SGK üzerinden siyaset
Sosyal Güvenlik Kurumu, 72 milyon vatandaşa 7/24 kesintisiz hizmet veren bir kurum. Dolayısıyla Kurumun yaptığı her düzenleme, anında çalışanlar ve emekliler nezdinde karşılık buluyor. Bu durum, aynı zamanda siyaset cambazları açısından önemli bir pazar oluşturuyor. Örneğin her fırsatta hükümete ‘çakma’ derdindeki birisi olarak, eğer SGK tarafından atılan bir adımı çarpıtabilirseniz, bu size, medyada daha geniş yer, geniş halk kitlelerinin paniklemesi ve hükümete tepki olarak geri dönüyor. Bunu muhalefetteki bir siyasetçinin yapmasını bir yere kadar anlayabiliriz. Ancak söz konusu çarpıtma, siyasetle ticaret arasında gidip gelenlerce yapılınca, daha bir mide bulandırıyor.
Bahsettiğimiz dezenformasyonun çok sayıda örneği var. Nitekim daha önce bu örneklere değinen yazılar kaleme aldık ve mahkemelik de olduk. Ancak ‘SGK’ya vurmak’ hala getirisi yüksek bir iş olduğundan, örneklere neredeyse her hafta yenileri ekleniyor. Bunlardan ikisi bu hafta yaşandı. Birincisiyle başlayalım.
SGK, geçtiğimiz günlerde aldığı bir kararla, internet sitesi üzerinden yapılacak kişisel sorgulamaların (hizmet dökümü, sigortalı bilgileri vs.) bundan sonra turkiye.gov.tr adresinden yapılacağını duyurdu. Bu uygulamada amaç, kişisel verilere sadece sigorta numarası veya TC kimlik numarasıyla değil, e-devlet şifreleriyle erişilmesini sağlamak. Yani vatandaşın veri güvenliğini bir kat daha artırmak. Ayrıca e-devlet kapısının kullanımını yaygınlaştırmak da ikinci bir amaç. Ancak konu üzerinden öyle bir yaygara koptu ki, SGK sanki bunu yapmamış da, kişisel verileri herkesin kullanımına açmış gibi bir hava estirildi. Oysa yapılan, bir kurumun sitesinden erişilen bilgilere, daha güvenli bir yerden erişilmesini sağlamak.
Bu hafta içinde ikinci bir dezenformasyon İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’ndan (İSMMO) geldi. Oda Başkanı Yahya Arıkan’ın basına verdiği demeçte, SGK tarafından uygulanan doğum borçlanmasında, yüzbinlerce isteğe bağlı sigortalı bayanın mağdur edildiği söyleniyordu. Açıklamaya göre, doğum borçlanması yapan isteğe bağlı sigortalı bayanların ödedikleri primler, Bağ-Kur kapsamında değerlendirildiğinden, daha geç emekli olmaları sonucu doğuyormuş. Sigortalıların hangi statüden emekli olunacağının hesabında son 7 yıl dikkate alındığından, primleri Bağ-Kur’a sayılan bayanlar, SSK yerine daha geç olarak Bağ-Kur’dan emekli olacakmış.
Bu açıklamayla ilgili düzeltmeye girmeden önce, bir fıkrayı araya sokayım. Medrese talebesi hocasına sormuş; hocam, kurt hangi evliyanın kızını yemişti? Hocası demiş, “evladım ben bu sorunun neresini düzelteyim? Bir kere o zat evliya değil, enbiyadan (peygamber) idi. Kızı değil oğluydu. Kurt yemedi, kuyuya düştü.”
Gelelim Sayın Arıkan’ın açıklamasını maddeler halinde düzeltmeye;
1. ‘Yüzbinlerce’ bayanın mağdur olması sayısal olarak mümkün değil. Zira şuan SGK’ya isteğe bağlı sigorta primi ödeyen toplam kişi 400 bin kadar. Bunların çoğunluğu şüphesiz bayanlardan oluşuyor ancak bu bayanlardan doğum borçlanması yapabilenlerin sayısı on bini bulmaz. Zira borçlanma yapabilmek için aranan şartlar, çok sınırlı sayıda bayanda mevcut.
2. Sınırlı sayıda borçlanma yapan bayanların bir kısmı zaten Bağ-Kur kapsamında emekli olacağından, bunlar için daha geç emeklilik söz konusu olmaz.
3. Doğum borçlanmasında, borçlanılan prim günleri son yıllara değil, doğumun gerçekleştiği yıllara maledilir. Yani 01.01.1990 yılında doğum yapıp da borçlanan bayanın borçlandığı 720 günlük süre, borçlanma tarihine veya son 7 yıla değil değil, 1990-1991 yıllarına mal edilir. Böylece şuan isteğe bağlı prim ödemekle birlikte SSK’dan emekli olmak isteyen bayanlar için bir dezavantaj oluşmaz.
4. Yapılan açıklamadaki doğruluk payı, son yıllarda doğum yapmış olup, şuan isteğe bağlı prim ödeyen ve doğumdan önce SSK’lı çalışması bulunan en fazla birkaç yüz bayan için geçerlidir.
Görüldüğü üzere birkaç yüz bayan için geçerli olan bir durumu, ‘yüzbinlerce bayan mağdur olacak’ şeklinde vermek, SGK’ya çakarak siyaset/muhalefet yapmaktan başka nedir? 06.11.2010
Bahsettiğimiz dezenformasyonun çok sayıda örneği var. Nitekim daha önce bu örneklere değinen yazılar kaleme aldık ve mahkemelik de olduk. Ancak ‘SGK’ya vurmak’ hala getirisi yüksek bir iş olduğundan, örneklere neredeyse her hafta yenileri ekleniyor. Bunlardan ikisi bu hafta yaşandı. Birincisiyle başlayalım.
SGK, geçtiğimiz günlerde aldığı bir kararla, internet sitesi üzerinden yapılacak kişisel sorgulamaların (hizmet dökümü, sigortalı bilgileri vs.) bundan sonra turkiye.gov.tr adresinden yapılacağını duyurdu. Bu uygulamada amaç, kişisel verilere sadece sigorta numarası veya TC kimlik numarasıyla değil, e-devlet şifreleriyle erişilmesini sağlamak. Yani vatandaşın veri güvenliğini bir kat daha artırmak. Ayrıca e-devlet kapısının kullanımını yaygınlaştırmak da ikinci bir amaç. Ancak konu üzerinden öyle bir yaygara koptu ki, SGK sanki bunu yapmamış da, kişisel verileri herkesin kullanımına açmış gibi bir hava estirildi. Oysa yapılan, bir kurumun sitesinden erişilen bilgilere, daha güvenli bir yerden erişilmesini sağlamak.
Bu hafta içinde ikinci bir dezenformasyon İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’ndan (İSMMO) geldi. Oda Başkanı Yahya Arıkan’ın basına verdiği demeçte, SGK tarafından uygulanan doğum borçlanmasında, yüzbinlerce isteğe bağlı sigortalı bayanın mağdur edildiği söyleniyordu. Açıklamaya göre, doğum borçlanması yapan isteğe bağlı sigortalı bayanların ödedikleri primler, Bağ-Kur kapsamında değerlendirildiğinden, daha geç emekli olmaları sonucu doğuyormuş. Sigortalıların hangi statüden emekli olunacağının hesabında son 7 yıl dikkate alındığından, primleri Bağ-Kur’a sayılan bayanlar, SSK yerine daha geç olarak Bağ-Kur’dan emekli olacakmış.
Bu açıklamayla ilgili düzeltmeye girmeden önce, bir fıkrayı araya sokayım. Medrese talebesi hocasına sormuş; hocam, kurt hangi evliyanın kızını yemişti? Hocası demiş, “evladım ben bu sorunun neresini düzelteyim? Bir kere o zat evliya değil, enbiyadan (peygamber) idi. Kızı değil oğluydu. Kurt yemedi, kuyuya düştü.”
Gelelim Sayın Arıkan’ın açıklamasını maddeler halinde düzeltmeye;
1. ‘Yüzbinlerce’ bayanın mağdur olması sayısal olarak mümkün değil. Zira şuan SGK’ya isteğe bağlı sigorta primi ödeyen toplam kişi 400 bin kadar. Bunların çoğunluğu şüphesiz bayanlardan oluşuyor ancak bu bayanlardan doğum borçlanması yapabilenlerin sayısı on bini bulmaz. Zira borçlanma yapabilmek için aranan şartlar, çok sınırlı sayıda bayanda mevcut.
2. Sınırlı sayıda borçlanma yapan bayanların bir kısmı zaten Bağ-Kur kapsamında emekli olacağından, bunlar için daha geç emeklilik söz konusu olmaz.
3. Doğum borçlanmasında, borçlanılan prim günleri son yıllara değil, doğumun gerçekleştiği yıllara maledilir. Yani 01.01.1990 yılında doğum yapıp da borçlanan bayanın borçlandığı 720 günlük süre, borçlanma tarihine veya son 7 yıla değil değil, 1990-1991 yıllarına mal edilir. Böylece şuan isteğe bağlı prim ödemekle birlikte SSK’dan emekli olmak isteyen bayanlar için bir dezavantaj oluşmaz.
4. Yapılan açıklamadaki doğruluk payı, son yıllarda doğum yapmış olup, şuan isteğe bağlı prim ödeyen ve doğumdan önce SSK’lı çalışması bulunan en fazla birkaç yüz bayan için geçerlidir.
Görüldüğü üzere birkaç yüz bayan için geçerli olan bir durumu, ‘yüzbinlerce bayan mağdur olacak’ şeklinde vermek, SGK’ya çakarak siyaset/muhalefet yapmaktan başka nedir? 06.11.2010