Bir grev ertelemesi: Milli güvenliğimiz tehlikede mi?
Milli güvenliğin tehlikede olması ne anlama geliyor? Birleşik Metal-İş Sendikası grevinin ertelenmesi bakışlarımızı da farklı taraflara yöneltiyor.
Geçen hafta Birleşik Metal İş Sendikası’nın Türkiye genelinde 10 ildeki 22 fabrikada başlatmış olduğu grev Bakanlar Kurulu’nun kararıyla ertelendi. Erteleme sebebi ise grevin milli güvenliği bozucu nitelikte olması.
Peki, bir grev neden ertelenebilir? Ve verilen bu karar aslında bizi hangi noktaya götürüyor?
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63. maddesine göre; karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev genel sağlığı veya millî güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu grevi 60 gün süre ile erteleyebilmekte.
Yani bir grevin ertelenebilmesi için iki sebepten birisi olmalı: Genel sağlığın bozulması veya milli güvenliğin bozulması.
Avrupa Birliği ülkelerinde grev ertelemesi uygulamasına pek rastlanılmamakta. ABD Hukuk Sistemi’nde ise ABD Başkanı, bir grevin ulusal sağlığı ya da ulusal güvenliği tehdit ettiğini düşünüyorsa, konuya ilişkin bir araştırma komisyonu görevlendirmekte ve komisyonun hazırladığı raporda da grevin ulusal sağlığı ve güvenliği tehlikeye attığını belirtilirse Başsavcıdan mahkemeye başvurarak grevin ertelenmesine yönelik bir karar çıkartılmasını istemekte.
Yani ülkemizdeki gibi direkt Bakanlar Kurulu Kararı ile grev ertelenmesi uygulanmasına pek rastlanılmamakta.
MİLLİ GÜVENLİK NE DEMEK?
Grev erteleme sebeplerinden biri olan “milli güvenliği bozucu nitelikte olma” durumu kafaları biraz karıştırmakta. Çünkü milli güvenlik kavramı oldukça tartışılır ve soyut bir kavram.
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yönetmeliğine göre milli güvenlik kavramı, Devletin anayasal düzeninin, milli varlığının, bütünlüğünün, milletlerarası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dahil bütün menfaatlerinin ve ahdi hukukunun her türlü dış ve iç tehditlere karşı korunması ve kollanması olarak tarif edilmiş.
Danıştay’a göre ise bir grevin milli güvenliği bozucu nitelikte görülebilmesi için, ülke ve devletin özel savunma ve güvenlik altına alınmasını zorunlu kılacak ciddi tehlikelerin ortaya çıkması gerekmekte.
Yani milli güvenliğin bozulması oldukça ciddi bir tehdit. Gerçekten de bir grevin milli güvenliği bozucu nitelikte olması durumu varsa verdiğimiz tanımlardan yola çıkarak daha genel ve derin sorunların olduğu ortaya çıkmakta. Söz konusu tehditler ve ciddi tehlikeler bir grevin ertelenmesi boyutuna ulaşmışsa bununla alakalı yorumları Radikal’in siyaset yazarlarına bırakmak gerek.
Bundan sonrası Metal-İş Sendikası'nın samimiyetini de gösterecek.
Bakanlar Kurulu'nun grev erteleme kararına karşı Metal-İş Sendikası her şeye rağmen greve devam kararı aldı. Ancak bu pek doğru bir karar değil. Yani bu kararıyla sendika haklıyken haksız duruma düşebilir ve hepsinden öte eli boş bir şekilde sürecin sonunu görebilir.
Mevzuata göre erteleme kararının yürürlüğe girmesi üzerine bir arabulucu görevlendirilmekte. Ayrıca erteleme süresi içerisinde taraflar aralarında anlaşarak uyuşmazlığı özel hakeme de götürebilmekte.
Erteleme süresinin sonunda anlaşma sağlanamazsa, 6 iş günü içinde taraflardan birinin başvurusu üzerine uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülmekte. Burada da çözülemezse işçi sendikasının yetkisi düşmekte.
Mevzuat bu şekilde olmakla birlikte Metal İş Sendikasının başvurabileceği ve şu ana kadar da gariptir ki kimsenin gündeme getirmediği başka yollar da var.
Nitekim Anayasa’nın 125. maddesine göre, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Yani verilen grev erteleme kararına karşı Danıştay’a iptal davası açılması mümkün. Çünkü Danıştay, Bakanlar Kurulu Kararlarına karşı açılacak davalarda ilk derece mahkemesi olarak görev yapmakta.
Şayet Danıştay grev erteleme kararının yürütmesini durdurursa grev de devam edecektir.
Ayrıca olayın Danıştay’a taşınması hem ortada gerçekten milli güvenliği tehdit eden bir durumun olup olmadığını hem de Birleşik Metal-İş Sendikası’nın da grev kararında ne kadar samimi olduğunu ortaya çıkartacaktır. Yani gerçek sebepler bir bir ortaya dökülecektir.
Şimdi top Birleşik Metal-İş Sendikası'nda… Bakalım işçilerin haklarını ne kadar savunmak istiyorlar ve hukuk dahilinde ne kadar kalmak istiyorlar.
Radikal Gazetesi - Dr. Mehmet BULUT
Milli güvenliğin tehlikede olması ne anlama geliyor? Birleşik Metal-İş Sendikası grevinin ertelenmesi bakışlarımızı da farklı taraflara yöneltiyor.
Geçen hafta Birleşik Metal İş Sendikası’nın Türkiye genelinde 10 ildeki 22 fabrikada başlatmış olduğu grev Bakanlar Kurulu’nun kararıyla ertelendi. Erteleme sebebi ise grevin milli güvenliği bozucu nitelikte olması.
Peki, bir grev neden ertelenebilir? Ve verilen bu karar aslında bizi hangi noktaya götürüyor?
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63. maddesine göre; karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev genel sağlığı veya millî güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu grevi 60 gün süre ile erteleyebilmekte.
Yani bir grevin ertelenebilmesi için iki sebepten birisi olmalı: Genel sağlığın bozulması veya milli güvenliğin bozulması.
Avrupa Birliği ülkelerinde grev ertelemesi uygulamasına pek rastlanılmamakta. ABD Hukuk Sistemi’nde ise ABD Başkanı, bir grevin ulusal sağlığı ya da ulusal güvenliği tehdit ettiğini düşünüyorsa, konuya ilişkin bir araştırma komisyonu görevlendirmekte ve komisyonun hazırladığı raporda da grevin ulusal sağlığı ve güvenliği tehlikeye attığını belirtilirse Başsavcıdan mahkemeye başvurarak grevin ertelenmesine yönelik bir karar çıkartılmasını istemekte.
Yani ülkemizdeki gibi direkt Bakanlar Kurulu Kararı ile grev ertelenmesi uygulanmasına pek rastlanılmamakta.
MİLLİ GÜVENLİK NE DEMEK?
Grev erteleme sebeplerinden biri olan “milli güvenliği bozucu nitelikte olma” durumu kafaları biraz karıştırmakta. Çünkü milli güvenlik kavramı oldukça tartışılır ve soyut bir kavram.
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yönetmeliğine göre milli güvenlik kavramı, Devletin anayasal düzeninin, milli varlığının, bütünlüğünün, milletlerarası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dahil bütün menfaatlerinin ve ahdi hukukunun her türlü dış ve iç tehditlere karşı korunması ve kollanması olarak tarif edilmiş.
Danıştay’a göre ise bir grevin milli güvenliği bozucu nitelikte görülebilmesi için, ülke ve devletin özel savunma ve güvenlik altına alınmasını zorunlu kılacak ciddi tehlikelerin ortaya çıkması gerekmekte.
Yani milli güvenliğin bozulması oldukça ciddi bir tehdit. Gerçekten de bir grevin milli güvenliği bozucu nitelikte olması durumu varsa verdiğimiz tanımlardan yola çıkarak daha genel ve derin sorunların olduğu ortaya çıkmakta. Söz konusu tehditler ve ciddi tehlikeler bir grevin ertelenmesi boyutuna ulaşmışsa bununla alakalı yorumları Radikal’in siyaset yazarlarına bırakmak gerek.
Bundan sonrası Metal-İş Sendikası'nın samimiyetini de gösterecek.
Bakanlar Kurulu'nun grev erteleme kararına karşı Metal-İş Sendikası her şeye rağmen greve devam kararı aldı. Ancak bu pek doğru bir karar değil. Yani bu kararıyla sendika haklıyken haksız duruma düşebilir ve hepsinden öte eli boş bir şekilde sürecin sonunu görebilir.
Mevzuata göre erteleme kararının yürürlüğe girmesi üzerine bir arabulucu görevlendirilmekte. Ayrıca erteleme süresi içerisinde taraflar aralarında anlaşarak uyuşmazlığı özel hakeme de götürebilmekte.
Erteleme süresinin sonunda anlaşma sağlanamazsa, 6 iş günü içinde taraflardan birinin başvurusu üzerine uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülmekte. Burada da çözülemezse işçi sendikasının yetkisi düşmekte.
Mevzuat bu şekilde olmakla birlikte Metal İş Sendikasının başvurabileceği ve şu ana kadar da gariptir ki kimsenin gündeme getirmediği başka yollar da var.
Nitekim Anayasa’nın 125. maddesine göre, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Yani verilen grev erteleme kararına karşı Danıştay’a iptal davası açılması mümkün. Çünkü Danıştay, Bakanlar Kurulu Kararlarına karşı açılacak davalarda ilk derece mahkemesi olarak görev yapmakta.
Şayet Danıştay grev erteleme kararının yürütmesini durdurursa grev de devam edecektir.
Ayrıca olayın Danıştay’a taşınması hem ortada gerçekten milli güvenliği tehdit eden bir durumun olup olmadığını hem de Birleşik Metal-İş Sendikası’nın da grev kararında ne kadar samimi olduğunu ortaya çıkartacaktır. Yani gerçek sebepler bir bir ortaya dökülecektir.
Şimdi top Birleşik Metal-İş Sendikası'nda… Bakalım işçilerin haklarını ne kadar savunmak istiyorlar ve hukuk dahilinde ne kadar kalmak istiyorlar.
Radikal Gazetesi - Dr. Mehmet BULUT