1 Mayıs’ın ardından
1 Mayıs İşçi Bayramı, emekçilerin birlik ve dayanışma içerisinde elde ettikleri kazanımların sembolüdür aslında. Nitekim bu kutlama, ABD'de yapılan kitlesel işçi eylemiyle günlük çalışma süresinin 12 saatten 8 saate düşürüldüğü 1 Mayıs 1886'ya dayanıyor. Bu açıdan 1 Mayıs, bir kutlamanın ötesinde, emekçilerin kazanım ve kayıplarının masaya yatırılması gereken bir vesiledir. Fakat maalesef Türkiye'de her 1 Mayıs, “Taksim'e çıkarsınız, çıkamazsınız” tartışmasına kurban gidiyor.
Açıkçası ben, devlet ve hükümet yetkililerinin, işçi ve emekçilerin gerçek problemlerinin konuşulmasını önleme adına her yıl aynı kurguyu ürettiklerini düşünüyorum. İlginç olan, bazı istisnalar hariç, sendikaların da genelde bu ezberi bir türlü bozamamaları. İşçi ve emekçinin en büyük problemi buymuş gibi, her yıl ‘Taksim' etrafında kısır tartışmayla gündem savuşturuluyor. Oysa ezber bozan bir yaklaşımla örneğin sendikalar şunu diyebilir;
Ön yargılar ve 1 Mayıs
Bu arada bir hususu daha hatırlatmakta fayda var. ABD'de işçilerin günlük çalışma saatini 12'den 8'e indiren gösteriler, aynı zamanda beyaz ve zenci işçilerin ilk defa birlikte yaptıkları bir eylemdi. O dönemde ABD'de halka açık parklara zencilerin girmesi yasaktı. Fakat 1 Mayıs 1886'da daha önce hiç olmamış bir şey oldu ve beyaz ve zenci işçiler kol kola parklara girdiler. Bu eylem Haymarket Olayı olarak tarihe geçti. Ertesi gün gazetelerin manşetleri “Zencilere karşı ön yargı duvarı yıkıldı” şeklinde atılmıştı. Yani bir yandan emeğin kazanımları için mücadele verilirken, aynı zamanda daha önce hiç olmayan yeni köprüler de kurulabiliyordu. Demek ki 1 Mayıs'ın bölünmüş toplumu birleştirme gibi bir potansiyeli de var. Şu hâlde sendikalardan ricamız bundan sonraki 1 Mayıslarda, daha ince, daha estetik, daha şaşırtıcı ve daha birleştirici bir anlayışla toplumun karşısına çıkmaları.
65 yaşa var engelliye yok
Soru: Sadettin Bey, kayınvalidem 1963 doğumlu olup %80 şizofren raporu ile daha önce 2022 sayılı Kanun kapsamında engelli maaşı alıyordu. Benim yanımda kaldığı için aldığı maaş kesildi. Oysa basında çıkan haberlerde, artık muhtaçlık maaşı alanların, ailedeki toplam gelirleri yerine kendi gelirlerinin dikkate alınacağı şeklinde düzenleme yapıldığını duydum. Ben bulunduğum ildeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfını aradım ve yeni düzenlemeyi sordum. Bana verdikleri cevap “Yeni düzenleme 65 yaş aylığı alanlarla alakalı olup, engelli maaşı alanları kapsamıyor” şeklinde oldu. Verilen bu bilgi doğru mudur? Kayınvalidem benim yanımda kaldığı için maaş alamayacak mı? V. T.
Cevap: Değerli okurum, 65 yaşını dolduran muhtaçlarla engelli olup yine muhtaç durumda olan vatandaşlara 2022 sayılı Kanun kapsamında maaş bağlanmaktadır. 26 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6704 sayılı Torba Kanunla 2022 sayılı Kanunda değişiklik yapılmış ve 65 yaşını dolduran muhtaç vatandaşlara aylık bağlanırken, ailedeki herkesin değil sadece başvuru yapan kişi ve eşinin gelir durumu dikkate alınmaya başlanmıştır. Fakat aynı kanuna göre aylık bağlanan engelli muhtaçlarla ilgili değişiklik yapılmamış; onlar için yine hanedeki herkesin gelir durumu dikkate alınmaya devam edilecektir. Dolayısıyla kayınvalideniz 65 yaşını dolduruncaya kadar sizin yanınızda kalırsa aylık bağlanmayacaktır.
Emekli aylığını pek çok faktör etkiler
Soru: Sadettin Bey, ben 10 bin günden daha fazla prim günüyle emekli oldum. Genelde primlerim asgari ücretten ödendi fakat son 4-5 yılda brüt 3000 lira civarında matrahla bildirim yapıldı. Buna rağman bana 1.550 TL aylık bağlandı. Oysa 5000 civarında günle emekli olan arkadaşlarıma da bu rakamlarda aylık bağlandı. Benim prim günüm nerdeyse onların iki katı olduğu hâlde nasıl aynı aylık bağlanıyor? Ben bunca yıl boş yere mi fazladan prim ödedim? Ya da bana bağlanan emekli aylığında bir hesaplama hatası olabilir mi? Emin H.
Cevap: Emin Bey, emekli aylığınızın hesaplanmasında hata olma ihtimali oldukça düşük. Zira SGK'da emekli aylıkları bilgisayar programları üzerinden yapılıyor ve istisnai durumlar dışında pek hata olmuyor. Fakat maalesef emekli aylıklarının hesaplanmasıyla ilgili olarak geçmiş yıllarda yapılan düzenlemeler, sistemi kendi içerisinde oldukça adaletsiz bir yapıya dönüştürmüş durumda. Normal şartlarda bir kişinin prim gün sayısı arttıkça bağlanacak aylığın da artması gerekir. Fakat bizde her zaman bu artış olmadığı gibi bazen prim günü arttıkça aylık düşebiliyor. Bunun teknik detayına şimdi girmeyelim. Ancak dilerseniz yine de aylığınızın yeniden hesaplanması için SGK'ya dilekçe ile başvuruda bulunabilirsiniz.
Özgür Düşünce - 3 Mayıs 2016
1 Mayıs İşçi Bayramı, emekçilerin birlik ve dayanışma içerisinde elde ettikleri kazanımların sembolüdür aslında. Nitekim bu kutlama, ABD'de yapılan kitlesel işçi eylemiyle günlük çalışma süresinin 12 saatten 8 saate düşürüldüğü 1 Mayıs 1886'ya dayanıyor. Bu açıdan 1 Mayıs, bir kutlamanın ötesinde, emekçilerin kazanım ve kayıplarının masaya yatırılması gereken bir vesiledir. Fakat maalesef Türkiye'de her 1 Mayıs, “Taksim'e çıkarsınız, çıkamazsınız” tartışmasına kurban gidiyor.
Açıkçası ben, devlet ve hükümet yetkililerinin, işçi ve emekçilerin gerçek problemlerinin konuşulmasını önleme adına her yıl aynı kurguyu ürettiklerini düşünüyorum. İlginç olan, bazı istisnalar hariç, sendikaların da genelde bu ezberi bir türlü bozamamaları. İşçi ve emekçinin en büyük problemi buymuş gibi, her yıl ‘Taksim' etrafında kısır tartışmayla gündem savuşturuluyor. Oysa ezber bozan bir yaklaşımla örneğin sendikalar şunu diyebilir;
- İşçi, memur, emekli, köylü vb. emekçilerin bu kadar sorunu varken bu sene kutlama yapmıyoruz.
- Bunun yerine bütün kaynağımızı TV, radyo, internet ve sosyal medyada yayımlanacak spotlarla, sorunlarımıza dikkat çekmek için kullanacağız.
Ön yargılar ve 1 Mayıs
Bu arada bir hususu daha hatırlatmakta fayda var. ABD'de işçilerin günlük çalışma saatini 12'den 8'e indiren gösteriler, aynı zamanda beyaz ve zenci işçilerin ilk defa birlikte yaptıkları bir eylemdi. O dönemde ABD'de halka açık parklara zencilerin girmesi yasaktı. Fakat 1 Mayıs 1886'da daha önce hiç olmamış bir şey oldu ve beyaz ve zenci işçiler kol kola parklara girdiler. Bu eylem Haymarket Olayı olarak tarihe geçti. Ertesi gün gazetelerin manşetleri “Zencilere karşı ön yargı duvarı yıkıldı” şeklinde atılmıştı. Yani bir yandan emeğin kazanımları için mücadele verilirken, aynı zamanda daha önce hiç olmayan yeni köprüler de kurulabiliyordu. Demek ki 1 Mayıs'ın bölünmüş toplumu birleştirme gibi bir potansiyeli de var. Şu hâlde sendikalardan ricamız bundan sonraki 1 Mayıslarda, daha ince, daha estetik, daha şaşırtıcı ve daha birleştirici bir anlayışla toplumun karşısına çıkmaları.
65 yaşa var engelliye yok
Soru: Sadettin Bey, kayınvalidem 1963 doğumlu olup %80 şizofren raporu ile daha önce 2022 sayılı Kanun kapsamında engelli maaşı alıyordu. Benim yanımda kaldığı için aldığı maaş kesildi. Oysa basında çıkan haberlerde, artık muhtaçlık maaşı alanların, ailedeki toplam gelirleri yerine kendi gelirlerinin dikkate alınacağı şeklinde düzenleme yapıldığını duydum. Ben bulunduğum ildeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfını aradım ve yeni düzenlemeyi sordum. Bana verdikleri cevap “Yeni düzenleme 65 yaş aylığı alanlarla alakalı olup, engelli maaşı alanları kapsamıyor” şeklinde oldu. Verilen bu bilgi doğru mudur? Kayınvalidem benim yanımda kaldığı için maaş alamayacak mı? V. T.
Cevap: Değerli okurum, 65 yaşını dolduran muhtaçlarla engelli olup yine muhtaç durumda olan vatandaşlara 2022 sayılı Kanun kapsamında maaş bağlanmaktadır. 26 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6704 sayılı Torba Kanunla 2022 sayılı Kanunda değişiklik yapılmış ve 65 yaşını dolduran muhtaç vatandaşlara aylık bağlanırken, ailedeki herkesin değil sadece başvuru yapan kişi ve eşinin gelir durumu dikkate alınmaya başlanmıştır. Fakat aynı kanuna göre aylık bağlanan engelli muhtaçlarla ilgili değişiklik yapılmamış; onlar için yine hanedeki herkesin gelir durumu dikkate alınmaya devam edilecektir. Dolayısıyla kayınvalideniz 65 yaşını dolduruncaya kadar sizin yanınızda kalırsa aylık bağlanmayacaktır.
Emekli aylığını pek çok faktör etkiler
Soru: Sadettin Bey, ben 10 bin günden daha fazla prim günüyle emekli oldum. Genelde primlerim asgari ücretten ödendi fakat son 4-5 yılda brüt 3000 lira civarında matrahla bildirim yapıldı. Buna rağman bana 1.550 TL aylık bağlandı. Oysa 5000 civarında günle emekli olan arkadaşlarıma da bu rakamlarda aylık bağlandı. Benim prim günüm nerdeyse onların iki katı olduğu hâlde nasıl aynı aylık bağlanıyor? Ben bunca yıl boş yere mi fazladan prim ödedim? Ya da bana bağlanan emekli aylığında bir hesaplama hatası olabilir mi? Emin H.
Cevap: Emin Bey, emekli aylığınızın hesaplanmasında hata olma ihtimali oldukça düşük. Zira SGK'da emekli aylıkları bilgisayar programları üzerinden yapılıyor ve istisnai durumlar dışında pek hata olmuyor. Fakat maalesef emekli aylıklarının hesaplanmasıyla ilgili olarak geçmiş yıllarda yapılan düzenlemeler, sistemi kendi içerisinde oldukça adaletsiz bir yapıya dönüştürmüş durumda. Normal şartlarda bir kişinin prim gün sayısı arttıkça bağlanacak aylığın da artması gerekir. Fakat bizde her zaman bu artış olmadığı gibi bazen prim günü arttıkça aylık düşebiliyor. Bunun teknik detayına şimdi girmeyelim. Ancak dilerseniz yine de aylığınızın yeniden hesaplanması için SGK'ya dilekçe ile başvuruda bulunabilirsiniz.
Özgür Düşünce - 3 Mayıs 2016