Tablo bu, karar seçmenin
Milliyetçi Hareket Partisi’nin de seçim beyannamesini açıklamasıyla artık bütün partilerin sosyal politikalara dair vaatleri netleşmiş oldu. Dolayısıyla hepsini bir arada ve karşılaştırmalı olarak inceleme imkanımız var.
Yukarıdaki tabloda, özellikle sosyal politikalara dair partilerin vaatlerini bir arada sunuyoruz. Vaatler elbette bu tabloyla sınırlı değil fakat biz karşılaştırmaya elverişli olan ve geniş kitleleri ilgilendiren başlıkları seçmeye çalıştık. Tablonun “acaba hangi parti ne vadetti” diye kafası karışanlar için faydalı olacağını umuyoruz.
Vaatler kopya mı?
İlk bakışta muhalefet partilerinin vaatlerinin birbirine benzediği düşünülebilir. Fakat satır aralarında ciddi ayrışmalar ve ‘ince işçilikler’ göze çarpıyor. Kaldı ki aynı sorunlara çözüm ararken, formüllerin çok fazla farklılaşması da mümkün değil. Örneğin asgari ücretliler, emeklilerin durumu, sosyal yardımların veriliş biçimi ve taşeronlaşma konularında muhalefet hemfikir gibi. Fakat örneğin asgari ücrete haciz yasağı sadece MHP bildirgesinde var. Yine esnaf için emeklilik borçlanmasını da MHP vadediyor. Buna karşın emekliler için sendikal faaliyeti de sadece CHP ile HDP düşünmüş.
Popülizm ve kaynak
Muhalefetin vaatlerine iktidar kanadından ‘popülizm’ ve ‘kaynak yok’ eleştirileri geliyor. Fakat muhalefet sözcüleri ile hükümetten kimi bakanların hesaplamaları ve takvimlendirme konusunda farklılıklar var. Açıkçası Türkiye ekonomisinin yıllık 50-60 milyar liralık ilave sosyal harcamayı kaldırması pekâlâ mümkün. Nitekim sosyal harcama toplamının milli gelire oranı bakımından halen OECD ortalamasının altındayız. Kaldı ki taşeron işçilerin kadroya alınması veya ayni yardım yerine nakit yardımına geçilmesi gibi ilave kaynak gerektirmeyen vaatler de var. Bununla birlikte partilerin, kaynağın bulunması kadar verilen sözlerin sürdürülebilirliği konusunda da ikna edici olması gerekiyor.
Seçimin galibi sosyal politikalar!
Türkiye’de seçmen davranışını elbette sadece vaatler belirlemiyor. Diğer pek çok faktör de etkili oluyor. Fakat özellikle muhalefet partilerinin hemen hemen ortak sosyal sorunlara parmak basması dikkat çekiyor. Tabii vaatlerin kendisi kadar hedef kitleye ulaşması ve seçmenin ikna edilmesi de şart. Bu vaatler sandığa nasıl yansır bilemeyiz fakat seçim sürecinde sosyal politikaların ana tema olması her bakımdan sevindirici bir durum. Seçimden sonra hangi hükümet olursa olsun, bu tabloyu görmezden gelemeyecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin de seçim beyannamesini açıklamasıyla artık bütün partilerin sosyal politikalara dair vaatleri netleşmiş oldu. Dolayısıyla hepsini bir arada ve karşılaştırmalı olarak inceleme imkanımız var.
Yukarıdaki tabloda, özellikle sosyal politikalara dair partilerin vaatlerini bir arada sunuyoruz. Vaatler elbette bu tabloyla sınırlı değil fakat biz karşılaştırmaya elverişli olan ve geniş kitleleri ilgilendiren başlıkları seçmeye çalıştık. Tablonun “acaba hangi parti ne vadetti” diye kafası karışanlar için faydalı olacağını umuyoruz.
Vaatler kopya mı?
İlk bakışta muhalefet partilerinin vaatlerinin birbirine benzediği düşünülebilir. Fakat satır aralarında ciddi ayrışmalar ve ‘ince işçilikler’ göze çarpıyor. Kaldı ki aynı sorunlara çözüm ararken, formüllerin çok fazla farklılaşması da mümkün değil. Örneğin asgari ücretliler, emeklilerin durumu, sosyal yardımların veriliş biçimi ve taşeronlaşma konularında muhalefet hemfikir gibi. Fakat örneğin asgari ücrete haciz yasağı sadece MHP bildirgesinde var. Yine esnaf için emeklilik borçlanmasını da MHP vadediyor. Buna karşın emekliler için sendikal faaliyeti de sadece CHP ile HDP düşünmüş.
Popülizm ve kaynak
Muhalefetin vaatlerine iktidar kanadından ‘popülizm’ ve ‘kaynak yok’ eleştirileri geliyor. Fakat muhalefet sözcüleri ile hükümetten kimi bakanların hesaplamaları ve takvimlendirme konusunda farklılıklar var. Açıkçası Türkiye ekonomisinin yıllık 50-60 milyar liralık ilave sosyal harcamayı kaldırması pekâlâ mümkün. Nitekim sosyal harcama toplamının milli gelire oranı bakımından halen OECD ortalamasının altındayız. Kaldı ki taşeron işçilerin kadroya alınması veya ayni yardım yerine nakit yardımına geçilmesi gibi ilave kaynak gerektirmeyen vaatler de var. Bununla birlikte partilerin, kaynağın bulunması kadar verilen sözlerin sürdürülebilirliği konusunda da ikna edici olması gerekiyor.
Seçimin galibi sosyal politikalar!
Türkiye’de seçmen davranışını elbette sadece vaatler belirlemiyor. Diğer pek çok faktör de etkili oluyor. Fakat özellikle muhalefet partilerinin hemen hemen ortak sosyal sorunlara parmak basması dikkat çekiyor. Tabii vaatlerin kendisi kadar hedef kitleye ulaşması ve seçmenin ikna edilmesi de şart. Bu vaatler sandığa nasıl yansır bilemeyiz fakat seçim sürecinde sosyal politikaların ana tema olması her bakımdan sevindirici bir durum. Seçimden sonra hangi hükümet olursa olsun, bu tabloyu görmezden gelemeyecektir.
Bugün Gazetesi - 6 Mayıs 2015 Çarşamba