
Kadınlar evde otursun!...
Aile paketiyle çalışan kadınlara verilen haklar kulağa hoş geliyor. Ancak ülkenin reel durumu ile politikalar ne yazık ki birbiriyle örtüşmüyor.
Yaklaşık bir ay önce Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan aile paketi “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” adı altında nihayet TBMM’ye sunuldu.
Paketin aileyi ve dolayısıyla kadın çalışanları ilgilendiren maddeleri temelde ikiye ayrılmakta: Kamuda memur olarak çalışan kadınlara getirilen haklar ve işçi statüsünde çalışan kadınlara getirilen haklar.
Memur kadınların doğum yapmaları halinde kıdemlerine ve izin sürelerine ilişkin getirilen yenilikler memur güvencesi altında oldukları ve söz konusu sürelerden sonra işe dönmelerinde bir sorun yaşamayacakları için müjde niteliğinde diyebiliriz. Ancak aynı durum işçi statüsündeki kadınlar için geçerli değil.
Aile paketi ile işçi statüsündeki kadınlar için getirilen imkanlar şöyle;
- Kadın işçi doğum izni bittikten sonra isterse çocuğu ilkokula başlayana kadar kısmi süreli yani haftada 45 saat yerine 30 saat çalışabilecek.
- Doğum yapan kadın işçi isterse, analık izni bitiminden sonra ilk çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, üç ve üzeri çocuk için ise 6 ay boyunca yarı zamanlı çalışabilecek.
Bu düzenlemeler ilk bakışta kulağa hoş gelmekte ve doğum yapan kadın işçilerin çocuklarına daha fazla zaman ayırmalarını sağlayacak gibi görünmekte. Ancak düşünülen ile gerçekte olacaklar örtüşecek gibi görünmüyor.
Öncelikle işsizlik oranının rekor seviyelere ulaştığı ülkemizde işverenler, tam zamanlı çalışma yapabilecek binlerce işsiz varken doğum yapıp yarı zamanlı çalışacak bir kadın işçiyi çalıştırmak istemeyeceklerdir. Nitekim işverenin işyerinde istikrar sağlama gayreti bu sonucu doğuracaktır.
Her ne kadar tasarıda kadın işçinin çocuğu ilkokula başlayana kadar kısmi süreli çalışma talebinin geçerli fesih nedeni sayılmayacağı belirtilse de reel hayatta işverenler başka sebeplerle iş sözleşmesini feshetme çabasında olacaklardır. Kaldı ki işverenin bir işçiyi işten çıkarırken geçerli bir sebep gösterme zorunluluğu sadece 30’dan fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde ve 6 aydan fazla kıdemi olan işçilerde söz konusu. Yani bu kuralın uygulanabileceği işyerleri için çember oldukça dar.
Sonuç olarak aile paketiyle getirilen kadın işçilerin doğum yapmalarını özendirmeye çalışan düzenlemeler ne yazık ki ülkemizin içinde bulunduğu işsizlik girdabı ve iş ilişkilerindeki düzensizlikler nedeniyle pek uygulanabilir gözükmüyor. Bu şekliyle paketin kadın işçilere tek bir vaadi var: Evde oturun, çalışmayın…
Radikal Gazetesi - Dr. Mehmet BULUT
Aile paketiyle çalışan kadınlara verilen haklar kulağa hoş geliyor. Ancak ülkenin reel durumu ile politikalar ne yazık ki birbiriyle örtüşmüyor.
Yaklaşık bir ay önce Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan aile paketi “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” adı altında nihayet TBMM’ye sunuldu.
Paketin aileyi ve dolayısıyla kadın çalışanları ilgilendiren maddeleri temelde ikiye ayrılmakta: Kamuda memur olarak çalışan kadınlara getirilen haklar ve işçi statüsünde çalışan kadınlara getirilen haklar.
Memur kadınların doğum yapmaları halinde kıdemlerine ve izin sürelerine ilişkin getirilen yenilikler memur güvencesi altında oldukları ve söz konusu sürelerden sonra işe dönmelerinde bir sorun yaşamayacakları için müjde niteliğinde diyebiliriz. Ancak aynı durum işçi statüsündeki kadınlar için geçerli değil.
Aile paketi ile işçi statüsündeki kadınlar için getirilen imkanlar şöyle;
- Kadın işçi doğum izni bittikten sonra isterse çocuğu ilkokula başlayana kadar kısmi süreli yani haftada 45 saat yerine 30 saat çalışabilecek.
- Doğum yapan kadın işçi isterse, analık izni bitiminden sonra ilk çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, üç ve üzeri çocuk için ise 6 ay boyunca yarı zamanlı çalışabilecek.
Bu düzenlemeler ilk bakışta kulağa hoş gelmekte ve doğum yapan kadın işçilerin çocuklarına daha fazla zaman ayırmalarını sağlayacak gibi görünmekte. Ancak düşünülen ile gerçekte olacaklar örtüşecek gibi görünmüyor.
Öncelikle işsizlik oranının rekor seviyelere ulaştığı ülkemizde işverenler, tam zamanlı çalışma yapabilecek binlerce işsiz varken doğum yapıp yarı zamanlı çalışacak bir kadın işçiyi çalıştırmak istemeyeceklerdir. Nitekim işverenin işyerinde istikrar sağlama gayreti bu sonucu doğuracaktır.
Her ne kadar tasarıda kadın işçinin çocuğu ilkokula başlayana kadar kısmi süreli çalışma talebinin geçerli fesih nedeni sayılmayacağı belirtilse de reel hayatta işverenler başka sebeplerle iş sözleşmesini feshetme çabasında olacaklardır. Kaldı ki işverenin bir işçiyi işten çıkarırken geçerli bir sebep gösterme zorunluluğu sadece 30’dan fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde ve 6 aydan fazla kıdemi olan işçilerde söz konusu. Yani bu kuralın uygulanabileceği işyerleri için çember oldukça dar.
Sonuç olarak aile paketiyle getirilen kadın işçilerin doğum yapmalarını özendirmeye çalışan düzenlemeler ne yazık ki ülkemizin içinde bulunduğu işsizlik girdabı ve iş ilişkilerindeki düzensizlikler nedeniyle pek uygulanabilir gözükmüyor. Bu şekliyle paketin kadın işçilere tek bir vaadi var: Evde oturun, çalışmayın…
Radikal Gazetesi - Dr. Mehmet BULUT