Çalışma hayatında büyük değişim-2
Trafik kazalarında ikinci şok!
Yazı dizimizin dünkü bölümünde, taksi ve minibüs şoförleriyle sanatçıları sosyal güvenceye kavuşturacak düzenlemelere değindik. Bugün, önümüzdeki haftalarda yasalaşacak olan kapsamlı paket içerisinde yer alan, trafik kazaları ile ilgili değişikliğe değineceğiz.
Ülkemizde her yıl meydana gelen trafik kazalarında yüz binden fazla kişi yaralanıyor. Yine binlerce kişi de hayatını kaybediyor. Son yıllarda kaza bilançosunda iyiye gidiş gözlense de rakamlar hala çok yüksek. Tablo ürkütücü olmakla birlikte, uzmanlık alanımız itibariyle biz konunun başka bir boyutuna değineceğiz; kaza sonrası sağlık yardımları.
Bugünkü uygulama
Şuan yürürlükte olan mevzuat gereği, bir vatandaşın sosyal güvencesi olsa bile, trafik kazası sonrası hastaneye kaldırıldığında, yapılacak sağlık yardımları SGK tarafından karşılanmıyor. Bunun sebebi, Karayolları Trafik Kanununun 8. Maddesi. Zira söz konusu maddede, trafik kazaları sonrası sağlık kurumlarına getirilen yaralı ve hastalara gerekli müdahalenin yapılacağı, ancak sağlık giderlerinin ilgili sigorta şirketinden tahsil edileceği hükmü yer alıyor. Hal böyle olunca memur, işçi veya bağımsız çalışan olarak sigortalı olduğu halde, trafik kazası geçiren vatandaş sosyal güvencesinden yararlanamıyor. Özel sigorta şirketi ile hastane arasındaki prosedür de zaman aldığından, bu durum, kaza geçiren vatandaş için hastanede ikinci bir şok etkisi yapıyor.
Yeni düzenleme ne getiriyor?
Şuan itibariyle Bakanlar Kuruluna gönderilen düzenleme yasalaştığı taktirde, yukarıda anlattığımız sorun ortadan kalkmış olacak. Vatandaşlar trafik kazası sonrası sağlık kurumlarına getirildiğinde, her türlü sağlık yardımı yapılacak. Sosyal güvencesi olsun veya olmasın, sağlık giderlerinin tamamı SGK tarafından karşılanacak. SGK, yapmış olduğu giderleri, bilahare ilgili özel sigorta şirketinden tahsil edecek. Böylece vatandaş, bir yandan can derdindeyken, bir yandan da gereksiz prosedürlerle uğraşmak zorunda kalmayacak.
Part-time çalışana iki müjde!
Ülkemizde yaklaşık yüz bin kişi part-time (kısmi süreli) çalışıyor. Yasalaşacak istihdam paketi içerisinde part-time çalışanlar için müjde niteliğinde iki önemli düzenleme var. Birincisi geriye dönük borçlanma, ikincisi ise işsizlik maaşı.
Bugünkü uygulamada, ay içinde 30 günden az sigortalı bildirilenlerin, geriye kalan günleri isteğe bağlı sigorta kapsamında ödeme imkanları var. Fakat pratikte bu imkanı kullanan yok. Zira hem part-time çalışanların maddi durumları buna uygun değil hem de isteğe bağlı ödenen primler Bağ-Kur kapsamında sayılıyor. Böyle olunca, ayın 13 günü SSK’lı (4/a) olarak part-time bildirilen kişi, geri kalan 17 günü isteğe bağlı ödediğinde, Bağ-Kur’lu olarak işlem görüyor.
Yeni düzenleme, part-time çalışanlara, yıllar sonra da olsa, ay içinde 30 günden az bildirildikleri dönemleri, SSK kapsamında borçlanarak 30 güne tamamlama imkanı getiriyor. Diyelim ki üniversite öğrenciliğiniz döneminde bir mağazada part-time çalıştınız ve iki yıl boyunca ayda 8 gün üzerinden sigortalı oldunuz. Daha sonra iş hayatına atıldığınız yıllarda, isterseniz o iki yıllık dönemdeki primlerinizi SSK kapsamında 30 güne tamamlayabileceksiniz. Bunun için elbette SGK’ya günlüğü 8,11 lira ödemeniz gerekiyor. Yani bir anlamda askerlik borçlanması gibi borçlanma yapacaksınız.
Part-time çalışanlara bir diğer hak olarak, ay içinde 30 günden az ödenen işsizlik sigortası primlerini 30 güne tamamlama imkanı veriliyor. Örneğin işyerinde ayda 12 gün sigortalı bildirilen bir çalışan, dilerse kalan 18 günün işsizlik sigorta primini (12,69 TL) kendisi ödeyerek, işsiz kaldığında işsizlik maaşına hak kazanabilecek.
Yarın: Kot taşlama işçilerine müjde!
Yazı dizimizin dünkü bölümünde, taksi ve minibüs şoförleriyle sanatçıları sosyal güvenceye kavuşturacak düzenlemelere değindik. Bugün, önümüzdeki haftalarda yasalaşacak olan kapsamlı paket içerisinde yer alan, trafik kazaları ile ilgili değişikliğe değineceğiz.
Ülkemizde her yıl meydana gelen trafik kazalarında yüz binden fazla kişi yaralanıyor. Yine binlerce kişi de hayatını kaybediyor. Son yıllarda kaza bilançosunda iyiye gidiş gözlense de rakamlar hala çok yüksek. Tablo ürkütücü olmakla birlikte, uzmanlık alanımız itibariyle biz konunun başka bir boyutuna değineceğiz; kaza sonrası sağlık yardımları.
Bugünkü uygulama
Şuan yürürlükte olan mevzuat gereği, bir vatandaşın sosyal güvencesi olsa bile, trafik kazası sonrası hastaneye kaldırıldığında, yapılacak sağlık yardımları SGK tarafından karşılanmıyor. Bunun sebebi, Karayolları Trafik Kanununun 8. Maddesi. Zira söz konusu maddede, trafik kazaları sonrası sağlık kurumlarına getirilen yaralı ve hastalara gerekli müdahalenin yapılacağı, ancak sağlık giderlerinin ilgili sigorta şirketinden tahsil edileceği hükmü yer alıyor. Hal böyle olunca memur, işçi veya bağımsız çalışan olarak sigortalı olduğu halde, trafik kazası geçiren vatandaş sosyal güvencesinden yararlanamıyor. Özel sigorta şirketi ile hastane arasındaki prosedür de zaman aldığından, bu durum, kaza geçiren vatandaş için hastanede ikinci bir şok etkisi yapıyor.
Yeni düzenleme ne getiriyor?
Şuan itibariyle Bakanlar Kuruluna gönderilen düzenleme yasalaştığı taktirde, yukarıda anlattığımız sorun ortadan kalkmış olacak. Vatandaşlar trafik kazası sonrası sağlık kurumlarına getirildiğinde, her türlü sağlık yardımı yapılacak. Sosyal güvencesi olsun veya olmasın, sağlık giderlerinin tamamı SGK tarafından karşılanacak. SGK, yapmış olduğu giderleri, bilahare ilgili özel sigorta şirketinden tahsil edecek. Böylece vatandaş, bir yandan can derdindeyken, bir yandan da gereksiz prosedürlerle uğraşmak zorunda kalmayacak.
Part-time çalışana iki müjde!
Ülkemizde yaklaşık yüz bin kişi part-time (kısmi süreli) çalışıyor. Yasalaşacak istihdam paketi içerisinde part-time çalışanlar için müjde niteliğinde iki önemli düzenleme var. Birincisi geriye dönük borçlanma, ikincisi ise işsizlik maaşı.
Bugünkü uygulamada, ay içinde 30 günden az sigortalı bildirilenlerin, geriye kalan günleri isteğe bağlı sigorta kapsamında ödeme imkanları var. Fakat pratikte bu imkanı kullanan yok. Zira hem part-time çalışanların maddi durumları buna uygun değil hem de isteğe bağlı ödenen primler Bağ-Kur kapsamında sayılıyor. Böyle olunca, ayın 13 günü SSK’lı (4/a) olarak part-time bildirilen kişi, geri kalan 17 günü isteğe bağlı ödediğinde, Bağ-Kur’lu olarak işlem görüyor.
Yeni düzenleme, part-time çalışanlara, yıllar sonra da olsa, ay içinde 30 günden az bildirildikleri dönemleri, SSK kapsamında borçlanarak 30 güne tamamlama imkanı getiriyor. Diyelim ki üniversite öğrenciliğiniz döneminde bir mağazada part-time çalıştınız ve iki yıl boyunca ayda 8 gün üzerinden sigortalı oldunuz. Daha sonra iş hayatına atıldığınız yıllarda, isterseniz o iki yıllık dönemdeki primlerinizi SSK kapsamında 30 güne tamamlayabileceksiniz. Bunun için elbette SGK’ya günlüğü 8,11 lira ödemeniz gerekiyor. Yani bir anlamda askerlik borçlanması gibi borçlanma yapacaksınız.
Part-time çalışanlara bir diğer hak olarak, ay içinde 30 günden az ödenen işsizlik sigortası primlerini 30 güne tamamlama imkanı veriliyor. Örneğin işyerinde ayda 12 gün sigortalı bildirilen bir çalışan, dilerse kalan 18 günün işsizlik sigorta primini (12,69 TL) kendisi ödeyerek, işsiz kaldığında işsizlik maaşına hak kazanabilecek.
Yarın: Kot taşlama işçilerine müjde!