Türkiye’de 2 milyon Çinli işçi var!
Önümüzdeki seçimlerin gözde başlıklarından birisi de işsizlik olacak. Geçen yıl yüzde 16’yı gören işsizlik oranı, şuan 11’lerde dolaşıyor. Sihirli bir formül bulunmadığı sürece de orta vadede yüzde 10’lar civarında bir işsizlikle yaşayacak gibi görünüyoruz.
İşsizlik üzerine söylenmemiş söz kalmadı ancak ben işi Çin’e kadar vardırmak istiyorum.
Bu yılın ilk on ayında Çin’den yaklaşık 14 milyar dolarlık ithalat yapmışız. Yılsonunda rahatlıkla 16 milyar doları aşacağız. ‘Peki bu rakamlarla işsizliğin ne alakası var?’ diyenler için anlatalım.
Biz Çin’den ağırlıklı olarak ‘emek yoğun’ ürünler alıyoruz. Yani ucuz işgücüyle yoğunluklu ürünler. 16 milyar doların en az beşte birinin işçilik maliyeti olduğunu biliyoruz. Buna göre Çin’e bu sene 3,2 milyar dolar işçi ücreti ödeyeceğiz. Bu rakam, Türkiye’de asgari ücretle çalışan 526 bin işçinin bir yıllık maaşına tekabül ediyor.
Bölgesel asgari ücretin uygulandığı Çin’de, ortalama asgari ücret 130 dolar. Dolayısıyla Türkiye olarak ödediğimiz 3,2 milyar dolar, 2 milyon Çin’li işçinin bir yıllık maaşı anlamına geliyor. Yani Türkiye olarak, biz 2010 yılında 526 bin Türk işçi yerine tam 2 milyon Çinli işçiye ekmek vermişiz.
Çin’in yanı sıra ithalat yaptığımız diğer işgücü cenneti ülkeleri de dikkate alırsak, mevcut işsizlik oranımızın (%11) kabaca 4 puanını dışarıdan ithal ediyoruz.
Aynı rakamları tüketici açısından okuyacak olursak, 44 liralık yerli malı yerine aynı kalitede olmasa da aynı işi gören 10 liralık Çin malını tercih etmişiz.
Bu rakamlardan hareketle ‘yerli malı halkın malı, herkes onu kullanmalı’ edebiyatı yapmak istemiyorum. Tüketiciler ve yatırımcılar rasyoneldir. Ve rasyonel bir gerekçe olmadıkça, kimse bir ürüne sırf yerli malı diye 4,4 kat daha fazla para vermez.
Öte yandan uluslar arası sözleşmeler oradayken, Çin’den ithalatı yasaklamak gibi bir imkanınız da yok. Öyleyse… Öyleyse işsizliği hamasi bir üslupla değil, rasyonel bir üslupla tartışalım.
Ayrıca buradan, ‘esnek istihdam ve bölgesel asgari ücrete hayır’ diyen sendikalara da kötü bir haberimiz var; geçmiş olsun! Türkiye’de 130 dolara çalışan 2 milyon ‘sendikasız Çinli’ var.
Okur sorularına cevaplar…
Az günle, yüksek bildirim yapın
Soru: Sadettin Bey, ben şuana kadar Bağ-Kur kapsamında primlerimi ödedim. Ancak yakında kendi dükkanımı kapatarak bir arkadaşımın yanında çalışmak istiyorum. Emekli aylığımın yüksek olması için bana ne tavsiye edersiniz? Alper G.
Cevap: Alper Bey, eğer prim gününe ihtiyacınız kalmadı da emeklilik yaşınızı bekliyorsanız, sigorta primlerinizin 8-10 gün üzerinden ancak yüksek matrahla bildirilmesini sağlayın. Örneğin 1500 lira brütle 30 gün yerine, 10 gün bildirilirseniz, günlük kazancınız 50 lira yerine 150 lira olacaktır. Böylece bağlanacak aylığınızda artış sağlarsınız.
Doğum borçlanmasıyla 4 yıl erken emekli olursunuz
Soru: Sadettin Bey, ben 22.01.1968 doğumluyum. 11.04.1988 tarihli sigorta girişim var ve 67 gün çalıştım. İşten ayrıldıktan sonra ilk doğumumu 1990 ve ikinci doğumumu 1994 tarihlerinde yaptım ve 27.11.1997 tarihinde memuriyete başladım. 2 çocuk için doğum borçlanması yaptığım taktirde erken emekli olabilir miyim? Zeynep Kaya
Cevap: Zeynep Hanım, doğum borçlanması yapmadığınız taktirde 20 yıl hizmetten sonra 54 yaşınızı tamamlayacağınız 2022 yılında emekli olacaksınız. Borçlanma yaptığınız taktirde ise 4 yıl daha erken (2018) emekli olursunuz.
SGMD’de yeni soluk
Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği, geçtiğimiz Pazar yapılan olağanüstü genel kurulla yeni yönetimine kavuştu. Benim de yönetim kurulu üyesi seçildiğim yeni dönemde dernek başkanlığına Bülent KUZU seçildi. Başkan KUZU’ya yönetimde Erdoğan YATAK, Selim GÜRLEVİK, Murat ÜNLÜ, Taha Kemal KESKİN, Recep GÜRBÜZ ve Kemal TOP eşlik edecek. Sayın KUZU ve ekibine başarılar diliyorum.
İşsizlik üzerine söylenmemiş söz kalmadı ancak ben işi Çin’e kadar vardırmak istiyorum.
Bu yılın ilk on ayında Çin’den yaklaşık 14 milyar dolarlık ithalat yapmışız. Yılsonunda rahatlıkla 16 milyar doları aşacağız. ‘Peki bu rakamlarla işsizliğin ne alakası var?’ diyenler için anlatalım.
Biz Çin’den ağırlıklı olarak ‘emek yoğun’ ürünler alıyoruz. Yani ucuz işgücüyle yoğunluklu ürünler. 16 milyar doların en az beşte birinin işçilik maliyeti olduğunu biliyoruz. Buna göre Çin’e bu sene 3,2 milyar dolar işçi ücreti ödeyeceğiz. Bu rakam, Türkiye’de asgari ücretle çalışan 526 bin işçinin bir yıllık maaşına tekabül ediyor.
Bölgesel asgari ücretin uygulandığı Çin’de, ortalama asgari ücret 130 dolar. Dolayısıyla Türkiye olarak ödediğimiz 3,2 milyar dolar, 2 milyon Çin’li işçinin bir yıllık maaşı anlamına geliyor. Yani Türkiye olarak, biz 2010 yılında 526 bin Türk işçi yerine tam 2 milyon Çinli işçiye ekmek vermişiz.
Çin’in yanı sıra ithalat yaptığımız diğer işgücü cenneti ülkeleri de dikkate alırsak, mevcut işsizlik oranımızın (%11) kabaca 4 puanını dışarıdan ithal ediyoruz.
Aynı rakamları tüketici açısından okuyacak olursak, 44 liralık yerli malı yerine aynı kalitede olmasa da aynı işi gören 10 liralık Çin malını tercih etmişiz.
Bu rakamlardan hareketle ‘yerli malı halkın malı, herkes onu kullanmalı’ edebiyatı yapmak istemiyorum. Tüketiciler ve yatırımcılar rasyoneldir. Ve rasyonel bir gerekçe olmadıkça, kimse bir ürüne sırf yerli malı diye 4,4 kat daha fazla para vermez.
Öte yandan uluslar arası sözleşmeler oradayken, Çin’den ithalatı yasaklamak gibi bir imkanınız da yok. Öyleyse… Öyleyse işsizliği hamasi bir üslupla değil, rasyonel bir üslupla tartışalım.
Ayrıca buradan, ‘esnek istihdam ve bölgesel asgari ücrete hayır’ diyen sendikalara da kötü bir haberimiz var; geçmiş olsun! Türkiye’de 130 dolara çalışan 2 milyon ‘sendikasız Çinli’ var.
Okur sorularına cevaplar…
Az günle, yüksek bildirim yapın
Soru: Sadettin Bey, ben şuana kadar Bağ-Kur kapsamında primlerimi ödedim. Ancak yakında kendi dükkanımı kapatarak bir arkadaşımın yanında çalışmak istiyorum. Emekli aylığımın yüksek olması için bana ne tavsiye edersiniz? Alper G.
Cevap: Alper Bey, eğer prim gününe ihtiyacınız kalmadı da emeklilik yaşınızı bekliyorsanız, sigorta primlerinizin 8-10 gün üzerinden ancak yüksek matrahla bildirilmesini sağlayın. Örneğin 1500 lira brütle 30 gün yerine, 10 gün bildirilirseniz, günlük kazancınız 50 lira yerine 150 lira olacaktır. Böylece bağlanacak aylığınızda artış sağlarsınız.
Doğum borçlanmasıyla 4 yıl erken emekli olursunuz
Soru: Sadettin Bey, ben 22.01.1968 doğumluyum. 11.04.1988 tarihli sigorta girişim var ve 67 gün çalıştım. İşten ayrıldıktan sonra ilk doğumumu 1990 ve ikinci doğumumu 1994 tarihlerinde yaptım ve 27.11.1997 tarihinde memuriyete başladım. 2 çocuk için doğum borçlanması yaptığım taktirde erken emekli olabilir miyim? Zeynep Kaya
Cevap: Zeynep Hanım, doğum borçlanması yapmadığınız taktirde 20 yıl hizmetten sonra 54 yaşınızı tamamlayacağınız 2022 yılında emekli olacaksınız. Borçlanma yaptığınız taktirde ise 4 yıl daha erken (2018) emekli olursunuz.
SGMD’de yeni soluk
Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği, geçtiğimiz Pazar yapılan olağanüstü genel kurulla yeni yönetimine kavuştu. Benim de yönetim kurulu üyesi seçildiğim yeni dönemde dernek başkanlığına Bülent KUZU seçildi. Başkan KUZU’ya yönetimde Erdoğan YATAK, Selim GÜRLEVİK, Murat ÜNLÜ, Taha Kemal KESKİN, Recep GÜRBÜZ ve Kemal TOP eşlik edecek. Sayın KUZU ve ekibine başarılar diliyorum.