Kadroya geçene yüksek aylık
Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine dair düzenleme geçtiğimiz Cumartesi günkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece yaklaşık 200 bin sözleşmelinin kadro beklentisi gerçekleşmiş oldu. Ancak birkaç gündür okurlarımdan gelen yoğun sorulardan, kadroya geçmek isteyen binlerce sözleşmelinin tereddüt yaşadığı anlaşılıyor. Söz konusu tereddüt, bazı yazarların yanlış ve eksik bilgilendirmesinden kaynaklanıyor.
İddia şu; yıllardır sözleşmeli olarak çalışan kamu çalışanları kadroya geçmeleri halinde, emeklilik yaşı ve emekli aylığı bakımından 5510 sayılı Kanuna tabi olacaklarmış. Böylece emeklilik için 60-65 yaşlarını bekleyecek ve daha düşük aylık alacaklarmış. Yani kadroya geçmeleri halinde hem daha geç emekli olacak hem de aylıkları daha düşük bağlanacakmış. İddia bu.
İşin doğrusu
Hemen belirtelim ki, iddiayı ortaya atan arkadaşımız sanırım kadro düzenlemesini yapan Kanun Hükmünde Kararnameyi (KHK) tam okumamış. KHK’nın 1. Maddesinin dördüncü fıkrasında aynen şöyle diyor; “Bu madde hükümlerine göre memur kadrolarına atananların, (657’nin) 4 üncü maddenin (B) fıkrası ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir. Bunlar, atandıkları kadronun mali ve sosyal haklarına göreve başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren hak kazanır ve önceki pozisyonlarında aldıkları mali ve sosyal haklar hakkında herhangi bir mahsuplaşma yapılmaz.”
Bu hükümdeki özellikle son cümleye dikkat edilirse, kadroya geçecek olan sözleşmeliler mali ve sosyal haklar bakımından sanki göreve kadrolu başlamış gibi kabul edilecekler. Örneğin 05.06.1994 tarihinde 4/B’li olarak çalışmaya başlamış kişi, kadroya geçtiği taktirde 01.07.1994’ten beri kadrolu memur olarak görev yapmış gibi kabul edilecektir. Gelelim bu düzenlemenin sosyal güvenlik bakımından sonuçlarına.
Anayasamızda sosyal güvenlik hakkı da sosyal haklar başlığı altında sayıldığından, KHK metninde belirtilen sosyal hakların kapsamına en başta sosyal güvenlik hakkı giriyor. Kadroya geçen sözleşmeliler, sosyal haklarına göreve başlanılan tarihi takip eden ay başından itibaren hak kazanacaklarına göre, 2008/Ekim ayı başından önce sözleşmeli olarak başlayıp da kadroya geçenlerin tamamı, sosyal güvenlik bakımından 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi olacaktır. Buna göre kadroya geçen sözleşmeliler;
Kadroya geçenlerin emeklilikte mağdur olacakları tezini ileri sürenler, 5510 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesini ileri sürüyor. Oysa KHK’da yapılan düzenleme özel bir düzenleme olup, 5510’daki düzenleme genel bir düzenlemedir. Genel kanun-özel kanun çelişkisinde ise özel düzenleme dikkate alınır.
İddia şu; yıllardır sözleşmeli olarak çalışan kamu çalışanları kadroya geçmeleri halinde, emeklilik yaşı ve emekli aylığı bakımından 5510 sayılı Kanuna tabi olacaklarmış. Böylece emeklilik için 60-65 yaşlarını bekleyecek ve daha düşük aylık alacaklarmış. Yani kadroya geçmeleri halinde hem daha geç emekli olacak hem de aylıkları daha düşük bağlanacakmış. İddia bu.
İşin doğrusu
Hemen belirtelim ki, iddiayı ortaya atan arkadaşımız sanırım kadro düzenlemesini yapan Kanun Hükmünde Kararnameyi (KHK) tam okumamış. KHK’nın 1. Maddesinin dördüncü fıkrasında aynen şöyle diyor; “Bu madde hükümlerine göre memur kadrolarına atananların, (657’nin) 4 üncü maddenin (B) fıkrası ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir. Bunlar, atandıkları kadronun mali ve sosyal haklarına göreve başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren hak kazanır ve önceki pozisyonlarında aldıkları mali ve sosyal haklar hakkında herhangi bir mahsuplaşma yapılmaz.”
Bu hükümdeki özellikle son cümleye dikkat edilirse, kadroya geçecek olan sözleşmeliler mali ve sosyal haklar bakımından sanki göreve kadrolu başlamış gibi kabul edilecekler. Örneğin 05.06.1994 tarihinde 4/B’li olarak çalışmaya başlamış kişi, kadroya geçtiği taktirde 01.07.1994’ten beri kadrolu memur olarak görev yapmış gibi kabul edilecektir. Gelelim bu düzenlemenin sosyal güvenlik bakımından sonuçlarına.
Anayasamızda sosyal güvenlik hakkı da sosyal haklar başlığı altında sayıldığından, KHK metninde belirtilen sosyal hakların kapsamına en başta sosyal güvenlik hakkı giriyor. Kadroya geçen sözleşmeliler, sosyal haklarına göreve başlanılan tarihi takip eden ay başından itibaren hak kazanacaklarına göre, 2008/Ekim ayı başından önce sözleşmeli olarak başlayıp da kadroya geçenlerin tamamı, sosyal güvenlik bakımından 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi olacaktır. Buna göre kadroya geçen sözleşmeliler;
- Sözleşmeli olarak değil de kadrolu olarak göreve başlamış gibi, 5434 sayılı Kanunun 39 ve Geçici 205. Maddesine göre emekli edilecek. Yani başlangıçtan beri kadrolu olarak çalışan emsali bir memur hangi yaşta emekli olabiliyorsa, kendisi de aynı yaşta emekli olabilecek. Dolayısıyla kadroya geçince daha geç emekli olmayacak.
- Emekli aylıkları hesaplanırken de 5510 sayılı Kanuna göre değil, 5434 sayılı Kanuna göre hesaplanacak. Böylece aylık bağlama oranları (25 yıl için) %50 değil, %75 olarak dikkate alınacak. Yani kadroya geçenlere, geçmeyenlere göre daha yüksek aylık bağlanacak.
Kadroya geçenlerin emeklilikte mağdur olacakları tezini ileri sürenler, 5510 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesini ileri sürüyor. Oysa KHK’da yapılan düzenleme özel bir düzenleme olup, 5510’daki düzenleme genel bir düzenlemedir. Genel kanun-özel kanun çelişkisinde ise özel düzenleme dikkate alınır.