25 yılı doldurup işten çıkabilir miyim?
Soru: Sadettin Bey ben 03.03.1968 doğumluyum ve 03.03.1986 SSK girişliyim.
Şu an hâlâ çalışıyorum fakat işyerinde bazı sıkıntılar yaşıyorum. 25 yılımı doldurup işyerinden kıdem tazminatımı ve diğer haklarımı da alarak ayrılabilir miyim? Sonra başka bir işyerinde SSK'lı olarak tekrar çalışabilir miyim? C.D.
Cevap: Değerli okurum, iş mevzuatı kapsamında, emeklilik için yaş hariç diğer şartları (sigortalılık süresi ve prim günü) yerine getiren çalışanlara kıdeme bağlı hakları alarak işten ayrılma hakkı verilmiştir. Bunun için önce SGK müdürlüğünden 'Kıdem tazminatı alabilir' yazısını alacak ve işverene vereceksiniz. İşveren de bu yazıya istinaden, kıdem tazminatı ve benzeri haklarınızı ödeyecektir. Fakat bu yazıyı alabilmek için 25 yıllık sigorta sürenizi doldurmanıza gerek yok. 15 yıl ve 3600 günü doldurarak da aynı haktan yararlanabilirsiniz. Yani 2011/Mart ayını beklemenize gerek yok.
Öte yandan, mevcut işyerinizden kıdem tazminatınızı alarak ayrıldıktan sonra başka bir işyerinde tekrar çalışmaya başlayabilirsiniz. İş mevzuatında buna engel bir hüküm bulunmuyor.
Annem doğum borçlanması yapmalı mı?
Soru: Sadettin Bey, benim sorum annemin doğum borçlanmasıyla ilgili. Annem 1942 doğumlu. 03.03.1999 tarihinde SSK girişi var. 3600 prim gün sayısını doldurdu. Ancak emekli olabilmesi için işe girdiği tarihten itibaren 15 yıl geçmesi gerekiyor. Annem için doğum borçlanması yapsak bu 15 yıla etkisi olur mu? Emeklilik hakkı kazanır mı? Vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkür ederim. Ahmet Aydın
Cevap: Ahmet Bey, anneniz için 'Doğum borçlanması yapmalı mı' sorusundan önce, 'Yapabilir mi' sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Annenizin doğum veya doğumları muhtemelen 1999 yılından önce olsa gerek. Evet, doğum borçlanması yapabilse, 15 yılın tamamlanmasında faydası olur. Ancak SGK, sigorta başlangıcından önceki doğumları borçlandırmadığından, anneniz doğum borçlanması yapamaz. Dava yoluna başvurursa belki hak kazanabilir. Fakat dava sonuçlanıncaya kadar da emeklilik tarihi zaten yaklaşmış olur. Tercih sizin, ya bekleyeceksiniz ya da iş mahkemesine gideceksiniz.
Bir engelli babasının serzenişi!
Bir okurum, engelli çocuğuna sosyal güvence kapsamında tekerlekli sandalye alabilmek için verdiği mücadeleyi yazmış. Engelli babasının serzenişini şöyle;
"Sadettin Bey;
Ben özel sektörde öğretmen olarak çalışan biriyim. 7 yaşında ağır özürlü bir oğlum var. Tekerlekli sandalye ihtiyaç oldu. Biz de fizyoterapistin de yönlendirmesi ile özel yapım bir tekerlekli sandalye yaptırmak istedik. Bu iş için rapor ve reçete gerektiğini öğrendik. Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi'ne gittik. Oradaki yetkililere ve doktorlara sorarak uzun uğraşlar sonucu raporu ve reçeteyi istendiği gibi aldık. Tabii bu arada oradaki yetkililer ve doktorlar tekerlekli sandalye için nasıl rapor düzenlenir bilmiyorlar. Sandalyenin yapımı 1 ay sürüyor. Sandalyemizi aldık. Faturamızla Fındıklı SGK'ya gittik. Ama orada çok garip bir şey oldu. Raporda 'özürlüler için sağlık kurul raporu' yazdığı için kabul edilmedi raporumuz. Sadece 'sağlık raporu' yazması gerekiyormuş. Oysa raporda tekerlekli sandalye ihtiyacı olduğuna dair ibare de var. Bunun yanında reçetemizde sandalyenin özellikleri de yazıyor. Ayrıca fatura ile reçetenin arasında en fazla 5 gün olması gerekiyormuş. Bu nasıl olabilir? 5 günde tekerlekli sandalye nasıl yapılabilir? Bu rapor için bir haftamızı verdik. Ben bir hafta daha nasıl uğraşacağım? Daha önceki işleyişin değiştiğini hastane yetkilisi bilmiyorsa ben nereden bileceğim? Benim gibi birçok insan var mağdur durumda olan. Devlet bir taraftan referandum ile özürlülere kanun çıkarıyor. Bir taraftan da işkence yapıyor. Lütfen yardımcı olun. Bürokrasiden bıktık artık. İsmimi açık olarak kullanmazsanız sevinirim. N. D."
Not: Okurlarımızın sorunlarına veya şikâyetlerine burada yer vermede amacımız, herhangi bir kurum ya da kişiyi afişe etmek değil sorunların kalıcı çözümüne katkı sağlamaktır. BUGÜN / 25 Ekim 2010
Şu an hâlâ çalışıyorum fakat işyerinde bazı sıkıntılar yaşıyorum. 25 yılımı doldurup işyerinden kıdem tazminatımı ve diğer haklarımı da alarak ayrılabilir miyim? Sonra başka bir işyerinde SSK'lı olarak tekrar çalışabilir miyim? C.D.
Cevap: Değerli okurum, iş mevzuatı kapsamında, emeklilik için yaş hariç diğer şartları (sigortalılık süresi ve prim günü) yerine getiren çalışanlara kıdeme bağlı hakları alarak işten ayrılma hakkı verilmiştir. Bunun için önce SGK müdürlüğünden 'Kıdem tazminatı alabilir' yazısını alacak ve işverene vereceksiniz. İşveren de bu yazıya istinaden, kıdem tazminatı ve benzeri haklarınızı ödeyecektir. Fakat bu yazıyı alabilmek için 25 yıllık sigorta sürenizi doldurmanıza gerek yok. 15 yıl ve 3600 günü doldurarak da aynı haktan yararlanabilirsiniz. Yani 2011/Mart ayını beklemenize gerek yok.
Öte yandan, mevcut işyerinizden kıdem tazminatınızı alarak ayrıldıktan sonra başka bir işyerinde tekrar çalışmaya başlayabilirsiniz. İş mevzuatında buna engel bir hüküm bulunmuyor.
Annem doğum borçlanması yapmalı mı?
Soru: Sadettin Bey, benim sorum annemin doğum borçlanmasıyla ilgili. Annem 1942 doğumlu. 03.03.1999 tarihinde SSK girişi var. 3600 prim gün sayısını doldurdu. Ancak emekli olabilmesi için işe girdiği tarihten itibaren 15 yıl geçmesi gerekiyor. Annem için doğum borçlanması yapsak bu 15 yıla etkisi olur mu? Emeklilik hakkı kazanır mı? Vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkür ederim. Ahmet Aydın
Cevap: Ahmet Bey, anneniz için 'Doğum borçlanması yapmalı mı' sorusundan önce, 'Yapabilir mi' sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Annenizin doğum veya doğumları muhtemelen 1999 yılından önce olsa gerek. Evet, doğum borçlanması yapabilse, 15 yılın tamamlanmasında faydası olur. Ancak SGK, sigorta başlangıcından önceki doğumları borçlandırmadığından, anneniz doğum borçlanması yapamaz. Dava yoluna başvurursa belki hak kazanabilir. Fakat dava sonuçlanıncaya kadar da emeklilik tarihi zaten yaklaşmış olur. Tercih sizin, ya bekleyeceksiniz ya da iş mahkemesine gideceksiniz.
Bir engelli babasının serzenişi!
Bir okurum, engelli çocuğuna sosyal güvence kapsamında tekerlekli sandalye alabilmek için verdiği mücadeleyi yazmış. Engelli babasının serzenişini şöyle;
"Sadettin Bey;
Ben özel sektörde öğretmen olarak çalışan biriyim. 7 yaşında ağır özürlü bir oğlum var. Tekerlekli sandalye ihtiyaç oldu. Biz de fizyoterapistin de yönlendirmesi ile özel yapım bir tekerlekli sandalye yaptırmak istedik. Bu iş için rapor ve reçete gerektiğini öğrendik. Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi'ne gittik. Oradaki yetkililere ve doktorlara sorarak uzun uğraşlar sonucu raporu ve reçeteyi istendiği gibi aldık. Tabii bu arada oradaki yetkililer ve doktorlar tekerlekli sandalye için nasıl rapor düzenlenir bilmiyorlar. Sandalyenin yapımı 1 ay sürüyor. Sandalyemizi aldık. Faturamızla Fındıklı SGK'ya gittik. Ama orada çok garip bir şey oldu. Raporda 'özürlüler için sağlık kurul raporu' yazdığı için kabul edilmedi raporumuz. Sadece 'sağlık raporu' yazması gerekiyormuş. Oysa raporda tekerlekli sandalye ihtiyacı olduğuna dair ibare de var. Bunun yanında reçetemizde sandalyenin özellikleri de yazıyor. Ayrıca fatura ile reçetenin arasında en fazla 5 gün olması gerekiyormuş. Bu nasıl olabilir? 5 günde tekerlekli sandalye nasıl yapılabilir? Bu rapor için bir haftamızı verdik. Ben bir hafta daha nasıl uğraşacağım? Daha önceki işleyişin değiştiğini hastane yetkilisi bilmiyorsa ben nereden bileceğim? Benim gibi birçok insan var mağdur durumda olan. Devlet bir taraftan referandum ile özürlülere kanun çıkarıyor. Bir taraftan da işkence yapıyor. Lütfen yardımcı olun. Bürokrasiden bıktık artık. İsmimi açık olarak kullanmazsanız sevinirim. N. D."
Not: Okurlarımızın sorunlarına veya şikâyetlerine burada yer vermede amacımız, herhangi bir kurum ya da kişiyi afişe etmek değil sorunların kalıcı çözümüne katkı sağlamaktır. BUGÜN / 25 Ekim 2010