OHAL’in çalışma hayatına etkileri
15 Temmuz 2016 tarihli demokrasiye darbe girişimi sonrasında 21 Temmuz 2016 günü saat 01:00’dan başlamak üzere 90 gün süreyle geçerli Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmiştir. OHAL ilanına dair Bakanlar Kurulu Kararı TBMM tarafından da onaylanarak 22 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Böylece 90 gün sürecek OHAL dönemi başlamış oldu. Peki OHAL süresince çalışma hayatı ve işçi - işveren ilişkileri nasıl etkilenecek?
OHAL nedir?
OHAL’in tanımı Anayasamızda veya kanunlarda açıkça tanımlanmasa da Anayasanın 119 ve 120. maddelerinden OHAL’in ne olduğunu anlayabiliyoruz. Zira 119. madde, “Tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle”, 120. madde ise “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle” olağanüstü hal ilanını düzenliyor. Şu halde OHAL, bu iki durumdan birisinde ilan edilen ve Yürütme erkine olağanüstü tedbirler alma yetkisi veren geçici bir yönetim sürecidir diyebiliriz. 21 Temmuz 2016 itibariyle uygulanmakta olan OHAL, bunlardan ikincisi yani “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle” ilan edilmiş durumda.
OHAL’de Yürütme’ye tanınan yetkiler neler?
OHAL süresince Yürütme’nin alacağı olağanüstü tedbirlerin neler olduğu ve OHAL’in nasıl uygulanacağına dair detaylar ise 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu kapsamında yer alıyor. OHAL süresince Yürütme’ye tanınan yetkileri üç ana başlıkta toplamak mümkün;
OHAL’de hangi tedbirler alınabilir?
OHAL Kanunu 9. maddesi Yürütme’nin alabileceği tedbirleri şu şekilde sıralıyor;
Kanunun 11. maddesinde ise alınabilecek diğer tedbirler şu şekilde sayılıyor;
OHAL çalışma hayatını nasıl etkiler?
Yukarıda sayılan tedbirlerin geneline bakıldığında, esasında her bir tedbirin çalışma hayatı ve işçi - işveren ilişkilerini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebileceği görülmektedir. Örneğin “Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak” ya da “Belli yerlerde veya belli saatlerde kişilerin dolaşmalarını ve toplanmalarını, araçların seyirlerini yasaklamak” gibi bir tedbirin alınması, o yerlerde yer alan işyerlerini doğrudan etkileyebilecektir. Fakat bütün bu tedbirler içerisinde çalışma ilişkilerini en fazla etkileyecek olan tedbir, 11. maddede yer alan, “İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet aktinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi aşmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek” olacaktır. Bu fıkra, doğrudan doğruya iş sözleşmesi feshini yani işçi çıkarmayı sınırlandırmaktadır. Fakat bu sınırlandırma, OHAL ilanıyla otomatik olarak devreye girmemekte, Yürütme tarafından bu yönde bir sınırlandırma yapıldığına dair genelge/tebliğ yayımlanması gerekmektedir.
OHAL’de işçi çıkarma yasak mı?
Hayır, 11. maddenin sözleşme fesihlerine getirdiği sınırlama tedbirinin Yürütme tarafından uygulamaya konulması halinde dahi işçi çıkarma yasaklanmamakta, sadece sınırlandırılmaktadır. Buna göre;
Kapatılan işyerlerinden çıkış nasıl yapılacak?
OHAL kapsamında yayımlanan 667 ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle bazı işyerleri kapatılmıştır. Kapatılan işyerlerine dair SGK işlemlerininin ne şekilde yürütüleceği SGK tarafından yayımlanan 2 Ağustos 2016 tarih ve 2016/16 sayılı Genelge ile açıklanmıştır. Buna göre bu işyerlerinden 667 sayılı KHK ile kapatılanlar için 23 Temmuz 2016 tarihinde, 668 sayılı KHK ile kapatılanlar için 27 Temmuz 2016 tarihinde çalışanlar adına çıkış işlemleri yapılacaktır. Çıkış işlemleri SGK müdürlükleri tarafından yapılacak ve çıkış kodu olarak 36-OHAL/KHK seçilecektir. Bu kapsamda kapatılan işyeri çalışanlarına kıdem tazminatı ödenmeyecek (667 sayılı KHK/2.md.) fakat bu kişiler diğer şartları taşımaları halinde işsizlik sigortası yardımlarına başvurabileceklerdir.
OHAL işçi haklarını etkiler mi?
OHAL uygulaması -KHK ile kapatılan işyerleri hariç olmak üzere- iş sözleşmesinin feshine getirilebilecek sınırlama dışında, işçilerin;
OHAL’de kısa çalışma ödeneğine başvurulabilir mi?
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu Ek 2. maddesinde, “Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir.” denilmektedir.
İlgili yönetmelikte zorlayıcı sebepler; işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dışsal etkilerden ileri gelen, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan deprem, yangın, su baskını, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri nedenler olarak sayılmıştır. OHAL ilanıyla oluşan şartlar da bu kapsamda zorlayıcı sebep olarak değerlendirilebilecektir. Dolayısıyla OHAL süresi içerisinde işveren dilerse, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurarak işçileri için kısa çalışma ödeneği talep edebilecektir. Bu ödenekten, işsizlik maaşına hak kazanabilecek durumda olan işçiler üç ay süreyle yararlanabilecektir. Kısa çalışma ödeneğinin miktarı, işçinin son 12 aylık brüt kazancının %60’ıdır. Fakat ödeneğin miktarı 2.470,5 TL’yi aşmayacaktır.
Dr. Sadettin ORHAN
CEO
15 Temmuz 2016 tarihli demokrasiye darbe girişimi sonrasında 21 Temmuz 2016 günü saat 01:00’dan başlamak üzere 90 gün süreyle geçerli Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmiştir. OHAL ilanına dair Bakanlar Kurulu Kararı TBMM tarafından da onaylanarak 22 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Böylece 90 gün sürecek OHAL dönemi başlamış oldu. Peki OHAL süresince çalışma hayatı ve işçi - işveren ilişkileri nasıl etkilenecek?
OHAL nedir?
OHAL’in tanımı Anayasamızda veya kanunlarda açıkça tanımlanmasa da Anayasanın 119 ve 120. maddelerinden OHAL’in ne olduğunu anlayabiliyoruz. Zira 119. madde, “Tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle”, 120. madde ise “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle” olağanüstü hal ilanını düzenliyor. Şu halde OHAL, bu iki durumdan birisinde ilan edilen ve Yürütme erkine olağanüstü tedbirler alma yetkisi veren geçici bir yönetim sürecidir diyebiliriz. 21 Temmuz 2016 itibariyle uygulanmakta olan OHAL, bunlardan ikincisi yani “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle” ilan edilmiş durumda.
OHAL’de Yürütme’ye tanınan yetkiler neler?
OHAL süresince Yürütme’nin alacağı olağanüstü tedbirlerin neler olduğu ve OHAL’in nasıl uygulanacağına dair detaylar ise 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu kapsamında yer alıyor. OHAL süresince Yürütme’ye tanınan yetkileri üç ana başlıkta toplamak mümkün;
- Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde ilan edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülüklerinin belirlenmesi.
- Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması, durdurulması, halin gerektirdiği tedbirlerin alınması, kamu hizmeti görevlilerine ilave yetkiler verilmesi, görevlilerin durumlarında değişiklik yapılması veya olağanüstü yönetim usullerine ilişkin hükümlerin belirlenmesi,
- Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmesi.
OHAL’de hangi tedbirler alınabilir?
OHAL Kanunu 9. maddesi Yürütme’nin alabileceği tedbirleri şu şekilde sıralıyor;
- Bölgenin belirli yerlerinde yerleşimi yasaklamak, belirli yerleşim yerlerine girişi ve buralardan çıkışı sınırlamak, belli yerleşim yerlerini boşaltmak veya başka yerlere nakletmek,
- Resmi ve özel her derecedeki öğretim ve eğitim kurumlarında öğrenime ara vermek ve öğrenci yurtlarını süreli veya süresiz olarak kapatmak,
- Gazino, lokanta, birahane, meyhane, lokal, taverna, diskotek, bar, dansing, sinema, tiyatro ve benzeri eğlence yerleri ile kulüp vesair oyun salonlarını, otel, motel, kamping, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerini denetlemek ve bunların açılma ve kapanma zamanını tayin etmek, sınırlamak, gerektiğinde kapatmak ve bu yerleri olağanüstü halin icaplarına göre kullanmak,
- Bölgede olağanüstü hal hizmetlerinin yürütülmesi ile görevli personelin yıllık izinlerini sınırlamak veya kaldırmak,
- Bölge sınırları içerisindeki tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmak ve gerektiğinde bu amaçla geçici olarak bunlara elkoymak,
- Tehlike arz eden binaları yıkmak; sağlığı tehdit ettiği tespit olunan taşınır ve taşınmaz mallar ile sağlığa zararlı gıda maddelerini ve mahsullerini imha etmek,
- Belli gıda maddeleri ile hayvan ve hayvan yemi ve hayvan ürünlerinin bölge dışına çıkarılmasını veya bölgeye sokulmalarını kontrol etmek, sınırlamak veya gerektiğinde yasaklamak,
- Gerekli görülen zaruri ihtiyaç maddelerinin dağıtımını düzenlemek,
- Halkın beslenmesi, ısınması, temizliği ve aydınlanması için gerekli gıda madde ve eşyalarla her türlü yakıtın, sağlığın korunmasında, tedavide ve tıpta kullanılan ilaç, kimyevi madde, alet ve diğer şeylerin, inşaat, sanayi, ulaşım ve tarımda kullanılan eşya ve maddelerin, kamu için gerekli diğer mal, eşya, araç, gereç ve her türlü maddelerin imali, satımı, dağıtımı, depolanması ve ticareti konularında gerekli tedbirleri almak, bu yerlere gerektiğinde elkoymak, kontrol etmek ve bu malları satıştan kaçınan, saklayan, kaçıran, fazla fiyatla satan, imalatını durduran veya yavaşlatanlar hakkında fiilin işleniş şekli veya niteliği de nazara alınarak işyeri bulunduğu mahal için hayati önem taşımadığı takdirde işyerini kapatmak,
- Kara, deniz ve hava trafik düzenine ilişkin tedbirleri almak, ulaştırma araçlarının bölgeye giriş ve çıkışlarını kayıtlamak veya yasaklamak.
Kanunun 11. maddesinde ise alınabilecek diğer tedbirler şu şekilde sayılıyor;
- Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak,
- Belli yerlerde veya belli saatlerde kişilerin dolaşmalarını ve toplanmalarını, araçların seyirlerini yasaklamak,
- Kişilerin; üstünü, araçlarını, eşyalarını aratmak ve bulunacak suç eşyası ve delil niteliğinde olanlarına el koymak,
- Olağanüstü hal ilan edilen bölge sakinleri ile bu bölgeye hariçten girecek kişiler için kimlik belirleyici belge taşıma mecburiyeti koymak,
- Gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar ilanı ve benzerlerinin basılmasını, çoğaltılmasını, yayımlanmasını ve dağıtılmasını, bunlardan olağanüstü hal bölgesi dışında basılmış veya çoğaltılmış olanların bölgeye sokulmasını ve dağıtılmasını yasaklamak veya izne bağlamak; basılması ve neşri yasaklanan kitap, dergi, gazete, broşür, afiş ve benzeri matbuayı toplatmak,
- Söz, yazı, resmi, film, plak, ses ve görüntü bantlarını ve sesle yapılan her türlü yayımı denetlemek, gerektiğinde kayıtlamak veya yasaklamak,
- Hassasiyet taşıyan kamuya veya kişilere ait kuruluşlara ve bankalara, kendi iç güvenliklerini sağlamak için özel koruma tedbirleri aldırmak veya bunların artırılmasını istemek,
- Her nevi sahne oyunlarını ve gösterilen filmleri denetlemek, gerektiğinde durdurmak veya yasaklamak,
- Ruhsatlı da olsa her nevi silah ve mermilerin taşınmasını veya naklini yasaklamak,
- Her türlü cephaneler, bombalar, tahrip maddeleri, patlayıcı maddeler, radyoaktif maddeler veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler ve boğucu gazlar veya benzeri maddelerin bulundurulmasını, hazırlanmasını, yapılmasını veya naklini izne bağlamak veya yasaklamak ve bunlar ile bunların hazırlanmasına veya yapılmasına yarayan eşya, alet veya araçların teslimini istemek veya toplatmak,
- Kamu düzeni veya kamu güvenini bozabileceği kanısını uyandıran kişi ve toplulukların bölgeye girişini yasaklamak, bölge dışına çıkarmak veya bölge içerisinde belirli yerlere girmesini veya yerleşmesini yasaklamak,
- Bölge dahilinde güvenliklerinin sağlanması gerekli görülen tesis veya teşekküllerin bulunduğu alanlara giriş ve çıkışı düzenlemek, kayıtlamak veya yasaklamak,
- Kapalı ve açık yerlerde yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamak, ertelemek, izne bağlamak veya toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılacağı yer ve zamanı tayin, tespit ve tahsis etmek, izne bağladığı her türlü toplantıyı izletmek, gözetim altında tutmak veya gerekiyorsa dağıtmak,
- İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet aktinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi aşmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek,
- Dernek faaliyetlerini; her dernek hakkında ayrı karar almak ve üç ayı geçmemek kaydıyla durdurmak,
- Anayasanın 121 inci maddesine göre, olağanüstü halin ilanına veya devamına sebep olan hallerin Türkiye Cumhuriyeti sınırları ve mücavir yurt bölgelerimiz üzerinde cereyan etmesi ve eylemcilerin eylemlerini müteakip komşu ülke topraklarına sığındıklarının tespit edilmesi durumunda, ilgili komşu ülke ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında varılacak mutabakat çerçevesinde, valinin talebi üzerine ilgili komutan, eylemcileri ele geçirmek veya tesirsiz hale getirmek maksadı ile, her defasında Genelkurmay Başkanlığı kanalı ile Hükümetin müsaadesi tahtında, ihtiyaca göre, Kara, Hava veya Deniz Kuvvetleri unsurları ile mahdut hedefli sınır ötesi harekat planlayıp icra etmek.
OHAL çalışma hayatını nasıl etkiler?
Yukarıda sayılan tedbirlerin geneline bakıldığında, esasında her bir tedbirin çalışma hayatı ve işçi - işveren ilişkilerini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebileceği görülmektedir. Örneğin “Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak” ya da “Belli yerlerde veya belli saatlerde kişilerin dolaşmalarını ve toplanmalarını, araçların seyirlerini yasaklamak” gibi bir tedbirin alınması, o yerlerde yer alan işyerlerini doğrudan etkileyebilecektir. Fakat bütün bu tedbirler içerisinde çalışma ilişkilerini en fazla etkileyecek olan tedbir, 11. maddede yer alan, “İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet aktinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi aşmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek” olacaktır. Bu fıkra, doğrudan doğruya iş sözleşmesi feshini yani işçi çıkarmayı sınırlandırmaktadır. Fakat bu sınırlandırma, OHAL ilanıyla otomatik olarak devreye girmemekte, Yürütme tarafından bu yönde bir sınırlandırma yapıldığına dair genelge/tebliğ yayımlanması gerekmektedir.
OHAL’de işçi çıkarma yasak mı?
Hayır, 11. maddenin sözleşme fesihlerine getirdiği sınırlama tedbirinin Yürütme tarafından uygulamaya konulması halinde dahi işçi çıkarma yasaklanmamakta, sadece sınırlandırılmaktadır. Buna göre;
- İşçi kendisi işten çıkmak isterse istifa edebilecek,
- İşveren işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı haller veya sağlık sebepleriyle işçiyi işten çıkarabilecek,
- Emeklilik süresi dolan işçi emeklilik sebebiyle işten ayrılabilecek,
- Belirli süreli iş sözleşmelerinde sürenin dolmasıyla sözleşme sona erebilecektir.
Kapatılan işyerlerinden çıkış nasıl yapılacak?
OHAL kapsamında yayımlanan 667 ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle bazı işyerleri kapatılmıştır. Kapatılan işyerlerine dair SGK işlemlerininin ne şekilde yürütüleceği SGK tarafından yayımlanan 2 Ağustos 2016 tarih ve 2016/16 sayılı Genelge ile açıklanmıştır. Buna göre bu işyerlerinden 667 sayılı KHK ile kapatılanlar için 23 Temmuz 2016 tarihinde, 668 sayılı KHK ile kapatılanlar için 27 Temmuz 2016 tarihinde çalışanlar adına çıkış işlemleri yapılacaktır. Çıkış işlemleri SGK müdürlükleri tarafından yapılacak ve çıkış kodu olarak 36-OHAL/KHK seçilecektir. Bu kapsamda kapatılan işyeri çalışanlarına kıdem tazminatı ödenmeyecek (667 sayılı KHK/2.md.) fakat bu kişiler diğer şartları taşımaları halinde işsizlik sigortası yardımlarına başvurabileceklerdir.
OHAL işçi haklarını etkiler mi?
OHAL uygulaması -KHK ile kapatılan işyerleri hariç olmak üzere- iş sözleşmesinin feshine getirilebilecek sınırlama dışında, işçilerin;
- İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu,
- Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,
- Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunu,
- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu,
- İşsizlik Sigortası Kanunu,
- Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun
OHAL’de kısa çalışma ödeneğine başvurulabilir mi?
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu Ek 2. maddesinde, “Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir.” denilmektedir.
İlgili yönetmelikte zorlayıcı sebepler; işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dışsal etkilerden ileri gelen, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan deprem, yangın, su baskını, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri nedenler olarak sayılmıştır. OHAL ilanıyla oluşan şartlar da bu kapsamda zorlayıcı sebep olarak değerlendirilebilecektir. Dolayısıyla OHAL süresi içerisinde işveren dilerse, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurarak işçileri için kısa çalışma ödeneği talep edebilecektir. Bu ödenekten, işsizlik maaşına hak kazanabilecek durumda olan işçiler üç ay süreyle yararlanabilecektir. Kısa çalışma ödeneğinin miktarı, işçinin son 12 aylık brüt kazancının %60’ıdır. Fakat ödeneğin miktarı 2.470,5 TL’yi aşmayacaktır.
Dr. Sadettin ORHAN
CEO