Kıdem tazminatında 4 kritik soru
Kıdem tazminatı fonu çalışmalarında sona gelindi. Taslak metnin son hali ay sonunda Sayın Başbakan'a sunulacak. 1936 yılından beri yürürlükte olan mevcut sistem kaldırılacak. Yerine işsizlik sigortası fonu gibi, işverenlerin her ay belirli oranda prim ödeyeceği fon sistemi gelecek. Böylece sigortalı olarak çalışan her işçi, belirli şartları yerine getirmek koşuluyla işverenle muhatap olmadan fondan tazminatını alabilecek. Fakat yeni sistemle ilgili kritik sorular henüz netleşmiş değil.
Çalışma Meclisi'nde uzlaşma olmadı
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen 10. Çalışma Meclisi toplantısının önemli gündem maddelerinden birisi kıdem tazminatı fonuydu. Açılış konuşmasını yapan Sayın Başbakan, "işçi ve işveren olarak aranızda anlaşın, bizim için sorun yok" mesajını verdi. Fakat Meclis'ten bu konuda mutabakat çıkmadı. Elbette sosyal meselelerde tarafların her zaman uzlaşması gerekmiyor. Bu durumda devletin araya girip, hakkaniyeti gözeterek konuya müdahale etmesi gerekiyor. Sosyal devlet de zaten bunun için var.
Cevap bekleyen sorular
İşçi ve işverenin karşı karşıya geldiği ve henüz mutabakatın oluşmadığı konuları dört başlık altında toplamak mümkün.
1- Kaç günlük ücret ödenecek? Şu anki uygulamada işçinin aynı işyerinde çalıştığı her yıl için 30 günlük ücret tutarında tazminat ödeniyor. Yeni sistemde bunun kaç gün olacağı henüz netlik kazanmadı. İşverenin fona aylık yüzde kaç prim ödeyeceği de bu soruya bağlı olarak cevaplanmış olacak. Aslında 1975 yılına kadar kıdem tazminatı olarak her yıla 15 günlük ücret ödeniyordu. 1975 yılında, Türkiye'de işsizlik sigortasının bulunmadığı gerekçesiyle 30 güne çıkarıldı.
2- Yönetimde ağırlık nasıl olacak? Fonun yönetim şekli, özerkliği ve yönetimde işçi, işveren ve devlet temsilinin nasıl olacağı da cevap bekleyen sorulardan. Geçmiş yıllarda tasfiyeye uğrayan fonlar da dikkate alındığında, işçi kesiminin bu konuda tedirgin olduğu görülüyor.
3- Kazanılmış haklar ne olacak? Fon sistemine geçildikten sonra, daha önce çalışma hayatına girmiş işçilerin kıdem alacaklarının ne olacağı da merak konusu. Aslında bu konuda kazanılmış hakların korunacağı Sayın Faruk Çelik tarafından açıklandı. Fakat sadece geçmiş çalışma süresi için korunup, bundan sonraki çalışmalar fona mı sayılacak yoksa fondan önce işe girenler emekli oluncaya kadar eski şartlara mı tabi olacaklar henüz net değil.
4- Hangi şartlarla tazminat alınacak? Bugünkü uygulamada işçi; işten çıkarılma, haklı nedenle istifa, askerlik, kadın işçinin evlenmesi, emeklilik ve ölüm olmak üzere altı farklı durumda tazminata hak kazanıyor. Yeni sistemde bu gerekçelerden hangilerinin bulunacağı üzerinde yoğun tartışmalar devam ediyor.
Kimler kârlı çıkacak?
Mevcut uygulamada 11 milyon çalışanın yüzde kaçının kıdem tazminatını tam olarak alabildiğini bilmiyoruz. Zira bu konuda yapılmış geniş kapsamlı ve güvenilir bir saha araştırması yok. Fakat sadece Çalışma Bakanlığı'na gelen şikayetler ve iş mahkemelerindeki davaları dikkate aldığımızda, yeni sistemden;
- Bir milyondan fazla taşeron işçisi,
- Kısmi süreli (part-time) çalışanlar,
- Küçük ve orta ölçekli işyerlerinde çalışanlar,
- Mevsimlik çalışanlar,
- Mesleği gereği sık sık iş değiştirmek durumunda olanlar
- İşvereni iflas ettiği için tazminat alamayanların kazançlı çıkacaklarını söyleyebiliriz.
Bu saydığımız kesimler şu an çalışma hayatında bulunan 11 milyon işçinin yaklaşık %80'ini oluşturuyor.
5 Ekim 2013
Kıdem tazminatı fonu çalışmalarında sona gelindi. Taslak metnin son hali ay sonunda Sayın Başbakan'a sunulacak. 1936 yılından beri yürürlükte olan mevcut sistem kaldırılacak. Yerine işsizlik sigortası fonu gibi, işverenlerin her ay belirli oranda prim ödeyeceği fon sistemi gelecek. Böylece sigortalı olarak çalışan her işçi, belirli şartları yerine getirmek koşuluyla işverenle muhatap olmadan fondan tazminatını alabilecek. Fakat yeni sistemle ilgili kritik sorular henüz netleşmiş değil.
Çalışma Meclisi'nde uzlaşma olmadı
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen 10. Çalışma Meclisi toplantısının önemli gündem maddelerinden birisi kıdem tazminatı fonuydu. Açılış konuşmasını yapan Sayın Başbakan, "işçi ve işveren olarak aranızda anlaşın, bizim için sorun yok" mesajını verdi. Fakat Meclis'ten bu konuda mutabakat çıkmadı. Elbette sosyal meselelerde tarafların her zaman uzlaşması gerekmiyor. Bu durumda devletin araya girip, hakkaniyeti gözeterek konuya müdahale etmesi gerekiyor. Sosyal devlet de zaten bunun için var.
Cevap bekleyen sorular
İşçi ve işverenin karşı karşıya geldiği ve henüz mutabakatın oluşmadığı konuları dört başlık altında toplamak mümkün.
1- Kaç günlük ücret ödenecek? Şu anki uygulamada işçinin aynı işyerinde çalıştığı her yıl için 30 günlük ücret tutarında tazminat ödeniyor. Yeni sistemde bunun kaç gün olacağı henüz netlik kazanmadı. İşverenin fona aylık yüzde kaç prim ödeyeceği de bu soruya bağlı olarak cevaplanmış olacak. Aslında 1975 yılına kadar kıdem tazminatı olarak her yıla 15 günlük ücret ödeniyordu. 1975 yılında, Türkiye'de işsizlik sigortasının bulunmadığı gerekçesiyle 30 güne çıkarıldı.
2- Yönetimde ağırlık nasıl olacak? Fonun yönetim şekli, özerkliği ve yönetimde işçi, işveren ve devlet temsilinin nasıl olacağı da cevap bekleyen sorulardan. Geçmiş yıllarda tasfiyeye uğrayan fonlar da dikkate alındığında, işçi kesiminin bu konuda tedirgin olduğu görülüyor.
3- Kazanılmış haklar ne olacak? Fon sistemine geçildikten sonra, daha önce çalışma hayatına girmiş işçilerin kıdem alacaklarının ne olacağı da merak konusu. Aslında bu konuda kazanılmış hakların korunacağı Sayın Faruk Çelik tarafından açıklandı. Fakat sadece geçmiş çalışma süresi için korunup, bundan sonraki çalışmalar fona mı sayılacak yoksa fondan önce işe girenler emekli oluncaya kadar eski şartlara mı tabi olacaklar henüz net değil.
4- Hangi şartlarla tazminat alınacak? Bugünkü uygulamada işçi; işten çıkarılma, haklı nedenle istifa, askerlik, kadın işçinin evlenmesi, emeklilik ve ölüm olmak üzere altı farklı durumda tazminata hak kazanıyor. Yeni sistemde bu gerekçelerden hangilerinin bulunacağı üzerinde yoğun tartışmalar devam ediyor.
Kimler kârlı çıkacak?
Mevcut uygulamada 11 milyon çalışanın yüzde kaçının kıdem tazminatını tam olarak alabildiğini bilmiyoruz. Zira bu konuda yapılmış geniş kapsamlı ve güvenilir bir saha araştırması yok. Fakat sadece Çalışma Bakanlığı'na gelen şikayetler ve iş mahkemelerindeki davaları dikkate aldığımızda, yeni sistemden;
- Bir milyondan fazla taşeron işçisi,
- Kısmi süreli (part-time) çalışanlar,
- Küçük ve orta ölçekli işyerlerinde çalışanlar,
- Mevsimlik çalışanlar,
- Mesleği gereği sık sık iş değiştirmek durumunda olanlar
- İşvereni iflas ettiği için tazminat alamayanların kazançlı çıkacaklarını söyleyebiliriz.
Bu saydığımız kesimler şu an çalışma hayatında bulunan 11 milyon işçinin yaklaşık %80'ini oluşturuyor.
5 Ekim 2013