Ermenekliler akrabamız değil ki!...
Hiç düşündünüz mü? Ermenek'te meydana gelen maden kazasının mağdurları halen verilen sözlerin tutulmasını bekliyor.
Ermenek’deki maden kazasının üstünden üç aydan fazla süre geçti.
Ölen maden işçisinin yeni doğan bebeği üç aylık oldu...
Ölen maden işçisinin dul kalan eşi üç aydır çocuklarını nasıl bir gelecek bekliyor, kara kara düşünüyor…
Ölen maden işçisinin anne ve babasının gözlerinde halâ evladı için gözyaşı akıyor.
Ermenek’teki kazadan sonra kapanan maden ocakları nedeniyle işten çıkartılan İşçi Ahmet üç aydır işsiz ve evine ekmek götüremiyor…
Bu arada, başka şeylerin üstünden de üç ay geçti…
Başbakanın ve bakanların Ermenek’e taziye ziyaretlerinin üstünden üç ay geçti…
Sorumluların hesap vereceğine yönelik söylemlerin üstünden üç ay geçti…
“Geride kalanlara aylık bağlanacak, kimse mağdur edilmeyecek” nutuklarının üstünden üç ay geçti…
Madene giden borunun etrafını eliyle kazan anne üç aydır devleti bekliyor.
“Üç ay nedir ki? Kısa bir süre. Gereken yapılır” demeyin…
Ermenek’teki acıyı ve sonrasını değil üç ay üç gün yaşasanız onları anlamanız için yeter. Memurlar, işçiler sizlere soruyorum… Üç ay boyunca maaş almasanız ve evinize ekmek götüremeseniz haliniz nice olur? Bir düşünün… Hele hele bu üç ayın sonu da belli değilse…
Evet, maden kazasından sonra Ermeneklilere birçok söz verildi. Hatta bununla alakalı yine bir torba yasa da hazırlandı ve Meclise sunuldu. Ama kazanın üzerinden üç ay geçti…
Peki verilen sözler ve torba yasadaki düzenlemeler nelerdi?
- Kazanın olduğu işyerinde çalışan işçilere ve hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine altı ay süre ile brüt asgari ücret tutarında İşsizlik Sigortası Fonundan aylık ödeme yapılacaktı.
- Ayrıca, aynı mevkide faaliyette bulunan ve işin durdurulması suretiyle kapalı olan maden işyerlerinde çalışan işçilerin ödenmeyen ücretleri altı ayı geçmemek üzere Devlet tarafından ödenecekti.
- Gerekli şartlar sağlanmasa dahi eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanacaktı.
- Son olarak Devlet, ölen işçinin eş, çocuk veya kardeşlerinden birisine kamuda personel olma imkanı verecekti.
Yani Ermenek’tekiler üç aydır kendilerine aylık bağlanmasını, ödenmeyen ücretlerinin ödenmesini, geride kalanlar da kendilerine iş imkanı verilmesini bekliyor.
Ama süreç uzadıkça hem umutlar, hem imkanlar hem de şartlar ortadan kalkıp yok oluyor. Nitekim geciken adalet adalet olmadığı gibi, geciken yardım da yardım olmaktan çıkıyor.
Normalde modern ülkelerde bu tür facialardan sonra hem bürokrasi hem de yasama kanadıyla acil durum masaları kurulur ve gereken düzenlemeler derhal yapılır. Yasalar anında çıkartılır.
Ama bizim bu durumlarda önceliklerimiz farklı ne yazık ki…
Yüce Divan tartışmaları, paraleller/meridyenler, darbeler, saraylar varken bize ne Ermeneklilerden…
Sonuçta Kuran’da da akrabaya bakın kollayın deniyor.
Ermenekliler akrabamız değil ki… Önceliklerimiz farklı…
Dr. Mehmet BULUT - Radikal Gazetesi
Hiç düşündünüz mü? Ermenek'te meydana gelen maden kazasının mağdurları halen verilen sözlerin tutulmasını bekliyor.
Ermenek’deki maden kazasının üstünden üç aydan fazla süre geçti.
Ölen maden işçisinin yeni doğan bebeği üç aylık oldu...
Ölen maden işçisinin dul kalan eşi üç aydır çocuklarını nasıl bir gelecek bekliyor, kara kara düşünüyor…
Ölen maden işçisinin anne ve babasının gözlerinde halâ evladı için gözyaşı akıyor.
Ermenek’teki kazadan sonra kapanan maden ocakları nedeniyle işten çıkartılan İşçi Ahmet üç aydır işsiz ve evine ekmek götüremiyor…
Bu arada, başka şeylerin üstünden de üç ay geçti…
Başbakanın ve bakanların Ermenek’e taziye ziyaretlerinin üstünden üç ay geçti…
Sorumluların hesap vereceğine yönelik söylemlerin üstünden üç ay geçti…
“Geride kalanlara aylık bağlanacak, kimse mağdur edilmeyecek” nutuklarının üstünden üç ay geçti…
Madene giden borunun etrafını eliyle kazan anne üç aydır devleti bekliyor.
“Üç ay nedir ki? Kısa bir süre. Gereken yapılır” demeyin…
Ermenek’teki acıyı ve sonrasını değil üç ay üç gün yaşasanız onları anlamanız için yeter. Memurlar, işçiler sizlere soruyorum… Üç ay boyunca maaş almasanız ve evinize ekmek götüremeseniz haliniz nice olur? Bir düşünün… Hele hele bu üç ayın sonu da belli değilse…
Evet, maden kazasından sonra Ermeneklilere birçok söz verildi. Hatta bununla alakalı yine bir torba yasa da hazırlandı ve Meclise sunuldu. Ama kazanın üzerinden üç ay geçti…
Peki verilen sözler ve torba yasadaki düzenlemeler nelerdi?
- Kazanın olduğu işyerinde çalışan işçilere ve hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine altı ay süre ile brüt asgari ücret tutarında İşsizlik Sigortası Fonundan aylık ödeme yapılacaktı.
- Ayrıca, aynı mevkide faaliyette bulunan ve işin durdurulması suretiyle kapalı olan maden işyerlerinde çalışan işçilerin ödenmeyen ücretleri altı ayı geçmemek üzere Devlet tarafından ödenecekti.
- Gerekli şartlar sağlanmasa dahi eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanacaktı.
- Son olarak Devlet, ölen işçinin eş, çocuk veya kardeşlerinden birisine kamuda personel olma imkanı verecekti.
Yani Ermenek’tekiler üç aydır kendilerine aylık bağlanmasını, ödenmeyen ücretlerinin ödenmesini, geride kalanlar da kendilerine iş imkanı verilmesini bekliyor.
Ama süreç uzadıkça hem umutlar, hem imkanlar hem de şartlar ortadan kalkıp yok oluyor. Nitekim geciken adalet adalet olmadığı gibi, geciken yardım da yardım olmaktan çıkıyor.
Normalde modern ülkelerde bu tür facialardan sonra hem bürokrasi hem de yasama kanadıyla acil durum masaları kurulur ve gereken düzenlemeler derhal yapılır. Yasalar anında çıkartılır.
Ama bizim bu durumlarda önceliklerimiz farklı ne yazık ki…
Yüce Divan tartışmaları, paraleller/meridyenler, darbeler, saraylar varken bize ne Ermeneklilerden…
Sonuçta Kuran’da da akrabaya bakın kollayın deniyor.
Ermenekliler akrabamız değil ki… Önceliklerimiz farklı…
Dr. Mehmet BULUT - Radikal Gazetesi