Sadettin Orhan'ın kaleminden "Çalışma hayatında büyük değişim" yazı dizisi
Başlarken…
Sosyal güvenlik ve çalışma hayatı, 72 milyonun ortak paydası olan nadir konulardan birisi. Dolayısıyla bu alanda atılan en küçük bir adım bile kamuoyunda ilgiyle takip ediliyor. Hele bir de kapsamlı düzenlemeler söz konusu olunca, milyonların gözü kulağı uzmanlardan gelecek açıklamalarda oluyor.
İşte bugünlerde yine böylesi bir süreci yaşıyoruz. Zira geçtiğimiz hafta bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer tarafından bir paket açıklandı. Açıklanan pakette, Bağ-Kur’lulardan tarım işçilerine, part-time çalışanlardan yeşil kartlılara varıncaya kadar milyonları ilgilendiren pek çok düzenleme var. İşte bu yazı dizisinde, herkesin anlayabileceği bir dille, bu düzenlemelerin her birisinin detaylarını anlatacağız. Dizimiz kapsamında cevabını bulabileceğiniz sorulardan bazıları şunlar;
· Bağ-Kur’lu, tarım işçisi ve part-time çalışanlar için neler değişecek?
· Dolmuş ve taksi şoförleri hangi haklara kavuşuyor?
· Ücretsiz izne çıkan çalışanlara hangi sürpriz haklar geliyor?
· Kadınlar hangi yeni haklara kavuşuyor?
· Kot taşlama işçilerinin sorunları nasıl çözülüyor?
· 9 milyon yeşil kartlıya hangi sürpriz düzenleme geliyor?
· Trafik kazası geçirenlere hangi kolaylıklar geliyor?
· Sağlık sigortasında yeni haklarınız neler?
Dizimizde sadece bu sorulara değil, sizlerden gelecek sorulara da cevap vereceğiz.
Taksi ve minibüs şoförlerine sosyal güvence
Şehir merkezlerindeki taksi, dolmuş, minibüs gibi yolcu taşıyan araçların şoförleri, öteden beri sosyal güvenlik bakımından tartışma konusudur. Bu araçların sahipleri zaten Bağ-Kur kapsamında sigortalı oluyorlar. Ancak araçlarda şoför olarak çalışanların da yasa gereği sigortalı olmaları gerekirken, tamamına yakını sigortasız çalışıyor.
Öte yandan ticari araçların sahipleriyle şoförler arasındaki ilişki, yaygın işçi-işveren ilişkisine de çok uymuyor. Kimi şoför haftada bir-iki gün çalışırken, kimisi günlük birkaç saat çalışabiliyor. İşte bu durumda olup da ayda 10 günden az sigortalı bildirilen şoförler, ayda 17 günlük prim ödeyerek, 30 günlük sosyal güvenceye kavuşmuş olacak. Yani 2010 yılı için her ay 144 lira ödeyecekler ancak 243 lira ödemiş gibi kabul edilecekler. Böylece yaklaşık 400 bin şoförün sosyal güvenlik sorunu, bir ara formülle çözülmüş olacak. Bu 17 günlük prim, takip eden her yıl bir gün artırılarak nihayet 30 güne çıkarılacak.
Sanatçılar da unutulmadı
Şehir için taksi ve minibüs şoförlerinde olduğu gibi, sanatçılar için de sosyal güvenlik statüsü tartışılagelmiştir. Özellikle son yıllarda dizi setlerinde çalışan ve sayıları yüz bini geçen ‘sigortasız sanat işçisi’ önemli gündem maddesiydi.
İşverenlerinin belirsizliği, çalışmalarının tekdüze olmayışı, yaptıkları işin mahiyeti gibi pek çok faktör, sanatçıların belli bir kategoriye sokulmasını zorlaştırmaktadır. Ancak yakında yasalaşacak paket içerisinde sanatçıların bu sorunları da şoförlere benzer bir şekilde çözülüyor.
Ayda 10 günden az sigortalı bildirilen sanatçılar, dilerlerse kendileri 17 günlük prim ödeyerek yine 30 gün ödemiş gibi kabul edilecekler. Yani şoförlerde olduğu gibi ayda 243 lira yerine 144 lirayla sigortalı olabilecekler. Hangi sanatçıların bu imkandan yararlanacağı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca belirlenecek kriterlere göre tespit edilecek.
Trafik kazalarında ikinci şok!
Yazı dizimizin dünkü bölümünde, taksi ve minibüs şoförleriyle sanatçıları sosyal güvenceye kavuşturacak düzenlemelere değindik. Bugün, önümüzdeki haftalarda yasalaşacak olan kapsamlı paket içerisinde yer alan, trafik kazaları ile ilgili değişikliğe değineceğiz.
Ülkemizde her yıl meydana gelen trafik kazalarında yüz binden fazla kişi yaralanıyor. Yine binlerce kişi de hayatını kaybediyor. Son yıllarda kaza bilançosunda iyiye gidiş gözlense de rakamlar hala çok yüksek. Tablo ürkütücü olmakla birlikte, uzmanlık alanımız itibariyle biz konunun başka bir boyutuna değineceğiz; kaza sonrası sağlık yardımları.
Bugünkü uygulama
Şuan yürürlükte olan mevzuat gereği, bir vatandaşın sosyal güvencesi olsa bile, trafik kazası sonrası hastaneye kaldırıldığında, yapılacak sağlık yardımları SGK tarafından karşılanmıyor. Bunun sebebi, Karayolları Trafik Kanununun 8. Maddesi. Zira söz konusu maddede, trafik kazaları sonrası sağlık kurumlarına getirilen yaralı ve hastalara gerekli müdahalenin yapılacağı, ancak sağlık giderlerinin ilgili sigorta şirketinden tahsil edileceği hükmü yer alıyor. Hal böyle olunca memur, işçi veya bağımsız çalışan olarak sigortalı olduğu halde, trafik kazası geçiren vatandaş sosyal güvencesinden yararlanamıyor. Özel sigorta şirketi ile hastane arasındaki prosedür de zaman aldığından, bu durum, kaza geçiren vatandaş için hastanede ikinci bir şok etkisi yapıyor.
Yeni düzenleme ne getiriyor?
Şuan itibariyle Bakanlar Kuruluna gönderilen düzenleme yasalaştığı taktirde, yukarıda anlattığımız sorun ortadan kalkmış olacak. Vatandaşlar trafik kazası sonrası sağlık kurumlarına getirildiğinde, her türlü sağlık yardımı yapılacak. Sosyal güvencesi olsun veya olmasın, sağlık giderlerinin tamamı SGK tarafından karşılanacak. SGK, yapmış olduğu giderleri, bilahare ilgili özel sigorta şirketinden tahsil edecek. Böylece vatandaş, bir yandan can derdindeyken, bir yandan da gereksiz prosedürlerle uğraşmak zorunda kalmayacak.
Part-time çalışana iki müjde!
Ülkemizde yaklaşık yüz bin kişi part-time (kısmi süreli) çalışıyor. Yasalaşacak istihdam paketi içerisinde part-time çalışanlar için müjde niteliğinde iki önemli düzenleme var. Birincisi geriye dönük borçlanma, ikincisi ise işsizlik maaşı.
Bugünkü uygulamada, ay içinde 30 günden az sigortalı bildirilenlerin, geriye kalan günleri isteğe bağlı sigorta kapsamında ödeme imkanları var. Fakat pratikte bu imkanı kullanan yok. Zira hem part-time çalışanların maddi durumları buna uygun değil hem de isteğe bağlı ödenen primler Bağ-Kur kapsamında sayılıyor. Böyle olunca, ayın 13 günü SSK’lı (4/a) olarak part-time bildirilen kişi, geri kalan 17 günü isteğe bağlı ödediğinde, Bağ-Kur’lu olarak işlem görüyor.
Yeni düzenleme, part-time çalışanlara, yıllar sonra da olsa, ay içinde 30 günden az bildirildikleri dönemleri, SSK kapsamında borçlanarak 30 güne tamamlama imkanı getiriyor. Diyelim ki üniversite öğrenciliğiniz döneminde bir mağazada part-time çalıştınız ve iki yıl boyunca ayda 8 gün üzerinden sigortalı oldunuz. Daha sonra iş hayatına atıldığınız yıllarda, isterseniz o iki yıllık dönemdeki primlerinizi SSK kapsamında 30 güne tamamlayabileceksiniz. Bunun için elbette SGK’ya günlüğü 8,11 lira ödemeniz gerekiyor. Yani bir anlamda askerlik borçlanması gibi borçlanma yapacaksınız.
Part-time çalışanlara bir diğer hak olarak, ay içinde 30 günden az ödenen işsizlik sigortası primlerini 30 güne tamamlama imkanı veriliyor. Örneğin işyerinde ayda 12 gün sigortalı bildirilen bir çalışan, dilerse kalan 18 günün işsizlik sigorta primini (12,69 TL) kendisi ödeyerek, işsiz kaldığında işsizlik maaşına hak kazanabilecek.
Kot taşlama işçilerinin çilesi bitiyor
Yakında yasalaşacak olan istihdam paketinin, çalışma hayatında neleri değiştireceğini değerlendirmeye devam ediyoruz. Dünkü bölümde trafik kazalarında sağlık uygulamaları ve part-time çalışanlara ilişkin düzenlemeleri ele aldık. Bugün kot taşlama işçilerine ilişkin düzenlemelerle devam edeceğiz.
Kot taşlama (kumlama) işçileri ve yaşadıkları dramlar, yıllardır çalışma hayatının en önemli gündem maddelerinden birisi oldu. Dernek kurdular, hukuki mücadele verdiler ve seslerini duyurmaya çalıştılar. İki önemli talepleri vardı; kot taşlama işinin Türkiye’de yasaklanması ve yakalandıkları silikozis hastalığının ‘meslek hastalığı’ olarak kabul edilmesi ve buna göre gerekli yardımın yapılması.
Birinci talepleri 2009 yılında gerçekleşti ve Türkiye’de kot pantolonların kumlanarak ağartılması yasaklandı. Ancak gerekli gelir veya aylığın bağlanması konusunda sıkıntılar yaşanıyordu. Zira bu işçilerin çoğunluğu kayıtdışı çalıştırıldıklarından, hangi işyerinde ve hangi şartlarla çalıştıklarını tespit etmek güçtü. Fakat bu işçilerin yaşadığı mağduriyet de göz önüne alınarak bir ara formül geliştirildi. İstihdam paketi kapsamında yasalaşacak olan bu formüle göre, kot taşlama işçisi mevcut sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında gelir veya aylığa kavuşamazsa, kendisine muhtaçlık aylığı bağlanacak.
%40 rapor gerekiyor
Muhtaçlık aylığı bağlanacak silikozis hastası işçinin, öncelikle en az %40 iş göremez olduğuna dair sağlık raporu alması gerekiyor. Aldığı sağlık kurul raporuna göre iş göremezlik oranı %40-59 arası olanlar 95 TL, %60-79 arası olanlar 190 TL ve %80’den fazla iş göremez olanlar 285 TL aylık alabilecekler. Ayrıca kendilerinin ve aile fertlerinin sağlık yardımları da yeşil kart kapsamında sağlanmış olacak. Verilecek bu rakamlar şüphesiz bir işçiyi geçindirecek rakamlar değil. Fakat böyle bir istisnai düzenlemenin başka hiçbir meslek hastalığı için yapılmadığını da vurgulamak gerekiyor.
Ücretsiz izinde sağlık yardımı
Yasalaşmayı bekleyen istihdam paketiyle çözüme kavuşacak bir diğer sorun da ücretsiz izinlerde sağlık yardımları konusu. Mevcut uygulamada, İş Kanununda sayılan (doğum, yol izni) durumların dışındaki ücretsiz izinlerde, çalışanların sağlık sigortası kesintiye uğruyor. Oysa işverenler, kanunda belirtilen haller dışında da çalışanlarını ücretsiz izne gönderebiliyor. Özellikle sektörel ya da genel kriz dönemlerinde, işverenler işten çıkarmaktansa, çalışanlarını bir süre ücretsiz izne gönderebiliyor. Bu tür durumlarda sağlık primleri ödenmeyen çalışanlar, sağlık yardımlarından da mahrum kalmış oluyor.
İstihdam paketi içerisinde yer alan düzenlemeyle, bir yıl içinde bir aya kadar ücretsiz izin durumunda, çalışanın sağlık yardımları kesilmeyecek. Bu bir aylık süre içerisinde ücretsiz izindeki çalışanın kendisi ve aile fertleri her türlü sağlık yardımını alabilecek. Bir ayın sonunda ise çalışanın primlerine bakılarak sağlık yardımları devam ettirilecek veya kesilecek.
El işi yapın, düşük prim ödeyin!
Gelir vergisinden muaf olarak evinde dantel, örgü vb. el işleri yaparak geçimini sağlayan bayanlar, ayda 243 lira yerine 144 lira prim ödeyerek sigortalı olabilecekler. Aslında el işi yapan bayanlardan, 1 Ekim 2008 öncesinde bu işleri yapanlar ve ilgili vergi dairelerinden bunu belgeleyenler zaten düşük prim ödüyorlardı. Ancak 1 Ekim 2008 sonrası el işi yapıp satmaya başlayan bayanlar için böyle bir imkan yoktu. Yasalaşacak istihdam paketinde bu bayanların da 144 lira prim ödeyerek sağlık ve emeklilik hakkına kavuşması sağlanıyor. Bugün için isteğe bağlı sigorta primi ödeyen bayanlar en az 243 lira ödüyor. Bundan sonra ise el işi yapıp satmak kaydıyla 144 lira prim ödemek mümkün olacak.
9 milyon yeşil kartlıya müjde!
Dizimizin dünkü bölümünde kot taşlama işçileriyle el işi yapan bayanların kavuştuğu haklara değindik. Bugün yeşil kartlılarla devam ediyoruz.
Tam rakam bilinmemekle birlikte, ülkemizde yaklaşık 9 milyon yeşil kartlı olduğu ifade ediliyor. Yeşil kart, herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan ve gelir düzeyi de ailede kişi başı 254 liradan az olan vatandaşlara veriliyor. Böylece ödeme gücü ve sosyal güvencesi olmayan vatandaşlar en azından sağlık sigortasına kavuşmuş oluyor.
Bugünkü uygulamada, kaymakamlıklar tarafından verilen yeşil kartlar, kart sahibinin herhangi bir sosyal güvence kapsamında çalışmaya başlamasıyla birlikte iptal ediliyor. Bu durum, yeşil kartlıların iş aramada ve geçici işlerde çalışmada isteksiz davranmalarına sebep oluyor. Zira girdiği işte ne kadar çalıştırılacağını bilmeyen ve zar-zor yeşil karta kavuşmuş vatandaş, devamlılığı olan bir işi bulmadıkça çalışmamayı veya kayıt dışı (sigortasız) çalışmayı tercih ediyor.
İşe giriş teşvik edilecek
İşte yeşil kartlılar için yaşanan bu handikap, önümüzdeki günlerde yasalaşacak olan istihdam paketindeki bir düzenlemeyle çözülüyor. Düzenlemeyle birlikte, işe yerleştirilen yeşil kartlının kartı iptal edilmeyip askıya alınacak. Bu kişi işsiz kalması halinde yeniden yeşil kart çıkarttırmak için uğraşmaksızın, vereceği bir dilekçeyle yeşil kartı tekrar aktif hale getirilecek. Bu düzenlemenin hem işsizlik hem de kayıt dışı istihdamla mücadelede katkı sağlaması bekleniyor.
Tarım SSK yeniden geliyor!
Mevsimlik (geçici) tarım işçilerinin sosyal güvencesi, 1 Ekim 2008 tarihine kadar farklı bir şekilde sağlanıyordu. Bu işçiler, çalışma ve yaşam koşulları dikkate alınmak suretiyle pozitif ayrımcılığa tabi tutuluyorlardı. Ancak 1 Ekim 2008’le birlikte Tarım SSK uygulamasına son verildi. Bu tarihe kadar ayda 15 gün üzerinden prim ödeyen tarım işçileri, bundan sonra 30 gün üzerinden en az 243 lira ödemekle karşı karşıya kaldılar. Elbette hiçbir tarım işçisini gücü bu rakamı ödemeye yetmeyeceği için, çok önemli bir kesim sosyal güvence dışında kalmış oldu.
İşte sosyal güvenlik reformunun mevsimlik tarım işçilerine yönelik bu gadri, yine istihdam paketine konulan bir hükümle düzeltiliyor. Düzenleme yasalaşırsa, bu işçiler bugün için ayda 243 lira yerine 144 lira ödeyerek hem emeklilik hem de sağlık hakkına kavuşmuş olacaklar.
Anne-baba ve erkek eşe sağlık hakkı
Mevcut uygulamada tarım SSK’lının ana-babası ve erkek eşine hak sahibi olarak sağlık yardımları yapılmıyor. İstihdam paketinde bu sorun da çözülüyor ve tarım SSK kapsamında prim ödeyenlerin annesi, babası ve erkek eşi sağlık sigortasına kavuşuyor.
Zorunlu GSS 1 Ocak 2012’de
Sosyal güvenlik reformu kapsamında yapılan bir düzenlemeyle, 1 Ekim 2010 tarihi itibariyle çalışmayan, sosyal güvence kapsamında bulunmayan ve ödeme gücü olan vatandaşların zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına alınması öngörülmüştü. Yine Türkiye’de yaşayan yabancılar da bu kapsamda değerlendiriliyordu. Buna göre kapsama giren herkesin ayda 182 lira ödeyerek GSS’li olması gerekiyordu. Kamuoyunda tartışmalara konu olan bu hüküm, 1 Ocak 2012 tarihine erteleniyor.
İşsiz kalanlara sağlık yardımı
Sosyal güvenlik uygulamalarında tartışmalı konulardan birisi de işsiz kalan sigortalının ne kadar süreyle sağlık yardımı alabileceğidir. İstihdam paketiyle birlikte bu konuya da son nokta konuluyor. İşsiz kalan her vatandaş 10 gün daha sağlık yardımı alabilecek. Ancak bu kişinin geçmiş bir yılda 90 gün prim ödemesi varsa, (10 + 90) 100 gün boyunca sağlık yardımlarını alabilecek.
Bağ-Kur’luya da müjde var!
Yakında yasalaşacak olan istihdam paketini değerlendirmeye devam ediyoruz. Hemen her kesim için düzenlemeler içeren paket içerisinde Bağ-Kur’lular da unutulmadı.
Bugünkü uygulamada, prim ödeme döneminde en az 10 yıl sağlık primi ödememiş olan tarım ve esnaf Bağ-Kur’lulardan, emeklilik döneminde aylıklarından sağlık primi kesiliyor. Fakat burada eskiden beri süregelen bir mağduriyet söz konusuydu. Örneğin emeklilik öncesi 10 yıl SSK’lı çalışması bulunan ve bu kapsamda sağlık primleri kesilmiş olan bir Bağ-Kur’lunun emekli aylığından da sağlık kesintisi yapılıyordu. Oysa bu kişi, aktif dönemde Bağ-Kur yerine sağlık primlerini SSK kapsamında ödemişti.
İşte yakında yasalaşacak olan istihdam paketiyle bu sorun da çözülüyor. Bundan sonra çalışma hayatında herhangi bir statü (SSK, Emekli Sandığı) kapsamında ödenen sağlık primleri de Bağ-Kur kapsamında ödenmiş gibi dikkate alınacak. Böylece bu kişilerin emekli aylıklarından gereksiz yere kesinti yapılmamış olacak.
Oda kaydı sorununa çözüm
İstihdam paketi içerisindeki bir diğer düzenleme de Tarım Bağ-Kur’lulara yönelik. Bugünkü uygulamada, ziraat odasına kaydını yaptırıp bir süre Tarım Bağ-Kur primi ödeyen çiftçilerimiz, oda kaydını sildirmeden başka kapsamda (SSK, esnaf Bağ-Kur) sigortalı olduklarında, sonradan sıkıntı yaşıyorlardı. Oda kaydı devam ettiği için diğer çalışmaları ve sigorta primleri dikkate alınmayabiliyordu. Pakette yer alan düzenlemeyle bu soruna da çözüm bulunuyor. Yeni düzenlemeyle birlikte, çiftçilerimiz oda kayıtlarını sildirmemiş olsalar bile, örneğin bir işyerinden SSK’lı olarak sigortalı olabilecekler. Bu kişilerin diğer çalışması sona erdiğinde, yeniden oda kaydı yaptırmalarına da gerek kalmaksızın, çiftçi Bağ-Kur’ları devam ettirilecek.
Öte yandan 65 yaşın üzerindeki çiftçilerimiz, mevcut düzenlemeye göre oda kaydı devam ettiği için zorunlu sigorta kapsamında bulunmaktadırlar. Yeni pakette buna da son veriliyor. Düzenleme sonrası 65 yaşın üzerinde olan çiftçiler, isterlerse zorunlu sigorta (Tarım Bağ-Kur) kapsamından çıkabilecekler.
Yersiz ödemelerde 24 taksit
Uygulamada, herhangi bir sosyal güvenlik ödemesine hak kazanmadığı halde yanlışlıkla Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme yapılan vatandaşlar söz konusu olabiliyor. SGK’nın hatasıyla yapılan bu yersiz ödemeler, fark edilince ilgililerden 3 ay içerisinde ödemeleri şartıyla talep ediliyor. Bu durum uygulamada vatandaşların ciddi mağduriyetlerine sebep olabiliyor. İşte istihdam paketinde yer alan bir düzenlemeyle, SGK’nın hatasıyla yapılan bu ödemelerin vatandaştan tahsilinde 3 ay değil, 24 aylık süre tanınıyor. Yani vatandaş, almaması gerektiği halde aldığı bir emekli aylığını, faizsiz olarak 24 eşit taksitte SGK’ya geri ödeyecek.
Stajyer ve çıraklara sağlık sigortası
İşletmelerde staj gören öğrenciler ile çırakların sağlık sigortası tartışma konusuydu. Bunların Genel Sağlık Sigortası kapsamında sayılıp sayılmayacağı hususunda yorum farklılığı vardı. Yeni pakette yer alan düzenlemeyle, bütün stajyer ve çırakların da GSS’li sayılacağı ve bunların sağlık primlerinin ilgili işverenlerce ödeneceği hükmü getiriliyor. Böylece sayıları yüz binlerle ifade edilen bu kesim için önemli sorun aşılmış olacak.
Soru: Sadettin Bey, yazı dizisi kapsamında part-time çalışanların geriye dönük borçlanma hakkı kazanacağını yazmışsınız. Ben de üniversite yıllarımda (1998-2002) bir mağazada part-time olarak çalışmıştım. Bahsettiğiniz yasa çıktığında benim de borçlanma hakkım olacak mı? Veysel İldem
Cevap: Veysel Bey, evet, part-time çalışanlara mahsus olarak, ayda 30 günden az bildirildikleri dönemleri borçlanarak 30 güne tamamlama imkanı veriliyor. Ancak yasanın çıktığı tarihten önceki çalışmaları kapsayıp kapsamayacağı konusunda henüz bir netlik yok. Bu durum, yasanın TBMM’de kabul edildiği son haline göre netleşecektir.
İşverene müjdeler
Yaklaşık bir haftadır, yakında yasalaşacak olan istihdam paketini yazı dizimize konu ettik. Bugüne kadarki bölümlerde çalışanlara yönelik müjde niteliğindeki yeni haklardan bahsettik. Ancak pakette işverenler de unutulmadı. İşte dizimizin bugünkü son bölümünde işverenlere yönelik müjdelere yer vereceğiz.
5 puanlık prim indirimi
1 Ekim 2008 tarihinden beri, SGK’ya borcu olmayan ve kayıtdışı istihdama tevessül etmeyen işverenlere, SSK priminde 5 puanlık indirim yapılıyor. Buna göre asgari ücretli her bir çalışan için işverenin aylık 38 TL avantajı oluyor. Şuan ki uygulamada, bu 5 puanlık indirimden yararlanan işveren, aynı çalışan için başka bir teşvikten (örneğin 5084 sayılı Teşvik Kanunu) yararlanamıyor. İşte istihdam paketinde yer alan düzenleme ile buna son veriliyor. Yani 5 puanlık prim indiriminden yararlanan işveren, aynı zamanda ve aynı çalışan için başka bir teşvik paketinden de yararlanabilecek.
Öte yandan 5 puanlık prim indirim için gerekli şartlar yine aynen devam ediyor. Yani işverenlerin primlerini düzenli ödemeleri, SGK’ya idari para cezası da dahil olmak üzere borcunun olmaması veya taksitlendirilmiş olması ve kayıtdışı istihdamda bulunmaması gerekiyor.
Genç ve kadın istihdamına teşvik
Yine 2008 yılında başlayan bir diğer teşvik de 18-29 yaş arası gençler ve her yaştan kadınların istihdamın teşviki uygulamasıydı. Bu teşvik bu yılın Haziran ayında sona erdi. Ancak ülkemizde gençler arasındaki işsizliğin yaygınlığı ve kadın istihdamının yetersizliğini dikkate alan Hükümet, söz konusu teşviki yeniden yürürlüğe koyuyor. İstihdam paketiyle yasalaşacak olan düzenlemede, belirtilen yaş gurubundaki gençleri ve her yaştan kadınları işe alan işverenler için, sigorta primi işveren payı Hazine tarafından ödenecek.
1.552 lira cezaya son!
50 ve üzeri sayıda işçi istihdam eden işletmelerin, %3 oranında özürlü istihdam etmeleri gerekiyor. Burada işçi sayısının tespitinde, bir işveren için aynı ilde yer alan işyerleri dikkate alınıyordu. İstihdam paketiyle birlikte, işverenin toplam işçi sayısı tespit edilirken, bütün ülke genelindeki işyerleri dikkate alınacak. Bu da istihdam edilecek özürlü sayısını artıracak.
Öte yandan bazı sektörlerde faaliyet gösteren işyerleri için bu konuda bir sıkıntı vardı. Bu işyerlerinde özürlü istihdamı çok zor olduğundan, yasaya aykırı davranıştan dolayı her ay Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na 1.552 lira ceza ödemek zorunda kalıyorlardı. Ayrıca bu ceza, çalıştırmaları gereken her bir özürlü için uygulanmaktadır. Gerçekten de ağır metal sanayi gibi sektörler için özürlü istihdamı pek mümkün olamıyordu. Yani işveren, özürlü çalıştırmaktansa her ay ceza ödemeyi tercih ediyordu.
İstihdam paketiyle birlikte bu konuda da işverenlere bir kolaylık getiriliyor. Buna göre, işyerinde yapılan iş özürlü istihdamına elverişli olmayan işverenler, başka bir işyerinde istihdam edilen özürlünün istihdam giderlerini karşılayabilecek. Böylece hem kendisi her ay ceza ödemekten kurtulacak hem de özürlü bir kişinin istihdamı sağlanmış olacak.
Prim belgesini asma şartı kaldırılıyor
İstihdam paketiyle birlikte işverenler için angarya olan bir yükümlülüğe de son veriliyor. Mevcut uygulamada işverenler, her bir işyerinde çalışan sigortalıların listesini ve ödenen primlerini gösteren listeyi, çalışanların görebileceği bir yere asması gerekiyor. Belgeyi asmayan işverene de SGK tarafından 1.521 lira ceza uygulanıyor. Bu düzenlemeden amaç, çalışanların SGK’ya bildirilip bildirilmediğini bizzat görmeleriydi. Ancak günümüzde internet sorgulamasıyla her bir çalışan kendi sigorta kayıtlarına ulaşabildiğinden, bu yükümlülüğün de herhangi bir anlamı kalmamıştı. İşte istihdam paketiyle bu uygulamaya da son veriliyor. Bundan sonra işverenlerin bu belgeyi asma yükümlüğü olmayacak.
İstihdam paketini değerlendirdiğimiz yazı dizimiz bugün sona erdi. Bundan sonra yine ‘Çalışanın Köşesi’nde görüşmek üzere…
Sosyal güvenlik ve çalışma hayatı, 72 milyonun ortak paydası olan nadir konulardan birisi. Dolayısıyla bu alanda atılan en küçük bir adım bile kamuoyunda ilgiyle takip ediliyor. Hele bir de kapsamlı düzenlemeler söz konusu olunca, milyonların gözü kulağı uzmanlardan gelecek açıklamalarda oluyor.
İşte bugünlerde yine böylesi bir süreci yaşıyoruz. Zira geçtiğimiz hafta bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer tarafından bir paket açıklandı. Açıklanan pakette, Bağ-Kur’lulardan tarım işçilerine, part-time çalışanlardan yeşil kartlılara varıncaya kadar milyonları ilgilendiren pek çok düzenleme var. İşte bu yazı dizisinde, herkesin anlayabileceği bir dille, bu düzenlemelerin her birisinin detaylarını anlatacağız. Dizimiz kapsamında cevabını bulabileceğiniz sorulardan bazıları şunlar;
· Bağ-Kur’lu, tarım işçisi ve part-time çalışanlar için neler değişecek?
· Dolmuş ve taksi şoförleri hangi haklara kavuşuyor?
· Ücretsiz izne çıkan çalışanlara hangi sürpriz haklar geliyor?
· Kadınlar hangi yeni haklara kavuşuyor?
· Kot taşlama işçilerinin sorunları nasıl çözülüyor?
· 9 milyon yeşil kartlıya hangi sürpriz düzenleme geliyor?
· Trafik kazası geçirenlere hangi kolaylıklar geliyor?
· Sağlık sigortasında yeni haklarınız neler?
Dizimizde sadece bu sorulara değil, sizlerden gelecek sorulara da cevap vereceğiz.
Taksi ve minibüs şoförlerine sosyal güvence
Şehir merkezlerindeki taksi, dolmuş, minibüs gibi yolcu taşıyan araçların şoförleri, öteden beri sosyal güvenlik bakımından tartışma konusudur. Bu araçların sahipleri zaten Bağ-Kur kapsamında sigortalı oluyorlar. Ancak araçlarda şoför olarak çalışanların da yasa gereği sigortalı olmaları gerekirken, tamamına yakını sigortasız çalışıyor.
Öte yandan ticari araçların sahipleriyle şoförler arasındaki ilişki, yaygın işçi-işveren ilişkisine de çok uymuyor. Kimi şoför haftada bir-iki gün çalışırken, kimisi günlük birkaç saat çalışabiliyor. İşte bu durumda olup da ayda 10 günden az sigortalı bildirilen şoförler, ayda 17 günlük prim ödeyerek, 30 günlük sosyal güvenceye kavuşmuş olacak. Yani 2010 yılı için her ay 144 lira ödeyecekler ancak 243 lira ödemiş gibi kabul edilecekler. Böylece yaklaşık 400 bin şoförün sosyal güvenlik sorunu, bir ara formülle çözülmüş olacak. Bu 17 günlük prim, takip eden her yıl bir gün artırılarak nihayet 30 güne çıkarılacak.
Sanatçılar da unutulmadı
Şehir için taksi ve minibüs şoförlerinde olduğu gibi, sanatçılar için de sosyal güvenlik statüsü tartışılagelmiştir. Özellikle son yıllarda dizi setlerinde çalışan ve sayıları yüz bini geçen ‘sigortasız sanat işçisi’ önemli gündem maddesiydi.
İşverenlerinin belirsizliği, çalışmalarının tekdüze olmayışı, yaptıkları işin mahiyeti gibi pek çok faktör, sanatçıların belli bir kategoriye sokulmasını zorlaştırmaktadır. Ancak yakında yasalaşacak paket içerisinde sanatçıların bu sorunları da şoförlere benzer bir şekilde çözülüyor.
Ayda 10 günden az sigortalı bildirilen sanatçılar, dilerlerse kendileri 17 günlük prim ödeyerek yine 30 gün ödemiş gibi kabul edilecekler. Yani şoförlerde olduğu gibi ayda 243 lira yerine 144 lirayla sigortalı olabilecekler. Hangi sanatçıların bu imkandan yararlanacağı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca belirlenecek kriterlere göre tespit edilecek.
Trafik kazalarında ikinci şok!
Yazı dizimizin dünkü bölümünde, taksi ve minibüs şoförleriyle sanatçıları sosyal güvenceye kavuşturacak düzenlemelere değindik. Bugün, önümüzdeki haftalarda yasalaşacak olan kapsamlı paket içerisinde yer alan, trafik kazaları ile ilgili değişikliğe değineceğiz.
Ülkemizde her yıl meydana gelen trafik kazalarında yüz binden fazla kişi yaralanıyor. Yine binlerce kişi de hayatını kaybediyor. Son yıllarda kaza bilançosunda iyiye gidiş gözlense de rakamlar hala çok yüksek. Tablo ürkütücü olmakla birlikte, uzmanlık alanımız itibariyle biz konunun başka bir boyutuna değineceğiz; kaza sonrası sağlık yardımları.
Bugünkü uygulama
Şuan yürürlükte olan mevzuat gereği, bir vatandaşın sosyal güvencesi olsa bile, trafik kazası sonrası hastaneye kaldırıldığında, yapılacak sağlık yardımları SGK tarafından karşılanmıyor. Bunun sebebi, Karayolları Trafik Kanununun 8. Maddesi. Zira söz konusu maddede, trafik kazaları sonrası sağlık kurumlarına getirilen yaralı ve hastalara gerekli müdahalenin yapılacağı, ancak sağlık giderlerinin ilgili sigorta şirketinden tahsil edileceği hükmü yer alıyor. Hal böyle olunca memur, işçi veya bağımsız çalışan olarak sigortalı olduğu halde, trafik kazası geçiren vatandaş sosyal güvencesinden yararlanamıyor. Özel sigorta şirketi ile hastane arasındaki prosedür de zaman aldığından, bu durum, kaza geçiren vatandaş için hastanede ikinci bir şok etkisi yapıyor.
Yeni düzenleme ne getiriyor?
Şuan itibariyle Bakanlar Kuruluna gönderilen düzenleme yasalaştığı taktirde, yukarıda anlattığımız sorun ortadan kalkmış olacak. Vatandaşlar trafik kazası sonrası sağlık kurumlarına getirildiğinde, her türlü sağlık yardımı yapılacak. Sosyal güvencesi olsun veya olmasın, sağlık giderlerinin tamamı SGK tarafından karşılanacak. SGK, yapmış olduğu giderleri, bilahare ilgili özel sigorta şirketinden tahsil edecek. Böylece vatandaş, bir yandan can derdindeyken, bir yandan da gereksiz prosedürlerle uğraşmak zorunda kalmayacak.
Part-time çalışana iki müjde!
Ülkemizde yaklaşık yüz bin kişi part-time (kısmi süreli) çalışıyor. Yasalaşacak istihdam paketi içerisinde part-time çalışanlar için müjde niteliğinde iki önemli düzenleme var. Birincisi geriye dönük borçlanma, ikincisi ise işsizlik maaşı.
Bugünkü uygulamada, ay içinde 30 günden az sigortalı bildirilenlerin, geriye kalan günleri isteğe bağlı sigorta kapsamında ödeme imkanları var. Fakat pratikte bu imkanı kullanan yok. Zira hem part-time çalışanların maddi durumları buna uygun değil hem de isteğe bağlı ödenen primler Bağ-Kur kapsamında sayılıyor. Böyle olunca, ayın 13 günü SSK’lı (4/a) olarak part-time bildirilen kişi, geri kalan 17 günü isteğe bağlı ödediğinde, Bağ-Kur’lu olarak işlem görüyor.
Yeni düzenleme, part-time çalışanlara, yıllar sonra da olsa, ay içinde 30 günden az bildirildikleri dönemleri, SSK kapsamında borçlanarak 30 güne tamamlama imkanı getiriyor. Diyelim ki üniversite öğrenciliğiniz döneminde bir mağazada part-time çalıştınız ve iki yıl boyunca ayda 8 gün üzerinden sigortalı oldunuz. Daha sonra iş hayatına atıldığınız yıllarda, isterseniz o iki yıllık dönemdeki primlerinizi SSK kapsamında 30 güne tamamlayabileceksiniz. Bunun için elbette SGK’ya günlüğü 8,11 lira ödemeniz gerekiyor. Yani bir anlamda askerlik borçlanması gibi borçlanma yapacaksınız.
Part-time çalışanlara bir diğer hak olarak, ay içinde 30 günden az ödenen işsizlik sigortası primlerini 30 güne tamamlama imkanı veriliyor. Örneğin işyerinde ayda 12 gün sigortalı bildirilen bir çalışan, dilerse kalan 18 günün işsizlik sigorta primini (12,69 TL) kendisi ödeyerek, işsiz kaldığında işsizlik maaşına hak kazanabilecek.
Kot taşlama işçilerinin çilesi bitiyor
Yakında yasalaşacak olan istihdam paketinin, çalışma hayatında neleri değiştireceğini değerlendirmeye devam ediyoruz. Dünkü bölümde trafik kazalarında sağlık uygulamaları ve part-time çalışanlara ilişkin düzenlemeleri ele aldık. Bugün kot taşlama işçilerine ilişkin düzenlemelerle devam edeceğiz.
Kot taşlama (kumlama) işçileri ve yaşadıkları dramlar, yıllardır çalışma hayatının en önemli gündem maddelerinden birisi oldu. Dernek kurdular, hukuki mücadele verdiler ve seslerini duyurmaya çalıştılar. İki önemli talepleri vardı; kot taşlama işinin Türkiye’de yasaklanması ve yakalandıkları silikozis hastalığının ‘meslek hastalığı’ olarak kabul edilmesi ve buna göre gerekli yardımın yapılması.
Birinci talepleri 2009 yılında gerçekleşti ve Türkiye’de kot pantolonların kumlanarak ağartılması yasaklandı. Ancak gerekli gelir veya aylığın bağlanması konusunda sıkıntılar yaşanıyordu. Zira bu işçilerin çoğunluğu kayıtdışı çalıştırıldıklarından, hangi işyerinde ve hangi şartlarla çalıştıklarını tespit etmek güçtü. Fakat bu işçilerin yaşadığı mağduriyet de göz önüne alınarak bir ara formül geliştirildi. İstihdam paketi kapsamında yasalaşacak olan bu formüle göre, kot taşlama işçisi mevcut sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında gelir veya aylığa kavuşamazsa, kendisine muhtaçlık aylığı bağlanacak.
%40 rapor gerekiyor
Muhtaçlık aylığı bağlanacak silikozis hastası işçinin, öncelikle en az %40 iş göremez olduğuna dair sağlık raporu alması gerekiyor. Aldığı sağlık kurul raporuna göre iş göremezlik oranı %40-59 arası olanlar 95 TL, %60-79 arası olanlar 190 TL ve %80’den fazla iş göremez olanlar 285 TL aylık alabilecekler. Ayrıca kendilerinin ve aile fertlerinin sağlık yardımları da yeşil kart kapsamında sağlanmış olacak. Verilecek bu rakamlar şüphesiz bir işçiyi geçindirecek rakamlar değil. Fakat böyle bir istisnai düzenlemenin başka hiçbir meslek hastalığı için yapılmadığını da vurgulamak gerekiyor.
Ücretsiz izinde sağlık yardımı
Yasalaşmayı bekleyen istihdam paketiyle çözüme kavuşacak bir diğer sorun da ücretsiz izinlerde sağlık yardımları konusu. Mevcut uygulamada, İş Kanununda sayılan (doğum, yol izni) durumların dışındaki ücretsiz izinlerde, çalışanların sağlık sigortası kesintiye uğruyor. Oysa işverenler, kanunda belirtilen haller dışında da çalışanlarını ücretsiz izne gönderebiliyor. Özellikle sektörel ya da genel kriz dönemlerinde, işverenler işten çıkarmaktansa, çalışanlarını bir süre ücretsiz izne gönderebiliyor. Bu tür durumlarda sağlık primleri ödenmeyen çalışanlar, sağlık yardımlarından da mahrum kalmış oluyor.
İstihdam paketi içerisinde yer alan düzenlemeyle, bir yıl içinde bir aya kadar ücretsiz izin durumunda, çalışanın sağlık yardımları kesilmeyecek. Bu bir aylık süre içerisinde ücretsiz izindeki çalışanın kendisi ve aile fertleri her türlü sağlık yardımını alabilecek. Bir ayın sonunda ise çalışanın primlerine bakılarak sağlık yardımları devam ettirilecek veya kesilecek.
El işi yapın, düşük prim ödeyin!
Gelir vergisinden muaf olarak evinde dantel, örgü vb. el işleri yaparak geçimini sağlayan bayanlar, ayda 243 lira yerine 144 lira prim ödeyerek sigortalı olabilecekler. Aslında el işi yapan bayanlardan, 1 Ekim 2008 öncesinde bu işleri yapanlar ve ilgili vergi dairelerinden bunu belgeleyenler zaten düşük prim ödüyorlardı. Ancak 1 Ekim 2008 sonrası el işi yapıp satmaya başlayan bayanlar için böyle bir imkan yoktu. Yasalaşacak istihdam paketinde bu bayanların da 144 lira prim ödeyerek sağlık ve emeklilik hakkına kavuşması sağlanıyor. Bugün için isteğe bağlı sigorta primi ödeyen bayanlar en az 243 lira ödüyor. Bundan sonra ise el işi yapıp satmak kaydıyla 144 lira prim ödemek mümkün olacak.
9 milyon yeşil kartlıya müjde!
Dizimizin dünkü bölümünde kot taşlama işçileriyle el işi yapan bayanların kavuştuğu haklara değindik. Bugün yeşil kartlılarla devam ediyoruz.
Tam rakam bilinmemekle birlikte, ülkemizde yaklaşık 9 milyon yeşil kartlı olduğu ifade ediliyor. Yeşil kart, herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan ve gelir düzeyi de ailede kişi başı 254 liradan az olan vatandaşlara veriliyor. Böylece ödeme gücü ve sosyal güvencesi olmayan vatandaşlar en azından sağlık sigortasına kavuşmuş oluyor.
Bugünkü uygulamada, kaymakamlıklar tarafından verilen yeşil kartlar, kart sahibinin herhangi bir sosyal güvence kapsamında çalışmaya başlamasıyla birlikte iptal ediliyor. Bu durum, yeşil kartlıların iş aramada ve geçici işlerde çalışmada isteksiz davranmalarına sebep oluyor. Zira girdiği işte ne kadar çalıştırılacağını bilmeyen ve zar-zor yeşil karta kavuşmuş vatandaş, devamlılığı olan bir işi bulmadıkça çalışmamayı veya kayıt dışı (sigortasız) çalışmayı tercih ediyor.
İşe giriş teşvik edilecek
İşte yeşil kartlılar için yaşanan bu handikap, önümüzdeki günlerde yasalaşacak olan istihdam paketindeki bir düzenlemeyle çözülüyor. Düzenlemeyle birlikte, işe yerleştirilen yeşil kartlının kartı iptal edilmeyip askıya alınacak. Bu kişi işsiz kalması halinde yeniden yeşil kart çıkarttırmak için uğraşmaksızın, vereceği bir dilekçeyle yeşil kartı tekrar aktif hale getirilecek. Bu düzenlemenin hem işsizlik hem de kayıt dışı istihdamla mücadelede katkı sağlaması bekleniyor.
Tarım SSK yeniden geliyor!
Mevsimlik (geçici) tarım işçilerinin sosyal güvencesi, 1 Ekim 2008 tarihine kadar farklı bir şekilde sağlanıyordu. Bu işçiler, çalışma ve yaşam koşulları dikkate alınmak suretiyle pozitif ayrımcılığa tabi tutuluyorlardı. Ancak 1 Ekim 2008’le birlikte Tarım SSK uygulamasına son verildi. Bu tarihe kadar ayda 15 gün üzerinden prim ödeyen tarım işçileri, bundan sonra 30 gün üzerinden en az 243 lira ödemekle karşı karşıya kaldılar. Elbette hiçbir tarım işçisini gücü bu rakamı ödemeye yetmeyeceği için, çok önemli bir kesim sosyal güvence dışında kalmış oldu.
İşte sosyal güvenlik reformunun mevsimlik tarım işçilerine yönelik bu gadri, yine istihdam paketine konulan bir hükümle düzeltiliyor. Düzenleme yasalaşırsa, bu işçiler bugün için ayda 243 lira yerine 144 lira ödeyerek hem emeklilik hem de sağlık hakkına kavuşmuş olacaklar.
Anne-baba ve erkek eşe sağlık hakkı
Mevcut uygulamada tarım SSK’lının ana-babası ve erkek eşine hak sahibi olarak sağlık yardımları yapılmıyor. İstihdam paketinde bu sorun da çözülüyor ve tarım SSK kapsamında prim ödeyenlerin annesi, babası ve erkek eşi sağlık sigortasına kavuşuyor.
Zorunlu GSS 1 Ocak 2012’de
Sosyal güvenlik reformu kapsamında yapılan bir düzenlemeyle, 1 Ekim 2010 tarihi itibariyle çalışmayan, sosyal güvence kapsamında bulunmayan ve ödeme gücü olan vatandaşların zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına alınması öngörülmüştü. Yine Türkiye’de yaşayan yabancılar da bu kapsamda değerlendiriliyordu. Buna göre kapsama giren herkesin ayda 182 lira ödeyerek GSS’li olması gerekiyordu. Kamuoyunda tartışmalara konu olan bu hüküm, 1 Ocak 2012 tarihine erteleniyor.
İşsiz kalanlara sağlık yardımı
Sosyal güvenlik uygulamalarında tartışmalı konulardan birisi de işsiz kalan sigortalının ne kadar süreyle sağlık yardımı alabileceğidir. İstihdam paketiyle birlikte bu konuya da son nokta konuluyor. İşsiz kalan her vatandaş 10 gün daha sağlık yardımı alabilecek. Ancak bu kişinin geçmiş bir yılda 90 gün prim ödemesi varsa, (10 + 90) 100 gün boyunca sağlık yardımlarını alabilecek.
Bağ-Kur’luya da müjde var!
Yakında yasalaşacak olan istihdam paketini değerlendirmeye devam ediyoruz. Hemen her kesim için düzenlemeler içeren paket içerisinde Bağ-Kur’lular da unutulmadı.
Bugünkü uygulamada, prim ödeme döneminde en az 10 yıl sağlık primi ödememiş olan tarım ve esnaf Bağ-Kur’lulardan, emeklilik döneminde aylıklarından sağlık primi kesiliyor. Fakat burada eskiden beri süregelen bir mağduriyet söz konusuydu. Örneğin emeklilik öncesi 10 yıl SSK’lı çalışması bulunan ve bu kapsamda sağlık primleri kesilmiş olan bir Bağ-Kur’lunun emekli aylığından da sağlık kesintisi yapılıyordu. Oysa bu kişi, aktif dönemde Bağ-Kur yerine sağlık primlerini SSK kapsamında ödemişti.
İşte yakında yasalaşacak olan istihdam paketiyle bu sorun da çözülüyor. Bundan sonra çalışma hayatında herhangi bir statü (SSK, Emekli Sandığı) kapsamında ödenen sağlık primleri de Bağ-Kur kapsamında ödenmiş gibi dikkate alınacak. Böylece bu kişilerin emekli aylıklarından gereksiz yere kesinti yapılmamış olacak.
Oda kaydı sorununa çözüm
İstihdam paketi içerisindeki bir diğer düzenleme de Tarım Bağ-Kur’lulara yönelik. Bugünkü uygulamada, ziraat odasına kaydını yaptırıp bir süre Tarım Bağ-Kur primi ödeyen çiftçilerimiz, oda kaydını sildirmeden başka kapsamda (SSK, esnaf Bağ-Kur) sigortalı olduklarında, sonradan sıkıntı yaşıyorlardı. Oda kaydı devam ettiği için diğer çalışmaları ve sigorta primleri dikkate alınmayabiliyordu. Pakette yer alan düzenlemeyle bu soruna da çözüm bulunuyor. Yeni düzenlemeyle birlikte, çiftçilerimiz oda kayıtlarını sildirmemiş olsalar bile, örneğin bir işyerinden SSK’lı olarak sigortalı olabilecekler. Bu kişilerin diğer çalışması sona erdiğinde, yeniden oda kaydı yaptırmalarına da gerek kalmaksızın, çiftçi Bağ-Kur’ları devam ettirilecek.
Öte yandan 65 yaşın üzerindeki çiftçilerimiz, mevcut düzenlemeye göre oda kaydı devam ettiği için zorunlu sigorta kapsamında bulunmaktadırlar. Yeni pakette buna da son veriliyor. Düzenleme sonrası 65 yaşın üzerinde olan çiftçiler, isterlerse zorunlu sigorta (Tarım Bağ-Kur) kapsamından çıkabilecekler.
Yersiz ödemelerde 24 taksit
Uygulamada, herhangi bir sosyal güvenlik ödemesine hak kazanmadığı halde yanlışlıkla Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme yapılan vatandaşlar söz konusu olabiliyor. SGK’nın hatasıyla yapılan bu yersiz ödemeler, fark edilince ilgililerden 3 ay içerisinde ödemeleri şartıyla talep ediliyor. Bu durum uygulamada vatandaşların ciddi mağduriyetlerine sebep olabiliyor. İşte istihdam paketinde yer alan bir düzenlemeyle, SGK’nın hatasıyla yapılan bu ödemelerin vatandaştan tahsilinde 3 ay değil, 24 aylık süre tanınıyor. Yani vatandaş, almaması gerektiği halde aldığı bir emekli aylığını, faizsiz olarak 24 eşit taksitte SGK’ya geri ödeyecek.
Stajyer ve çıraklara sağlık sigortası
İşletmelerde staj gören öğrenciler ile çırakların sağlık sigortası tartışma konusuydu. Bunların Genel Sağlık Sigortası kapsamında sayılıp sayılmayacağı hususunda yorum farklılığı vardı. Yeni pakette yer alan düzenlemeyle, bütün stajyer ve çırakların da GSS’li sayılacağı ve bunların sağlık primlerinin ilgili işverenlerce ödeneceği hükmü getiriliyor. Böylece sayıları yüz binlerle ifade edilen bu kesim için önemli sorun aşılmış olacak.
Soru: Sadettin Bey, yazı dizisi kapsamında part-time çalışanların geriye dönük borçlanma hakkı kazanacağını yazmışsınız. Ben de üniversite yıllarımda (1998-2002) bir mağazada part-time olarak çalışmıştım. Bahsettiğiniz yasa çıktığında benim de borçlanma hakkım olacak mı? Veysel İldem
Cevap: Veysel Bey, evet, part-time çalışanlara mahsus olarak, ayda 30 günden az bildirildikleri dönemleri borçlanarak 30 güne tamamlama imkanı veriliyor. Ancak yasanın çıktığı tarihten önceki çalışmaları kapsayıp kapsamayacağı konusunda henüz bir netlik yok. Bu durum, yasanın TBMM’de kabul edildiği son haline göre netleşecektir.
İşverene müjdeler
Yaklaşık bir haftadır, yakında yasalaşacak olan istihdam paketini yazı dizimize konu ettik. Bugüne kadarki bölümlerde çalışanlara yönelik müjde niteliğindeki yeni haklardan bahsettik. Ancak pakette işverenler de unutulmadı. İşte dizimizin bugünkü son bölümünde işverenlere yönelik müjdelere yer vereceğiz.
5 puanlık prim indirimi
1 Ekim 2008 tarihinden beri, SGK’ya borcu olmayan ve kayıtdışı istihdama tevessül etmeyen işverenlere, SSK priminde 5 puanlık indirim yapılıyor. Buna göre asgari ücretli her bir çalışan için işverenin aylık 38 TL avantajı oluyor. Şuan ki uygulamada, bu 5 puanlık indirimden yararlanan işveren, aynı çalışan için başka bir teşvikten (örneğin 5084 sayılı Teşvik Kanunu) yararlanamıyor. İşte istihdam paketinde yer alan düzenleme ile buna son veriliyor. Yani 5 puanlık prim indiriminden yararlanan işveren, aynı zamanda ve aynı çalışan için başka bir teşvik paketinden de yararlanabilecek.
Öte yandan 5 puanlık prim indirim için gerekli şartlar yine aynen devam ediyor. Yani işverenlerin primlerini düzenli ödemeleri, SGK’ya idari para cezası da dahil olmak üzere borcunun olmaması veya taksitlendirilmiş olması ve kayıtdışı istihdamda bulunmaması gerekiyor.
Genç ve kadın istihdamına teşvik
Yine 2008 yılında başlayan bir diğer teşvik de 18-29 yaş arası gençler ve her yaştan kadınların istihdamın teşviki uygulamasıydı. Bu teşvik bu yılın Haziran ayında sona erdi. Ancak ülkemizde gençler arasındaki işsizliğin yaygınlığı ve kadın istihdamının yetersizliğini dikkate alan Hükümet, söz konusu teşviki yeniden yürürlüğe koyuyor. İstihdam paketiyle yasalaşacak olan düzenlemede, belirtilen yaş gurubundaki gençleri ve her yaştan kadınları işe alan işverenler için, sigorta primi işveren payı Hazine tarafından ödenecek.
1.552 lira cezaya son!
50 ve üzeri sayıda işçi istihdam eden işletmelerin, %3 oranında özürlü istihdam etmeleri gerekiyor. Burada işçi sayısının tespitinde, bir işveren için aynı ilde yer alan işyerleri dikkate alınıyordu. İstihdam paketiyle birlikte, işverenin toplam işçi sayısı tespit edilirken, bütün ülke genelindeki işyerleri dikkate alınacak. Bu da istihdam edilecek özürlü sayısını artıracak.
Öte yandan bazı sektörlerde faaliyet gösteren işyerleri için bu konuda bir sıkıntı vardı. Bu işyerlerinde özürlü istihdamı çok zor olduğundan, yasaya aykırı davranıştan dolayı her ay Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na 1.552 lira ceza ödemek zorunda kalıyorlardı. Ayrıca bu ceza, çalıştırmaları gereken her bir özürlü için uygulanmaktadır. Gerçekten de ağır metal sanayi gibi sektörler için özürlü istihdamı pek mümkün olamıyordu. Yani işveren, özürlü çalıştırmaktansa her ay ceza ödemeyi tercih ediyordu.
İstihdam paketiyle birlikte bu konuda da işverenlere bir kolaylık getiriliyor. Buna göre, işyerinde yapılan iş özürlü istihdamına elverişli olmayan işverenler, başka bir işyerinde istihdam edilen özürlünün istihdam giderlerini karşılayabilecek. Böylece hem kendisi her ay ceza ödemekten kurtulacak hem de özürlü bir kişinin istihdamı sağlanmış olacak.
Prim belgesini asma şartı kaldırılıyor
İstihdam paketiyle birlikte işverenler için angarya olan bir yükümlülüğe de son veriliyor. Mevcut uygulamada işverenler, her bir işyerinde çalışan sigortalıların listesini ve ödenen primlerini gösteren listeyi, çalışanların görebileceği bir yere asması gerekiyor. Belgeyi asmayan işverene de SGK tarafından 1.521 lira ceza uygulanıyor. Bu düzenlemeden amaç, çalışanların SGK’ya bildirilip bildirilmediğini bizzat görmeleriydi. Ancak günümüzde internet sorgulamasıyla her bir çalışan kendi sigorta kayıtlarına ulaşabildiğinden, bu yükümlülüğün de herhangi bir anlamı kalmamıştı. İşte istihdam paketiyle bu uygulamaya da son veriliyor. Bundan sonra işverenlerin bu belgeyi asma yükümlüğü olmayacak.
İstihdam paketini değerlendirdiğimiz yazı dizimiz bugün sona erdi. Bundan sonra yine ‘Çalışanın Köşesi’nde görüşmek üzere…