Sosyal güvenliğin kıyameti kopacak mı?
Maya Takvimi'ne göre 2012 yılında kıyametin kopacağı söyleniyor.
Hatta bu varsayım üzerine film dahi yapıldı. Mayaların tahmini tutar mı tutmaz mı bilemiyoruz ancak sosyal güvenliğin kıyameti yaklaşıyor diyebiliriz. Zira şu an uygulanmakta 5510 sayılı SGK'nın omurgasını oluşturan 5754 Sayılı Kanun, ana muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü ve 18 maddenin iptali talep edildi. İptal talebi esastan kabul edildi ve raportör tarafından esas rapor yazıldı. Yani önümüzdeki günlerde ya da aylarda karar çıkabilir.
İptal ihtimali yüksek
Anayasa Mahkemesi'nin 5510 Sayılı Kanun'la ilgili olarak daha önce verdiği iptal kararını dikkate alırsak, bu başvurunun da iptalle sonuçlanması yüksek ihtimal. Zira yüksek mahkeme esas olarak, kamu çalışanlarının işçi ve esnafla aynı kanuna ve aynı standartlara tabi olmasına karşı çıkıyor. Her ne kadar 5754 Sayılı Kanun eski memurlara dokunmasa da 1 Ekim 2008 itibarıyla göreve başlayan yeni memurlarıişçiler ve esnafla aynı esaslara tabi tuttu. Bu durum, yüksek mahkemeden iptal yönünde karar çıkacağı beklentisini yükseltiyor.
İptal kararı çıkarsa ne olacak?
İptal yönünde karar çıkması durumunda, başlıkta da belirttiğimiz gibi tam manasıyla sosyal güvenliğin kıyameti kopacak diyebiliriz. Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz ancak muhtemel bir iptal kararı, mevcut yasayı tam kalbinden vurmuş olacak. İptal yönündeki bir kararın sonuçlarına birkaç örnek verelim:
· Emekli aylığı hesaplama sistemi değişecek: 1 Ekim 2008'den önce ülkenin büyümesinden SSK ve Bağ-Kur emeklilerine tam hisse verilirken, yeni kanun bu hisseyi %30'a düşürdü. Bu da SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarının hem daha düşük hesaplanması hem de daha yavaş artması anlamına geliyor. Eğer bu hüküm iptal edilirse, bu kesimin emekli aylıkları bundan sonra daha hızlı artacak.
· Memurlar sistem dışı kalacak: Ekim 2008'den itibaren göreve başlayan yeni memurlar sosyal güvenlik bakımından, eski memurlar gibi 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na değil, 5510 Sayılı Kanun'a tabiler. Bu durumun en somut sonucu ise yeni memurlara daha düşük aylık bağlanmasıdır. CHP bu hükmün de iptalini talep etti ve genel sağlık sigortası da dahil, eski ve yeni memurların yeni yasadan tamamen çıkarılmasını istedi. Bu hükmün iptali gerçekleşirse, başta yeni memurlar olmak üzere kamu çalışanları sevinecek.
· Dullar sevinecek: Yeni yasaya göre, ölen eşinden aylık alacak olanlar, eğer kendisi de emekli aylığı alıyor ise eşinin aylığı %25 düşük bağlanıyor. Bu hükmün de iptali talep edildi. İptal gerçekleşirse dullar sevinecek.
· Yurtdışına giden işçiler sevinecek: Reform kanunuyla birlikte, yurtdışına giden işçiler için sadece kısa vadeli sigorta primlerinin ödenmesi, emeklilik primlerinin ise işçiler tarafından isteğe bağlıolarak ödenmesi hükme bağlandı. Bu durum yurtdışı işverenlerini sevindirirken, yurtdışına giden işçileri üzmüştü. Söz konusu hükmün iptali durumunda bu işçiler sevinecekler.
· Part-time çalışanlar GSS primi ödemeyecek: Mevcut uygulamaya göre part-time (kısmi süreli) çalışanlar, ay içinde 30 günden eksik olan günlerinin genel sağlık sigortası primlerini kendileri ödüyor. Bu hükmün iptali durumunda prim ödemeyecekler.
· Özel hastanelere yaptırımlar değişecek: 5510 Sayılı Kanun'un 103. maddesinde, özel sağlık kuruluşlarının usulsüz işlemleri için uygulanacak müeyyideler SGK ile yapılan sözleşmeye havale ediliyor. CHP, bu müeyyidelerin kanunla düzenlenmesi gerektiğini savunarak söz konusu hükmün iptalini talep ediyor.
· Banka ve borsa sandıkları kapsam dışına çıkacak: 5510 Sayılı Kanun'un Geçici 20. maddesi, yirmiden fazla banka, oda ve borsanın yardım sandıklarının SGK'ya devrini öngörüyor. Ana muhalefet partisi, bu devrin de iptalini talep ediyor. İptal gerçekleşirse yüz binlerce çalışan ve emekli SGK'nın ve genel sağlık sigortasının dışına çıkmış olacak.
· Hakimler ve savcılar SGK dışına çıkacak: Reform kanunuyla hakimler ve savcılar da 5510 sayılı Kanun kapsamına alındılar. Anayasa Mahkemesi'ne yapılan iptal başvurusunda bu hükmün de iptali talep edildi. İptal gerçekleşirse hakimler ve savcılar reform kanununun dışında kalarak, eski standartlarını sürdürmüş olacaklar.
Anayasa Mahkemesi, vereceği kararlarda sadece yapılan başvuru ile sınırlı kalmak zorunda değil. Yani yukarıda saydığımız hükümlere ilaveten bazı hükümlerin iptaline de karar verebilir. Bunun yanında iptali istenen hükümlerin kimini iptal ederken kimisinin iptalini reddedebilir.
İptal kararları geçmişe yürümüyor
Öte yandan Anayasa Mahkemesi kararları, geçmişe yürümüyor. Yani iptal edilen yasa hükmüne göre daha önce yapılmış işlemler geçerli sayılıyor. Bu durumda akla şu sorular geliyor:
· Yasa hükümlerinin iptalinden önce yapılan işlemler ne olacak?
· Örneğin emekli aylıklarının hesaplanması sistemi değişirse, iki yıldır düşük artış alan SSK ve Bağ-Kur emeklilerine fark ödemesi yapılacak mı?
· Memurlar reform dışı kalırsa onlar için ayrı bir kanun mu çıkarılacak?
Bu soruları artırmak mümkün. Ancak muhtemel bir iptal durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu'nu yoğun bir mesai bekliyor. Zira iptal kararı aynı zamanda yeni bir kanun ve yeni alt mevzuat anlamına geliyor. SGK ve toplum, henüz yeni yasaya tam olarak alışamamışken, tekrar sil baştan yapmak herkesi zorlayacak. Bu arada konunun uzmanları olarak bizleri de yoğun bir mesai bekliyor. BUGÜN/19 Ocak 2010
Hatta bu varsayım üzerine film dahi yapıldı. Mayaların tahmini tutar mı tutmaz mı bilemiyoruz ancak sosyal güvenliğin kıyameti yaklaşıyor diyebiliriz. Zira şu an uygulanmakta 5510 sayılı SGK'nın omurgasını oluşturan 5754 Sayılı Kanun, ana muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü ve 18 maddenin iptali talep edildi. İptal talebi esastan kabul edildi ve raportör tarafından esas rapor yazıldı. Yani önümüzdeki günlerde ya da aylarda karar çıkabilir.
İptal ihtimali yüksek
Anayasa Mahkemesi'nin 5510 Sayılı Kanun'la ilgili olarak daha önce verdiği iptal kararını dikkate alırsak, bu başvurunun da iptalle sonuçlanması yüksek ihtimal. Zira yüksek mahkeme esas olarak, kamu çalışanlarının işçi ve esnafla aynı kanuna ve aynı standartlara tabi olmasına karşı çıkıyor. Her ne kadar 5754 Sayılı Kanun eski memurlara dokunmasa da 1 Ekim 2008 itibarıyla göreve başlayan yeni memurlarıişçiler ve esnafla aynı esaslara tabi tuttu. Bu durum, yüksek mahkemeden iptal yönünde karar çıkacağı beklentisini yükseltiyor.
İptal kararı çıkarsa ne olacak?
İptal yönünde karar çıkması durumunda, başlıkta da belirttiğimiz gibi tam manasıyla sosyal güvenliğin kıyameti kopacak diyebiliriz. Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz ancak muhtemel bir iptal kararı, mevcut yasayı tam kalbinden vurmuş olacak. İptal yönündeki bir kararın sonuçlarına birkaç örnek verelim:
· Emekli aylığı hesaplama sistemi değişecek: 1 Ekim 2008'den önce ülkenin büyümesinden SSK ve Bağ-Kur emeklilerine tam hisse verilirken, yeni kanun bu hisseyi %30'a düşürdü. Bu da SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarının hem daha düşük hesaplanması hem de daha yavaş artması anlamına geliyor. Eğer bu hüküm iptal edilirse, bu kesimin emekli aylıkları bundan sonra daha hızlı artacak.
· Memurlar sistem dışı kalacak: Ekim 2008'den itibaren göreve başlayan yeni memurlar sosyal güvenlik bakımından, eski memurlar gibi 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na değil, 5510 Sayılı Kanun'a tabiler. Bu durumun en somut sonucu ise yeni memurlara daha düşük aylık bağlanmasıdır. CHP bu hükmün de iptalini talep etti ve genel sağlık sigortası da dahil, eski ve yeni memurların yeni yasadan tamamen çıkarılmasını istedi. Bu hükmün iptali gerçekleşirse, başta yeni memurlar olmak üzere kamu çalışanları sevinecek.
· Dullar sevinecek: Yeni yasaya göre, ölen eşinden aylık alacak olanlar, eğer kendisi de emekli aylığı alıyor ise eşinin aylığı %25 düşük bağlanıyor. Bu hükmün de iptali talep edildi. İptal gerçekleşirse dullar sevinecek.
· Yurtdışına giden işçiler sevinecek: Reform kanunuyla birlikte, yurtdışına giden işçiler için sadece kısa vadeli sigorta primlerinin ödenmesi, emeklilik primlerinin ise işçiler tarafından isteğe bağlıolarak ödenmesi hükme bağlandı. Bu durum yurtdışı işverenlerini sevindirirken, yurtdışına giden işçileri üzmüştü. Söz konusu hükmün iptali durumunda bu işçiler sevinecekler.
· Part-time çalışanlar GSS primi ödemeyecek: Mevcut uygulamaya göre part-time (kısmi süreli) çalışanlar, ay içinde 30 günden eksik olan günlerinin genel sağlık sigortası primlerini kendileri ödüyor. Bu hükmün iptali durumunda prim ödemeyecekler.
· Özel hastanelere yaptırımlar değişecek: 5510 Sayılı Kanun'un 103. maddesinde, özel sağlık kuruluşlarının usulsüz işlemleri için uygulanacak müeyyideler SGK ile yapılan sözleşmeye havale ediliyor. CHP, bu müeyyidelerin kanunla düzenlenmesi gerektiğini savunarak söz konusu hükmün iptalini talep ediyor.
· Banka ve borsa sandıkları kapsam dışına çıkacak: 5510 Sayılı Kanun'un Geçici 20. maddesi, yirmiden fazla banka, oda ve borsanın yardım sandıklarının SGK'ya devrini öngörüyor. Ana muhalefet partisi, bu devrin de iptalini talep ediyor. İptal gerçekleşirse yüz binlerce çalışan ve emekli SGK'nın ve genel sağlık sigortasının dışına çıkmış olacak.
· Hakimler ve savcılar SGK dışına çıkacak: Reform kanunuyla hakimler ve savcılar da 5510 sayılı Kanun kapsamına alındılar. Anayasa Mahkemesi'ne yapılan iptal başvurusunda bu hükmün de iptali talep edildi. İptal gerçekleşirse hakimler ve savcılar reform kanununun dışında kalarak, eski standartlarını sürdürmüş olacaklar.
Anayasa Mahkemesi, vereceği kararlarda sadece yapılan başvuru ile sınırlı kalmak zorunda değil. Yani yukarıda saydığımız hükümlere ilaveten bazı hükümlerin iptaline de karar verebilir. Bunun yanında iptali istenen hükümlerin kimini iptal ederken kimisinin iptalini reddedebilir.
İptal kararları geçmişe yürümüyor
Öte yandan Anayasa Mahkemesi kararları, geçmişe yürümüyor. Yani iptal edilen yasa hükmüne göre daha önce yapılmış işlemler geçerli sayılıyor. Bu durumda akla şu sorular geliyor:
· Yasa hükümlerinin iptalinden önce yapılan işlemler ne olacak?
· Örneğin emekli aylıklarının hesaplanması sistemi değişirse, iki yıldır düşük artış alan SSK ve Bağ-Kur emeklilerine fark ödemesi yapılacak mı?
· Memurlar reform dışı kalırsa onlar için ayrı bir kanun mu çıkarılacak?
Bu soruları artırmak mümkün. Ancak muhtemel bir iptal durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu'nu yoğun bir mesai bekliyor. Zira iptal kararı aynı zamanda yeni bir kanun ve yeni alt mevzuat anlamına geliyor. SGK ve toplum, henüz yeni yasaya tam olarak alışamamışken, tekrar sil baştan yapmak herkesi zorlayacak. Bu arada konunun uzmanları olarak bizleri de yoğun bir mesai bekliyor. BUGÜN/19 Ocak 2010