10 soruda Kıdem Tazminatı Fonu-1

61. Hükümet programının açıklanmasıyla birlikte kıdem tazminatı tartışmaları yeniden alevlendi. Zira en yetkili ağızdan yani Sayın Başbakan tarafından ‘Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulacağı TBMM’de ilan edildi. Bunun üzerine çalışanların ve çalışma hayatının tansiyonu yine yükselmiş oldu. İşte konuyla ilgili milyonlarca çalışanın merak ettiği sorular ve cevapları…
1- Bu Fon işi de nereden çıktı?
Fon işi durup dururken çıkmadı. 2003 yılında yürürlüğe giren ve halen uygulanan İş Kanununda, kıdem tazminatı yerine Kıdem Tazminatı Fonu kurulacağı hükmü yer alıyor. Yani Fonun temeli 2003 yılında atılmıştı.
2- Şuan ki kıdem tazminatı uygulamasının nesi var?
Mevcut uygulamaya göre işçilerin (basın ve deniz çalışanları dahil) sadece %10’u kıdem tazminatını tam olarak alabiliyor. %90’lık kesimin işi ya Çalışma Bakanlığına, ya iş mahkemesine ya da ahrete kalıyor. Yani on çalışandan dokuzu, mevcut uygulamanın mağduru durumunda.
Bir işveren bir çalışana kıdem tazminatı ödememeyi kafasına koymuşsa, türlü bezdirme ve yıldırma teknikleriyle, şirketin içini boşaltarak veya naylon şirkete devir yaparak kıdem tazminatı ödemekten kurtulabiliyor.
Öte yandan kıdem tazminatı yükü, kayıtdışı istihdamı ve işsizliği besleyici rol oynuyor. Bu yükten çekinen işveren, ya kayıtdışı kalmayı ya da kıdemi dolmadan işçi çıkarmayı yeğliyor.
3- Fon, çalışanlara ne getiriyor?
Eğer bir önceki hükümet döneminde hazırlanmış tasarı aynen yasalaşırsa;
- Fon’un kurulmasıyla kıdem tazminatı kalkmıyor, işveren güvencesinden devlet güvencesine kavuşmuş oluyor.
- Fon’dan sonraki çalışmalar için işveren her ay kıdem tazminatı primi ödeyecek.
- On yıllık çalışma süresini dolduran kişi, kendi isteğiyle işten ayrılsa dahi kıdem tazminatını alabilecek. Şuan ki uygulamada, istifa eden işçi kıdem tazminatını alamıyor. Ayrıca emeklilik veya ölüm durumunda da Fon’dan ödeme yapılacak.
- Çalışanlar işten ayrılırken işverenle muhatap olmayacak, doğrudan Fon’a başvuracaklar.
- Her bir yıllık çalışma için bir aylık brüt ücret tutarında tazminat ödenecek. Yani eski miktar devam edecek.
4- Eski çalışanlar nasıl etkilenecek?
Fon yürürlüğe girmeden önce çalışma hayatında bulunanlar için eski uygulama geçerli olacak. Örneğin on yıldır aynı işverene bağlı çalışıyorsanız, on yıllık kıdem tazminatınızı 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre işverenden talep edeceksiniz. Ancak Fon yürürlüğe girdikten sonraki çalışmalarınız için Fon’a başvuracaksınız.
5- Sendikalar neye itiraz ediyor?
Türk-İş, Kıdem Tazminatı Fonu’nun yasalaşması halinde genel grev kararı alacağını 2003 yılında ilan etti. İşçi sendikalarının Fon’a itirazının bazı gerekçeleri var.
- Sendikalı işçilerin kıdem tazminatı alamama gibi bir sorunları yok. Ancak sendikalı işçi oranı %10’un altında bulunuyor. Sendikalar Fon yerine sendikalılaşma oranının artırılmasını istiyorlar.
- Toplu sözleşmelerde kıdem tazminatı bazen bir aylık ücretten daha yüksek belirleniyor. Fon gelirse üst limit bir aylık ücret olacak.
- 1990’lı yıllarda batmış olan fonlar (konut edindirme, tasarrufu teşvik vb.) kötü örnek olarak gösteriliyor.
- Fon yönetiminde işverene iki, işçiye bir temsilci hakkı tanınıyor.
Sendikaların Kıdem Tazminatı Fonuna yönelik itirazlarında haklı noktalar var. Özellikle sendikalılaşma oranının artırılması, kıdem tazminatı sorunlarına da çözüm getirecektir. Ancak kısa ve orta vadede bu oranda radikal bir artışı sendikalar dahi beklemiyor. Öyleyse Fon’a itiraz ederken, hiç değilse kısa ve orta vade için %90 çalışanı mağdur eden mevcut sisteme alternatif getirmeleri gerekiyor.
1- Bu Fon işi de nereden çıktı?
Fon işi durup dururken çıkmadı. 2003 yılında yürürlüğe giren ve halen uygulanan İş Kanununda, kıdem tazminatı yerine Kıdem Tazminatı Fonu kurulacağı hükmü yer alıyor. Yani Fonun temeli 2003 yılında atılmıştı.
2- Şuan ki kıdem tazminatı uygulamasının nesi var?
Mevcut uygulamaya göre işçilerin (basın ve deniz çalışanları dahil) sadece %10’u kıdem tazminatını tam olarak alabiliyor. %90’lık kesimin işi ya Çalışma Bakanlığına, ya iş mahkemesine ya da ahrete kalıyor. Yani on çalışandan dokuzu, mevcut uygulamanın mağduru durumunda.
Bir işveren bir çalışana kıdem tazminatı ödememeyi kafasına koymuşsa, türlü bezdirme ve yıldırma teknikleriyle, şirketin içini boşaltarak veya naylon şirkete devir yaparak kıdem tazminatı ödemekten kurtulabiliyor.
Öte yandan kıdem tazminatı yükü, kayıtdışı istihdamı ve işsizliği besleyici rol oynuyor. Bu yükten çekinen işveren, ya kayıtdışı kalmayı ya da kıdemi dolmadan işçi çıkarmayı yeğliyor.
3- Fon, çalışanlara ne getiriyor?
Eğer bir önceki hükümet döneminde hazırlanmış tasarı aynen yasalaşırsa;
- Fon’un kurulmasıyla kıdem tazminatı kalkmıyor, işveren güvencesinden devlet güvencesine kavuşmuş oluyor.
- Fon’dan sonraki çalışmalar için işveren her ay kıdem tazminatı primi ödeyecek.
- On yıllık çalışma süresini dolduran kişi, kendi isteğiyle işten ayrılsa dahi kıdem tazminatını alabilecek. Şuan ki uygulamada, istifa eden işçi kıdem tazminatını alamıyor. Ayrıca emeklilik veya ölüm durumunda da Fon’dan ödeme yapılacak.
- Çalışanlar işten ayrılırken işverenle muhatap olmayacak, doğrudan Fon’a başvuracaklar.
- Her bir yıllık çalışma için bir aylık brüt ücret tutarında tazminat ödenecek. Yani eski miktar devam edecek.
4- Eski çalışanlar nasıl etkilenecek?
Fon yürürlüğe girmeden önce çalışma hayatında bulunanlar için eski uygulama geçerli olacak. Örneğin on yıldır aynı işverene bağlı çalışıyorsanız, on yıllık kıdem tazminatınızı 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre işverenden talep edeceksiniz. Ancak Fon yürürlüğe girdikten sonraki çalışmalarınız için Fon’a başvuracaksınız.
5- Sendikalar neye itiraz ediyor?
Türk-İş, Kıdem Tazminatı Fonu’nun yasalaşması halinde genel grev kararı alacağını 2003 yılında ilan etti. İşçi sendikalarının Fon’a itirazının bazı gerekçeleri var.
- Sendikalı işçilerin kıdem tazminatı alamama gibi bir sorunları yok. Ancak sendikalı işçi oranı %10’un altında bulunuyor. Sendikalar Fon yerine sendikalılaşma oranının artırılmasını istiyorlar.
- Toplu sözleşmelerde kıdem tazminatı bazen bir aylık ücretten daha yüksek belirleniyor. Fon gelirse üst limit bir aylık ücret olacak.
- 1990’lı yıllarda batmış olan fonlar (konut edindirme, tasarrufu teşvik vb.) kötü örnek olarak gösteriliyor.
- Fon yönetiminde işverene iki, işçiye bir temsilci hakkı tanınıyor.
Sendikaların Kıdem Tazminatı Fonuna yönelik itirazlarında haklı noktalar var. Özellikle sendikalılaşma oranının artırılması, kıdem tazminatı sorunlarına da çözüm getirecektir. Ancak kısa ve orta vadede bu oranda radikal bir artışı sendikalar dahi beklemiyor. Öyleyse Fon’a itiraz ederken, hiç değilse kısa ve orta vade için %90 çalışanı mağdur eden mevcut sisteme alternatif getirmeleri gerekiyor.