Kadınlara doğum borçlanmasında son nokta!

Geçtiğimiz günlerde bu köşede kaleme aldığımız bir yazıda, sosyal güvenlik reformuyla ilgili bir ezberi bozmuş olduk.
Yazımız doğum borçlanması ile ilgiliydi ve yasada sadece SSK'lı kadınlara tanınan bu imkandan belirli şartları yerine getiren Bağ-Kur'lu, isteğe bağlı sigortalı ve memur kadınların da yararlanabileceğini ifade ettik. Konu yüz binlerce çalışan ve ev hanımı bayanı ilgilendirdiğinden, yazımız tahminimizin de ötesinde ilgi gördü, görmeye de devam ediyor. Gündeme taşıdığımız doğum borçlanmasıyla ilgili olarak değerli meslektaşım Ali Tezel ve kıymetli hocam Şükrü Kızılot da köşelerinde konuya açılımlar getirdiler. Ancak kimi uzmanların gerek köşe yazılarında gerekse bazı haber sitelerinde konuyu ve yazımızı hafife alan yaklaşımlar sergiledikleri görülmüştür. Bu tür değerlendirmelere de cevap olması açısından, kanun maddelerine atıfta bulunmak kaydıyla konuya bu yazımızla noktayı koymak istiyoruz.
1.Eleştirilerden birisi, doğum borçlanmasının sadece 1 Ekim 2008 sonrasındaki doğumları kapsadığı yönünde. Bu eleştiriye dayanak ise kanun, tüzük ya da yönetmelik değil, henüz taslak halindeki bir tebliğ. Oysa ne 5510 sayılı Kanun'da ne de bu kanunu açıklayan SGİ Yönetmeliğinde 1 Ekim'den önceki doğumlar borçlanılamaz diye bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki kanunun verdiği bir hakkın tebliğle sınırlandırılması hukuk tekniği açısından da mümkün değildir. Yapılsa dahi yargıdan dönecektir.
2.Bir başka eleştiri, doğum borçlanmasının sadece prim gününü artıracağı, emeklilik yaşı ve sigortalılık süresini değiştirmeyeceği, dolayısıyla doğum borçlanmasıyla erken emekliliğin mümkün olmadığı şeklindedir. Bu eleştiri, ne bizim yazımızın ne de 5510 sayılı Kanunun 41. maddesinin dikkatlice incelenmediğini göstermektedir.
Efendim, nasıl ki sigorta başlangıcı askerlikten sonra olan bir erkek, askerliğini borçlandığında sigorta başlangıcı borçlandığı süre kadar geri gidiyorsa, bir veya iki çocuğunu sigorta başlangıcından önce yapan kadın da doğum borçlanması yaparsa, borçlandığı gün kadar başlangıcı geriye götürülür (5510 sayılı Kanunun 41. maddesinin üçüncü fıkrası gereği). Böylece SSK'lı, Bağ-Kur'lu ya da memur olan bir bayanın tescil tarihinden önceki doğumları borçlanması durumunda, hem prim günü hem de sigortalılık süresi artacak, ayrıca yaş haddinden de indirim yapılacaktır. Yeter ki bu kişinin sosyal güvenlik sistemine ilk girişi 8 Eylül 2003 öncesi olsun. (Konuya ilişkin örnekler için 28.08.08 ve 04.09.08 tarihli yazılarımıza bakılabilir.).
3.Yazımızla ilgili bir başka eleştiri, kadın memurlar için doğum borçlanmasının mümkün olmadığı, mümkün olsa bile cazip olmadığıdır. Bir şeyin mümkün olması objektif bir durum, cazip olması ise sübjektif bir durumdur. Yazımızda önerdiğimiz Sadettin ORHAN formülünün uygulanması durumunda, şartları taşıyan kadın memurların da iki veya dört yıl erken emekli olması mümkündür.
Ancak bir kadın memurun SSK'lılara tanınan doğum borçlanmasından yararlanabilmesi için, bir veya iki çocuğunu memuriyete başlamadan önce doğurmuş olması (memuriyet süresindeki doğumlar yazımızın konusu değil), emekliliğine iki veya dört yıl kala istifa ederek bir gün de olsa SSK'lı çalışması ve aynı gün SGK'ya doğum borçlanması yapması gerekir. Bu şartları yerine getirerek borçlanma yapan kadın memur SSK'lı gibi değil yine memur gibi emekli olacaktır (2829 sayılı Kanunun 8. maddesi gereği). Görüldüğü gibi, formülümüzü uygulayan kadın memur için de doğum borçlanması gayet mümkündür. Ancak bu borçlanmanın cazip olup olmadığı herkesin kişisel değerlendirmesine kalmıştır. Kimisi bunun külfetini göze alarak bir an önce emekli olmak ister, kimisi çalışmak. Bize düşen bu imkandan okurlarımızı haberdar etmektir.
4.Son olarak ifade edelim ki, doğum borçlanmasıyla ilgili uygulama 1 Ekim'de başlayacak. Resmi makamların ve yargının konuya yaklaşımı da bu tarihten sonra netlik kazanacaktır. BUGÜN/7 Eylül 2008
Yazımız doğum borçlanması ile ilgiliydi ve yasada sadece SSK'lı kadınlara tanınan bu imkandan belirli şartları yerine getiren Bağ-Kur'lu, isteğe bağlı sigortalı ve memur kadınların da yararlanabileceğini ifade ettik. Konu yüz binlerce çalışan ve ev hanımı bayanı ilgilendirdiğinden, yazımız tahminimizin de ötesinde ilgi gördü, görmeye de devam ediyor. Gündeme taşıdığımız doğum borçlanmasıyla ilgili olarak değerli meslektaşım Ali Tezel ve kıymetli hocam Şükrü Kızılot da köşelerinde konuya açılımlar getirdiler. Ancak kimi uzmanların gerek köşe yazılarında gerekse bazı haber sitelerinde konuyu ve yazımızı hafife alan yaklaşımlar sergiledikleri görülmüştür. Bu tür değerlendirmelere de cevap olması açısından, kanun maddelerine atıfta bulunmak kaydıyla konuya bu yazımızla noktayı koymak istiyoruz.
1.Eleştirilerden birisi, doğum borçlanmasının sadece 1 Ekim 2008 sonrasındaki doğumları kapsadığı yönünde. Bu eleştiriye dayanak ise kanun, tüzük ya da yönetmelik değil, henüz taslak halindeki bir tebliğ. Oysa ne 5510 sayılı Kanun'da ne de bu kanunu açıklayan SGİ Yönetmeliğinde 1 Ekim'den önceki doğumlar borçlanılamaz diye bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki kanunun verdiği bir hakkın tebliğle sınırlandırılması hukuk tekniği açısından da mümkün değildir. Yapılsa dahi yargıdan dönecektir.
2.Bir başka eleştiri, doğum borçlanmasının sadece prim gününü artıracağı, emeklilik yaşı ve sigortalılık süresini değiştirmeyeceği, dolayısıyla doğum borçlanmasıyla erken emekliliğin mümkün olmadığı şeklindedir. Bu eleştiri, ne bizim yazımızın ne de 5510 sayılı Kanunun 41. maddesinin dikkatlice incelenmediğini göstermektedir.
Efendim, nasıl ki sigorta başlangıcı askerlikten sonra olan bir erkek, askerliğini borçlandığında sigorta başlangıcı borçlandığı süre kadar geri gidiyorsa, bir veya iki çocuğunu sigorta başlangıcından önce yapan kadın da doğum borçlanması yaparsa, borçlandığı gün kadar başlangıcı geriye götürülür (5510 sayılı Kanunun 41. maddesinin üçüncü fıkrası gereği). Böylece SSK'lı, Bağ-Kur'lu ya da memur olan bir bayanın tescil tarihinden önceki doğumları borçlanması durumunda, hem prim günü hem de sigortalılık süresi artacak, ayrıca yaş haddinden de indirim yapılacaktır. Yeter ki bu kişinin sosyal güvenlik sistemine ilk girişi 8 Eylül 2003 öncesi olsun. (Konuya ilişkin örnekler için 28.08.08 ve 04.09.08 tarihli yazılarımıza bakılabilir.).
3.Yazımızla ilgili bir başka eleştiri, kadın memurlar için doğum borçlanmasının mümkün olmadığı, mümkün olsa bile cazip olmadığıdır. Bir şeyin mümkün olması objektif bir durum, cazip olması ise sübjektif bir durumdur. Yazımızda önerdiğimiz Sadettin ORHAN formülünün uygulanması durumunda, şartları taşıyan kadın memurların da iki veya dört yıl erken emekli olması mümkündür.
Ancak bir kadın memurun SSK'lılara tanınan doğum borçlanmasından yararlanabilmesi için, bir veya iki çocuğunu memuriyete başlamadan önce doğurmuş olması (memuriyet süresindeki doğumlar yazımızın konusu değil), emekliliğine iki veya dört yıl kala istifa ederek bir gün de olsa SSK'lı çalışması ve aynı gün SGK'ya doğum borçlanması yapması gerekir. Bu şartları yerine getirerek borçlanma yapan kadın memur SSK'lı gibi değil yine memur gibi emekli olacaktır (2829 sayılı Kanunun 8. maddesi gereği). Görüldüğü gibi, formülümüzü uygulayan kadın memur için de doğum borçlanması gayet mümkündür. Ancak bu borçlanmanın cazip olup olmadığı herkesin kişisel değerlendirmesine kalmıştır. Kimisi bunun külfetini göze alarak bir an önce emekli olmak ister, kimisi çalışmak. Bize düşen bu imkandan okurlarımızı haberdar etmektir.
4.Son olarak ifade edelim ki, doğum borçlanmasıyla ilgili uygulama 1 Ekim'de başlayacak. Resmi makamların ve yargının konuya yaklaşımı da bu tarihten sonra netlik kazanacaktır. BUGÜN/7 Eylül 2008