“Uzmanlar belgesini kiralıyor”
1 Temmuz 2016 itibarıyla Türkiye'de iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirilmeyen iş yeri kalmayacak. Kanun bunu emretmekle birlikte iş yerlerinin buna fiilen ne kadar uyacağı ayrı bir konu. Bu yazıda konunun başka bir boyutuna, iş güvenliği uzmanlarının sorunlarına değineceğiz.
Esasında iş güvenliği uzmanlarının hangi sorunlarla karşı karşıya olduklarına dair belli kanaatlerimiz vardı. Fakat konu ilk defa bir saha araştırmasıyla akademik olarak Çalışma ve Toplum Dergisi'nin son sayısında ele alınmış. Volkan Arslan ve Serdar Ulubeyli'nin bire bir iş güvenliği uzmanları ile anket yoluyla yaptığı araştırmada çıkan sonuçlar oldukça düşündürücü.
Uzmanların dilinden sorunlar
İş güvenliği uzmanlarının bizzat kendi kanaatlerini ifade eden sorunlar ve bunlara ‘Katılıyorum' ve ‘Kesinlikle katılıyorum' diyenlerin oranları tabloda yer alıyor.
İş Güvenliği Uzmanlarının Sorun Algıları
Sorun
Katılıyorum / Kesinlikle katılıyorum
Firmalara danışmanlık yaparken doğrudan veya dolaylı olarak işverenlerin müdahalesiyle karşılaşıyorum
%58
Firmalara danışmanlık yaparken kendimi psikolojik olarak işverenlere karşı bağımlı hissediyorum
%53
İş yerleri için öngörülen çalışma sürelerinin az olduğunu düşünüyorum
%83
İş güvenliği uzmanları için bir taban ücret belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum
%94
Meslekte belli bir süre deneyim kazandıktan sonra uzmanlık yapılabilmesi gerektiğini düşünüyorum
%89
Uzmanlık eğitimi süresinin yeterli olmadığını düşünüyorum
%86
Uzmanlık sınavında sorulan soruların yeterli bilgi sorgulaması yapmadığını düşünüyorum
%77
Uzmanların sadece kendi meslek alanlarındaki iş yerlerinde çalışabilmeleri gerektiğini düşünüyorum
%75
Üniversite eğitiminde iş güvenliği konusunun işlendiği zorunlu derslerin bulunması gerektiğini düşünüyorum
%94
Sektörde, iş güvenliği belgesini para karşılığı kiralayan uzmanlar olduğunu görüyorum
%48
Bu tabloyu öncelikle iş sağlığı ve güvenliği alanında politika belirleyicilerin önüne alarak üzerinde düşünmeleri gerekiyor. Soma faciasında ve akabinde Ermenek'te biz bu sorunları zaten konuşmuştuk. Fakat ilk defa bir saha araştırmasıyla hem de uzmanların dilinden tablo ortaya çıkmış durumda.
Tabloda benim için en dikkat çekici husus, iş güvenliği uzmanlarının %48'inin “Sektörde, iş güvenliği belgesini para karşılığı kiralayan uzmanlar olduğunu görüyorum” kanaatini taşımaları. Belge kiralama hastalığı bizde yeni bir durum değil. Öteden beri birçok sektörde (eczane, yapı denetimi, özel eğitim vb.) başvurulan bir usulsüzlük. Belgeniz var, örneğin A sınıfı iş güvenliği uzmanısınız fakat fiilen çalışmak istemiyorsunuz. Belgenizi bir iş güvenliği firmasına kiraya veriyorsunuz, o firma sizin belgenizi kullanarak iş yerleri ile anlaşma yapıyor. Tabii sadece kağıt üstünde. Siz de hiç iş yerine denetime gitmeden, oturduğunuz yerden belge kirası alıyorsunuz. İş güvenliği gibi doğrudan insan hayatını ilgilendiren bir konuda bile bunun olması üzücü. Daha üzücü olanı, İSG profesyonellerinin neredeyse yarısının bu durumu tescil etmiş olması.
Mevzuatla bitmiyor
“1 Temmuz 2016 sonrası bütün iş yerleri İSG personeli görevlendirecek” cümlesi kulağa hoş geliyor. Fakat bu tablo önümüzdeyken sahada nelerin olup bittiği üzerine daha uzun düşünmek gerekiyor. Avrupa standartlarında iş güvenliği mevzuatımız varken halen neden iş kazalarında AB birincisi olduğumuzun cevabı, biraz da bu tabloda gizli.
BORÇLULARA SAĞLIK HİZMETİ BİTTİ
Soru: Ben esnaf olarak iş yeri sahibiyim ve 4/b (Bağ-Kur) kapsamındayım. Fakat primlerimi düzenli ödeyemediğim için hastaneye gidemiyordum. Geçen yıl yapılan bir düzenleme ile sağlık hizmeti almamız sağlanmıştı. Bunun süresi doldu mu yoksa borcumuz bulunduğu halde sağlık hizmeti alabilecek miyiz? Kemal D.
Cevap: Değerli okurum, yasa gereği, sağlık kurumlarına başvurduğu tarihte 60 günden fazla ödenmemiş prim borcu bulunan sigortalılar sağlık hizmeti alamıyorlar. Ancak 1 Ekim 2015 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararı ile bu soruna geçici bir çözüm getirilmişti. Buna göre GSS borcu olanlara 31 Aralık 2015 tarihine kadar sağlık yardımlarından yararlanma imkanı verildi. Daha sonra uygulama 30 Haziran 2016'ya uzatıldı. Fakat 1 Temmuz 2016 itibarıyla, 60 günden fazla prim borcu bulunan vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacaklar. Yani yapılan düzenleme geçici bir düzenlemedir.
Özgür Düşünce - 5 Temmuz 2016
1 Temmuz 2016 itibarıyla Türkiye'de iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirilmeyen iş yeri kalmayacak. Kanun bunu emretmekle birlikte iş yerlerinin buna fiilen ne kadar uyacağı ayrı bir konu. Bu yazıda konunun başka bir boyutuna, iş güvenliği uzmanlarının sorunlarına değineceğiz.
Esasında iş güvenliği uzmanlarının hangi sorunlarla karşı karşıya olduklarına dair belli kanaatlerimiz vardı. Fakat konu ilk defa bir saha araştırmasıyla akademik olarak Çalışma ve Toplum Dergisi'nin son sayısında ele alınmış. Volkan Arslan ve Serdar Ulubeyli'nin bire bir iş güvenliği uzmanları ile anket yoluyla yaptığı araştırmada çıkan sonuçlar oldukça düşündürücü.
Uzmanların dilinden sorunlar
İş güvenliği uzmanlarının bizzat kendi kanaatlerini ifade eden sorunlar ve bunlara ‘Katılıyorum' ve ‘Kesinlikle katılıyorum' diyenlerin oranları tabloda yer alıyor.
İş Güvenliği Uzmanlarının Sorun Algıları
Sorun
Katılıyorum / Kesinlikle katılıyorum
Firmalara danışmanlık yaparken doğrudan veya dolaylı olarak işverenlerin müdahalesiyle karşılaşıyorum
%58
Firmalara danışmanlık yaparken kendimi psikolojik olarak işverenlere karşı bağımlı hissediyorum
%53
İş yerleri için öngörülen çalışma sürelerinin az olduğunu düşünüyorum
%83
İş güvenliği uzmanları için bir taban ücret belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum
%94
Meslekte belli bir süre deneyim kazandıktan sonra uzmanlık yapılabilmesi gerektiğini düşünüyorum
%89
Uzmanlık eğitimi süresinin yeterli olmadığını düşünüyorum
%86
Uzmanlık sınavında sorulan soruların yeterli bilgi sorgulaması yapmadığını düşünüyorum
%77
Uzmanların sadece kendi meslek alanlarındaki iş yerlerinde çalışabilmeleri gerektiğini düşünüyorum
%75
Üniversite eğitiminde iş güvenliği konusunun işlendiği zorunlu derslerin bulunması gerektiğini düşünüyorum
%94
Sektörde, iş güvenliği belgesini para karşılığı kiralayan uzmanlar olduğunu görüyorum
%48
Bu tabloyu öncelikle iş sağlığı ve güvenliği alanında politika belirleyicilerin önüne alarak üzerinde düşünmeleri gerekiyor. Soma faciasında ve akabinde Ermenek'te biz bu sorunları zaten konuşmuştuk. Fakat ilk defa bir saha araştırmasıyla hem de uzmanların dilinden tablo ortaya çıkmış durumda.
Tabloda benim için en dikkat çekici husus, iş güvenliği uzmanlarının %48'inin “Sektörde, iş güvenliği belgesini para karşılığı kiralayan uzmanlar olduğunu görüyorum” kanaatini taşımaları. Belge kiralama hastalığı bizde yeni bir durum değil. Öteden beri birçok sektörde (eczane, yapı denetimi, özel eğitim vb.) başvurulan bir usulsüzlük. Belgeniz var, örneğin A sınıfı iş güvenliği uzmanısınız fakat fiilen çalışmak istemiyorsunuz. Belgenizi bir iş güvenliği firmasına kiraya veriyorsunuz, o firma sizin belgenizi kullanarak iş yerleri ile anlaşma yapıyor. Tabii sadece kağıt üstünde. Siz de hiç iş yerine denetime gitmeden, oturduğunuz yerden belge kirası alıyorsunuz. İş güvenliği gibi doğrudan insan hayatını ilgilendiren bir konuda bile bunun olması üzücü. Daha üzücü olanı, İSG profesyonellerinin neredeyse yarısının bu durumu tescil etmiş olması.
Mevzuatla bitmiyor
“1 Temmuz 2016 sonrası bütün iş yerleri İSG personeli görevlendirecek” cümlesi kulağa hoş geliyor. Fakat bu tablo önümüzdeyken sahada nelerin olup bittiği üzerine daha uzun düşünmek gerekiyor. Avrupa standartlarında iş güvenliği mevzuatımız varken halen neden iş kazalarında AB birincisi olduğumuzun cevabı, biraz da bu tabloda gizli.
BORÇLULARA SAĞLIK HİZMETİ BİTTİ
Soru: Ben esnaf olarak iş yeri sahibiyim ve 4/b (Bağ-Kur) kapsamındayım. Fakat primlerimi düzenli ödeyemediğim için hastaneye gidemiyordum. Geçen yıl yapılan bir düzenleme ile sağlık hizmeti almamız sağlanmıştı. Bunun süresi doldu mu yoksa borcumuz bulunduğu halde sağlık hizmeti alabilecek miyiz? Kemal D.
Cevap: Değerli okurum, yasa gereği, sağlık kurumlarına başvurduğu tarihte 60 günden fazla ödenmemiş prim borcu bulunan sigortalılar sağlık hizmeti alamıyorlar. Ancak 1 Ekim 2015 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararı ile bu soruna geçici bir çözüm getirilmişti. Buna göre GSS borcu olanlara 31 Aralık 2015 tarihine kadar sağlık yardımlarından yararlanma imkanı verildi. Daha sonra uygulama 30 Haziran 2016'ya uzatıldı. Fakat 1 Temmuz 2016 itibarıyla, 60 günden fazla prim borcu bulunan vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacaklar. Yani yapılan düzenleme geçici bir düzenlemedir.
Özgür Düşünce - 5 Temmuz 2016