Nişantaşı, Çemişgezek, prim affı
Uzun süredir piyasada mayalandırılan prim ve vergi affı, nihayet Sayın Başbakan'ın talimatıyla ete kemiğe bürünecek.
Daha önce de yazdığımız gibi yapılan çalışma aftan ziyade bir ödeme kolaylığı olacak. Yani gecikme zammı ve faizin bir kısmı silinirken, uzun vadeli bir taksitlendirme yapılacak. Peki, bu yapılandırma esnaf için ve sosyal güvenlik sistemimiz için çözüm olacak mı? İşte bu noktada Atilla Kuzisimli okurum soruyor;
"Saadettin Bey, Bağ-Kur prim affı ile ilgili çıkacak olan iyileştirme anladığım kadarı ile faiz indiriminden ibaret olacak. Bu indirim yapıldıktan sonra borç taksitlendirilecek ve vatandaştan ödemesi istenecek. Zaten normal primi ödeyemeyen esnafa şimdi diyecekler ki 'hem geçmiş dönemde ödemediğin prim borcunu öde hem de şu anki primlerini öde'. Cari ayın primini ödeyemeyen vatandaş, hem borç taksitini hem de cari ay primini nasıl ödeyecek?"
Evet, Atilla Bey'in sorusu gerçekten anlamlı bir soru. Fakat bu soru aynı zamanda sosyal güvenlik sistemimizin çok derin ve yapısal iki problemine işaret ediyor. Bunlardan birincisi kayıt dışı istihdam, diğer ise prim tahsilât sistemimizin duyarlı/esnek olmaması. Aslında sosyal güvenlik reformuyla birlikte her iki problemin çözümüne yönelik adımlar atıldı. Örneğin kayıt dışı istihdama karşı, bankalardan GSM şirketlerine kadar pek çok kurum ve kuruluştan SGK'ya istihbarat akışı sağlandı. Yani kayıt dışı çalışanlar eskiye göre çok daha kolay tespit edilebiliyor. Ancak ödeme gücü olmayan kayıt dışı esnafı tespit etseniz ne olacak? Her ay otomatik prim tahakkuku yaparsınız, borç birikir, ta ki af çıkıncaya kadar.
Öte yandan, prim tahsilât sistemini Bağ-Kur'lular yönünden esnekleştirmek ve kriz dönemlerine daha duyarlı hale getirmek için basamak sistemi kaldırıldı. 1 Ekim 2008 tarihine kadar 1 ila 24. basamak arasında maktu prim ödeyen Bağ-Kur'lular, artık asgari ücret esasına göre kendi belirledikleri matrah üzerinden prim ödüyorlar. Basamak sistemindeyse zorunlu olarak bulundukları basamaktan prim ödüyorlardı. Yapılan değişiklikle sistem önemli bir esneklik kazandı. Ancak hâlâ yeterince esnek değil. Zira mevcut sistem, işe yeni başlayan esnafla 20 yıllık esnafı ayırmadığı gibi, Nişantaşı'ndaki esnaflaÇemişgezek'teki esnafı da ayırmıyor. Yine ekonomin %9 büyüdüğü seneyle %5 küçüldüğü seneyi de ayıramıyor.
Son olarak mevcut kayıt dışı ekonomi içerisinde, para kazanan esnafla ucu ucuna geçinen esnafı ayıramıyoruz. Yani gerçekten prim ödeme gücü olmayanla, ödeme gücü olduğu halde 'Nasılsa prim affı çıkar' diyeni de fark edemiyoruz. Hal böyle olunca her iki-üç yılda bir aftan veya borç yapılandırmasından bahsediyoruz. Ancak bu yapısal tablo ortadayken, biz daha çok yapılandırma yaparız gibi görünüyor.
Yurtdışı borçlanmayla ne kadar aylık alabilirim?
Soru: Saadettin Bey, ben Almanya'da yaşayan bir hanımım. Emekli olmak için Temmuz 2010'da Bağ-Kur'a (SGK) emeklilik için müracaat ettim. Türkiye'de hiç sigortalı çalışmadım. Bağ-Kur'dan bana bildirilen ödemem gereken miktar 8.280 gün için 67.150,80 TL'dir. Bu ödemeyi yaptığım takdirde ne kadar emeklilik aylığı alabilirim? Ayrıca Almanya'da yaşayan bir arkadaşımın Türkiye'de iki aylık sigortalı çalışmışlığı var. Bu durumda nereye müracaat etmesi gerekir. Bağ-Kur mu, SSK mı? Ne kadar ödeme yapması gerekiyor? Arkadaşım ne kadar aylık alabilir? Ayrıca emeklilik hemen mümkün mü?
İkimiz de 44 yaşındayız ve 30 seneden beri Almanya'da yaşıyoruz ve ev hanımıyız. Bu konuda bana bilgi verebilir misiniz? Sema Küçük
Cevap: Sema Hanım, size çıkarılan borçlanma bedelini ödediğiniz takdirde yaklaşık 610 TL aylık alırsınız. Borçlanmayla birlikte 44 yaş şartına tabi olarak hemen emekli olabilirsiniz. Arkadaşınızın Türkiye'de sigorta başlangıcı varsa, SSK şartlarında borçlanma yapabilir. Ancak o da hemen emekli aylığı almak istiyorsa yine sizin kadar (23 yıl) borçlanma yapması gerekir. Aylık almak için acelesi yoksa 5400 gün borçlanıp, 51 yaşını doldurmayı bekleyebilir. Arkadaşınız sizden 50-60 TL daha fazla aylık alır. BUGÜN/6 Eylül 2010
Daha önce de yazdığımız gibi yapılan çalışma aftan ziyade bir ödeme kolaylığı olacak. Yani gecikme zammı ve faizin bir kısmı silinirken, uzun vadeli bir taksitlendirme yapılacak. Peki, bu yapılandırma esnaf için ve sosyal güvenlik sistemimiz için çözüm olacak mı? İşte bu noktada Atilla Kuzisimli okurum soruyor;
"Saadettin Bey, Bağ-Kur prim affı ile ilgili çıkacak olan iyileştirme anladığım kadarı ile faiz indiriminden ibaret olacak. Bu indirim yapıldıktan sonra borç taksitlendirilecek ve vatandaştan ödemesi istenecek. Zaten normal primi ödeyemeyen esnafa şimdi diyecekler ki 'hem geçmiş dönemde ödemediğin prim borcunu öde hem de şu anki primlerini öde'. Cari ayın primini ödeyemeyen vatandaş, hem borç taksitini hem de cari ay primini nasıl ödeyecek?"
Evet, Atilla Bey'in sorusu gerçekten anlamlı bir soru. Fakat bu soru aynı zamanda sosyal güvenlik sistemimizin çok derin ve yapısal iki problemine işaret ediyor. Bunlardan birincisi kayıt dışı istihdam, diğer ise prim tahsilât sistemimizin duyarlı/esnek olmaması. Aslında sosyal güvenlik reformuyla birlikte her iki problemin çözümüne yönelik adımlar atıldı. Örneğin kayıt dışı istihdama karşı, bankalardan GSM şirketlerine kadar pek çok kurum ve kuruluştan SGK'ya istihbarat akışı sağlandı. Yani kayıt dışı çalışanlar eskiye göre çok daha kolay tespit edilebiliyor. Ancak ödeme gücü olmayan kayıt dışı esnafı tespit etseniz ne olacak? Her ay otomatik prim tahakkuku yaparsınız, borç birikir, ta ki af çıkıncaya kadar.
Öte yandan, prim tahsilât sistemini Bağ-Kur'lular yönünden esnekleştirmek ve kriz dönemlerine daha duyarlı hale getirmek için basamak sistemi kaldırıldı. 1 Ekim 2008 tarihine kadar 1 ila 24. basamak arasında maktu prim ödeyen Bağ-Kur'lular, artık asgari ücret esasına göre kendi belirledikleri matrah üzerinden prim ödüyorlar. Basamak sistemindeyse zorunlu olarak bulundukları basamaktan prim ödüyorlardı. Yapılan değişiklikle sistem önemli bir esneklik kazandı. Ancak hâlâ yeterince esnek değil. Zira mevcut sistem, işe yeni başlayan esnafla 20 yıllık esnafı ayırmadığı gibi, Nişantaşı'ndaki esnaflaÇemişgezek'teki esnafı da ayırmıyor. Yine ekonomin %9 büyüdüğü seneyle %5 küçüldüğü seneyi de ayıramıyor.
Son olarak mevcut kayıt dışı ekonomi içerisinde, para kazanan esnafla ucu ucuna geçinen esnafı ayıramıyoruz. Yani gerçekten prim ödeme gücü olmayanla, ödeme gücü olduğu halde 'Nasılsa prim affı çıkar' diyeni de fark edemiyoruz. Hal böyle olunca her iki-üç yılda bir aftan veya borç yapılandırmasından bahsediyoruz. Ancak bu yapısal tablo ortadayken, biz daha çok yapılandırma yaparız gibi görünüyor.
Yurtdışı borçlanmayla ne kadar aylık alabilirim?
Soru: Saadettin Bey, ben Almanya'da yaşayan bir hanımım. Emekli olmak için Temmuz 2010'da Bağ-Kur'a (SGK) emeklilik için müracaat ettim. Türkiye'de hiç sigortalı çalışmadım. Bağ-Kur'dan bana bildirilen ödemem gereken miktar 8.280 gün için 67.150,80 TL'dir. Bu ödemeyi yaptığım takdirde ne kadar emeklilik aylığı alabilirim? Ayrıca Almanya'da yaşayan bir arkadaşımın Türkiye'de iki aylık sigortalı çalışmışlığı var. Bu durumda nereye müracaat etmesi gerekir. Bağ-Kur mu, SSK mı? Ne kadar ödeme yapması gerekiyor? Arkadaşım ne kadar aylık alabilir? Ayrıca emeklilik hemen mümkün mü?
İkimiz de 44 yaşındayız ve 30 seneden beri Almanya'da yaşıyoruz ve ev hanımıyız. Bu konuda bana bilgi verebilir misiniz? Sema Küçük
Cevap: Sema Hanım, size çıkarılan borçlanma bedelini ödediğiniz takdirde yaklaşık 610 TL aylık alırsınız. Borçlanmayla birlikte 44 yaş şartına tabi olarak hemen emekli olabilirsiniz. Arkadaşınızın Türkiye'de sigorta başlangıcı varsa, SSK şartlarında borçlanma yapabilir. Ancak o da hemen emekli aylığı almak istiyorsa yine sizin kadar (23 yıl) borçlanma yapması gerekir. Aylık almak için acelesi yoksa 5400 gün borçlanıp, 51 yaşını doldurmayı bekleyebilir. Arkadaşınız sizden 50-60 TL daha fazla aylık alır. BUGÜN/6 Eylül 2010