bunlardan tarımda işçi statüsünde mevsimlik çalışanlar Tarım SSK’lı, kendi arazisinde ya da kiraladığı arazide kendi adına çiftçilik yapanlar ise Tarım Bağ-Kur’lu olarak kabul ediliyordu. Her iki kesim için sosyal güvenlik reformunda önemli değişiklikler ve yenilikler yer alıyor. Bu yenilikleri açıklamaya geçmeden önce Tarım SSK ve Tarım Bağ-Kur hakkında kısa bir bilgi verelim.
Tarım SSK isteğe bağlı bir sigortalılık şekli idi. Yani kişi istemezse mevsimlik tarım işçisi olduğu halde kendisini sigortalı olarak bildirmeyebiliyordu. Bunun da herhangi bir yaptırımı bulunmuyordu. Tarım SSK ile normal SSK arasındaki farkları sıralayacak olursak;
- Sigortalılık Tarım SSK’da isteğe bağlı idi.
- Tarım SSK’lılara doğum yardımları yapılmıyordu.
- Tarım sigortalısının ölümü durumunda ana ve babasına aylık bağlanmıyordu.
- İş kazasında yardım yapılabilmesi tarım sigortasında kaza tarihinden 3 ay önce sigortanın başlamış olmasına bağlı idi. Normal sigortalılıkta böyle bir şart bulunmamaktadır. Kişi işe girdiği gün de kaza geçirse gerekli yardımlar yapılmaktadır.
- Evlenen tarım sigortalısı kadına çeyiz yardımı verilmiyordu.
- Yetim aylığı almaktayken evlenen kıza çeyiz yardımı yapılmıyordu.
- Alt sınır aylığı uygulaması bulunmuyordu. Bundan dolayı da aylıkları daha düşüktü.
1 Ekim 2008 sonrası tarım SSK
Reform kanununda tarım SSK şeklinde ayrı bir düzenlemeye yer verilmediğinden, bundan sonra mevsimlik tarım işçileri de diğer çalışanlarla aynı hükümlere tabi tutulacaklar. Ancak 30 Nisan öncesi tarım SSK’lı olarak tescil edilmiş olanlar yine kendi kanunlarına tabi olacaklar. Bu tarihten sonra sigorta kapsamına giren tarım işçileri diğer tüm SSK’lılarla aynı hükümlere tabi olacaklar. Yeni dönemde mevsimlik tarım işçileri ile ilgili düzenlemeleri sıralayacak olursak;
- Daha önce tarım SSK’lıların sigortalı olabilmeleri için mevsimlik tarım işçisi sıfatıyla çalışıyor olmaları yeterli idi. Yeni dönemde ise bunların sigorta kapsamına alınabilmeleri için, bu şarta ilaveten ortalama gelirlerinin her türlü masraf düşüldükten sonra aylık brüt asgari ücrete eşit ya da fazla olması gerekiyor. En az brüt asgari ücret kadar (şuan için 638,70 YTL) ortalama net geliri olanlar yeni kanunda 4/a’ya (SSK’lı) göre prim ödeyecekler. Sözü edilen gelir düzeyine sahip olmadıklarını bizzat kendileri belgelemek zorundalar.
- İş kazası veya meslek hastalığı durumlarında eski tarım SSK’lılar yine eski kanuna tabi olacaklar. Yeni tarım işçileri ise bu yönlerden diğer SSK’lılarla aynı şartlara tabiler. Normal SSK’lılara yapılacak tüm yardım ve ödemeler yeni tarım sigortalılarına da yapılacak.
- Reform kanunu emeklilik yaşını ve prim ödeme gün sayısını herkes için artırırken eski tarım SSK’lılar için bir değişiklik getirmedi. Bunlar yine eskiden olduğu gibi 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 prim günü ve kadın ise 58, erkek ise 60 yaşında emekli olmaya devam edecekler. Ancak 30 Nisan sonrası ilk defa sigortalı olan tarım işçileri emeklilikte yeni yasanın hükümlerine tabi olacaklar. Yani bunların 15 yıl ve 3600 günle emekli olma şansları yok.
- Tarım SSK’lılar reform öncesinde aylık 30 gün üzerinden değil, 15 gün üzerinden ve yıllık 180 gün üzerinden prim ödüyorlardı. Eski tarım SSK’lılar yine ayda 15 gün üzerinden prim ödemeye devam edecekler. Ancak reform sonrası sigortalı olan tarım işçileri normal SSK’lılar gibi 30 gün üzerinden prim ödeyecekler.
- Tarım SSK’lılar daha önce tedavi ve ilaç yardımlarını kendi kanunları kapsamında alıyorlardı. 1 Ekim sonrası bunlar da artık şartları taşımaları halinde Genel Sağlık Sigortası kapsamında sağlık yardımı alacaklar. Kendisi tarım SSK’lı olarak prim ödeyen sigortalının eşi ve çocukları da sağlık yardımlarından faydalanabilecek. 18 yaşın altındaki çocuklar zaten şartsız olarak sağlık sigortası kapsamında yer alacak.
- Reform kanununda tarım Bağ-Kur’luların prim yükünü birden bire artırmamak için bir geçiş süreci öngörüldü. Buna göre tarım Bağ-Kur’lular ve köy muhtarları 1 Ekim – 31 Aralık tarihleri arasında ayda 30 gün değil 15 gün üzerinden prim ödeyecekler. Takip eden her bir yılda birer gün artırılacak ve nihayet 30 gün üzerinden prim ödemeye başlayacaklar. Ancak reform kanununda tarım SSK’lılar için herhangi bir geçiş süreci öngörülmedi. Eski tarım SSK’lılar yine 15 gün üzerinden prim ödemeye devam edecekler ancak 1 Ekim sonrası sigortalı olan mevsimlik tarım işçileri doğrudan 30 günlük prim ödemeye başlayacaklar. Bu da mevsimlik tarım işçileri için önemli bir dezavantaj olacak.
1 Ekim sonrası Tarım Bağ-Kur
Yeni dönemde tarım Bağ-Kur’luların karşılaşacakları yeniliklerin pek çoğu aslında normal Bağ-Kur’lularla aynı. Zira yukarıda da ifade ettiğimiz gibi aslında 2003 yılı sonrasında tarım Bağ-Kur’la esnaf Bağ-Kur arasında ödenen primler ile aylık tutarları dışında pek bir fark kalmamıştı. Dolayısıyla 1 Ekim sonrası Bağ-Kur’lular için yeni olan hemen her şey tarım Bağ-Kur’lular için de yeni. Ancak çiftçilerin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar göz önünde bulundurulmak suretiyle kimi noktalarda farklı düzenlemelere tabi tutuldukları da bir gerçek. Aşağıda 1 Ekim’den sonra tarım Bağ-Kur’luları bekleyen yenilikler sırasıyla ele alınmıştır.
- Tarım Bağ-Kur’luların prim ödeme gününde bir değişiklik olmadı. Bunlar yine 9000 günle emekli olabilecekler. Ancak emeklilik yaşında 2036’dan başlamak üzere kademeli bir geçişle 65 yaş uygulamasına tabi olacaklardır. 30 Nisan’dan önce tarım Bağ-Kur’a tescil edilenler ise bu yaş uygulamasından etkilenmeyeceklerdir.
- 1999 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar 15 yıl prim ödeme ve kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmak şartıyla yaştan emekli oluyordu. Ancak 30 Nisan ve sonrasında ilk defa sigortalı olanlar yine 15 yıl prim ödeme ve kadın ise 61, erkek ise 63 yaşında emekli olabilecek.
- Tarım Bağ-Kur’lular için yeni dönemdeki en önemli gelişme, emekli olduktan sonra aylıklarını alarak çalışmaya devam etmeleridir. Nitekim 30 Nisan ve sonrasında ilk defa SSK’lı, memur veya esnaf Bağ-Kur kapsamında çalışmaya başlayacak olanlar, emekli olduklarında SSK’lı olarak veya memur olarak çalışmaya devam ederlerse aylıkları kesilecek. Bağ-Kur’a tabi çalışırlarsa destek primi ödeyecekler. Ancak tarım Bağ-Kur’lular reform sonrası bile, emekli olduklarında çiftçiliğe devam ederlerse aylıklarını alabilecekler. Ayrıca diğer çalışan emeklilerden kesilen destek primi bunlardan kesilmeyecek. Bu durum çiftçiler için önemli bir avantaj oluşturuyor.
· Tarımsal faaliyetten net geliri asgari ücretten az olanların sigortalı olma yükümlüğü bulunmuyor. Ancak bu tutarı geçiyorsa zorunlu olarak sigortalı olacaklar ve normal prim ödeyecekler.
· Tarım Bağ-Kur’a ödenecek primler esnaf Bağ-Kur’una ödenecek primlerle aynı tutarda olacak. Ancak reform kanununda çiftçileri birden bire ağır bir prim yükünün altına sokmamak için geçiş dönemi öngörüldü. Buna göre 1 Ekim – 31 Aralık 2008 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur’lular ayda 15 gün üzerinden prim ödeyecekler. Bu süre 2009’da 16 gün olacak ve 30 güne kadar her yıl 1 gün artırılacak. Nihayet 2023 yılında tarım Bağ-Kur’lular da esnaf Bağ-Kur’lular gibi her ay 30 gün üzerinden prim ödemeye başlayacaklar.
Örnek: 2008/Eylül ayında sağlık primi de dahil aylık 91,27 YTL prim ödeyen çiftçi Eyüp Bey, 2008/Ekim ayında 102,08 YTL ödemeye başlayacak.
Tarım Bağ-Kur’lunun yetimine de çeyiz yardımı
- 1 Ekim’den önce SSK’lılar ve memurlar için uygulanan çeyiz yardımı 1 Ekim’den sonra Bağ-Kur’lulara da verilecek. Buna göre Bağ-Kur’lu ana-babasından yetim aylığı alan kız çocuklarına 24 aylık tutarındaki para peşin olarak verilecek.
- Daha önce memurların ve SSK’lıların almakta olduğu emzirme ödeneği (süt parası) 1 Ekim’den sonra doğum yapan tarım Bağ-Kur’lu kadınlara da verilecek.
- Tarım Bağ-Kur sigortalısının kendisinin iş kazası veya meslek hastalığına uğraması ya da doğum yapması halinde son bir yılda 90 gün prim ödendiyse, iş göremediği her gün ve doğumdan önceki ve sonraki sekizer hafta için iş göremezlik ödeneği alacak. Reform öncesinde Bağ-Kur’lular için böyle bir imkan bulunmuyordu.
- 1 Ekim’den önce askerlik borçlanması yapmak isteyen tarım Bağ-Kur’lu bulunduğu basamağın emeklilik primi (%20) kadar ödemede bulunuyordu. Borçlandığı tutarı da 6 ay içerisinde ödeyebiliyordu. 1 Ekim’den sonra en az asgari ücretin %32’si kadar aylık ödeme yapacağı gibi bu tutarı 6 ayda değil 1 ayda ödemesi gerekiyor.
- Hem eşinden hem de ana babasından aylığa hak kazanlara sadece biri ödenecek. 1 Ekim’den önce bu şekilde aylık almaya başlamış olanlara aylıkları ödenmeye devam edilecek. Hem kendi emekli aylığını hem de eşinden dul aylığı alanlar almaya devam edecekler.
- Basamak sistemi yerine prime esas kazanç sistemi geliyor. Daha önce 1 ila 24 basamak arasında prim ödeyen tarım Bağ-Kur’lular 1 Ekim’den sonra asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katının %33,5-39’u arasında prim ödeyecekler.
REFORM İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARI NASIL ETKİLEYECEK?
İsteğe bağlı sigorta nedir?
Sosyal güvenlik sistemimizde esas olan zorunlu sigortalılıktır. Yani çalışma hayatındaki kişilerin (memur, işçi, esnaf, çiftçi) statüsüne göre zorunlu sigortalı olmasıdır. Örneğin bir memur, ben Emekli Sandığı’na kesenek ödemek istemiyorum diyemez. Memurluğa başladığı günden itibaren iştirakçi olmak zorundadır. Ancak ne var ki kimi vatandaşımız isteyerek ya da istemeyerek çalışma hayatının dışında kalabilmektedir. Bu durumdaki kişilerin de sosyal güvenlik şemsiyesi altına girmelerini sağlamak üzere isteğe bağlı sigortalılık ihdas edilmiştir.
İsteğe bağlı sigortalılık hem Emekli Sandığı’nda, hem SSK’da hem de Bağ-Kur kapsamında yer alıyordu. Sosyal güvenlikte tek çatının hayata geçmesi ve uygulama kanunun da yürürlüğe girmesiyle birlikte her üç kurumun isteğe bağlı sigorta uygulaması da tek bir sisteme dönüştürüldü. Bu tek sistemde, isteğe bağlı prim ödemek isteyenler reform öncesi Bağ-Kur sigortalısı gibi prim ödeyecekler. Yani memur ve SSK’lı isteğe bağlı sigortalılığa reform yasasında yer verilmedi.Bunun sonuçları aşağıda her bir statü için ayrı ayrı değerlendirildi.
Memurlarda isteğe bağlı sigortalılık
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin emeklilik işlemleri T.C. Emekli Sandığı tarafından yürütülmekte idi. Bu çalışanlar 5434 sayılı Kanuna tabiydiler. Nitekim 30 1 Ekim 2008 öncesinde memur olanlar yine aynı mevzuata tabi olacaklar ve reform kanunu onları pek de ilgilendirmiyor. Bunlar için isteğe bağlı sigorta hükümleri de yine eski mevzuata göre yürütülecek. Emekli Sandığı iştirakçilerinden 10 yıllık fiili hizmetini dolduranlar, isterlerse görevlerinden ayrılarak sandığa isteğe bağlı kesenek ödeyebilecekler. Bu kişiler memur olarak çalışsaydılar hangi tarihte emekli olacaklar idiyse, isteğe bağlı olarak kesenek ödeyerek yine aynı tarihte emekli olabilecekler. Ancak isteğe bağlı kesenek ödeyen iştirakçilerin dikkat etmeleri gereken noktalar;
- Toplu ya da aralıklı olarak toplam altı aydan daha fazla emeklilik keseneği ve kurum karşılıklarını süresi içinde yatırmayanların isteğe bağlı iştirakçilikleri sona erer.
- Sandığa isteğe bağlı olarak kesenek öderken diğer sosyal güvenlik kurumlarına zorunlu olarak prim ödemeye başlayanların, takip eden aybaşından itibaren sandıkla ilişikleri kesilir.
- Sandığa isteğe bağlı kesenek ödemekten vazgeçenlerin bu taleplerini yazılı olarak ilettikleri tarihte sona erer.
- İsteğe bağlı iştirakçiliklerini yazılı olarak sona erdirenler tekrar isteğe bağlı iştirakçi olamazlar.
Yukarıda açıklanan hususlar, reformdan önce memurların isteğe bağlı iştirakçiliğiyle ilgilidir. 1 Ekim’den sonra ilk defa memur olacaklar ise isteğe bağlı sigorta açısından reform kanununa tabi olacaklar. Bunlar için reform kanunundaki yenilikler;
· Reform kanunuyla birlikte memurların isteğe bağlı sigortası sona eriyor. Yeni memurlar, memuriyetten ayrıldıktan sonra isteğe bağlı sigortalı olmak isterlerse bugünkü Bağ-Kur (yeni kanunda 4/b) şartlarında prim ödeyecekler. Eğer emeklilik için gerekli olan 9000 günün çoğunu isteğe bağlı olarak öderlerse memur statüsü ile değil Bağ-Kur’lu statüsü ile emekli olacaklar.
· Yeni memurların isteğe bağlı olarak ödeyecekleri aylık prim, Genel Sağlık Sigortası primi de dahil olmak üzere en az asgari ücretin %32 kadar olacak. Ödeyebilecekleri en yüksek prim ise asgari ücretin 6.5 katının %32’dir.
· Daha önce memurların isteğe bağlı iştirakçi olabilmeleri en az 10 yıl fiili hizmet süresini doldurmalarına bağlı idi. Reform kanunu ile memurların isteğe bağlı iştirakçiliği kaldırıldığından, isteğe bağlı sigorta için 10 yıl şartı da bulunmuyor. Memur ne zaman görevden ayrılırsa ayrılsın isteğe bağlı sigorta için 4/b (Bağ-Kur) şartlarında prim ödemeye başlayabilecek.
Reform öncesinde SSK’da isteğe bağlı sigortalılık
Reform öncesinde SSK’ya isteğe bağlı sigortalı olabilmek için;
- Herhangi bir şekilde sigortalı olmamak,
- Daha önce en az 1080 gün emeklilik primi ödemiş olmak,
- Kendi çalışmasından dolayı aylık almıyor olmak,
- Düzenli olarak her ay 30 gün üzerinden prim ödüyor olmak gerekiyordu.
Yeni dönemde isteğe bağlı sigorta
Yeni dönemdeki isteğe bağlı sigorta ile SSK isteğe bağlı sigortasını karşılaştıracak olursak;
- 1 Ekim sonrası isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenler artık SSK şartlarıyla değil 4/b (Bağ-Kur) şartlarıyla isteğe bağlı prim ödeyecekler.
- Daha önce SSK’ya isteğe bağlı sigortalı olabilmek için öncelikle 1080 gün emeklilik prim günü gerekiyordu. Reform yasası ile birlikte bu şart kaldırılmıştır.
- Reform öncesinde SSK’ya isteğe bağlı prim ödeyen birisi 7000 gün ve bayansa 58 yaşında, erkekse 60 yaşında emekli olabiliyordu. Reformdan sonra isteğe bağlı prim ödeyenler Bağ-Kur şartlarında emekli olacaklarından, SSK’lılar için yeni prim günü olan 7200 günle değil 9000 günle emekli olabilecekler.
- 1 Ekim’den sonra isteğe bağlı sigortalılıktaki belki de en tipik uygulama, ay içinde 30 günden az isteğe bağlı primi ödeme imkanının getirilmesi olmuştur. Örneğin part-time (kısmi süreli) çalışan SSK’lılar (4/a’lılar), isterlerse kısmi olarak çalıştıkları bu süreyi isteğe bağlı prim ödeyerek 30 güne tamamlayabilecekler.
- Reformdan önce SSK’ya isteğe bağlı prim ödemeye başlayanların 1 Ekim’den sonra isteğe bağlıda 3,5 yıldan (1260 gün) daha fazla kalmamaları gerekiyor. Aksi halde 7000 günle SSK şartlarında değil, 9000 günle Bağ-Kur şartlarında emekli olabilecekler.
İsteğe bağlının primi artıyor
- Reform öncesi SSK’ya isteğe bağlı prim ödeyenler en az aylık asgari ücretin %25’i kadar prim ödüyorlardı. Bu prime sağlık primi dahil değildi. 1 Ekim sonrası isteğe bağlı prim ödemeye devam edecek olanlar veya yeni başlayanlar Genel Sağlık Sigortası primi de dahil olmak üzere %32 oranında prim ödeyecekler.
Bağ-Kur’da isteğe bağlı sigortalılık
SSK’lılarda olduğu gibi, hem Tarım Bağ-Kur hem esnaf Bağ-Kur kapsamında isteğe bağlı sigortalılığa yer verilmiştir. Diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmayan veya buralardan gelir-aylık almayanlardan;
o Ev kadınları,
- Herhangi bir işte çalışmayanlar,
- Bağ-Kur’a tabi zorunlu sigortalılığı sona erenler,
- Yurt dışındaki vatandaşların yanlarında bulunan ve herhangi bir işte çalışmayan eşleri,
- Türkiye’de ikamet eden ve herhangi bir işte çalışmayan yabancı uyruklular,
Örnek: 2008/Eylül ayında 6. basamaktaki isteğe bağlı Bağ-Kur’lu 113,04 YTL öderken, aynı basamaktaki isteğe bağlı tarım Bağ-Kur’lu 57,18 YTL prim ödeyecektir.
Bağ-Kur’a isteğe bağlı prim ödeyenler de diğer Bağ-kur’lular gibi 1 ila 24 basamak arasında prim ödüyorlardı. İlk girişte 1 ila 12. basamak arasında tercihte bulunan isteğe bağlı Bağ-Kur’lunun basamağı daha sonraki yıllarda artırılıyordu.
Reform Sonrasında İsteğe Bağlı Sigortalılık
Reform sonrasında yenimemurlar ve SSK’lılar için isteğe bağlı sigortanın kalktığını ve 1 Ekim’den sonra isteğe bağlı prim ödeyeceklerin eski Bağ-Kur sigortalısı gibi prim ödeyeceklerini yukarıda ifade ettik. Dolayısıyla şimdiye kadar zaten Bağ-Kur kapsamında isteğe bağlı prim ödeyenler için yeni dönemde büyük sürprizler yok. Ancak bazı açılardan bunlar için de yeni dönem değişiklikler getiriyor;
- 1 Ekim sonrası isteğe bağlı sigortalılar GSS primi de ödeyeceklerinden önceki gibi %20 üzerinden değil %32 üzerinden prim ödeyecekler. Yani en az asgari ücretin %32’si kadar aylık prim ödenecek.
- 1 Ekim sonrasında Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalıları için prim ödeme gününde bir artış olmadı. Normal emeklilik için yine 9000 gün prim ödemeleri gerekiyor. Ancak emeklilik yaşı tıpkı diğer Bağ-Kur’lularda olduğu gibi kademeli olarak artırıldı. Nitekim 1 Mayıs 2008 ve sonrasında ilk defa isteğe bağlı prim ödemeye başlayan Bağ-Kur’lular için emeklilik yaşı kadınlar için 58, erkekler için 60’tan 2036 yılından başlamak suretiyle kademeli olarak 65’e çıkacak.
- Yaştan emeklilik için daha önce isteğe bağlı Bağ-Kur’lular 15 yıl prim ödedikten sonra kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaşı tamamladıklarında emekli olabiliyorlardı. 30 Nisan’dan sonra ilk defa isteğe bağlı Bağ-Kur’lu olanlar yaştan emeklilikte yeni kanuna tabi olacaklar. Buna göre kadınlar 61, erkekler 63 yaşlarında emekli olabilecekler.
- İsteğe bağlı sigorta uygulamasında en önemli yeniliklerden birisi de, sigortalıların gelecek 1 yıllık primlerini peşin ödeme imkanının getirilmesi. Buna göre isteğe bağlı sigortalı dilerse, gelecek 360 günün primini peşin ödeyebilecek ve peşin ödemeden dolayı erken ödeme indiriminden faydalanacak. Böylece daha önce tarım SSK’lı ve tarım Bağ-Kur’lular için uygulanan yıldan yıla prim ödeme imkanı yeni dönemde isteğe bağlı sigortalılara da verilmiş oldu.
- 1 Ekim’den önce kimin nerden emekli olacağına son 7 yıla bakılarak karar verilirken, 1 Ekim’den sonra ilk defa sigortalı olacaklar için çalışma hayatında en fazla hangi statüde çalıştığına bakılacak. Daha önceki uygulamada, isteğe bağlı Bağ-Kur’a belirli bir süre prim ödedikten sonra SSK’ya geçen kişiler daha erken emekli olabiliyorlardı. 1 Ekim’den önce isteğe bağlı Bağ-Kur’lu olanlar bu imkandan yararlanmaya devam edecekler. Ancak yeni dönemde ilk defa isteğe bağlıya giriş yapacakların bu hakları yok.
REFORM EMEKLİLERİ NASIL ETKİLEYECEK?
Reform Öncesi Genel Durum
Sosyal güvenlik reformu esas itibariyle halihazırda çalışmakta olanları ya da bundan sonra çalışma hayatına girecekleri etkiliyor. Ancak reform, çalışanlar kadar olmasa da, emeklileri de belirli ölçülerde etkileyecek. Bu etkilenme Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinde bir takım farklılıklar göstermekte. Reform kanunundan en az etkilenecek olanlar memur emeklileri. Nitekim bu kesim sadece Genel Sağlık Sigortası açısından etkilenecek.
Reform Sonrası Emeklileri Bekleyen Yenilikler
- Reform öncesinde sağlık harcamaları Emekli Sandığı tarafından karşılanan memur emeklileri, 1 Ekim sonrasında kurumsal hazırlıklar tamamlandıktan sonra Genel Sağlık Sigortası kapsamında sağlık hizmeti alacaklar.
- Memur emeklileri 1 Ekim’den önce;
- Tekrar kamuda çalışmaya başlarlarsa aylıkları kesiliyordu,
- SSK’ya tabi bir işte çalışırlarsa en az asgari ücreti %30’u oranında destek primi ödüyorlardı.
- Bağ-Kur’a tabi çalışırlarsa 12. basamağın %10’u oranında destek primi ödüyorlardı.
- 1 Ekim’den sonra da aynı uygulama devam edecek. Ancak yeni dönemde hem emekli aylığı alıp hem de Bağ-Kur kapsamında çalışırlarsa daha önce %10 olarak uygulanan oran 1 Ekim’den sonra asgari ücretin %12’si olarak uygulanacak. Takip eden her yıl bir puan artırılacak ve nihayet %15 olarak uygulanmaya devam edilecek.
- Emekli memurlar 1 Ekim sonrası SSK kapsamında çalışırlarsa %31-36,5 oranında destek primi ödeyecekler. Bunun %7,5’i kendisine ödenen ücretten kesilirken, geri kalanı işveren tarafından ödenecek.
- Sosyal güvenlik reformu sürecinde en fazla tartışılan konulardan birisi de emekli maaşlarının artırılmasında kullanılacak sistemle ilgili idi. Reformdan önce SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarının artırılmasında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ve Gelişme Hızı katsayıları kullanılıyordu. Reformla birlikte aylıklar artırılırken TÜFE yine aynı şekilde kullanılmaya devam edecek. Ancak Gelişme Hızının %100’ü değil %30’u esas alınacak. Bu da SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarının yıldan yıla daha az artması anlamına geliyor. Memur emeklilerinin aylıkları ise eskiden olduğu gibi yine memur maaş katsayısına göre artırılacak. Bu açıdan memur emeklilerinin maaşları diğerlerine nazaran daha hızlı artmış olacak.
Örnek: Aşağıdaki tabloda, SSK ve Bağ-Kur emeklisinin reform sonrası 5 yıllık bir sürede aylıklarının göstereceği seyir yer almaktadır. Tabloda, eski sistem uygulansa idi aylıkların ne kadar olacağı, yeni sisteme göre ne kadar olacağı ayrı ayrı belirtilmiştir. Fark sütunu ise iki sistem arasındaki aylık artış farkını yansıtmaktadır. Hesaplama yapılırken TÜFE’nin her yıl %5, Gelişme Hızının da yine %5 olduğu varsayılmıştır. Hesaplama, 2008 yılı sonunda 1000 YTL aylık alan SSK ve Bağ-Kur emeklisi için yapılmıştır. Takip eden 4 yılda bu kişilerin maaşları aşağıdaki gibi seyredecektir.
Yıllar
Eski Sistem
Yeni Sistem
Fark
2008
1000
1000
0 YTL
2009
1103
1065
38 YTL
2010
1216
1135
81 YTL
2011
1340
1210
130 YTL
2012
1478
1289
189 YTL
Tabloda görüldüğü üzere aylıkların artırılmasında Gelişme Hızının %100’ünün değil de %30’unun esas alınması, ilerleyen yıllarda SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarını önemli oranda aşındıracaktır.
Emekli çalışanlara yeni düzenleme
- SSK emeklileri yine SSK kapsamında çalışırlarsa %31-36,5 oranında destek primi ödeyecekler. Bağ-Kur emeklileri de aynı şekilde SSK’ya tabi çalışmaya başlarlarsa aynı oranda destek primi ödeyecekler. SSK emeklileri veya Bağ-Kur emeklileri Bağ-Kur kapsamında çalışmaya başlarlarsa bu kez eskiden olduğu gibi %10 değil, 1 Ekim – 31 Aralık 2008 arasında %12, takip eden her yıl bir puan artırılarak nihayet %15 oranında destek primi ödeyecekler.
- Kamuoyunda yanlış bilgilendirme sonucu, şuan emekli olarak çalışmakta olanların, 1 Ekim’den sonra aylıkları kesilecekmiş gibi bir yanlış anlama oluştu. Oysa böyle bir durum söz konusu olmayıp, emekli aylığı kesilecek olanlar, 1 Ekim’den sonra ilk defa sigortalı olup da emekli olacaklardır. Bunlar da emekli olduktan sonra memur ya da SSK’lı olarak çalışırlarsa aylıkları kesilecek. Bağ-Kur’a tabi olarak çalışırlarsa emekli aylıklarını alarak çalışmaya devam edebilecekler.
Gazilere reformda avantaj var
- Harp ve vazife malulleri daha önce SSK’ya tabi bir işte çalışırlarsa %30 SGDP ödüyorlardı. İsterlerse buna ilaveten %20 de emeklilik primi ödeyerek ilerde ikinci bir emeklilik elde edebiliyorlardı. Bağ-Kur’a tabi çalıştıklarında da 12. basamağın %10’u oranında prim ödüyorlardı. Memur olarak çalışırlarsa aylıkları kesiliyordu. 1 Ekim’den sonra bu kişiler memur (4/c’li) olurlarsa aylıkları kesilmeksizin emeklilik primi ödeyecekler. 4/a veya 4/b’ye tabi çalışırlarsa öncelikle iş kazaları ve meslek hastalığı primi ödeyecekler. Dilerlerse emeklilik primi de ödeyecekler. Ancak GSS primi ödemeyecekler.
- Reform öncesi uygulamada, örneğin bir Bağ-Kur emeklisi, emekli aylığını kestirerek SSK’ya tabi çalışmaya başlar ve en az 3,5 yıl(1260 gün)’dan fazla prim öderse, yeniden emekli olmak için başvurduğunda SSK şartlarında emekli olabiliyor ve daha yüksek emekli aylığı alabiliyordu. 1 Ekim sonrası ilk defa sigortalı olanların böyle bir imkanı olmayacak.
- SSK’dan malullük aylığı alanlar destek primi ödeyerek Bağ-Kur’a tabi çalışabiliyorlardı. 1 Ekim’den sonra ilk defa malullük aylığı bağlananların aylıkları, bu tür çalışma durumunda kesilecek. Ancak önceden beri aynı şekilde çalışmaya devam edenler, 1 Ekim’den sonra da aylıkları kesilmeksizin çalışmaya devam edebilecekler.
- Hem kendi emekli aylığını hem de eşinden dul aylığı alanlar almaya devam edecekler. Diğer taraftan hem ölen eşinden ya da ana-babasından ölüm geliri hem de dul aylığı birleşirse yüksek olanın tamamı, düşük olanın yarısı verilecek.
- Emekli aylığı alırken kestirip yeniden prim ödemeye başlayan Bağ-Kur emeklileri, 3 yıl geçmeden yeniden aylığa müracaat edemiyorlardı. Yeni yasada böyle bir şart yok. Dolayısıyla emekli aylığını kestirip çalışmaya başladıktan sonra, 3 yılı beklemeksizin tekrar aylık talebinde bulunabilecekler.
- Emekli aylıklarını banka hesaplarından 6 ay süreyle almayanların aylıkları, ihtiyati olarak durdurulacak. Bunların yeniden müracaat etmeleriyle birlikte aylıkların ödenmesine devam edilecek.
- Belirli yaşın üstündeki emekliler ile özürlülerin aylıkları dilerlerse evlerinde ödenebilecek.
- Yukarıda işçi, memur ya da Bağ-Kur emeklileri için saydığımız tüm yeni düzenlemeler, banka ve borsaların emekli sandıklarından emekli olanlar için de geçerli.
- Memur emeklileri de dahil olmak üzere reform kanununun en önemli ayaklarından olan Genel Sağlık Sigortası tüm emekliler için uygulanmaya başlanacak. Emekliler için GSS’nin nasıl uygulanacağı sonraki bölümlerde ayrıntılı olarak anlatılacağından, burada sağlık sigortasına değinmiyoruz.
GENEL SAĞLIK SİGORTASIYLA NELER DEĞİŞİYOR
Reform öncesi sağlık uygulamaları
Sosyal güvenlik reformu öncesinde, çalışan memurların sağlık giderleri kendi kurumlarınca, emekli memurlarınki ise T.C. Emekli Sandığı’nca karşılanıyordu. SSK ve Bağ-Kur mensupları ise ödenen sağlık primlerinin karşılığı olarak kurumlarınca anlaşmalı sağlık kuruluşlarından sağlık hizmeti alıyorlardı. Diğer taraftan, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devrine kadar, SSK’lılar öncelikle kendi hastanelerine başvuruyorlardı. Reform öncesinde pek çok konuda olduğu gibi sağlık hizmetleri konusunda da, sosyal kesimler arasında önemli farklılıklar bulunuyordu. Memurun aldığı kimi tedavi hizmetini SSK’lı veya Bağ-Kur’lu alamıyor, Bağ-Kur’lunun doğrudan başvurduğu hastaneye SSK’lı ancak sevkle gidebiliyordu. Bu ve benzeri uygulamalar, vatandaşların hem sosyal güvenlik hem de sağlık sistemine olan güvenini zedeliyordu.
GSS Sonrası Sağlık Uygulamaları
Yıllardan beri tartışılan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemi,hem sağlık sorunlarının genelini, hem de nüfusun genelini sağlık şemsiyesi altına alıyor. GSS sisteminin tamamen hayata geçmesiyle birlikte hizmet sunumunda tek bir ölçüt olacak; gelen hasta GSS kapsamında mı değil mi? Dolayısıyla memur musun, işçi misin ya da esnaf mısın sorularını hastanelerde artık duymayacağız.
GSS sistemiyle, çalışma hayatındakilerin ve prim ödeme gücü olanların prim ödeyerek, prim ödeme gücü olmayanların ise sistemden ücretsiz yararlanmaları amaçlanıyor. Prim ödeme gücü olmayanların primi devlet tarafından karşılanacak. GSS ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu tüm ülkenin sağlık harcamalarını finanse eden bir konumda olacak.
GSS tam olarak ne zaman uygulanmaya başlanacak?
Sosyal güvenlik reform kanununda, GSS hükümlerinin farklı maddeleri için farklı yürürlük tarihi öngörüldü. Buna göre;
· GSS’nin önemli bir kısmı 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandı. Özellikle SGK’dan gazilik maaşı, şeref aylığı, 65 yaş/özürlü aylığı gibi normal emeklilik dışında maaş alanlar, GSS sisteminin her türlü imkanından bu tarih itibariyle yararlanmaya başladılar.
· GSS kapsamında ödenecek olan sağlık hizmetleri, yurtdışına tedavi için gönderilme uygulaması ve hastaların tedavi giderlerine katılım payı ile ilgili düzenlemeler de 1 Temmuz’da uygulanmaya başlanmıştır.
· Çalışma hayatında olanlar (memur, işçi, bağımsız çalışan) ile emekli aylığı alanlar için GSS’nin uygulanması 1 Ekim 2008’de başladı. 18 yaşın altındaki nüfusun ücretsiz GSS kapsamına alınması da yine 1 Ekim’de başladı.
Yeşil kartlılar geçiş dönemine tabi
· Yeşil kartlılar olarak bilinen ve fakirlik sınırının altında olduğu için sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlananlar, 1 Ekim’den sonra iki yıllık bir geçiş dönemine tabiler. Bu kişiler 2 yıl süreyle yine tüm sağlık yardımlarını ücretsiz alacaklar. İki yılın sonunda ise bunların durumu SGK tarafından incelenecek. İnceleme sonucu aylık net gelirleri asgari ücretin üçte birinden az ise yine ücretsiz olarak hizmet almaya devam edecekler.
· Fiilen çalışmaya devam eden memurların sağlık harcamaları kendi kurumlarınca karşılanmaktadır. Ancak 1 Ekim’den sonra SGK tarafından belirlenen süre içinde bu kurumlar, sağlıkla ilgili işlemlerini SGK’ya devredecekler.
GENEL SAĞLIK SİGORTASIYLA NELER DEĞİŞİYOR?
Dünkü yazımızda GSS’den genel olarak bahsettik ve sistemin temel prensiplerine değindik. Bugün de kaldığımız yerden devam ederek sistemin işleyişi hakkında bilgi vereceğiz.
Kimler GSS dışında kalacak?
Kimlerin genel sağlık sigortalısı olacağını saymaktansa, kimlerin GSS dışında kalacağını saymak daha kolay olacak. Zira 1 Ekim’le birlikte ülke nüfusumuzun tamamına yakını GSS kapsamına giriyor. Kapsam dışında kalacak olanlar;
- Askerlik hizmetini yapmakta olanlar (er veya yedek subay olarak),
- Yurtdışından ülkemize gelen yabancılardan, kendi ülkelerinde sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyenler,
- Devletin yabancı ülkelerdeki birimlerinde sözleşmeli olarak çalışıp da bulunduğu ülkenin vatandaşı olarak oranın sigortasına tabi olanlar,
- Hükümlüler ve tutuklular,
- Türkiye’de 1 yıldan kısa bir süre için ikamet etmekte olanlar,
- Yurtdışı borçlanması ile emekli olup da Türkiye’de ikamet etmeyenler,
- Milletvekilleri ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri,
Kimler GSS primi ödeyecek?
GSS sisteminden ya prim ödeyerek ya da prim ödemeksizin ücretsiz yararlanılacak. Sistemden prim ödeyerek yararlanacak olanlar;
- Eski SSK, yeni 4/a kapsamında çalışanlar %12,5 olan GSS priminin %5’ini kendileri, %7,5’ini ise işverenleri ödeyecek.
- Eski memurların (1 Ekim 2008 öncesi memuriyete başlayanlar) GSS primleri bunları çalıştıran kurumlarınca ödenecek. Ancak yeni memurlar, (4/c) %12,5 olan GSS priminin %5’ini kendileri, %7,5’ini ise bunları çalıştıran kurumları ödeyecek.
- Eski Bağ-Kur, yeni 4/b kapsamında çalışanlar %12,5 olan GSS priminin tamamını kendileri ödeyecek. Bunlar daha önce sağlık primini %20 olarak ödüyorlardı. Dolayısıyla GSS ile birlikte Bağ-Kur’luların sağlık primi azaltıldı.
- İsteğe bağlı sigortalılar da GSS primlerini kendileri ödeyecek. Ancak bunlar GSS primini %12,5 olarak değil, %12 olarak ödeyecek.
- Fakirlik sınırının üzerinde olanlar prim ödeyecek. SGK tarafından belirlenecek kriterlere göre, aile içerisinde kişi başı net geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olanlar da GSS primi ödeyecek. Ancak bunlardan alınacak GSS primi kademeli olarak düzenlendi. Buna göre aylık net gelir asgari ücretin 1/3’ü ile asgari ücret arasında ise 25,5 YTL; asgari ücret ila asgari ücretin iki katı arasında ise 76,6 YTL; asgari ücretin iki katından fazla ise 153 YTL GSS primi ödeyecekler.
Yeşil kartın kapsamı genişletiliyor
- Fakirlik sınırının altında olanlar (yeşil kartlılar) ücretsiz sağlık hizmeti alacak. GSS sistemi öncesinde fakirlik sınırı altında olanlar yeşil kartlı olarak nitelendiriliyorlar ve bunlar tüm sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanıyorlardı. 2008 yılı için yeşil karta sahip olabilmede fakirlik sınırı 145 YTL’dir. Yani aylık net geliri 145 YTL’nin altında olanlara yeşil kart veriliyor. 1 Ekim’den sonra iki yıl süreyle bunlar yeşil kartlarını kullanmaya devam edecekler. İki yılın sonunda ise bunların fakirlik sınırı yeni sisteme göre kontrol edilecek ve aile içi net gelirleri asgari ücretin üçte birinden az ise yine ücretsiz sağlık sigortası kapsamında olacaklar.
GSS sisteminin en önemli yeniliklerinden birisi, ücretsiz olarak sağlık hizmetlerinden yararlanacak vatandaşların kapsamının genişletilmiş olması. Hiçbir prim veya ücret ödemeksizin GSS sisteminden faydalanacak olanlar;
- Sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık alanların tamamı (Emekli Sandığı, SSK veya Bağ-Kur fark etmez),
- Ülkemizde ikamet eden vatansızlar ve sığınmacılar,
- Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu hizmetlerinden ücretsiz yararlananlar,
- Köy korucuları ile koruculuktan emekli olanlar,
- Dünya, Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu nedeniyle aylık alan sporcular,
- Ülkemizde oturma izni almış ve başka bir ülkede sigortalı olmayan yabancılar,
- İŞKUR’dan işsizlik veya kısa çalışma ödeneği alanlar,
Hak sahipleri de ücretsiz GSS’li olacak
GSS sisteminden ücretsiz olarak yararlanacak bir grup daha var. Bunlar yukarıda saydığımız gruplardan hiçbirine dahil değiller. Bu grup genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kimselerden oluşuyor. Bunlar;
- İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,
- 18 yaşın altındaki çocuklar (ana-babasının prim ödeyip ödemediğine bakılmaksızın),
- Aynı konutta birlikte yaşayıp da üçüncü dereceye kadar akraba-hısımlar arasında yapılıp, dışardan yabancıların girmediği işlerde çalışanlar,
- Aralıklı olarak ev hizmetlerinde çalışanlar,
- Meslek ve sanat okullarında iş öğrenmek amacıyla uygulamalı olarak eğitim amacıyla çalışan öğrenciler,
- Hastane veya rehabilitasyon merkezlerinde işe alıştırılmaya çalışılan hastalar,
- 18 yaşın altındaki memur ve esnaf,
SGK hangi sağlık hizmetlerinin bedellerini ödeyecek?
GSS aslında, ülkemizde son yıllarda uygulamaya konulan Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin sosyal güvenlik ayağını oluşturuyor. Bu projenin en önemli hedeflerinden birisi, sağlık sorunlarını ortaya çıkmadan bertaraf etmek. Bu anlamda GSS sisteminin de en başta finanse ettiği sağlık harcamaları önleyici sağlık yardımlarıdır. Bu anlamda GSS kapsamında finanse edilen sağlık hizmetleri;
- Sigortalıların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlığını koruyucu hizmetler,
- İnsan sağlığına zararlı madde bağımlığını önleyici sağlık hizmetleri,
- Kişilerin hastalanması durumunda ayakta veya yatarak yapılacak hekim muayenesi, laboratuar tetkik ve tahlilleri, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri,
- Organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine ilişkin sağlık hizmetleri,
- Acil sağlık hizmetleri,
- Gebelik ve doğumla ilgili tüm muayene, tetkik ve müdahaleler,
- Ayaktan veya yatarak ağız ve diş muayenesi, gerekli tetkik ve tahliller, diş çekimi, koruyucu diş tedavisi, kanal tedavisi, diş protez uygulaması, ağız ve diş sağlığı ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodontik diş tedavileri,
- Tüp bebek için iki deneme SGK tarafından ödenecek. Evli çiftlerden normal yoldan bebek sahibi olamayıp da tüp bebek sahibi olmak isteyenlere, iki deneme için SGK tarafından finansman desteği verilecek. Bunun için şartlar;
- Yapılan tedavi sonucu evli kadının, normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamayacağı ve yardımcı üreme yöntemleri ile çocuk sahibi olabileceği, sağlık kurul raporu ile belgelenmiş olacak,
- Kadın, 23 yaşından büyük, 39 yaşından küçük olacak,
- Son üç yıl içerisinde denenen normal tıbbi yöntemlerle sonuç alınamamış olduğu kurul raporuyla belgelenmiş olacak,
- Tüp bebek merkezi SGK ile anlaşmalı olacak,
- Kadının kendisi ya da eşi 5 yıldan beri sigortalı olup, toplam en az 900 gün prim ödemiş olacak.
- Yukarıda yer alan sağlık hizmetleri ile ilgili olarak gerekebilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbi araç gerek, tıbbi cihaz gibi malzemelerin takılması, onarılması, garanti süresi sonrası bakımı ve yenilenmesi hizmetleri, SGK tarafından finansmanı sağlanacak diğer sağlık hizmetleridir.
SGK hangi sağlık hizmetlerini finanse etmeyecek?
GSS sistemi ile sağlık sorunlarının ve koruyucu sağlık hizmetlerinin hemen tamamı SGK tarafından karşılanacaktır. Ancak;
- Kişinin sağlığının zorunlu kıldığı durumlar veya iş kazası ve meslek hastalığı gibi zorunlu haller haricinde tamamen estetik amaçlı sağlık hizmetleri ile yine estetik amaçlı diş tedavileri,
- Sağlık Bakanlığı tarafından izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile bakanlıkça tıbben sağlık hizmeti olarak kabul edilmeyen hizmetler,
- Yabancı ülke vatandaşlarının GSS kapsamına girmeden başlamış olan kronik hastalıklarına ait tedavi giderleri SGK tarafından karşılanmayacak.
Yurtdışına tedavi için kimler gidebilecek?
Sosyal güvenlikte sağlık yardımları açısından en kritik konulardan birisi, Türkiye’de tedavi edilemeyen hastaların yurtdışına gönderilmesidir. Son yıllarda ülkemiz, sağlık sektöründe hem kurumsal yapı olarak hem de insan kaynağı itibariyle çok önemli bir noktaya gelmiş durumda. Bununla birlikte kanser tedavileri, bazı organ ve doku nakilleri, plastik cerrahi gibi alanlarda hastaların, ülkemizden daha ilerde olan ülkelere gönderilmesi zarureti doğabilmektedir.
Yurtdışına gidiş kolaylaştı
Mevcut uygulamaya göre devlet memurlarının ve hak sahiplerinin yurtdışına tedavi amacıyla gönderilebilmeleri için sağlık kurul raporu dışında herhangi bir şart bulunmuyor. Diğer taraftan SSK’lı ve Bağ-Kur’luların yurtdışı tedavi imkanından yararlanabilmeleri için sağlık kurul raporuna ilaveten geçmiş bir yılda en az 300 gün prim ödemiş olmaları gerekiyor.
Yeni dönemde GSS ile birlikteyurtdışında tedavi uygulamasında da önemli değişiklikler olacak. Bunlar;
- Daha önce olduğu gibi yurtdışına geçici görevle giden memurlar ve SSK’lılara acil haller için yaptıkları tedavi giderleri ödenmeye devam edecek.
- Yine memur ve SSK’lıların yurtdışına sürekli görevle gönderilmeleri durumunda kendileri ile birlikte hak sahiplerinin de tedavi giderleri SGK tarafından karşılanacak. GSS öncesi uygulamada sürekli görevle yurtdışına giden memurun sağlık harcamaları zaten karşılanıyordu. Ancak bu, SSK’lılar açısından yeni bir uygulama.
- Yurt içinde tedavisi mümkün olmayanların yurtdışına gönderilebilmeleri için Sağlık Bakanlığı’nın uygun görüşü gerekecek.
- Yurtdışı tedavi uygulamasında en büyük yenilik, SSK’lı ve Bağ-Kur’lular için gerekli olan geçmiş bir yılda 300 gün prim ödeme şartının kaldırılması.Bundan böyle yurtdışına tedaviye gönderilmek için memur, SSK’lı ve Bağ-Kur’luların geçmiş bir yılda 30 gün prim ödemiş olmaları yeterli olacak. Ayrıca Bağ-Kur’luların 60 günden fazla prim borcunun bulunmaması gerekiyor.
GENEL SAĞLIK SİGORTASIYLA NELER DEĞİŞİYOR?
Son iki gündür ele aldığımız GSS hakkında bugün de bilgi vermeye devam edeceğiz. Konuya dair en son, yurtdışına tedavi için gönderilme şartlarına değinmiştik.
Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları neler?
GSS öncesi uygulamada, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için memur, SSK’lı ve Bağ-Kur’lu ayrı ayrı şartlara tabiydiler. GSS ile birlikte bu şartlar önemli oranda yumuşatılmış ve sağlık hizmeti almak kolaylaşmış olacak. Yeni dönemde sağlık yardımı alabilmek için;
- Reform öncesi uygulamaya göre memurlar göreve başladıkları gün itibariyle hemen sağlık sigortası kapsamına giriyorlardı. SSK’lılar ise sağlık hizmeti alabilmek için son bir yılda kendileri adına 90 gün, hak sahipleri için 120 gün prim ödemesi gerekiyordu. Bağ-Kur’lularda ise bu süreler daha da uzun. Bir Bağ-Kur sigortalısı ilk defa tescil edildiyse 8 ay, ikinci tescilde ise 4 ay bekledikten sonra sağlık sigortasından faydalanabiliyor. GSS ile birlikte bu bekleme süreleri herkes için 30 günde eşitlendi. GSS yürürlüğe girdikten sonra memur, işçi ve esnaf (isteğe bağlı sigortalılar da dahil) son bir yıl içinde 30 gün prim ödemesi varsa her türlü sağlık yardımından yararlanabilecek.
- Diğer taraftan eski adıyla Bağ-Kur, yeni adıyla 4/b’li olan sigortalıların GSS hizmetlerinden yararlanabilmeleri için bir şart daha var. Bunların SGK’ya 60 günden fazla prim ve prime dair borçlarının olmaması gerekiyor.
18 yaş altı ücretsiz GSS kapsamında
- GSS ile birlikte sorgusuz sualsiz sağlık hizmeti alacak olanlar da var.Bunlar;
- Kendilerinin ya da ana-babalarının sosyal güvencesine bakılmaksızın 18 yaşın altındaki çocuklar,
- Tıbben bakıma muhtaç olanlar,
- Acil vaka olarak sağlık kuruluşlarına giriş yapanlar,
- İş kazası ya da meslek hastalığına uğramış olanlar,
- Bulaşıcı hastalığa yakalanmış olanlar,
- Koruyucu sağlık hizmeti almak için ya da zararlı bağımlılıktan kurtulmak için sağlık kuruluşuna müracaat edenler,
- Gebelik ve doğumla ilgili tüm işlemler (muayene, tetkik, tahlil, doğum, ameliyat) için başvuran kadınlar,
- İsteğe bağlı sigortalıların da son bir yılda 30 gün prim ödeme şartının yanında, sağlık kuruluşuna başvurdukları tarihte SGK’ya (son ay hariç) borçlarının bulunmaması gerekiyor.
- SSK’lı, Bağ-Kur’lu ve memurlar zorunlu sigorta kapsamından çıkarlarsa, çıkış tarihlerinden sonra 10 gün daha GSS kapsamında sağlık hizmetleri alabilecekler. Eğer son bir yılda 90 gün prim ödemesi varsa bu kez 10 gün değil 90 gün daha ücretsiz olarak sağlık hizmetlerinden faydalanabilecekler.
Hastalardan alınacak katılım payı, sağlık hizmetinin türüne göre değişecek.
- Örneğin ayakta tedavilerle diş hekimi muayenelerinde 2 YTL katılım payı alınacak. Burada 2 YTL’lik katılım payı ile hazineye gelir sağlamaktan ziyade, ihtiyaç olmadığı halde muayene talebinde bulunanları azaltmak amacı güdülüyor.
- Diğer taraftan ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri ile ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için farklı bir katılım payı uygulanacak. Bu malzemeler için SGK tarafından uygulanacak katılım payı, ürünün fiyatının %10’u ila %20’si arasında değişecek. Ancak ortez, protez ve iyileştirme araçları için hastadan alınacak katılım payı asgari ücretin %75’ini geçemeyecek.
- Tüp bebek denemelerinde birinci denemede %30, ikinci denemede ise %25’i hasta tarafından karşılanacaktır. Burada protez ve diğer iyileştirme araçlarından farklı olarak hastanın ödeyeceği parada üst limit belirlenmemiştir. Yani toplam tutarın %30’u ya da %25’i ne kadar tutuyorsa o kadarı hasta tarafından karşılanacaktır.
- Yeşil kart sahipleri, vatansızlar ile sığınmacılar ve 65 yaş/özürlü aylığı alanlar, katılım payı ödemiş olsalar da bunlara, yaptıkları ödemeler SGK tarafından geri verilecek.
Kimler, hangi hallerde katılım payı ödemeyecek?
- İş kazası ile meslek hastalığı halleri ile askerî tatbikat ve manevralarda sağlanan sağlık hizmetleri için,
- Doğal afet ve savaş halindesağlanan sağlık hizmetleri için,
- Aile hekimliği muayeneleri ve kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri için,
- Kronik hastalıklar ile doku, organ ve kök hücre nakilleri için,
- SGK tarafından talep edilenkontrol muayeneleri için,
- İstiklal Madalyası verilmiş olanlar, şeref aylığı alanlar, vatani hizmet tertibi aylığı alanlardan,
- Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumundan korunma ve rehabilitasyon hizmeti alanlardan,
- Harp malullüğü aylığı ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlardan,
- Vazife malullerinden,
- Askeri okullar ile polis okullarında okuyanlardan,
GSS’de sevk zinciri olacak mı?
Sağlıkta dönüşüm projesi kapsamında, sağlık sektöründe hizmet veren tüm kuruluşlar 1., 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşu olarak sınıflandırıldı. GSS uygulamasında da bu sınıflandırma esas alınacak ve kişilerin 1. basamaktan başlamak üzere gerekli sağlık kurumlarına gitmeleri gerekecek. Ancak bu sevk zincirinin tam olarak hayata geçebilmesi için şuan 22 ilde uygulanmakta olan aile hekimliğiuygulamasının tüm ülkeye yaygınlaştırılması gerekiyor. Bunun için de iki yıllık bir geçiş süreci öngörüldü.
Sağlık karneleri kalkıyor mu?
GSS’nin uygulamaya konulmasıyla birlikte şuan pilot bölgelerde uygulaması devam eden ve sağlık karnesinin yerine kart kullanımını öngören sistem hayata geçecek. Böylece kişilere sağlık karnesi verilmeyecek, sadece sosyal güvenlik ve kimlik bilgilerinin yer aldığı çipli kartlar verilecek. Yeni sistemde tipik bir tedavi süreci şöyle işleyecek;
- Hastalar kendilerine verilen kartlarla sağlık kuruluşlarına başvuracak,
- Sağlık kuruluşu bu kartı kendi bilgisayarına okutacak ve SGK’dan otomatik olarak hastanın bilgileri doğrulanacak,
- Hasta için sağlık kuruluşunda yapılan tüm işlemler ve yazılan ilaçlar bu karta yazılacak,
- Hasta muayene sonrasında, sahip olduğu kartla eczaneye gidecek ve kartı kendi bilgisayarına okutan eczane hastaya ilaçlarını verecek.
Sağlık hizmetlerinde fiyat farkı nedir?
Yukarıda, hastaların belirli sağlık hizmetleri için katılım payıödeyeceklerini ifade ettik. Burada katılım payından farklı olarak bir de fiyat farkı uygulaması bulunmakta. GSS sisteminin hayata geçmesiyle birlikte SGK tüm sağlık sisteminin yegane finansörü durumuna gelmekte. SGK sağlık hizmetleriyle ilgili olarak kamu hastanelerine ilave olarak özel sağlık kuruluşları (tıp merkezleri, dal merkezleri, poliklinikler, özel hastaneler, vakıf üniversitesi hastaneleri) ile de anlaşma yapabilecek. Tüm sigortalılar da SGK’nın anlaşma yaptığı bu kuruluşlara başvurabilecek. Ancak bu özel kuruluşlar kamu hastanelerinden farklı olarak hastalardan fark ücret (muayene farkı) talep edebilecekler. 1 Temmuz 2008’den önce özel sağlık kuruluşları hastalardan, verdikleri hizmetin SGK tarafından belirlenen ücreti kadar fark isteyebiliyorlardı. Ancak Bakanlar Kurulu özel hastanelerin isteyebilecekleri bu farkı %30 olarak sınırlandırdı.
Örnek: Sağlık kuruluşlarınca hastalara yapılacak göz muayenesinin SGK tarafından 150 YTL olarak belirlendiğini varsayalım. Bu muayene ücretinin 30 YTL’sini SGK karşılıyor olsun. 15 Haziran’da özel hastaneye göz muayenesi için başvuran Selim Bey’den hastane, muayene ücretinin SGK tarafından karşılanmayan 120 YTL’sinin tamamını isteyebiliyordu. 1 Temmuz’da hastane tarafından istenebilecek fark ücret %30’la sınırlandırıldığından Selim Bey’in ödeyeceği maksimum tutar (150 x 0,30) 45 YTL olacaktır.
Fiyat farkı uygulamasında vatandaşlarımızın da dikkatli ve uyanık olmaları gerekmekte. Zira SGK ile anlaşmalı sağlık kuruluşlarının Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen %30 fiyat farkından daha fazla ücret talep etmeleri mümkün değildir. Diğer taraftan gazi aylığı ve şeref aylığı, nakdi tazminat ve aylık, harp malulü aylığı ile terörle mücadele kapsamında aylık alanlardan kamu hastanelerince özel veya vakıf hastanelerine sevkedilenlerden hiçbir surette fiyat farkı alınmayacaktır.
Sigortalılar bütün özel hastanelere gidebilecek mi?
GSS sistemi kapsamında sigortalılar kamu hastanelerine ilave olarak (üniversite hastaneleri dahil) SGK ile anlaşması olan tüm özel sağlık kuruluşlarına başvurabilecek. Acil hallerde ise SGK ile anlaşması olmayan özel kuruluşlara da başvurabilecek.
Örnek: Özel xxx Hastanesi’nin SGK ile sözleşmesi bulunmamaktadır. 12
Haziran 200X tarihinde gece yarısı hastanenin aciline başvuran memur Cemil Bey’e hastanece gerekli müdahale ve yardımlar yapılacaktır. Cemil Bey için yapılan acil müdahale ve yardımların tamamı SGK’ya fatura edilecek ve SGK tarafından ödenecektir.