Sadettin Orhan'ın kaleminden Emekliler Yazı Dizisi (2009/Haziran)
Emekliler Yazı Dizisi (1)
Başlarken…
Ülkemizde hali hazırda 9 milyona yakın emekli mevcut. Bu sayıya dul ve yetim aylığı alanlar da dahil. Fakat biz tamamını emekli olarak ifade edeceğiz. Haftada üç gün çalışma hayatı ve sosyal güvenliğe dair konuları ele aldığımız köşemize, emekli okurlarımızdan da çok sayıda soru geliyor. Özellikle sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe girmesiyle beraber emekli aylıklarının seyri, aylıklar arasındaki dengesizlikler, genel sağlık sigortası ve daha pek çok konuda soru alıyoruz. Daha önce farklı kesimlerin sosyal güvenlik reformundan nasıl etkilendiklerine dair yazı dizileri kaleme aldık. Ancak emekliler için özel bir dizi gerektiği halde bir türlü fırsat bulamadık. İşte emeklilerin sosyal güvenlik reformu sonrası durumlarına ve daha pek çok konuya bu yazı dizimizle değineceğiz. Aynı zamanda, dizimizin yayınlandığı süre zarfında emekli okurlarımızdan gelen sorulara da cevap vereceğiz.
Hangi kurumdan emekli olmak daha avantajlı?
Cumhuriyet tarihimiz boyunca farklı toplum kesimleri için farklı zamanlarda emeklilik sandıkları ihdas edildi. Memurlar için Emekli Sandığı, işçiler için SSK ve son olarak da bağımsız çalışanlar için Bağ-Kur hizmet vermeye başladı. Kuruluş ve işleyiş prensipleri farklı olan bu kurumların, üyelerine verdikleri hizmet standartları da oldukça farklı oldu. Bu farklılıkların başında şüphesiz emekli aylıkları geliyor.
Aylıklar arasında uçurum var!
Emekli aylıkları ve daha pek çok konuda emekliler arası farklılıkları gidermek üzere hayata geçirilen sosyal güvenlik reformuna rağmen, rakamlar arasındaki dengesizlik kolay kolay giderileceğe benzemiyor. Aşağıdaki tabloda, 2009/Ocak ayı itibariyle memur, SSK ve Bağ-Kur emeklileri arasındaki maaş farklılıkları görülüyor.
Kurum
En Düşük Aylık
En Yüksek Aylık
Ortala Aylık
Emekli Sandığı
776 TL
3.679 TL
934 TL
SSK
591 TL
2.136 TL
663 TL
Bağ-Kur
463 TL
1.437 TL
603 TL
Kaynak: www.sgk.gov.tr
Tablodan da görüldüğü üzere, emekli aylığı bakımından en iyi durumda olanlar memur emeklileri. Onları SSK takip ederken, en gariban emekli sınıfını Bağ-Kur’lular oluşturuyor. Tabloda özellikle En Yüksek Aylık sütununa bakarsanız, memur emeklisinin aylığının SSK ve Bağ-Kur’un toplamından fazla olduğunu görürsünüz. Buradaki uçurum, bazı memuriyet kadrolarında alınan makam, temsil ve görev tazminatlarının emekli olduktan sonra da aynen ödenmeye devam edilmesinden kaynaklanıyor. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra memuriyete girenlerin bu şansı olmasa da, eski memurlar için bu avantaj hala devam ediyor.
Tablo düzelecek ama!
Tabloda gördüğümüz çarpıklık, 1 Ekim 2008 sonrası çalışmaya başlayanlar için giderilmiş olacak ancak yeni sistem işçi ve esnafı memurun seviyesine çıkarmak değil, herkesi SSK’da eşitlemek prensibine dayanıyor. Bununla beraber 1 Ekim 2008 tarihinden önce çalışmaya başlamış olan işçi, esnaf ve memur arasındaki uçurum bundan sonra da artarak devam edecek. Zira şuanki memur emeklilerine ödenen aylıklar ile reform öncesi memur olanlara bağlanacak emekli aylıkları memur maaş katsayısına göre artırılıyor.
SSK ve Bağ-Kur aylıkları neden düşük?
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin memurlara nazaran daha düşük aylık almalarında iki belirleyici unsur var. Birinci unsur aylık bağlama esnasında ortaya çıkıyor. Evet, emekli aylığı bağlanırken SSK ve Bağ-Kur’luya sadece ödediği primlerin karşılığı olarak aylık bağlanır. Oysa memurlara ve özellikle üst düzey memurlara aylık bağlanırken, çalışırken karşılığı kesilmemiş maaş unsurları da dikkate alınır. Farklılık yaratan bir diğer unsur ise, aylıklar hesaplanırken ve yıldan yıla artırılırken kullanılan sistemdir. Burada teknik ayrıntısına girmeden ifade edecek olursak, SSK’lı ve Bağ-Kur’lular, memur emeklilerine göre ülke büyümesinden ve milli gelirden daha az pay alırlar.
Yarın: Emekli maaşları arasındaki farklılık giderilecek mi?
Emekliler Yazı Dizisi (2)
Emekli maaşları arasındaki farklılık giderilecek mi?
Yazımızın dünkü bölümünde işçi, esnaf ve memur emeklileri arasındaki maaş uçurumuna değinmiştik. Hatırlayacağınız üzere en düşük emekli maaşı memurlarda 776 TL, SSK’da 591 TL veBağ-Kur’da 463 TL idi. Emekli maaşlarının artırılmasında kullanılan mevcut sistemin devam etmesi halinde, 1 Ekim 2008’den önce göreve başlamış olan memurlarla diğer emekliler arasındaki fark, giderek daha da artacaktır.
En düşük aylık 900 TL mi olacak?
Sosyal güvenlik reformu olarak ifade ettiğimiz 5510 sayılı Kanun, emeklilerin ülke büyümesinden aldığı payı %100’den %30’a düşürdü. Bu değişikliğin anlamı, 2009 yılı itibariyle emekli maaşlarının, yıldan yıla çok daha yavaş artacak olmasıdır. Ancak bu değişiklik yapılırken eski memurlar ve memur emeklilerine dokunulmadı. Zira Anayasa Mahkemesi, siyasi iradeye “sen bu değişikliği memurlar açısından yapamazsın fakat SSK ve Bağ-Kur beni ilgilendirmez” dedi. Böyle olunca eski memurlarla memur emeklilerine dokunulmazken, SSK ve Bağ-Kur’da eski-yeni ayrımı yapılmaksızın herkes yeni yasaya tabi tutuldu.
Geçtiğimiz haftalarda, yukarıda açıkladığımız sistemden kaynaklanan maaş dengesizliğini gidermek üzere çalışma yapıldığı şeklinde haberler yayıldı. Hatta çalışmaya ilişkin taslağın Başbakanlık’a sunulduğu ve taslağa göre en düşük emekli aylığının 900 TL olacağı bile söylendi. Oysa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yapılan açıklamada, böyle bir çalışmanın olmadığı gibi, herhangi bir hazırlığında bulunmadığı yönünde oldu.
Harcama çeki yerine emekli maaşı verilsin!
İlgili bakanlıkça emeklilere yönelik zam haberleri yalanlanmış olsa da ortada bir gerçek var. O da özellikle en düşük emekli aylıkları yönünden ciddi bir dengesizliğin bulunduğu. Bize göre bu dengesizliğin giderilebilmesi için, en azından taban aylıkların eşitlenmesi gerekiyor. Bu eşitlemenin de en düşük memur emekli maaşı olan 776 TL’de yapılması lazım.
Kriz ortamında iç talebi canlandırma adına dar gelirlilere harcama çeki dağıtılması gündeme getiriliyor. İlk duyuşta kulağa hoş gelen bu önerinin hayata geçirilmesi ise oldukça zor. Zira çeklerin tutarlarının ne olacağı, kimlere hangi kriterlere göre dağıtılacağı gibi sorular cevapsız kalıyor. Oysa harcama çeki yerine en düşük emekli aylığının bütün emekliler için 776 TL’de eşitlenmesi, hem talep canlanması bakımından hem de uygulanabilirlik açısından çok daha kestirme bir yol olacaktır.
Sosyal güvenlik açığı var ama…
“Emekli aylıklarına zam yapılsın” talebi dillendirildiğinde, yetkililerin savunmaları, ülkemizde sosyal güvenlik sisteminin açık verdiği ve dolayısıyla harcamalarda artış yaratacak herhangi bir düzenlemenin yapılamayacağı yönünde oluyor. Şunu kabul ediyoruz ki ülkemiz sosyal güvenlik sistemi geçmiş dönemlerde oldukça popülist uygulamalara konu olmuştur Maalesef geçmişin hovardalıklarının faturasını bugünün emeklisi ödüyor. Fakat şu da bir gerçek ki bütün gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenlik sistemleri açık veriyor. Yine de özellikle gelişmiş ülkelerde emekliler toplumun orta sınıfını oluşturuyor. Ülkemizdeyse “emekliler” sınıfı maalesef gelir dağılımında ağırlıklı olarak en alt %20’lik dilime dahil.
Yarın: Çalıştıkça emekli aylıkları düşüyor mu?
Emekliler Yazı Dizisi (3)
Çalıştıkça emekli aylıkları düşüyor mu?
Son zamanların güncel konularından birisi de emekliliği yakın olan çalışanların, çalışmaya devam ettikçe emekli aylıklarının düşüp düşmediği. Bu konuda potansiyel emekli olan çalışan okurlarımızdan çok sayıda soru aldık. Özellikle de emeklilik şartlarını yerine getirdiği halde, sırf daha yüksek emekli aylığı hayaliyle prim gününü artırmak için çalışmaya devam edenler tedirgin durumda. Bu sorunun cevabını vermeden önce, emekli aylıkları nasıl hesaplanıyor, kısaca özetleyelim.
Aylıklar nasıl hesaplanıyor?
Ülkemizde gerek emeklilik tarihinin gerekse emekli aylığı tutarının hesaplanması son derece karmaşık bir mevzuata tabi. Aşağı yukarı her hükümet döneminde bir sistem değişikliğine gidildiğinden, kişilerin özel durumlarına göre bu bilgileri hesaplamak, ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Bu yüzden işin detayına girmeksizin, konu hakkında bir fikir vermeye çalışacağız.
Ülkemizde emekli aylıkları üç ayrı sisteme göre hesaplanıyor;
Özellikle 2008/Ekim sonrasında emekli aylıklarını düşüren bir diğer uygulama da gelişme hızından, yani ülke büyümesinden emeklilerin aldığı payın %100’den %30’a düşürülmesi olmuştur.
Kimlerin aylıkları düşüyor?
Bütün çalışanların değil fakat bazı çalışanların hak ettikleri emekli aylıkları, çalışmaya/prim ödemeye devam ettikçe aydan aya bir miktar (1-2 TL) düşüyor. Bunlar;
2000 sonrası başlayanların durumu
Bunların dışındaki çalışanların, örneğin 2000 yılı sonrası işe başlayanların çalışmaya devam ettikçe emekli aylıkları düşmüyor, tam tersine artıyor. Zira bu çalışanlar zaten öncekilere göre düşük aylık sisteminde çalışıyorlar. Bu sistem içerisinde emekli aylığını artırmanın yolu ise ya daha uzun süre ya da daha yüksek seviyeden prim ödemektir.
Soru: Sadettin bey benim doğum tarihim 29.06.1965, ilk işe giriş tarihim Eylül 1982. Toplam günüm 6300 gün. Gün ve çalışma yılı olarak doldurdum ve yaşı bekliyorum. Bazılarına göre prim ödemeye devam etmem durumunda her yıl için 40 TL bağlanacak maaş azalıyor deniyor bu doğru mu? Sait DOĞAN
Cevap: Değerli okurum, eğer primleriniz SGK’ya brüt 2000 TL’nin altında bildiriliyorsa, prim ödemeye devam etmeniz emekli aylığınızı düşürmektedir. Fakat evinizi geçindirmek için mecburen çalışacaksınız ve çalışınca da adınıza prim ödenecek. Yaştan emekli oluncaya kadar prim ödemeye devem edeceksiniz. Ancak imkanınız varsa brüt ücretinizin 2000 TL üzerinde bildirilmesini sağlayın.
Yarın: Emeklilikte tekrar çalışanları neler bekliyor?
Emekliler Yazı Dizisi (4)
Emekliyken tekrar çalışanları neler bekliyor?
Sosyal güvenlik reformu kapsamında en fazla tartışılan konulardan birisi de emeklilikte çalışma konusuydu. Reformun ilk halinde, emekli olduktan sonra çalışmaya başlayanların tamamının aylıklarının kesilmesi öngörülmüştü. Daha sonra kamuoyundan gelen tepkilerle biraz daha yumuşak bir düzenlemeye gidildi. Düzenlemeye son şekli verilirken, 1 Ekim 2008 tarihinden önce sosyal güvenlik sistemine girişi olanlarla bu tarihten sonra ilk defa giriş yapacaklar arasında bir ayrıma gidildi.
1 Ekim 2008 öncesi girişliler: Şanslı kesim!
Sosyal güvenlik reformunun (5510 sayılı Kanun) yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce;
SSK’ya tabi çalışanlar: Reform öncesi çalışması olanlar, hangi kurumdan emekli olurlarsa olsunlar, emekli olduktan sonra SSK (4/a) kapsamında emekli aylıkları kesilmeksizin çalışabilecekler. Bu kapsamdakiler, emekli olduktan sonra yeniden çalışmaya başlarlarsa, emekli aylıklarını kesintisiz alacaklar. Sadece çalıştıkları işyerinden aldıkları ücretten sosyal güvenlik destek primi (SGDP) ödenecek. Bu kesintinin ise ¼’ü çalışandan, kalanı işverenden kesilecek.
Bağ-Kur’a tabi çalışanlar: Yine reform öncesi sosyal güvenlik girişi bulunup da emekliliğinde Bağ-Kur’a (4/b) tabi çalışmak isteyenler de emekli aylıkları kesilmeksizin çalışabilecekler.Bunlardan da SGDP kesintisi yapılacak. Kesinti, bu emeklilerin aylıklarından %15 oranında olacak. Fakat bu oran 2009’da 13 ve 2010’da ise 14 olarak uygulanacak. 2011’den itibaren %15 olarak devam edecek.
Memuriyete girenler: Bir kimse ister memur emeklisi isterse başka bir kurumdan emekli olsun, emekliyken memuriyete başlarsa emekli aylığı kesilir. Yani emeklilik sonrası kamuda çalışmaya başlayanların, hem emekli aylığı alıp hem de memur maaşını alma imkanları bulunmuyor. Reform öncesi bu hak bulunmadığı gibi, reform sonrasında da aynı düzenleme korundu.
1 Ekim 2008 sonrası girişliler: Şanssız kesim!
Emeklilikte yeniden çalışma konusunda en şanssız kesimi, reform öncesinde hiçbir çalışması veya prim ödemesi olmayıp da ilk defa 1 Ekim 2008 sonrası çalışmaya başlayanlar oluşturuyor. Bu kesim de yine çalışmanın türüne göre farklı hükümlere muhatap olacak. Fakat şunu da belirtelim ki bu düzenleme bugünün emeklilerini değil, bugünlerde çalışmaya yeni başlayıp da 30-35 sene sonra emekli olacak nesli ilgilendiriyor.
SSK’ya tabi çalışacaklar: Bugünün yeni çalışanları, ilerde emekli olup da yeniden SSK’ya tabi çalışmak isterlerse emekli aylıkları kesilecek. Yani bunların, destek primi ödemek suretiyle, emekli aylığını da alarak çalışma şansları olmayacak.
Bağ-Kur’a tabi çalışacaklar: Bugünün yeni çalışanları, 30-35 sene sonra emekli olduklarında, esnaf veya şirket ortağı olurlarsa emekli aylıklarını alarak çalışabilecekler. Yani ilk defa reform sonrası sigortalı (işçi, memur, esnaf) olanlar da, reform öncesindekilerde olduğu gibi, %15 SGDP ödemek suretiyle, emekli aylıkları kesilmeksizin çalışabilecekler.
Memuriyete girecekler: Reform sonrasının sigortalıları da öncekilerde olduğu gibi, emeklilik sonrası memuriyete başlarlarsa, emekli aylıkları kesilecek.
Görüldüğü üzere reform sonrasında sigortalı olanların en büyük şanssızlığı, emeklilik sonrasında SSK’lı olarak çalışmaya başladıklarında emekli aylıklarının kesilecek olması.
Soru: Sadettin Bey, ben 2008 yılında memuriyetten emekli oldum. Bu günlerde kendi adıma bir dükkan açarak çalıştırmak istiyorum. Bunun için sanırım vergiye kayıt olmam gerekiyor. Vergi kaydım başlayınca emekli aylığımı keserler mi? Ne yapmamı önerirsiniz? Yusuf MELEN
Cevap: Yusuf Bey, memur emeklisi olarak kendi adınıza dükkan açarsanız, eski adıyla Bağ-Kur yeni adıyla 4/b kapsamına alınırsınız. Bu durumda memur emekli aylığınız kesilmez. Sadece maaşınızdan %13 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.
Yarın: Genel sağlık sigortası, emeklilere neler getirdi?
Emekliler Yazı Dizisi (5)
Genel sağlık sigortası, emeklilere neler getirdi?
Genel sağlık sigortası (GSS), ülkemizde yıllardır tartışılan fakat bir türlü uygulamaya sokulamayan bir projeydi. Bu büyük proje nihayet son sosyal güvenlik reformu kapsamına alındı ve 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle tamamıyla hayatımıza girmiş oldu. Böylece hem ülke nüfusumuzun tamamı (hatta ülkemizde yaşayan yabancılar ve sığınmacılar dahil) hem de sağlık hizmetlerinin geneli, güvence altına alınmış oldu. Peki, GSS’nin uygulamaya girmesiyle özellikle emekliler açısından neler değişti ve neler değişecek?
SSK ve Bağ-Kur emeklisi sevindi!
GSS’nin özellikle SSK ve Bağ-Kur emeklileri için en önemli faydası, üniversite hastaneleri ile özel hastanelere de başvurabiliyor olmaları. Daha önce devlet hastaneleri ile SSK hastanelerine başvurabilen bu kesim, ancak zorunlu hallerde üniversite hastanelerine sevkle gidebiliyorlardı. Özel hastanelerin ise neredeyse önünden bile geçemiyorlardı. GSS ile birlikte 1 Ekim 2008 tarihinden beri, SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile bunların hak sahipleri, hiçbir sevke ve ek işleme gerek kalmaksızın, istedikleri hastanede tedavi olabiliyor. Memur emeklileri ise zaten öteden beri, bütün anlaşmalı sağlık kurumlarına gidebiliyor.
SGK, hangi sağlık hizmetlerini ödüyor?
GSS ile birlikte sadece sağlık hizmeti alınacak kurum yelpazesi değil, aynı zamanda SGK tarafından ödenen sağlık hizmetleri de genişledi. Dolayısıyla burada hangi sağlık hizmetlerinin SGK tarafından ödendiğini saymaktansa, hangilerinin ödenmediğini saymak daha kolay olacaktır.
SGK’nın ödemediği sağlık hizmetleri;
Kaplıcaya gidin, hesabı SGK ödesin!
GSS ile birlikte emeklilerin sevindiği bir diğer husus da kaplıcaların bütün emeklilere açılması. GSS öncesinde kaplıcalara, binbir zahmetle tam teşekküllü hastanelerden alınacak sevklerle gidilebiliyordu. Oysa 1 Ekim 2008 tarihinden beri, Sağlık Bakanlığı’nca ruhsat verilmiş ve SGK ile anlaşması olan bütün kaplıcalara fizik tedavi amacıyla hiçbir sevke ve formaliteye tabi olmadan doğrudan gidilebiliyor. Tek yapılması gereken, sağlık karnenizi yanınızda götürmeniz.
Diş tedavileri de kapsama alınıyor
SGK’nın hali hazırda çalışmalarını yürüttüğü bir diğer sağlık hizmeti de diş muayene ve tedavileri. Yakın zamanda çalışmaların bitirilmesiyle birlikte bütün emekliler, özel diş hekimleri ve kliniklerden de sağlık yardımları alabilecekler. İleri yaşlarda en fazla şikayet edilen konuların başında ağız ve diş sağlığının geldiğini dikkate alırsak, böyle bir hizmetin önünün açılması, emekliler için önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Soru: Sadettin Bey, ben 2008 yılı Aralık ayında …. Hastanesinde burun ameliyatı oldum. Normalde ben SSK emeklisiyim ve ameliyatın en azından belirli bir kısmını SGK’nın karşılayacağını sanıyordum. Oysa ameliyattan bir iki ay sonra beni aradılar ve SGK’nın ameliyat masraflarını karşılamadığını ve 650 TL daha ödemem gerektiğini söylediler. Ben emekli olduğum ve sosyal güvencem bulunduğu halde, SGK’nın, benim ameliyat giderimi karşılamaması normal midir? Yoksa hastane benden haksız yere para mı almıştır? Nazmi Kemerci
Cevap: Nazmi Bey, yukarıda da belirttiğim gibi SGK, estetik amaçlı ameliyatları ödememektedir. Özellikle burun ameliyatlarında sağlık gerekçesinin yanında çok sayıda estetik amaçlı ameliyat da yapılmaktadır. Fakat sizin ameliyatınız estetik değil de sağlık amaçlıysa ve buna ilişkin heyet raporu dosyanızda bulunuyorsa, SGK, ameliyat giderinizi anlaşma paket fiyatı üzerinden öder. Bu konuda size en yakın SGK müdürlüğüne bilgi amaçlı dilekçe verebilirsiniz. Böylece sizden alınan ilave ücretin hukuki olup olmadığını ve hukuki ise gerekçesini öğrenmiş olursunuz.
Yarın: Hangi sağlık hizmetleri bütün kurumlarca ücretsiz veriliyor?
Emekliler Yazı Dizisi (6)
Hangi sağlık hizmetleri tamamen ücretsiz?
Dünkü yazımızda Genel Sağlık Sigortasını (GSS) anlatmış ve hangi sağlık hizmetlerinin SGK tarafından ödendiğine değinmiştik. Emekliler ve genel olarak sigortalılar, aldıkları sağlık hizmetinin karşılığında belirli oranlarda katılım payı öderler. Katılım payı alınan hizmetler ve katılım payı tutarları;
Acil hallerde, dilediğiniz yere gidin!
Emeklilerin, GSS nimetlerinden yararlanabilmek için kural olarak SGK ile anlaşmalı sağlık kurumlarına gitmeleri gerekiyor. Aksi halde, anlaşmasız sağlık kurumlarından alınan hizmetler, doğal olarak SGK’nın değil emeklinin cebinden çıkıyor. Ancak acil hallerde, başvurulan sağlık kurumunun SGK ile anlaşması olsun ya da olmasın ödenen para, SGK’dan tahsil edilebiliyor. Diyelim ki gece vakti ansızın rahatsızlandınız ve en yakındaki özel hastaneye gittiniz. Hastane sizi, “SGK ile anlaşmamız yok” diyerek geri çeviremeyecek. Gerekli müdahale yapılacak, verilen hizmetin aciliyetine dair belge düzenlenecek ve ödediğiniz tutarın faturası ile birlikte size verilecek. Siz de fatura ve acil formu ile birlikte SGK müdürlüğüne başvurarak acilde ödediğiniz parayı geri alacaksınız.
Yurtdışında tetkik ve tedavi imkanı
Ülkemiz sağlık sisteminin kaydettiği gelişme, yurtdışından ve özellikle de Avrupa ülkelerinden hasta çekebileceğimiz noktalara ulaştı. Bununla birlikte özellikle kanser ve benzeri vakalarda, bizden de yurtdışına hasta gidişi yaşanıyor. GSS uygulaması öncesinde, sadece tedavi kapsamında yurtdışına gidilebilirken, artık tetkikler için de gidilebiliyor. Ancak gerek tedavi gerekse tetkiklerde, Sağlık Bakanlığı’nın uygun görüşü gerekiyor.
Hak sahiplerine de aynı imkanlar var
GSS kapsamında emeklilere sağlanmış bütün sağlık imkan ve hizmetlerinden, hak sahibi yakınları da yararlanabiliyor. Emeklinin karnesiyle hizmet alabilecek hak sahipleri;
Kız çocuklarının durumu nedir?
GSS ile birlikte en fazla gündeme gelen konulardan birisi de 18 yaşını doldurmuş olan kız çocuklarının durumu idi. 1 Ekim 2008 tarihine kadar, evli olmayan kız çocukları yaşları ne olursa olsun, ana-babaları üzerinden sağlık yardımı alabiliyordu. Ancak GSS sonrası artık kız çocuklarına verilen ayrıcalık kaldırılmış oldu. Bununla beraber 1 Ekim 2008 öncesinde 18 yaşını doldurduğu halde ana-babası üzerinden sağlık yardımı almakta olanlar, bundan sonra da almaya devam edecekler. Ta ki kendileri sigortalı oluncaya veya evleninceye kadar. Ayrıca sigortalılıkları veya evlilikleri sona ererse, tekrar ana-babaları üzerinden sağlık yardımı alamayacaklar.
Soru: Sadettin Bey, benim kızım üniversiteden bu yıl mezun oluyor. Kendisi şuan 23 yaşında. Ben Bağ-Kur emeklisiyim ve kızım bir işe yerleşinceye kadar benim sağlık güvencemden yararlansın istiyorum. Bunun için ne yapmam lazım? Metin GÜROL
Cevap: Metin Bey, maalesef kızınız sizin üzerinizden sağlık yardımlarını alamaz. Kendisi 18 yaşından büyük olduğu ve yükseköğrenimini de tamamladığı için, hak sahipliği sona ermiş durumda. Bundan sonra ya çalışarak ya da GSS primlerini ödeyerek sağlık yardımı alabilir.
Yarın: Birden fazla aylık alınabilir mi?
Emekliler Yazı Dizisi (7)
Birden fazla aylık alınabilir mi?
Emekli veya potansiyel emekli okurlarımız tarafından en fazla sorulan sorulardan birisi de birden fazla emekli/dul/yetim aylığının alınıp alınamayacağı.
Birden fazla aylık alma konusunda, en son ve güncel düzenleme 5510 sayılı Kanunun 54. maddesi ile yapıldı. Yeni düzenleme ile birlikte birden fazla aylık konusu şu şekilde formüle edildi;
Soru: Sadettin Bey, kayınvalidem normal emeklilik için yaşı bekliyordu. Fakat emekliliğine iki yıl kala ciddi bir rahatsızlık geçirdi ve malulen emeklilik talep etmek zorunda kaldı. Ancak bunun için SSK tarafından heyet raporu istendi. Raporun alınması, onaylanması ve aylığın bağlanması iki yıla yakın sürdü. Yani bu arada kendisi zaten normal emekliliğe de hak kazanmış oldu. Kayınvalidemin malullük aylığı yeni bağlandı. Bizim merak ettiğimiz, kayınvalidem için normal emeklilik mi daha avantajlı olur yoksa malulen emeklilik mi? Bir de bu ikisi arasında tercih yapma hakkımız var mı? Ziyaettin Uslu
Cevap: Değerli okurum, yukarıdaki formüle bakarsanız sizin sorunuz birinci maddede yer alıyor. Yani kayınvalideniz hem malullük hem de emeklilik aylığına hak kazandığına göre, bu aylıklardan yüksek olanını alacak. Aylıklar eşitse ki pek olası bir durum değildir, bu durumda emeklilik aylığını alabilecek. Yani kayınvalidenize bu konuda tercih hakkı tanınmamıştır. Fakat kanuni düzenleme zaten kişilerin lehine olarak yapıldığından, tercihe de bırakılsa zaten bunu tavsiye ederdik.
Yukarıda yer verilen hükümler, 1 Ekim 2008 sonrasında bağlanan aylıklarla uygulanacak. Bu tarihten önce birden fazla aylık almakta olanlar ise durumlarında değişiklik oluncaya kadar aynı aylıkları almaya devam edecekler.
Yarın: Hangi dul ve yetimler aylıktan mahrum kalacak?
Emekliler Yazı Dizisi (8)
Hangi dul ve yetimler aylıktan mahrum kalacak?
Yeni sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 sonrasında, birden fazla aylık alma konusunun ne şekilde düzenlendiğini dünkü yazımızda izah ettik. Her bir durum için de örnekler verdik. Genel olarak söyleyecek olursak, reform yasası (5510 sayılı Kanun) birden fazla aylık alma konusunda önemli sınırlamalar getirdi. Peki, dul veya yetimlerin, ölen yakınlarından aylığa hak kazanmalarını engelleyen durumlar var mı? İşte bugün bu soruya cevap vereceğiz.
Katil eş veya evlada aylık yok!
Reform kanunu olarak ifade ettiğimiz 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde dul ve yetim aylıklarıyla ilgili olarak kritik bir düzenlemeye yer verildi. Maddenin (a) bendinde, “Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirdiği” anlaşılan dul veya yetimlere aylık bağlanmayacağı hükmü yer alıyor. Ancak kasten öldürme veya teşebbüs hallerinin varlığı, mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmalı.
Örnek: Tartıştığı devlet memuru eşini bıçaklayarak öldüren Sermet Bey, normalde eşinden dul aylığına hak kazanacakken, eşini kasten öldürdüğü mahkeme kararıyla kesinleştiği için, dul aylığından mahrum kalacaktır
Mirasçılıktan reddedilene de aylık yok!
Dul ve yetim aylıklarının bağlanmadığı bir diğer durum da mirastan reddedilme halidir. Buna ilişkin düzenleme, yine aynı kanun maddesinin (b) fıkrasında düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, “Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldıkları” mahkeme kararıyla kesinleşenler de dul ve yetim aylıklarından mahrum kalacaklardır. Burada bir kimsenin aylıktan mahrum kalması için sadece mirasçılıktan çıkarılması yeterli değil. Mirastan çıkarılan kişinin, ya aylığını alacağı kişiye karşı ağır bir suç işlemiş olması ya da aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemiş olması gerekiyor. Ayrıca bu durumun da yine mahkeme kararıyla kesinleşmiş olması lazım.
Örnek: Bakıma muhtaç eşine karşı aile hukukundan kaynaklanan sorumluluklarının hiçbirisini yerine getirmeyen Neriman Hanım, bu durumun mahkeme karıyla da sabit olması durumunda, vefat eden eşinden dolayı dul aylığını alamayacaktır.
Anlaşmalı boşananlara aylık yok!
Ülkemizde en fazla görülen sosyal güvenlik suiistimallerinin başında anlaşmalı boşanmalar geliyor. Kimi bayanlar önceki eşlerinden kalan dul aylığını alabilmek için, kimileri de ana-babalarından kalan yetim aylığını alabilmek için mevcut eşlerinden anlaşmalı (muvazaalı) olarak boşanıyor. Oysa 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde, “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre (faiziyle birlikte) geri alınır.” hükmü yer alıyor. Açıkçası, reform öncesinde bu tür haksız aylık alanların tespiti pek kolay yapılamıyordu. Ancak reform sonrasında, başta kamu kurumları olmak üzere bankalardan GSM operatörlerine kadar pek çok kurum ve kuruluştan SGK’ya bilgi akışı gerçekleşiyor. Hal böyle olunca SGK’nın, bu türden usulsüzlükleri tespit etmesi de eskiye nazaran daha kolay oluyor. Nitekim okurlarımızdan gelen maillerden, bu konuda ciddi oranda tespit ve aylık iptali yapıldığını anlıyoruz.
Soru: Sadettin Bey, annem ve babam evliydi. Daha sonra anneannemden kalan aylığı alabilmek için kağıt üstünde boşandılar. Annem bir süre aylık aldı ve tekrar resmi nikah kıydırdılar. Tekrar evlenince annemin aylığı kesildi fakat SGK şimdi bizden annemin aldığı aylıkları geri istiyor. Biz bu parayı ödemek zorunda mıyız? Ne yapmamız gerekiyor? İsmi Mahfuz
Cevap: Değerli okurum, anneniz ve babanız, yukarıda ifade ettiğimiz muvazaalı boşanma yoluna gitmişler. SGK da bunu tespit etmiş. Bundan sonra bu parayı yasal faiziyle birlikte ödemekten başka seçeneğiniz yok.
Yarın: Aylık alanlar, dikkat!
Emekliler Yazı Dizisi (9)
Aylık alanlar, dikkat!
Şuan itibariyle ülkemizde yaklaşık 9 milyon kişi aylık alıyor. Bu kişilerin çoğunluğunu memur, SSK veya Bağ-Kur emeklisi oluştururken, kimisi de dul-yetim aylığı, özürlü aylığı veya 65 aylığı alıyor. Alınan aylık ister emekli aylığı olsun, ister dul-yetim aylığı, bazı noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Zira geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren sosyal güvenlik reformuyla birlikte, aylık ödemelerine dair önemli düzenlemeler yapıldı.
Suiistimallere geçit yok
Geçmiş yıllarda özellikle emekli aylıkları ile ilgili bazı suiistimaller yaşanıyordu. Örneğin aylık alan kişi vefat ettiği halde nüfusa bildirilmiyor ve emekli aylığı banka hesabına yatmaya devam ediyordu. Ya da anne-babasından yetim aylığı veya önceki kocasından dul aylığı alan kadınlar evlendikleri halde resmi nikah kıydırmayarak aylık almaya devam ediyordu. İşte bu türlü suiistimalleri önlemeye dönük pek çok tedbir yasaya girdi.
Bundan sonra;
Emekli aylığını 6 ay üst üste çekmeyenlerin aylığı durdurulacak. Aylığın yeniden başlaması için SGK'ya tekrar müracaat gerekiyor. Bu uygulamadan maksat, ölen emeklilerin hesabına boş yere para yatırmayı önlemek.
Nüfustan bilgiler güncellenecek
Emekli aylığı, dul veya yetim aylığı ödenen kişilerin bilgileri her ay Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'nden sorgulanacak. Cinsiyet değişikliği, ölüm veya evlenme durumları kontrol edilecek. Böylece haksız yere aylık almanın önüne geçilmiş olacak. Örneğin reform öncesinde çok sık karşılaşılan suiistimallerden birisi de, emekli şahıs öldüğü halde SGK’ya bildirmeksizin, yakınları tarafından maaşının çekilmeye devam edilmesi idi. Yeni düzenleme ile bu ve buna benzer haksız ödemelerin de önüne geçilmiş olacak.
Yurtdışından yaşayanlar belge gönderecek
Emekli aylığı alanlar içerisinde azımsanmayacak sayıda kişi yurtdışında yaşıyor. Yurtdışında yaşayıp da SGK'dan emekli aylığı alanlar her yıl, yaşadıklarına dair belgeyi SGK'ya gönderecekler. Aksi halde emekli aylıkları kesilecek. Kesilen emekli aylığı, belgenin SGK’ya ulaştırıldığı tarihi takip eden aydan itibaren tekrar ödenmeye başlanacak.
SGK'nın kontrol memurları da, şüpheli gördükleri durumlarla ilgili yerinde inceleme yapacaklar. Böylece öldüğü halde emekli aylıkları çekilmeye devam edenler veya kağıt üstünde boşandıkları halde birlikte yaşamaya devam edenler tespit edilecek.
Özürlüler için de kontrol var
SGK’nın denetim ve kontrolleri sadece emekli aylıkları ve diğer ödemelerle sınırlı değil. Özürlü sıfatıyla Kurumdan maaş veya ödeme alanlar da denetlenecek. Sakatlığı ya da malullüğü olmadığı yahut da iyileştiği halde iş göremezlik geliri veya malullük aylığı almaya devam edenler kontrol edilecek. Yapılan kontrol sonucu aylık veya gelire hak kazanmadığı tespit edilenlerin ödemeleri kesilecek. Haksız yere almış oldukları paralar faiziyle geri alınacak.
Haksız yere aylık alan varsa…
SGK tarafından yapılacak kontroller neticesinde, emekli, dul, yetim veya özürlü-malul aylıklarından haksız yere ödenmiş olanlar varsa, bu ödemeler belirli şartlarla ilgilerden geri alınacak. Bu şartlar;
- Haksız ödemeler, ilgili kişinin kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden hesaplanacak kanuni faiziyle birlikte,
- Haksız ödemeler bu ödemi alan kişiden değil de Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz olarak geri alınacak.
Yani haksız yere aylık ödenmesi, aylığı alan kişinin kusurundan kaynaklanıyorsa son 10 yıllık kısmı faiziyle; SGK’nın hatasından kaynaklanıyorsa son 5 yıllık kısmı faizsiz bir şekilde geri alınacak.
Soru: Sadettin Bey, benim üvey babam Bağ-Kur’dan emekli aylığı alıyordu. Kendisi geçtiğimiz yıl Haziran ayında vefat etti. Fakat üvey kardeşimizin biri, babamın emekli aylığını 7 ay boyunca çekmeye devam etmiş. Şimdi SGK bize bir yazı gönderdi ve bu 7 aylık tutarı bizden istiyor. Oysa bu paranın bir tek kuruşu dahi bizim cebimize girmedi. Ne yapmamız gerekiyor? Gülten Kamışlı
Cevap: Değerli okurum, üvey babanızın maaşının ölümünden sonra da çekilmeye devam edilmesi, yukarıda saydığımız suiistimaller arasına giriyor. Dolayısıyla bu parayı SGK yasal mirasçılardan tahsil edecektir. Siz de üvey evlat olarak yasal mirasçılar içerisinde yer alıyor olmalısınız ki SGK size tebligat göndermiş. Bu durumda eğer parayı çeken üvey kardeşiniz aldığı parayı yasal faiziyle geri öderse sorun olmaz. Ancak kendisi bunu ödemeye yanaşmazsa, yapmanız gereken aranızda bu parayı toplayarak bir an önce SGK’ya ödemektir.
Yarın: Emeklilerden gelen sorulara cevaplar.
Emekliler Yazı Dizisi (10)
Sizden gelen sorulara cevaplar…
Çalıştıkça aylığım düşüyor mu?
Soru: Sadettin Bey merhabalar. Yazılarınızı sürekli olarak takip ediyorum. Öncelikle bizi bilgilendirdiğiniz çok teşekkür ederim. Size birkaç sorum olacak. Doğum Tarihim 16.06.1963, sigorta giriş tarihim 01.04.1981 ve toplam prim günüm 7.528. Ne zaman emekli olabilirim? SSK'ya ödenen kazanç tutarım 4.329 TL, yani tavandan. Yazınızdan 2000 TL'’nin altında prim ödeyenlerin maaşında azalma olacağını anladım. Benim ödediğim tutara göre artma yada azalma söz konusu mudur? Sinan Güner
Cevap: Sinan Bey, verdiğiniz bilgilere göre 16 Haziran 2009 tarihi itibariyle emekliliği hak etmişsiniz. Yani istediğiniz zaman dilekçenizi verip ayrılabilirsiniz. Primleriniz tavandan ödendiği için, bağlanacak emekli aylığınız aydan aya azalmıyor, artıyor. Dolayısıyla bu şartlarda ne kadar uzun çalışırsanız, o kadar yüksek aylık alırsınız.
Semt pazarından yer kiraladım, maliye peşime düştü!
Soru: Sadettin Bey, ben SSK emeklisiyim. Belediyeden semtimizde bulunan sebze pazar yerinden, 6 yıl önce adıma satış tezgah yeri tahsisi aldım. 10 gün önce vergi dairesinden bir yazı geldi. Pazaryerindeki bu tezgahta satış yapıp yapmadığımı veya kiraya verip vermediğimi ve ayrıca kendi ürettiğim ürünü satıyorsam çiftçi belgesi v.s soruyor. 15 gün içinde bilgi talep ediyor, aksi takdirde resen vergi mükellefi yapacaklarını söylüyorlar. Bunun üzerine vergi mükellefi olmamak için, ziraat odasına kayıt oldum ve çiftçi belgesi alarak vergi dairesine verdim.
Şimdi zaten ben SSK emeklisi olduğum için ne yapmam lazım? SSK’ya ayrıca bu durumu bildirecek miyim? Veli Dumankaya
Cevap: Değerli okurum, sizin herhangi bir yere bilgi vermenize gerek yok. Ziraat odası, sizin adınıza SGK’ya bildirim yapar. Çiftçilik yapan emeklilerden herhangi bir kesinti yapılmaz. Dolayısıyla SGK’ya bildirim yapılsa dahi ziraat odası kaydınızdan dolayı emekli aylığınızda herhangi bir kesinti yapılmayacaktır.
Emekli maaşı yerine prim alabilir miyim?
Soru: Emekliler hakkındaki yazınızı ilgiyle takip ediyorum. Açıkçası şimdiden kaygılıyım, yaklaşık 26 yıldır çalışıyorum, seneye Mayıs ayında emekli olacağım. Primlerim de maalesef 2000 TL altında. Ben emekli olduktan sonra artık dinlenmek istiyorum ama bağlanan maaşla geçinmem çok zor, sadece ev kiram 450 TL gerisini siz düşünün. Ben emekli olduğumda 600 TL alacaksam ve çalışmak zorunda kalacaksam SSK’ya ödenen primlerimi geri alabilir miyim? Filiz KIZILOĞLU
Cevap: Filiz Hanım, sosyal güvenlik sistemimizde çok istisnai durumlar dışında prim iadesi yapılmamaktadır. Hele hele emekliliğe hak kazanmış kişilere asla prim iadesi yapılmaz, maaş bağlanır. Dolayısıyla emekli maaşınızı mecburen alacaksınız.
Ben nasıl geçineceğim?
Soru: 2008 yılında emekli oldum. 48 yaşındayım ve Pendik’te oturuyorum. 4 çocuğum okuyor ve ikisi üniversitede. Ev kiram 400 lira, bir de elektrik, su, telefon derken eve ekmek alacak para kalmıyor. Size soruyorum, nasıl geçineceğim ben? Kadir Bedir
Cevap: Kadir Bey, bu sorunun cevabını inanın ben de bilmiyorum. Ancak sorunuzu buraya aynen aldım ki belki bir bilen çıkar.
Bir emeklinin mektubu…
Sayın Saadettin Bey,
Emeklilik konusundaki yazılarınızı izlemekteyim. Ben de bir Bağ-Kur emeklisiyim.Bu, bizim hükümetlerin bencilliğini iyi bildiğim ve kesinlikle güvenmediğim içinçok uzun müddet (1977’den beri) hiç prim ödememiştim. Geçen yıl çıkan sözdeprim affından yararlanarak ve aile yakınlarımın ısrar ve yardımlarıyla borcumun tamamını ödeyerek emekli oldum. Dolar kuru 1.18 olduğu zaman 22.700 $ ödemek zorunda kaldım.Ne kadar pişman olduğumu anlatmam mümkün değil. Şu anda aldığım 450 $civarında. İlk kez Eylül 2008 de maaş almaya başladım. Ancak kullanabildiğimtek araç, Çin malı bir motosiklet, ona aldığım benzine sayısız zam geldi (% 40 civarı). Evdeki elektrik aynı oranlarda zam gördü. Daha sayamayacağım kadar çok şeye bir sürü artış oldu. Artmayan tek şey bizim garip maaşımız.Ben tek başıma yaşamaya çalışan bir erkeğim. Sadece 350 TL kira ödüyorum. Allah razı olsun ev sahibim insaflı da, o zam istemiyor. Bir hanede birkaç kişi bu maaşla nasıl geçinir? Ne yerler, ne içerler çol merak ediyorum.Ben 3 lisan bildiğim için cumartesi günleri kurulan semt pazarında turistik eşyalarsatarak yaz aylarında biraz bütçe iyileştirmesi yapabiliyorum. Bu arada konuştuğum değişik ülke emeklilerinden hiçbiri bizim kadar fakru zaruret içinde değil. Zaten onlar buralara kadar tatile gelebildiklerine göre. Hele biz İzmir'e bile gi demezken!Ben hiçbir şey demiyorum. Ortalama bir emekli aylığının 5 (BEŞ) mislini verinsayın milletvekillerine. Ailelerini değil sadece kendilerini geçindirsinler. Biz gariban ve yok sayılan, emekliler her türlü kaderimize razı olacağız..A.Fuat Cömert - Alaçatı/ÇEŞME
Başlarken…
Ülkemizde hali hazırda 9 milyona yakın emekli mevcut. Bu sayıya dul ve yetim aylığı alanlar da dahil. Fakat biz tamamını emekli olarak ifade edeceğiz. Haftada üç gün çalışma hayatı ve sosyal güvenliğe dair konuları ele aldığımız köşemize, emekli okurlarımızdan da çok sayıda soru geliyor. Özellikle sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe girmesiyle beraber emekli aylıklarının seyri, aylıklar arasındaki dengesizlikler, genel sağlık sigortası ve daha pek çok konuda soru alıyoruz. Daha önce farklı kesimlerin sosyal güvenlik reformundan nasıl etkilendiklerine dair yazı dizileri kaleme aldık. Ancak emekliler için özel bir dizi gerektiği halde bir türlü fırsat bulamadık. İşte emeklilerin sosyal güvenlik reformu sonrası durumlarına ve daha pek çok konuya bu yazı dizimizle değineceğiz. Aynı zamanda, dizimizin yayınlandığı süre zarfında emekli okurlarımızdan gelen sorulara da cevap vereceğiz.
Hangi kurumdan emekli olmak daha avantajlı?
Cumhuriyet tarihimiz boyunca farklı toplum kesimleri için farklı zamanlarda emeklilik sandıkları ihdas edildi. Memurlar için Emekli Sandığı, işçiler için SSK ve son olarak da bağımsız çalışanlar için Bağ-Kur hizmet vermeye başladı. Kuruluş ve işleyiş prensipleri farklı olan bu kurumların, üyelerine verdikleri hizmet standartları da oldukça farklı oldu. Bu farklılıkların başında şüphesiz emekli aylıkları geliyor.
Aylıklar arasında uçurum var!
Emekli aylıkları ve daha pek çok konuda emekliler arası farklılıkları gidermek üzere hayata geçirilen sosyal güvenlik reformuna rağmen, rakamlar arasındaki dengesizlik kolay kolay giderileceğe benzemiyor. Aşağıdaki tabloda, 2009/Ocak ayı itibariyle memur, SSK ve Bağ-Kur emeklileri arasındaki maaş farklılıkları görülüyor.
Kurum
En Düşük Aylık
En Yüksek Aylık
Ortala Aylık
Emekli Sandığı
776 TL
3.679 TL
934 TL
SSK
591 TL
2.136 TL
663 TL
Bağ-Kur
463 TL
1.437 TL
603 TL
Kaynak: www.sgk.gov.tr
Tablodan da görüldüğü üzere, emekli aylığı bakımından en iyi durumda olanlar memur emeklileri. Onları SSK takip ederken, en gariban emekli sınıfını Bağ-Kur’lular oluşturuyor. Tabloda özellikle En Yüksek Aylık sütununa bakarsanız, memur emeklisinin aylığının SSK ve Bağ-Kur’un toplamından fazla olduğunu görürsünüz. Buradaki uçurum, bazı memuriyet kadrolarında alınan makam, temsil ve görev tazminatlarının emekli olduktan sonra da aynen ödenmeye devam edilmesinden kaynaklanıyor. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra memuriyete girenlerin bu şansı olmasa da, eski memurlar için bu avantaj hala devam ediyor.
Tablo düzelecek ama!
Tabloda gördüğümüz çarpıklık, 1 Ekim 2008 sonrası çalışmaya başlayanlar için giderilmiş olacak ancak yeni sistem işçi ve esnafı memurun seviyesine çıkarmak değil, herkesi SSK’da eşitlemek prensibine dayanıyor. Bununla beraber 1 Ekim 2008 tarihinden önce çalışmaya başlamış olan işçi, esnaf ve memur arasındaki uçurum bundan sonra da artarak devam edecek. Zira şuanki memur emeklilerine ödenen aylıklar ile reform öncesi memur olanlara bağlanacak emekli aylıkları memur maaş katsayısına göre artırılıyor.
SSK ve Bağ-Kur aylıkları neden düşük?
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin memurlara nazaran daha düşük aylık almalarında iki belirleyici unsur var. Birinci unsur aylık bağlama esnasında ortaya çıkıyor. Evet, emekli aylığı bağlanırken SSK ve Bağ-Kur’luya sadece ödediği primlerin karşılığı olarak aylık bağlanır. Oysa memurlara ve özellikle üst düzey memurlara aylık bağlanırken, çalışırken karşılığı kesilmemiş maaş unsurları da dikkate alınır. Farklılık yaratan bir diğer unsur ise, aylıklar hesaplanırken ve yıldan yıla artırılırken kullanılan sistemdir. Burada teknik ayrıntısına girmeden ifade edecek olursak, SSK’lı ve Bağ-Kur’lular, memur emeklilerine göre ülke büyümesinden ve milli gelirden daha az pay alırlar.
Yarın: Emekli maaşları arasındaki farklılık giderilecek mi?
Emekliler Yazı Dizisi (2)
Emekli maaşları arasındaki farklılık giderilecek mi?
Yazımızın dünkü bölümünde işçi, esnaf ve memur emeklileri arasındaki maaş uçurumuna değinmiştik. Hatırlayacağınız üzere en düşük emekli maaşı memurlarda 776 TL, SSK’da 591 TL veBağ-Kur’da 463 TL idi. Emekli maaşlarının artırılmasında kullanılan mevcut sistemin devam etmesi halinde, 1 Ekim 2008’den önce göreve başlamış olan memurlarla diğer emekliler arasındaki fark, giderek daha da artacaktır.
En düşük aylık 900 TL mi olacak?
Sosyal güvenlik reformu olarak ifade ettiğimiz 5510 sayılı Kanun, emeklilerin ülke büyümesinden aldığı payı %100’den %30’a düşürdü. Bu değişikliğin anlamı, 2009 yılı itibariyle emekli maaşlarının, yıldan yıla çok daha yavaş artacak olmasıdır. Ancak bu değişiklik yapılırken eski memurlar ve memur emeklilerine dokunulmadı. Zira Anayasa Mahkemesi, siyasi iradeye “sen bu değişikliği memurlar açısından yapamazsın fakat SSK ve Bağ-Kur beni ilgilendirmez” dedi. Böyle olunca eski memurlarla memur emeklilerine dokunulmazken, SSK ve Bağ-Kur’da eski-yeni ayrımı yapılmaksızın herkes yeni yasaya tabi tutuldu.
Geçtiğimiz haftalarda, yukarıda açıkladığımız sistemden kaynaklanan maaş dengesizliğini gidermek üzere çalışma yapıldığı şeklinde haberler yayıldı. Hatta çalışmaya ilişkin taslağın Başbakanlık’a sunulduğu ve taslağa göre en düşük emekli aylığının 900 TL olacağı bile söylendi. Oysa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yapılan açıklamada, böyle bir çalışmanın olmadığı gibi, herhangi bir hazırlığında bulunmadığı yönünde oldu.
Harcama çeki yerine emekli maaşı verilsin!
İlgili bakanlıkça emeklilere yönelik zam haberleri yalanlanmış olsa da ortada bir gerçek var. O da özellikle en düşük emekli aylıkları yönünden ciddi bir dengesizliğin bulunduğu. Bize göre bu dengesizliğin giderilebilmesi için, en azından taban aylıkların eşitlenmesi gerekiyor. Bu eşitlemenin de en düşük memur emekli maaşı olan 776 TL’de yapılması lazım.
Kriz ortamında iç talebi canlandırma adına dar gelirlilere harcama çeki dağıtılması gündeme getiriliyor. İlk duyuşta kulağa hoş gelen bu önerinin hayata geçirilmesi ise oldukça zor. Zira çeklerin tutarlarının ne olacağı, kimlere hangi kriterlere göre dağıtılacağı gibi sorular cevapsız kalıyor. Oysa harcama çeki yerine en düşük emekli aylığının bütün emekliler için 776 TL’de eşitlenmesi, hem talep canlanması bakımından hem de uygulanabilirlik açısından çok daha kestirme bir yol olacaktır.
Sosyal güvenlik açığı var ama…
“Emekli aylıklarına zam yapılsın” talebi dillendirildiğinde, yetkililerin savunmaları, ülkemizde sosyal güvenlik sisteminin açık verdiği ve dolayısıyla harcamalarda artış yaratacak herhangi bir düzenlemenin yapılamayacağı yönünde oluyor. Şunu kabul ediyoruz ki ülkemiz sosyal güvenlik sistemi geçmiş dönemlerde oldukça popülist uygulamalara konu olmuştur Maalesef geçmişin hovardalıklarının faturasını bugünün emeklisi ödüyor. Fakat şu da bir gerçek ki bütün gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenlik sistemleri açık veriyor. Yine de özellikle gelişmiş ülkelerde emekliler toplumun orta sınıfını oluşturuyor. Ülkemizdeyse “emekliler” sınıfı maalesef gelir dağılımında ağırlıklı olarak en alt %20’lik dilime dahil.
Yarın: Çalıştıkça emekli aylıkları düşüyor mu?
Emekliler Yazı Dizisi (3)
Çalıştıkça emekli aylıkları düşüyor mu?
Son zamanların güncel konularından birisi de emekliliği yakın olan çalışanların, çalışmaya devam ettikçe emekli aylıklarının düşüp düşmediği. Bu konuda potansiyel emekli olan çalışan okurlarımızdan çok sayıda soru aldık. Özellikle de emeklilik şartlarını yerine getirdiği halde, sırf daha yüksek emekli aylığı hayaliyle prim gününü artırmak için çalışmaya devam edenler tedirgin durumda. Bu sorunun cevabını vermeden önce, emekli aylıkları nasıl hesaplanıyor, kısaca özetleyelim.
Aylıklar nasıl hesaplanıyor?
Ülkemizde gerek emeklilik tarihinin gerekse emekli aylığı tutarının hesaplanması son derece karmaşık bir mevzuata tabi. Aşağı yukarı her hükümet döneminde bir sistem değişikliğine gidildiğinden, kişilerin özel durumlarına göre bu bilgileri hesaplamak, ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Bu yüzden işin detayına girmeksizin, konu hakkında bir fikir vermeye çalışacağız.
Ülkemizde emekli aylıkları üç ayrı sisteme göre hesaplanıyor;
- 2000 yılı öncesi sistem: Yüksek aylık dönemi,
- 2000 – 2008 arası sistem: Daha düşük aylık dönemi,
- 2008/Ekim sonrası yeni sistem: Daha daha düşük aylık dönemi.
Özellikle 2008/Ekim sonrasında emekli aylıklarını düşüren bir diğer uygulama da gelişme hızından, yani ülke büyümesinden emeklilerin aldığı payın %100’den %30’a düşürülmesi olmuştur.
Kimlerin aylıkları düşüyor?
Bütün çalışanların değil fakat bazı çalışanların hak ettikleri emekli aylıkları, çalışmaya/prim ödemeye devam ettikçe aydan aya bir miktar (1-2 TL) düşüyor. Bunlar;
- 2000 yılı öncesinde çalışması veya prim ödemesi olup,
- Bu prim ödemesi ile yaştan veya normal emekliliği hak ettiği halde, sırf emekli maaşını artırabilmek için prim ödemeye devam eden,
- Ya da prim günü dolduğu halde yaşı beklerken prim ödemeye devam eden,
- Ödemeye devam ettiği primleri de 2 bin TL’nin altında olanlardır.
2000 sonrası başlayanların durumu
Bunların dışındaki çalışanların, örneğin 2000 yılı sonrası işe başlayanların çalışmaya devam ettikçe emekli aylıkları düşmüyor, tam tersine artıyor. Zira bu çalışanlar zaten öncekilere göre düşük aylık sisteminde çalışıyorlar. Bu sistem içerisinde emekli aylığını artırmanın yolu ise ya daha uzun süre ya da daha yüksek seviyeden prim ödemektir.
Soru: Sadettin bey benim doğum tarihim 29.06.1965, ilk işe giriş tarihim Eylül 1982. Toplam günüm 6300 gün. Gün ve çalışma yılı olarak doldurdum ve yaşı bekliyorum. Bazılarına göre prim ödemeye devam etmem durumunda her yıl için 40 TL bağlanacak maaş azalıyor deniyor bu doğru mu? Sait DOĞAN
Cevap: Değerli okurum, eğer primleriniz SGK’ya brüt 2000 TL’nin altında bildiriliyorsa, prim ödemeye devam etmeniz emekli aylığınızı düşürmektedir. Fakat evinizi geçindirmek için mecburen çalışacaksınız ve çalışınca da adınıza prim ödenecek. Yaştan emekli oluncaya kadar prim ödemeye devem edeceksiniz. Ancak imkanınız varsa brüt ücretinizin 2000 TL üzerinde bildirilmesini sağlayın.
Yarın: Emeklilikte tekrar çalışanları neler bekliyor?
Emekliler Yazı Dizisi (4)
Emekliyken tekrar çalışanları neler bekliyor?
Sosyal güvenlik reformu kapsamında en fazla tartışılan konulardan birisi de emeklilikte çalışma konusuydu. Reformun ilk halinde, emekli olduktan sonra çalışmaya başlayanların tamamının aylıklarının kesilmesi öngörülmüştü. Daha sonra kamuoyundan gelen tepkilerle biraz daha yumuşak bir düzenlemeye gidildi. Düzenlemeye son şekli verilirken, 1 Ekim 2008 tarihinden önce sosyal güvenlik sistemine girişi olanlarla bu tarihten sonra ilk defa giriş yapacaklar arasında bir ayrıma gidildi.
1 Ekim 2008 öncesi girişliler: Şanslı kesim!
Sosyal güvenlik reformunun (5510 sayılı Kanun) yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce;
- Çalışmaya başlamış (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı fark etmez) olanlar,
- Herhangi bir şekilde isteğe bağlı prim ödemesi olanlar,
- Emekli olanlar,
SSK’ya tabi çalışanlar: Reform öncesi çalışması olanlar, hangi kurumdan emekli olurlarsa olsunlar, emekli olduktan sonra SSK (4/a) kapsamında emekli aylıkları kesilmeksizin çalışabilecekler. Bu kapsamdakiler, emekli olduktan sonra yeniden çalışmaya başlarlarsa, emekli aylıklarını kesintisiz alacaklar. Sadece çalıştıkları işyerinden aldıkları ücretten sosyal güvenlik destek primi (SGDP) ödenecek. Bu kesintinin ise ¼’ü çalışandan, kalanı işverenden kesilecek.
Bağ-Kur’a tabi çalışanlar: Yine reform öncesi sosyal güvenlik girişi bulunup da emekliliğinde Bağ-Kur’a (4/b) tabi çalışmak isteyenler de emekli aylıkları kesilmeksizin çalışabilecekler.Bunlardan da SGDP kesintisi yapılacak. Kesinti, bu emeklilerin aylıklarından %15 oranında olacak. Fakat bu oran 2009’da 13 ve 2010’da ise 14 olarak uygulanacak. 2011’den itibaren %15 olarak devam edecek.
Memuriyete girenler: Bir kimse ister memur emeklisi isterse başka bir kurumdan emekli olsun, emekliyken memuriyete başlarsa emekli aylığı kesilir. Yani emeklilik sonrası kamuda çalışmaya başlayanların, hem emekli aylığı alıp hem de memur maaşını alma imkanları bulunmuyor. Reform öncesi bu hak bulunmadığı gibi, reform sonrasında da aynı düzenleme korundu.
1 Ekim 2008 sonrası girişliler: Şanssız kesim!
Emeklilikte yeniden çalışma konusunda en şanssız kesimi, reform öncesinde hiçbir çalışması veya prim ödemesi olmayıp da ilk defa 1 Ekim 2008 sonrası çalışmaya başlayanlar oluşturuyor. Bu kesim de yine çalışmanın türüne göre farklı hükümlere muhatap olacak. Fakat şunu da belirtelim ki bu düzenleme bugünün emeklilerini değil, bugünlerde çalışmaya yeni başlayıp da 30-35 sene sonra emekli olacak nesli ilgilendiriyor.
SSK’ya tabi çalışacaklar: Bugünün yeni çalışanları, ilerde emekli olup da yeniden SSK’ya tabi çalışmak isterlerse emekli aylıkları kesilecek. Yani bunların, destek primi ödemek suretiyle, emekli aylığını da alarak çalışma şansları olmayacak.
Bağ-Kur’a tabi çalışacaklar: Bugünün yeni çalışanları, 30-35 sene sonra emekli olduklarında, esnaf veya şirket ortağı olurlarsa emekli aylıklarını alarak çalışabilecekler. Yani ilk defa reform sonrası sigortalı (işçi, memur, esnaf) olanlar da, reform öncesindekilerde olduğu gibi, %15 SGDP ödemek suretiyle, emekli aylıkları kesilmeksizin çalışabilecekler.
Memuriyete girecekler: Reform sonrasının sigortalıları da öncekilerde olduğu gibi, emeklilik sonrası memuriyete başlarlarsa, emekli aylıkları kesilecek.
Görüldüğü üzere reform sonrasında sigortalı olanların en büyük şanssızlığı, emeklilik sonrasında SSK’lı olarak çalışmaya başladıklarında emekli aylıklarının kesilecek olması.
Soru: Sadettin Bey, ben 2008 yılında memuriyetten emekli oldum. Bu günlerde kendi adıma bir dükkan açarak çalıştırmak istiyorum. Bunun için sanırım vergiye kayıt olmam gerekiyor. Vergi kaydım başlayınca emekli aylığımı keserler mi? Ne yapmamı önerirsiniz? Yusuf MELEN
Cevap: Yusuf Bey, memur emeklisi olarak kendi adınıza dükkan açarsanız, eski adıyla Bağ-Kur yeni adıyla 4/b kapsamına alınırsınız. Bu durumda memur emekli aylığınız kesilmez. Sadece maaşınızdan %13 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.
Yarın: Genel sağlık sigortası, emeklilere neler getirdi?
Emekliler Yazı Dizisi (5)
Genel sağlık sigortası, emeklilere neler getirdi?
Genel sağlık sigortası (GSS), ülkemizde yıllardır tartışılan fakat bir türlü uygulamaya sokulamayan bir projeydi. Bu büyük proje nihayet son sosyal güvenlik reformu kapsamına alındı ve 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle tamamıyla hayatımıza girmiş oldu. Böylece hem ülke nüfusumuzun tamamı (hatta ülkemizde yaşayan yabancılar ve sığınmacılar dahil) hem de sağlık hizmetlerinin geneli, güvence altına alınmış oldu. Peki, GSS’nin uygulamaya girmesiyle özellikle emekliler açısından neler değişti ve neler değişecek?
SSK ve Bağ-Kur emeklisi sevindi!
GSS’nin özellikle SSK ve Bağ-Kur emeklileri için en önemli faydası, üniversite hastaneleri ile özel hastanelere de başvurabiliyor olmaları. Daha önce devlet hastaneleri ile SSK hastanelerine başvurabilen bu kesim, ancak zorunlu hallerde üniversite hastanelerine sevkle gidebiliyorlardı. Özel hastanelerin ise neredeyse önünden bile geçemiyorlardı. GSS ile birlikte 1 Ekim 2008 tarihinden beri, SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile bunların hak sahipleri, hiçbir sevke ve ek işleme gerek kalmaksızın, istedikleri hastanede tedavi olabiliyor. Memur emeklileri ise zaten öteden beri, bütün anlaşmalı sağlık kurumlarına gidebiliyor.
SGK, hangi sağlık hizmetlerini ödüyor?
GSS ile birlikte sadece sağlık hizmeti alınacak kurum yelpazesi değil, aynı zamanda SGK tarafından ödenen sağlık hizmetleri de genişledi. Dolayısıyla burada hangi sağlık hizmetlerinin SGK tarafından ödendiğini saymaktansa, hangilerinin ödenmediğini saymak daha kolay olacaktır.
SGK’nın ödemediği sağlık hizmetleri;
- Estetik amaçlı operasyonlar ve yine estetik amaçlı diş tedavileri,
- Sağlık Bakanlığı’ndan izinli olmayan veya yine bakanlıkça sağlık hizmeti olarak kabul edilmeyen hizmetler,
Kaplıcaya gidin, hesabı SGK ödesin!
GSS ile birlikte emeklilerin sevindiği bir diğer husus da kaplıcaların bütün emeklilere açılması. GSS öncesinde kaplıcalara, binbir zahmetle tam teşekküllü hastanelerden alınacak sevklerle gidilebiliyordu. Oysa 1 Ekim 2008 tarihinden beri, Sağlık Bakanlığı’nca ruhsat verilmiş ve SGK ile anlaşması olan bütün kaplıcalara fizik tedavi amacıyla hiçbir sevke ve formaliteye tabi olmadan doğrudan gidilebiliyor. Tek yapılması gereken, sağlık karnenizi yanınızda götürmeniz.
Diş tedavileri de kapsama alınıyor
SGK’nın hali hazırda çalışmalarını yürüttüğü bir diğer sağlık hizmeti de diş muayene ve tedavileri. Yakın zamanda çalışmaların bitirilmesiyle birlikte bütün emekliler, özel diş hekimleri ve kliniklerden de sağlık yardımları alabilecekler. İleri yaşlarda en fazla şikayet edilen konuların başında ağız ve diş sağlığının geldiğini dikkate alırsak, böyle bir hizmetin önünün açılması, emekliler için önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Soru: Sadettin Bey, ben 2008 yılı Aralık ayında …. Hastanesinde burun ameliyatı oldum. Normalde ben SSK emeklisiyim ve ameliyatın en azından belirli bir kısmını SGK’nın karşılayacağını sanıyordum. Oysa ameliyattan bir iki ay sonra beni aradılar ve SGK’nın ameliyat masraflarını karşılamadığını ve 650 TL daha ödemem gerektiğini söylediler. Ben emekli olduğum ve sosyal güvencem bulunduğu halde, SGK’nın, benim ameliyat giderimi karşılamaması normal midir? Yoksa hastane benden haksız yere para mı almıştır? Nazmi Kemerci
Cevap: Nazmi Bey, yukarıda da belirttiğim gibi SGK, estetik amaçlı ameliyatları ödememektedir. Özellikle burun ameliyatlarında sağlık gerekçesinin yanında çok sayıda estetik amaçlı ameliyat da yapılmaktadır. Fakat sizin ameliyatınız estetik değil de sağlık amaçlıysa ve buna ilişkin heyet raporu dosyanızda bulunuyorsa, SGK, ameliyat giderinizi anlaşma paket fiyatı üzerinden öder. Bu konuda size en yakın SGK müdürlüğüne bilgi amaçlı dilekçe verebilirsiniz. Böylece sizden alınan ilave ücretin hukuki olup olmadığını ve hukuki ise gerekçesini öğrenmiş olursunuz.
Yarın: Hangi sağlık hizmetleri bütün kurumlarca ücretsiz veriliyor?
Emekliler Yazı Dizisi (6)
Hangi sağlık hizmetleri tamamen ücretsiz?
Dünkü yazımızda Genel Sağlık Sigortasını (GSS) anlatmış ve hangi sağlık hizmetlerinin SGK tarafından ödendiğine değinmiştik. Emekliler ve genel olarak sigortalılar, aldıkları sağlık hizmetinin karşılığında belirli oranlarda katılım payı öderler. Katılım payı alınan hizmetler ve katılım payı tutarları;
- Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi: 2 TL,
- Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri: Üst sınır 500 TL,
- Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar: İlaç tutarının %10’u kadar,
- Doğal afet veya savaş hali gibi olağanüstü durumlarda verilen sağlık hizmetleri,
- Aile hekimi muayeneleri ve kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,
- SGK tarafından belirlenen kronik rahatsızlıklar,
- Hayati öneme sahip protez ve benzeri cihazlar,
- Organ, doku ve kök hücre nakilleri,
Acil hallerde, dilediğiniz yere gidin!
Emeklilerin, GSS nimetlerinden yararlanabilmek için kural olarak SGK ile anlaşmalı sağlık kurumlarına gitmeleri gerekiyor. Aksi halde, anlaşmasız sağlık kurumlarından alınan hizmetler, doğal olarak SGK’nın değil emeklinin cebinden çıkıyor. Ancak acil hallerde, başvurulan sağlık kurumunun SGK ile anlaşması olsun ya da olmasın ödenen para, SGK’dan tahsil edilebiliyor. Diyelim ki gece vakti ansızın rahatsızlandınız ve en yakındaki özel hastaneye gittiniz. Hastane sizi, “SGK ile anlaşmamız yok” diyerek geri çeviremeyecek. Gerekli müdahale yapılacak, verilen hizmetin aciliyetine dair belge düzenlenecek ve ödediğiniz tutarın faturası ile birlikte size verilecek. Siz de fatura ve acil formu ile birlikte SGK müdürlüğüne başvurarak acilde ödediğiniz parayı geri alacaksınız.
Yurtdışında tetkik ve tedavi imkanı
Ülkemiz sağlık sisteminin kaydettiği gelişme, yurtdışından ve özellikle de Avrupa ülkelerinden hasta çekebileceğimiz noktalara ulaştı. Bununla birlikte özellikle kanser ve benzeri vakalarda, bizden de yurtdışına hasta gidişi yaşanıyor. GSS uygulaması öncesinde, sadece tedavi kapsamında yurtdışına gidilebilirken, artık tetkikler için de gidilebiliyor. Ancak gerek tedavi gerekse tetkiklerde, Sağlık Bakanlığı’nın uygun görüşü gerekiyor.
Hak sahiplerine de aynı imkanlar var
GSS kapsamında emeklilere sağlanmış bütün sağlık imkan ve hizmetlerinden, hak sahibi yakınları da yararlanabiliyor. Emeklinin karnesiyle hizmet alabilecek hak sahipleri;
- Emeklinin çalışmayan veya kendisi emekli maaşı almayan eşi,
- Çocuklarından 18 yaşını doldurmamış olanlar (mesleki veya orta öğretim görenler için 20, yüksek öğrenim görenler için 25 yaş sınırı geçerli),
- 18 yaşını geçse bile malul sayılacak derecede özürlü çocuklar,
- Geçimleri emekli tarafından sağlanan ana ve babalar,
Kız çocuklarının durumu nedir?
GSS ile birlikte en fazla gündeme gelen konulardan birisi de 18 yaşını doldurmuş olan kız çocuklarının durumu idi. 1 Ekim 2008 tarihine kadar, evli olmayan kız çocukları yaşları ne olursa olsun, ana-babaları üzerinden sağlık yardımı alabiliyordu. Ancak GSS sonrası artık kız çocuklarına verilen ayrıcalık kaldırılmış oldu. Bununla beraber 1 Ekim 2008 öncesinde 18 yaşını doldurduğu halde ana-babası üzerinden sağlık yardımı almakta olanlar, bundan sonra da almaya devam edecekler. Ta ki kendileri sigortalı oluncaya veya evleninceye kadar. Ayrıca sigortalılıkları veya evlilikleri sona ererse, tekrar ana-babaları üzerinden sağlık yardımı alamayacaklar.
Soru: Sadettin Bey, benim kızım üniversiteden bu yıl mezun oluyor. Kendisi şuan 23 yaşında. Ben Bağ-Kur emeklisiyim ve kızım bir işe yerleşinceye kadar benim sağlık güvencemden yararlansın istiyorum. Bunun için ne yapmam lazım? Metin GÜROL
Cevap: Metin Bey, maalesef kızınız sizin üzerinizden sağlık yardımlarını alamaz. Kendisi 18 yaşından büyük olduğu ve yükseköğrenimini de tamamladığı için, hak sahipliği sona ermiş durumda. Bundan sonra ya çalışarak ya da GSS primlerini ödeyerek sağlık yardımı alabilir.
Yarın: Birden fazla aylık alınabilir mi?
Emekliler Yazı Dizisi (7)
Birden fazla aylık alınabilir mi?
Emekli veya potansiyel emekli okurlarımız tarafından en fazla sorulan sorulardan birisi de birden fazla emekli/dul/yetim aylığının alınıp alınamayacağı.
- Bir kimse kendi emekli aylığı ile birlikte hangi aylıkları alabilir?
- Birden fazla dul aylığı veya yetim aylığı alınabilir mi?
- Eşinden dul aylığı alan kişi, ana-babasından da yetim aylığı alabilir mi?
- 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren yeni SGK, bu konuda neleri değiştirdi?
Birden fazla aylık alma konusunda, en son ve güncel düzenleme 5510 sayılı Kanunun 54. maddesi ile yapıldı. Yeni düzenleme ile birlikte birden fazla aylık konusu şu şekilde formüle edildi;
- Hem malûllük hem de emeklilik aylığına hak kazanan kişiye, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız emeklilik aylığı bağlanır. Örnek: %80 özür durumu sebebiyle malullük aylığına hak kazanan Veysel Bey, aynı zamanda SSK’dan normal emekliliğe de hak kazanmıştır. Veysel Bey’e bu aylıklardan yüksek olanı bağlanacak. Aylıklar eşitse malullük aylığı yerine, normal emekli aylığı bağlanacak.
- Malûllük, vazife malûllüğü (memurlar için) veya emekli aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da dul aylığına hak kazanan kişiye her iki aylığı bağlanır. Örnek: Kendisi memur emeklisi olan Aliye Hanım, ölen eşinden de dul aylığına hak kazanmıştır. Aliye Hanım, hem kendi aylığını hem de eşinden kalan dul aylığını alabilecek.
- Ana ve babasından ayrı ayrı yetim aylığına hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı bağlanır. Örnek: Anne ve babası devlet memuru iken, her ikisini de bir trafik kazasında kaybeden üniversite öğrencisi Aykut, hem annesinden hem de babasından yetim aylığı alabilecek. Fakat bu aylıklardan yüksek olanın tamamını, düşük olanın ise yarısını alacak.
- Birden fazla çocuğu vefat edip de bunlardan aylığa hak kazanan ana ve babaya, en fazla iki çocuğu için yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı bağlanır.
- Hem eşinden dul aylığına, hem de ana ve/veya babasından yetim aylığına hak kazananlara tercih ettiği aylığı bağlanır. Örnek: Ölen Bağ-Kur’lu eşinden dul aylığına hak kazanan Saime Hanım, daha sonra memur emeklisi babasını da kaybetmiş ve yetim aylığına da hak kazanmıştır. Saime Hanım, ister dul aylığını almaya devam eder, isterse dul aylığını kestirerek babasından yetim aylığını almaya devam edebilir. Saime Hanım bu tercihini süre kısıtlaması olmaksızın istediği zaman yapabilir.
- Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda, sonraki eşinden de aylığa hak kazananlara tercih ettiği aylığı bağlanır. Örnek: Vefat eden eşinden dul aylığı almakta olan Fatma Hanım, kendisine gelen evlilik teklifini kabul ederek evlenmiştir. Evlendiği ikinci eşi de vefat eden Fatma Hanım, ikinci eşinden de dul aylığına hak kazandıysa, her iki eşinden kalan aylıkları karşılaştırarak yüksek olanı alma hakkına sahiptir.
Soru: Sadettin Bey, kayınvalidem normal emeklilik için yaşı bekliyordu. Fakat emekliliğine iki yıl kala ciddi bir rahatsızlık geçirdi ve malulen emeklilik talep etmek zorunda kaldı. Ancak bunun için SSK tarafından heyet raporu istendi. Raporun alınması, onaylanması ve aylığın bağlanması iki yıla yakın sürdü. Yani bu arada kendisi zaten normal emekliliğe de hak kazanmış oldu. Kayınvalidemin malullük aylığı yeni bağlandı. Bizim merak ettiğimiz, kayınvalidem için normal emeklilik mi daha avantajlı olur yoksa malulen emeklilik mi? Bir de bu ikisi arasında tercih yapma hakkımız var mı? Ziyaettin Uslu
Cevap: Değerli okurum, yukarıdaki formüle bakarsanız sizin sorunuz birinci maddede yer alıyor. Yani kayınvalideniz hem malullük hem de emeklilik aylığına hak kazandığına göre, bu aylıklardan yüksek olanını alacak. Aylıklar eşitse ki pek olası bir durum değildir, bu durumda emeklilik aylığını alabilecek. Yani kayınvalidenize bu konuda tercih hakkı tanınmamıştır. Fakat kanuni düzenleme zaten kişilerin lehine olarak yapıldığından, tercihe de bırakılsa zaten bunu tavsiye ederdik.
Yukarıda yer verilen hükümler, 1 Ekim 2008 sonrasında bağlanan aylıklarla uygulanacak. Bu tarihten önce birden fazla aylık almakta olanlar ise durumlarında değişiklik oluncaya kadar aynı aylıkları almaya devam edecekler.
Yarın: Hangi dul ve yetimler aylıktan mahrum kalacak?
Emekliler Yazı Dizisi (8)
Hangi dul ve yetimler aylıktan mahrum kalacak?
Yeni sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 sonrasında, birden fazla aylık alma konusunun ne şekilde düzenlendiğini dünkü yazımızda izah ettik. Her bir durum için de örnekler verdik. Genel olarak söyleyecek olursak, reform yasası (5510 sayılı Kanun) birden fazla aylık alma konusunda önemli sınırlamalar getirdi. Peki, dul veya yetimlerin, ölen yakınlarından aylığa hak kazanmalarını engelleyen durumlar var mı? İşte bugün bu soruya cevap vereceğiz.
Katil eş veya evlada aylık yok!
Reform kanunu olarak ifade ettiğimiz 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde dul ve yetim aylıklarıyla ilgili olarak kritik bir düzenlemeye yer verildi. Maddenin (a) bendinde, “Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirdiği” anlaşılan dul veya yetimlere aylık bağlanmayacağı hükmü yer alıyor. Ancak kasten öldürme veya teşebbüs hallerinin varlığı, mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmalı.
Örnek: Tartıştığı devlet memuru eşini bıçaklayarak öldüren Sermet Bey, normalde eşinden dul aylığına hak kazanacakken, eşini kasten öldürdüğü mahkeme kararıyla kesinleştiği için, dul aylığından mahrum kalacaktır
Mirasçılıktan reddedilene de aylık yok!
Dul ve yetim aylıklarının bağlanmadığı bir diğer durum da mirastan reddedilme halidir. Buna ilişkin düzenleme, yine aynı kanun maddesinin (b) fıkrasında düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, “Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldıkları” mahkeme kararıyla kesinleşenler de dul ve yetim aylıklarından mahrum kalacaklardır. Burada bir kimsenin aylıktan mahrum kalması için sadece mirasçılıktan çıkarılması yeterli değil. Mirastan çıkarılan kişinin, ya aylığını alacağı kişiye karşı ağır bir suç işlemiş olması ya da aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemiş olması gerekiyor. Ayrıca bu durumun da yine mahkeme kararıyla kesinleşmiş olması lazım.
Örnek: Bakıma muhtaç eşine karşı aile hukukundan kaynaklanan sorumluluklarının hiçbirisini yerine getirmeyen Neriman Hanım, bu durumun mahkeme karıyla da sabit olması durumunda, vefat eden eşinden dolayı dul aylığını alamayacaktır.
Anlaşmalı boşananlara aylık yok!
Ülkemizde en fazla görülen sosyal güvenlik suiistimallerinin başında anlaşmalı boşanmalar geliyor. Kimi bayanlar önceki eşlerinden kalan dul aylığını alabilmek için, kimileri de ana-babalarından kalan yetim aylığını alabilmek için mevcut eşlerinden anlaşmalı (muvazaalı) olarak boşanıyor. Oysa 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde, “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre (faiziyle birlikte) geri alınır.” hükmü yer alıyor. Açıkçası, reform öncesinde bu tür haksız aylık alanların tespiti pek kolay yapılamıyordu. Ancak reform sonrasında, başta kamu kurumları olmak üzere bankalardan GSM operatörlerine kadar pek çok kurum ve kuruluştan SGK’ya bilgi akışı gerçekleşiyor. Hal böyle olunca SGK’nın, bu türden usulsüzlükleri tespit etmesi de eskiye nazaran daha kolay oluyor. Nitekim okurlarımızdan gelen maillerden, bu konuda ciddi oranda tespit ve aylık iptali yapıldığını anlıyoruz.
Soru: Sadettin Bey, annem ve babam evliydi. Daha sonra anneannemden kalan aylığı alabilmek için kağıt üstünde boşandılar. Annem bir süre aylık aldı ve tekrar resmi nikah kıydırdılar. Tekrar evlenince annemin aylığı kesildi fakat SGK şimdi bizden annemin aldığı aylıkları geri istiyor. Biz bu parayı ödemek zorunda mıyız? Ne yapmamız gerekiyor? İsmi Mahfuz
Cevap: Değerli okurum, anneniz ve babanız, yukarıda ifade ettiğimiz muvazaalı boşanma yoluna gitmişler. SGK da bunu tespit etmiş. Bundan sonra bu parayı yasal faiziyle birlikte ödemekten başka seçeneğiniz yok.
Yarın: Aylık alanlar, dikkat!
Emekliler Yazı Dizisi (9)
Aylık alanlar, dikkat!
Şuan itibariyle ülkemizde yaklaşık 9 milyon kişi aylık alıyor. Bu kişilerin çoğunluğunu memur, SSK veya Bağ-Kur emeklisi oluştururken, kimisi de dul-yetim aylığı, özürlü aylığı veya 65 aylığı alıyor. Alınan aylık ister emekli aylığı olsun, ister dul-yetim aylığı, bazı noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Zira geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren sosyal güvenlik reformuyla birlikte, aylık ödemelerine dair önemli düzenlemeler yapıldı.
Suiistimallere geçit yok
Geçmiş yıllarda özellikle emekli aylıkları ile ilgili bazı suiistimaller yaşanıyordu. Örneğin aylık alan kişi vefat ettiği halde nüfusa bildirilmiyor ve emekli aylığı banka hesabına yatmaya devam ediyordu. Ya da anne-babasından yetim aylığı veya önceki kocasından dul aylığı alan kadınlar evlendikleri halde resmi nikah kıydırmayarak aylık almaya devam ediyordu. İşte bu türlü suiistimalleri önlemeye dönük pek çok tedbir yasaya girdi.
Bundan sonra;
Emekli aylığını 6 ay üst üste çekmeyenlerin aylığı durdurulacak. Aylığın yeniden başlaması için SGK'ya tekrar müracaat gerekiyor. Bu uygulamadan maksat, ölen emeklilerin hesabına boş yere para yatırmayı önlemek.
Nüfustan bilgiler güncellenecek
Emekli aylığı, dul veya yetim aylığı ödenen kişilerin bilgileri her ay Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'nden sorgulanacak. Cinsiyet değişikliği, ölüm veya evlenme durumları kontrol edilecek. Böylece haksız yere aylık almanın önüne geçilmiş olacak. Örneğin reform öncesinde çok sık karşılaşılan suiistimallerden birisi de, emekli şahıs öldüğü halde SGK’ya bildirmeksizin, yakınları tarafından maaşının çekilmeye devam edilmesi idi. Yeni düzenleme ile bu ve buna benzer haksız ödemelerin de önüne geçilmiş olacak.
Yurtdışından yaşayanlar belge gönderecek
Emekli aylığı alanlar içerisinde azımsanmayacak sayıda kişi yurtdışında yaşıyor. Yurtdışında yaşayıp da SGK'dan emekli aylığı alanlar her yıl, yaşadıklarına dair belgeyi SGK'ya gönderecekler. Aksi halde emekli aylıkları kesilecek. Kesilen emekli aylığı, belgenin SGK’ya ulaştırıldığı tarihi takip eden aydan itibaren tekrar ödenmeye başlanacak.
SGK'nın kontrol memurları da, şüpheli gördükleri durumlarla ilgili yerinde inceleme yapacaklar. Böylece öldüğü halde emekli aylıkları çekilmeye devam edenler veya kağıt üstünde boşandıkları halde birlikte yaşamaya devam edenler tespit edilecek.
Özürlüler için de kontrol var
SGK’nın denetim ve kontrolleri sadece emekli aylıkları ve diğer ödemelerle sınırlı değil. Özürlü sıfatıyla Kurumdan maaş veya ödeme alanlar da denetlenecek. Sakatlığı ya da malullüğü olmadığı yahut da iyileştiği halde iş göremezlik geliri veya malullük aylığı almaya devam edenler kontrol edilecek. Yapılan kontrol sonucu aylık veya gelire hak kazanmadığı tespit edilenlerin ödemeleri kesilecek. Haksız yere almış oldukları paralar faiziyle geri alınacak.
Haksız yere aylık alan varsa…
SGK tarafından yapılacak kontroller neticesinde, emekli, dul, yetim veya özürlü-malul aylıklarından haksız yere ödenmiş olanlar varsa, bu ödemeler belirli şartlarla ilgilerden geri alınacak. Bu şartlar;
- Haksız ödemeler, ilgili kişinin kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden hesaplanacak kanuni faiziyle birlikte,
- Haksız ödemeler bu ödemi alan kişiden değil de Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz olarak geri alınacak.
Yani haksız yere aylık ödenmesi, aylığı alan kişinin kusurundan kaynaklanıyorsa son 10 yıllık kısmı faiziyle; SGK’nın hatasından kaynaklanıyorsa son 5 yıllık kısmı faizsiz bir şekilde geri alınacak.
Soru: Sadettin Bey, benim üvey babam Bağ-Kur’dan emekli aylığı alıyordu. Kendisi geçtiğimiz yıl Haziran ayında vefat etti. Fakat üvey kardeşimizin biri, babamın emekli aylığını 7 ay boyunca çekmeye devam etmiş. Şimdi SGK bize bir yazı gönderdi ve bu 7 aylık tutarı bizden istiyor. Oysa bu paranın bir tek kuruşu dahi bizim cebimize girmedi. Ne yapmamız gerekiyor? Gülten Kamışlı
Cevap: Değerli okurum, üvey babanızın maaşının ölümünden sonra da çekilmeye devam edilmesi, yukarıda saydığımız suiistimaller arasına giriyor. Dolayısıyla bu parayı SGK yasal mirasçılardan tahsil edecektir. Siz de üvey evlat olarak yasal mirasçılar içerisinde yer alıyor olmalısınız ki SGK size tebligat göndermiş. Bu durumda eğer parayı çeken üvey kardeşiniz aldığı parayı yasal faiziyle geri öderse sorun olmaz. Ancak kendisi bunu ödemeye yanaşmazsa, yapmanız gereken aranızda bu parayı toplayarak bir an önce SGK’ya ödemektir.
Yarın: Emeklilerden gelen sorulara cevaplar.
Emekliler Yazı Dizisi (10)
Sizden gelen sorulara cevaplar…
Çalıştıkça aylığım düşüyor mu?
Soru: Sadettin Bey merhabalar. Yazılarınızı sürekli olarak takip ediyorum. Öncelikle bizi bilgilendirdiğiniz çok teşekkür ederim. Size birkaç sorum olacak. Doğum Tarihim 16.06.1963, sigorta giriş tarihim 01.04.1981 ve toplam prim günüm 7.528. Ne zaman emekli olabilirim? SSK'ya ödenen kazanç tutarım 4.329 TL, yani tavandan. Yazınızdan 2000 TL'’nin altında prim ödeyenlerin maaşında azalma olacağını anladım. Benim ödediğim tutara göre artma yada azalma söz konusu mudur? Sinan Güner
Cevap: Sinan Bey, verdiğiniz bilgilere göre 16 Haziran 2009 tarihi itibariyle emekliliği hak etmişsiniz. Yani istediğiniz zaman dilekçenizi verip ayrılabilirsiniz. Primleriniz tavandan ödendiği için, bağlanacak emekli aylığınız aydan aya azalmıyor, artıyor. Dolayısıyla bu şartlarda ne kadar uzun çalışırsanız, o kadar yüksek aylık alırsınız.
Semt pazarından yer kiraladım, maliye peşime düştü!
Soru: Sadettin Bey, ben SSK emeklisiyim. Belediyeden semtimizde bulunan sebze pazar yerinden, 6 yıl önce adıma satış tezgah yeri tahsisi aldım. 10 gün önce vergi dairesinden bir yazı geldi. Pazaryerindeki bu tezgahta satış yapıp yapmadığımı veya kiraya verip vermediğimi ve ayrıca kendi ürettiğim ürünü satıyorsam çiftçi belgesi v.s soruyor. 15 gün içinde bilgi talep ediyor, aksi takdirde resen vergi mükellefi yapacaklarını söylüyorlar. Bunun üzerine vergi mükellefi olmamak için, ziraat odasına kayıt oldum ve çiftçi belgesi alarak vergi dairesine verdim.
Şimdi zaten ben SSK emeklisi olduğum için ne yapmam lazım? SSK’ya ayrıca bu durumu bildirecek miyim? Veli Dumankaya
Cevap: Değerli okurum, sizin herhangi bir yere bilgi vermenize gerek yok. Ziraat odası, sizin adınıza SGK’ya bildirim yapar. Çiftçilik yapan emeklilerden herhangi bir kesinti yapılmaz. Dolayısıyla SGK’ya bildirim yapılsa dahi ziraat odası kaydınızdan dolayı emekli aylığınızda herhangi bir kesinti yapılmayacaktır.
Emekli maaşı yerine prim alabilir miyim?
Soru: Emekliler hakkındaki yazınızı ilgiyle takip ediyorum. Açıkçası şimdiden kaygılıyım, yaklaşık 26 yıldır çalışıyorum, seneye Mayıs ayında emekli olacağım. Primlerim de maalesef 2000 TL altında. Ben emekli olduktan sonra artık dinlenmek istiyorum ama bağlanan maaşla geçinmem çok zor, sadece ev kiram 450 TL gerisini siz düşünün. Ben emekli olduğumda 600 TL alacaksam ve çalışmak zorunda kalacaksam SSK’ya ödenen primlerimi geri alabilir miyim? Filiz KIZILOĞLU
Cevap: Filiz Hanım, sosyal güvenlik sistemimizde çok istisnai durumlar dışında prim iadesi yapılmamaktadır. Hele hele emekliliğe hak kazanmış kişilere asla prim iadesi yapılmaz, maaş bağlanır. Dolayısıyla emekli maaşınızı mecburen alacaksınız.
Ben nasıl geçineceğim?
Soru: 2008 yılında emekli oldum. 48 yaşındayım ve Pendik’te oturuyorum. 4 çocuğum okuyor ve ikisi üniversitede. Ev kiram 400 lira, bir de elektrik, su, telefon derken eve ekmek alacak para kalmıyor. Size soruyorum, nasıl geçineceğim ben? Kadir Bedir
Cevap: Kadir Bey, bu sorunun cevabını inanın ben de bilmiyorum. Ancak sorunuzu buraya aynen aldım ki belki bir bilen çıkar.
Bir emeklinin mektubu…
Sayın Saadettin Bey,
Emeklilik konusundaki yazılarınızı izlemekteyim. Ben de bir Bağ-Kur emeklisiyim.Bu, bizim hükümetlerin bencilliğini iyi bildiğim ve kesinlikle güvenmediğim içinçok uzun müddet (1977’den beri) hiç prim ödememiştim. Geçen yıl çıkan sözdeprim affından yararlanarak ve aile yakınlarımın ısrar ve yardımlarıyla borcumun tamamını ödeyerek emekli oldum. Dolar kuru 1.18 olduğu zaman 22.700 $ ödemek zorunda kaldım.Ne kadar pişman olduğumu anlatmam mümkün değil. Şu anda aldığım 450 $civarında. İlk kez Eylül 2008 de maaş almaya başladım. Ancak kullanabildiğimtek araç, Çin malı bir motosiklet, ona aldığım benzine sayısız zam geldi (% 40 civarı). Evdeki elektrik aynı oranlarda zam gördü. Daha sayamayacağım kadar çok şeye bir sürü artış oldu. Artmayan tek şey bizim garip maaşımız.Ben tek başıma yaşamaya çalışan bir erkeğim. Sadece 350 TL kira ödüyorum. Allah razı olsun ev sahibim insaflı da, o zam istemiyor. Bir hanede birkaç kişi bu maaşla nasıl geçinir? Ne yerler, ne içerler çol merak ediyorum.Ben 3 lisan bildiğim için cumartesi günleri kurulan semt pazarında turistik eşyalarsatarak yaz aylarında biraz bütçe iyileştirmesi yapabiliyorum. Bu arada konuştuğum değişik ülke emeklilerinden hiçbiri bizim kadar fakru zaruret içinde değil. Zaten onlar buralara kadar tatile gelebildiklerine göre. Hele biz İzmir'e bile gi demezken!Ben hiçbir şey demiyorum. Ortalama bir emekli aylığının 5 (BEŞ) mislini verinsayın milletvekillerine. Ailelerini değil sadece kendilerini geçindirsinler. Biz gariban ve yok sayılan, emekliler her türlü kaderimize razı olacağız..A.Fuat Cömert - Alaçatı/ÇEŞME