Dr. Sadettin Orhan'ın kaleminden; |
Gurbetçilerimize Müjde!
Yurtdışı borlanma kapsamında ihtiyaç duyduğunuz tüm danışmanlık ve destek hizmetlerini Dr. Sadettin ORHAN'ın koordinatörlüğünde İş ve Sosyal Güvenlik Atölyesi'nden alabilirsiniz. Lütfen İLETİŞİM sayfamızdan bize ulaşınız. |
Gurbetçinin Sosyal Güvenlik Rehberi
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden imar edilen Avrupa’da önemli bir sorun vardı; iş gücü. Evet, başta Almanya olmak üzere savaşta ağır kayıplar veren Avrupa aynı zamanda işgücünü de önemli ölçüde zayi etmişti. Yeniden imar için parasal kaynak ABD’nin hatırı sayılır desteği ile sağlansa da işgücü açığı bu kadar kolay kapatılamadı. İşte tam da bu dönemde Türkiye, Avrupa için önemli bir işgücü kaynağı haline geldi.
1950’li yıllardan sonra Almanya’nın başı çektiği Avrupa ülkelerine, hızlı bir işçi göçü başladı. Takip eden yıllarda sadece Avrupa değil, dünyanın pek çok yerine işgücü ihraç ettik, etmeye devam ediyoruz. Halihazırda yurtdışında dört milyon civarında Türk vatandaşı bulunuyor. Bunların yarıya yakını işçi olarak, bir kısmı da serbest çalışıyor. Geriye kalanlar da bunların eş ve çocukları.
Yüz binlerce işçimizin yurtdışına gönderdik göndermesine ancak zamanla bazı sorunlar da kendini göstermeye başladı. Bunlardan en önemlisi, bu işçilerimizin ve ailelerinin sosyal güvenliği idi. Evet, yıllarca yurtdışında çalışan bu işçilerimizin kendileri ya da aileleri Türkiye’den nasıl emekli olacaktı? Yıllar sonra Türkiye’ye döndüklerinde Türk sosyal güvenlik sistemine dahil olabilecekler miydi? Kendileri veya Türkiye’de kalan aile fertleri sağlık yardımlarını nasıl alabileceklerdi? İşte bu sorunları çözme adına Türkiye;
· Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeyle (şuan 22 ülke) ikili sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladı. Kimi ülkelerle de sözleşme hazırlıkları devam ediyor.
· Yurtdışında geçen hizmetlerin Türkiye’de geçmiş gibi kabul edilebilmesi için yurtdışı hizmet borçlanması uygulamasını başlattı.
· Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SSK (SGK) bünyesinde, gurbetçimize hizmet verecek özel birimler oluşturdu.
· Sosyal güvenlik reformu kapsamında da gurbetçilerimizi ilgilendiren önemli düzenlemeler yaptı.
Bu kadar düzenleme yapıldı yapılmasına ancak yapılan düzenlemeleri herkesin anlaması ve takip etmesi elbette kolay değil. Mevzuatın genişliği, sık sık yapılan değişiklikler, geçici veya istisnai düzenlemeler, işin uzmanlarını dahi takipte aciz bırakacak derecede. Nitekim gazetemizdeki Çalışanın Köşesi’ne hemen hergün gurbetçilerimizden sorular geliyor ve biz de bunlara cevap yetiştirmeye çalışıyoruz. Ancak istedik ki herkese ayrı ayrı cevap vermektense, yurtdışında yaşayan bütün vatandaşlarımız için derli toplu bir yazı dizisi hazırlayalım. Böylece yurtdışına işçi olarak giden, kendi işini kurup serbest çalışan, ev hanımı olarak bulunan ya da Türk işverenlerce götürülen gurbetçilerimiz, sosyal güvenlik bakımından aradıkları temel bilgileri bu dizide bulabilsin.
Yazı dizimizde şu soruların cevaplarını bulacaksınız;
· Yurtdışındaki gurbetçilerimizin sosyal güvenlik hakları neler?
· Gurbetçiler Türkiye’den emekli olabilir mi?
· İki ülkeden emekli aylığı alınabilir mi?
· Yurtdışı hizmet borçlanması nedir, kimler borçlanma yapabilir?
· Kesin dönüş nedir, hangi hallerde şarttır?
· Gurbetçilerin Türkiye’deki sağlık ve tedavi işlemleri nasıl yapılıyor?
· Sosyal güvenlik reformu gurbetçiler için neler getirdi?
· Türkiye hangi ülkelerle sosyal güvenlik sözleşmesi (SGS) imzaladı?
· Türk işverenlerce yurtdışına götürülen işçiler nasıl emekli olacaklar?
· Türk okullarında görevli binlerce öğretmen nasıl emekli olacak?
Bu soruların cevabını verirken, sizlerden gelen soruları da cevaplandırmayı ihmal etmeyeceğiz. Dolayısıyla dizimiz boyunca soru ve sorunlarınızı bize iletebilirsiniz.
Yarın: Hangi ülkelerle sosyal güvenlik sözleşmemiz var ve buralarda çalışan gurbetçilerin hakları neler?
Hangi ülkelerle sosyal güvenlik sözleşmemiz var?
Aşağıdaki tabloda da görüldüğü üzere Türkiye halihazırda 22 ülkeyle sosyal güvenlik sözleşmesi (SGS) imzalamış durumda. Dikkat edilirse sözleşmeler, ilk olarak işçi göçünün en yoğun yaşandığı ülkelerle (İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika gibi) imzalanmış. Bu sözleşmelerden kimisi sadece emeklilik (uzun vadeli sigorta kolları) ile ilgili yardımları kapsarken, kimisi de hem emeklilik hem de hastalık, doğum, iş kazası ve meslek hastalığı gibi kısa vadeli yardımları da kapsıyor.
Türkiye’nin İmzaladığı Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri
Tabloda sadece Uzun Vade olarak işaretlenmiş olan sözleşmeler, sadece emeklilik haklarını kapsıyor. Bunun yanında Kısa Vade sütunu da işaretlenmiş olanlar, emekliliğin yanı sıra sağlık, iş kazası ve meslek hastalığı gibi yardım ve ödemelerini de kapsamaktadır. Örneğin İngiltere’de çalışan bir Türk vatandaşının primleri Türkiye’de çalışmış gibi değerlendirilirken, bu kişiye ve aile fertlerine Türkiye’de sağlık yardımları yapılmaz. Almanya’da çalışan gurbetçi ise hem Türkiye’de çalışmış gibi değerlendirilir hem de Türkiye’de bulunduğu sürede sağlık yardım ve ödemelerine hak kazanır.
Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkede çalışmanın avantajları
Emeklilik yönünden, Türkiye ile sözleşmeli ülkede çalışmanın avantajları;
· Çalışmalar Türkiye tarafından tanınır. Türkiye’nin herhangi bir ülkeyle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamasındaki en temel amaç, gurbetçilerimizin bu ülkelerde geçen çalışmalarının Türkiye tarafından tanınmasıdır. Diyelim ki birkaç yıl Türkiye’de çalıştıktan sonra Almanya’ya gittiniz. İkili sözleşme sayesinde dilerseniz Türkiye’deki çalışmanız ile Almanya’daki çalışmalarınız birleştirilir ve Türkiye’den kısmi yurtdışı aylığı almaya başlayabilirsiniz. Kısmi aylıklar genelde sembolik diyebileceğimiz tutarlarda bağlanıyor (30-40 TL gibi). Ancak bağlanan aylık sayesinde otomatikman Türkiye’de genel sağlık sigortalısı sayılıyorsunuz ve bir emeklinin tüm haklarından istifade ediyorsunuz.
· Yurtdışındaki başlangıç, sigorta başlangıcı sayılır. Türkiye ile sözleşmeli ülkede çalışmanın bir diğer avantajı, yurtdışında çalışmaya başlanılan tarihin, Türkiye’de de sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesidir. Bu durum özellikle Türkiye’de SSK’dan emekli olacak gurbetçilerimiz için avantaj sağlıyor.
· ‘Almancı’ya prim iadesi. Sadece Almanya’da çalışan gurbetçilerimize has olmak üzere, prim iadesi imkanı verilmiştir. Buna göre Almanya’daki çalışmaları sona ermiş ve işsizlik yardımları da dahil olmak üzere istihdama bağlı yardımları kesilmiş vatandaşlarımıza, iki yıllık sürenin sonunda Türkiye tarafından prim iadesi yapılır. Yani Almanya’da ödenmiş olan primleri kendisine veya hak sahiplerine iade edilir.
· İsviçre prim transferi. Sadece İsviçre’de çalışmış gurbetçilerimize verilen bu imkandan, İsviçre’yi terk edecek olan vatandaşlarımız yararlanabilir. Prim transferi, adından da anlaşılacağı üzere bu ülkedeki primlerini Türkiye’ye nakledilmesidir. Böylece İsviçre’de çalışılan süreler Türkiye’de SSK’lı (4/a) olarak çalışılmış gibi değerlendirilir.
Yarın: Gurbetçilerin Türkiye’de sağlık yardımları nasıl yapılıyor?
Türkiye’nin İmzaladığı Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri
Tabloda sadece Uzun Vade olarak işaretlenmiş olan sözleşmeler, sadece emeklilik haklarını kapsıyor. Bunun yanında Kısa Vade sütunu da işaretlenmiş olanlar, emekliliğin yanı sıra sağlık, iş kazası ve meslek hastalığı gibi yardım ve ödemelerini de kapsamaktadır. Örneğin İngiltere’de çalışan bir Türk vatandaşının primleri Türkiye’de çalışmış gibi değerlendirilirken, bu kişiye ve aile fertlerine Türkiye’de sağlık yardımları yapılmaz. Almanya’da çalışan gurbetçi ise hem Türkiye’de çalışmış gibi değerlendirilir hem de Türkiye’de bulunduğu sürede sağlık yardım ve ödemelerine hak kazanır.
Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkede çalışmanın avantajları
Emeklilik yönünden, Türkiye ile sözleşmeli ülkede çalışmanın avantajları;
· Çalışmalar Türkiye tarafından tanınır. Türkiye’nin herhangi bir ülkeyle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamasındaki en temel amaç, gurbetçilerimizin bu ülkelerde geçen çalışmalarının Türkiye tarafından tanınmasıdır. Diyelim ki birkaç yıl Türkiye’de çalıştıktan sonra Almanya’ya gittiniz. İkili sözleşme sayesinde dilerseniz Türkiye’deki çalışmanız ile Almanya’daki çalışmalarınız birleştirilir ve Türkiye’den kısmi yurtdışı aylığı almaya başlayabilirsiniz. Kısmi aylıklar genelde sembolik diyebileceğimiz tutarlarda bağlanıyor (30-40 TL gibi). Ancak bağlanan aylık sayesinde otomatikman Türkiye’de genel sağlık sigortalısı sayılıyorsunuz ve bir emeklinin tüm haklarından istifade ediyorsunuz.
· Yurtdışındaki başlangıç, sigorta başlangıcı sayılır. Türkiye ile sözleşmeli ülkede çalışmanın bir diğer avantajı, yurtdışında çalışmaya başlanılan tarihin, Türkiye’de de sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesidir. Bu durum özellikle Türkiye’de SSK’dan emekli olacak gurbetçilerimiz için avantaj sağlıyor.
· ‘Almancı’ya prim iadesi. Sadece Almanya’da çalışan gurbetçilerimize has olmak üzere, prim iadesi imkanı verilmiştir. Buna göre Almanya’daki çalışmaları sona ermiş ve işsizlik yardımları da dahil olmak üzere istihdama bağlı yardımları kesilmiş vatandaşlarımıza, iki yıllık sürenin sonunda Türkiye tarafından prim iadesi yapılır. Yani Almanya’da ödenmiş olan primleri kendisine veya hak sahiplerine iade edilir.
· İsviçre prim transferi. Sadece İsviçre’de çalışmış gurbetçilerimize verilen bu imkandan, İsviçre’yi terk edecek olan vatandaşlarımız yararlanabilir. Prim transferi, adından da anlaşılacağı üzere bu ülkedeki primlerini Türkiye’ye nakledilmesidir. Böylece İsviçre’de çalışılan süreler Türkiye’de SSK’lı (4/a) olarak çalışılmış gibi değerlendirilir.
Yarın: Gurbetçilerin Türkiye’de sağlık yardımları nasıl yapılıyor?
Gurbetçilere Türkiye’de sağlık yardımı
Dizimizin dünkü bölümünde, sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkelerde çalışan gurbetçilerimizin emeklilik yönünden avantajlarına değindik. Ancak bu gurbetçilerimizin avantajları emeklilikle sınırlı değil. Bu ülkelerdeki vatandaşlarımız tatil veya başka maksatlarla Türkiye’de bulunduklarında, hastalık, doğum, iş kazası ve meslek hastalıkları hallerinde de gerekli yardımlar yapılıyor.
Kimlere Türkiye’de sağlık yardımı var?
Ülkemizin sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladığı; F.Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, K.K.T.C., Makedonya, Azerbaycan, Romanya, Çek, Bosna - Hersek, Arnavutluk ve Lüksembourg’daki gurbetçilerimizden;
· Yıllık izin için Türkiye’de bulunan gurbetçilerimiz ile bunların aile fertleri,
· Yurtdışında bulunduğu ülkede rahatsızlanan ancak tedavisine ülkemizde devam eden gurbetçilerimiz ve aile fertleri,
· Yurtdışında iş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan ve ülkemize gönderilen gurbetçiler,
· Gurbetçi kadın işçilerimiz ile gurbetçi işçilerimizin eşlerinden Türkiye’de doğum yapanlar,
· Yurtdışında emekli olmuş gurbetçilerimizden ülkemizde bulunduğu sırada hastalananlar,
· SGS’li ülkede çalışan işçilerimizin Türkiye’de kalmış olan aile fertleriyle hamile eşleri,
· Yurtdışından emekli (malulen emekliler dahil) olup Türkiye’ye yerleşmiş olan gurbetçilerimiz ve aile fertleri,
· SGS’li ülke tarafından iş kazası veya meslek hastalığı sebebiyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olanlardan Türkiye’de ikamet edenler,
· Vefat eden gurbetçi anne veya babalarından dolayı yurtdışından dul ve yetim aylığı almakta olanlar,
· SGS’li ülkeden ülkemize geçici görevle gönderilen (yabancılar dahil) kişilere,
ikili sözleşmeler gereği sağlık yardım ve ödemeleri Türkiye’de de yapılır.
Sağlık yardımı için ne yapmak gerekiyor?
Tatil ya da başka maksatla kısa süreliğine Türkiye’ye gelen gurbetçilerimizin, Türkiye’ye gelirken bulundukları ülkenin kurumundan formülerleri almaları gerekiyor. Bu formülerlerde, kişinin kendisinin ve aile fertlerinin hak sahibi olduklarına dair bilgiler yer almakta ve onaylanmaktadır. Gurbetçilerimiz bu formülerleri Türkiye’de bulundukları ildeki Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne verecekler ve bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı bütün sağlık kuruluşlarından sağlık yardımı alabilecekler.
Soru: Sadettin Bey, ben Fransa’da çalışan bir Türk vatandaşıyım. Bu yaz tatilinde Türkiye’de olacağız. Tatil süresinde Türkiye’deki özel bir sağlık kuruluşunda ailecek checkup (çekap) yaptırmayı düşünüyoruz. Bunun için bizden herhangi bir ücret talep edilecek mi, yoksa sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında tamamı karşılanıyor mu? Ayrıca bu işlemler için bizim yapmamız gereken herhangi bir işlem var mı? Nadir Elibol
Cevap: Nadir Bey, öncelikle yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Fransa’dan gelirken oranın sosyal güvenlik biriminden gerekli formülerleri getirmeniz gerekiyor. Fransa için bu formülerler , “SE 208-01 FT, SE 208-02 FT, SE 208-04 FT, SE 208-05 TF, SE 208-06 AFT, SE 208-06 CFT, SE 208-17 FT, SE 208-18 TF, SE 208-19 FT, SE 208-28 FT, SE 208-30 FT” olarak ifade edilmektedir. Bu formülerlerle ülkemizdeki SGK müdürlüğüne müracaat ettiğinizde size “Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Göre Sağlık Yardım Belgesi” verilecek. Bu belgeyle ister kamu hastanelerinden isterseniz SGK ile sözleşmeli özel hastanelerden yararlanabilirsiniz. Başvuracağınız özel hastane SGK ile sözleşmeli ise yapılan işlemler, paket fiyat üzerinden SGK tarafından karşılanır fakat sizden de %30-70 arasında fark talep edilir (hastanenin kalite sınıfına göre değişir).
Yarın: Yurtdışı hizmet borçlanması nedir, kimler yararlanabilir?
Kimlere Türkiye’de sağlık yardımı var?
Ülkemizin sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladığı; F.Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, K.K.T.C., Makedonya, Azerbaycan, Romanya, Çek, Bosna - Hersek, Arnavutluk ve Lüksembourg’daki gurbetçilerimizden;
· Yıllık izin için Türkiye’de bulunan gurbetçilerimiz ile bunların aile fertleri,
· Yurtdışında bulunduğu ülkede rahatsızlanan ancak tedavisine ülkemizde devam eden gurbetçilerimiz ve aile fertleri,
· Yurtdışında iş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan ve ülkemize gönderilen gurbetçiler,
· Gurbetçi kadın işçilerimiz ile gurbetçi işçilerimizin eşlerinden Türkiye’de doğum yapanlar,
· Yurtdışında emekli olmuş gurbetçilerimizden ülkemizde bulunduğu sırada hastalananlar,
· SGS’li ülkede çalışan işçilerimizin Türkiye’de kalmış olan aile fertleriyle hamile eşleri,
· Yurtdışından emekli (malulen emekliler dahil) olup Türkiye’ye yerleşmiş olan gurbetçilerimiz ve aile fertleri,
· SGS’li ülke tarafından iş kazası veya meslek hastalığı sebebiyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olanlardan Türkiye’de ikamet edenler,
· Vefat eden gurbetçi anne veya babalarından dolayı yurtdışından dul ve yetim aylığı almakta olanlar,
· SGS’li ülkeden ülkemize geçici görevle gönderilen (yabancılar dahil) kişilere,
ikili sözleşmeler gereği sağlık yardım ve ödemeleri Türkiye’de de yapılır.
Sağlık yardımı için ne yapmak gerekiyor?
Tatil ya da başka maksatla kısa süreliğine Türkiye’ye gelen gurbetçilerimizin, Türkiye’ye gelirken bulundukları ülkenin kurumundan formülerleri almaları gerekiyor. Bu formülerlerde, kişinin kendisinin ve aile fertlerinin hak sahibi olduklarına dair bilgiler yer almakta ve onaylanmaktadır. Gurbetçilerimiz bu formülerleri Türkiye’de bulundukları ildeki Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne verecekler ve bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı bütün sağlık kuruluşlarından sağlık yardımı alabilecekler.
Soru: Sadettin Bey, ben Fransa’da çalışan bir Türk vatandaşıyım. Bu yaz tatilinde Türkiye’de olacağız. Tatil süresinde Türkiye’deki özel bir sağlık kuruluşunda ailecek checkup (çekap) yaptırmayı düşünüyoruz. Bunun için bizden herhangi bir ücret talep edilecek mi, yoksa sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında tamamı karşılanıyor mu? Ayrıca bu işlemler için bizim yapmamız gereken herhangi bir işlem var mı? Nadir Elibol
Cevap: Nadir Bey, öncelikle yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Fransa’dan gelirken oranın sosyal güvenlik biriminden gerekli formülerleri getirmeniz gerekiyor. Fransa için bu formülerler , “SE 208-01 FT, SE 208-02 FT, SE 208-04 FT, SE 208-05 TF, SE 208-06 AFT, SE 208-06 CFT, SE 208-17 FT, SE 208-18 TF, SE 208-19 FT, SE 208-28 FT, SE 208-30 FT” olarak ifade edilmektedir. Bu formülerlerle ülkemizdeki SGK müdürlüğüne müracaat ettiğinizde size “Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Göre Sağlık Yardım Belgesi” verilecek. Bu belgeyle ister kamu hastanelerinden isterseniz SGK ile sözleşmeli özel hastanelerden yararlanabilirsiniz. Başvuracağınız özel hastane SGK ile sözleşmeli ise yapılan işlemler, paket fiyat üzerinden SGK tarafından karşılanır fakat sizden de %30-70 arasında fark talep edilir (hastanenin kalite sınıfına göre değişir).
Yarın: Yurtdışı hizmet borçlanması nedir, kimler yararlanabilir?
Yurtdışı hizmet borçlanması nedir?
Dizimizin bugüne kadarki kısmında ikili sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanan ülkelerdeki gurbetçilerimizin haklarından bahsettik. Ancak bir de işin yurtdışı hizmet borçlanması tarafı var ki bu kısım bütün gurbetçileri ilgilendiriyor. Peki, yurtdışı hizmet borçlanması nedir ve kimler yararlanabilir?
Yurtdışı hizmet borçlanması, dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, Türk vatandaşı olarak çalışılan sürenin, bu süreye dair primlerin Türkiye’de ödenmesi suretiyle borçlanılmasıdır. İster sözleşme imzalanmış olsun ister imzalanmamış olsun, dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun bütün Türk vatandaşları bu haktan yararlanabilir. Bu uygulamada amaç, herhangi bir ülkeye giderek yıllarca o ülkede çalıştıktan sonra, Türkiye’den de emekli olmak isteyen vatandaşlarımıza emeklilik hakkını sağlamak.
Hangi süreleri borçlanabilirsiniz?
Yurtdışı hizmet borçlanması uygulamasında, borçlanılabilecek sürelerle ilgili bazı sınırlamalar var. Buna göre borçlanılabilecek süreler;
· Türk vatandaşı olarak yurtdışında bulunulan süreler (Türk vatandaşlığından çıktıktan sonra geçen süreler borçlanılamıyor).
· 18 yaşından sonra geçen süreler (18 yaş öncesine ait yurtdışı çalışmaları borçlanılamıyor).
· Belgelendirilen süreler (ilgili ülkenin makamlarından belgelendirilemeyen süreler borçlanılamıyor).
· Çalışılan süreler arasında bir yıla kadar işsiz olarak geçen süreler ile çalışma sonunda yine bir yıla kadar işsiz olarak geçen süreler.
· Ev kadınları için çalışma şartı bulunmuyor. Dolayısıyla ev kadınları, 18 yaşından sonra ve Türk vatandaşlığını korumak şartıyla, bütün yurtdışı sürelerini borçlanabiliyorlar.
Ayrıca belirtelim ki borçlanma başvurusu yapılan tarihte de Türk vatandaşı olmak gerekiyor.
Belgeleme önemli!
Yurtdışı borçlanması yapacak kişilerin, bu çalışmalarını belgelemeleri kritik önemi haiz. Bu anlamda gurbetçilerimizden Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde çalışanlar;
· Çalışılan ülkede bağlı bulunulan sigorta merciinden alınacak hizmet cetveli veya sigorta kartları,
· Sigortalıların çalıştıkları iş yerleri resmi kuruluş ise belgelerin ayrıca tasdikine gerek kalmaksızın çalışılan ülkede iş yerlerinin bağlı bulunduğu belediye, vergi dairesi, iş bulma kurumları, ilgili meslek kuruluşları veya dernekler ve diğer resmi kuruluşlarca verilen hizmet belgesi,
· Yurtdışında kendi nam ve hesabına çalışanların bağlı oldukları vergi dairesi, ilgili meslek kuruluşu veya derneklerce verilen hizmet belgesi,
· Bulunulan ülkelerdeki Türk temsilciliklerinden (konsolosluk, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler v.b.) alınacak gerekçeli hizmet belgeleri,
İle belgelemeleri gerekiyor.
Türkiye ile sözleşmesi bulunmayan ülkede (örneğin Şili’de) çalışan gurbetçilerimiz ise;
· Bulundukları ülkelerdeki Türk temsilciliklerinden alacakları gerekçeli hizmet belgeleri,
· Yurtdışında çalıştıkları iş yerlerinden alacakları hizmet sürelerini gösterir bonservisleri ile birlikte pasaportlarında bulunan çalışma izinlerinin tasdikli tercümeleri,
· Gemi adamları, çalıştıkları geminin bayrağını taşıdıkları ülkelerde bulunan Türk temsilciliklerinden alacakları gerekçeli hizmet belgelerini veya iş yerlerinden alacakları hizmet sürelerini gösterir bonservisleri ile gemilerde çalıştıklarını gösterir belgelerde kayıtlı bulunan çalışma izinlerinin tasdikli tercümeleri yada pasaportlarında çalışma süreleri ile örtüşen giriş-çıkış tarihlerini gösterir sayfaların tasdikli örnekleri,
İle belgeleyecekler.
Öte yandan yurtdışı hizmet borçlanması yapacak ev kadınları için çalışma şartı bulunmadığından, bunlar yurtdışında oturduklarına dair alacakları ikamet belgesi ikamet belgesi temin edilemiyorsa yurtdışına çıkış ve yurda giriş tarihleri, fotoğraf ve künye bilgilerinin bulunduğu pasaport sayfalarının noter tarafından tasdikli fotokopisi yada emniyet müdürlüklerinden alacakları yurda giriş-çıkış çizelgesi ile belgelendirilmelidir.
Yarın: Borçlanmada ne kadar ödeyeceksiniz?
Yurtdışı hizmet borçlanmasında ince noktalar!
Yurtdışı hizmet borçlanması yoluyla emekli olabilmek için, borçlanma bedelinin ödenmesi gerekiyor. Ödenecek tutar ise borçlandığınız süreye göre değişiyor.
Gurbetçilerimiz, 1997 yılı Şubat ayına kadar günlüğü 1 dolardan borçlanma yapabiliyorlardı. Bu hesaba göre örneğin 3600 gün borçlanacak bir kişi 3600 dolar ödüyordu. Ancak borçlanma bedeli 1997 Şubat’ında 2,5 dolara çıkarken, 1998 Mayıs’ında 2 dolara indirildi. 2005/Mayıs ayı itibariyle de 3,5 dolara çıkarıldı. Ancak 8 Mayıs 2008 tarihi itibariyle borçlanmalarda döviz uygulaması terk edilerek, TL üzerinden borçlanma uygulaması başlatıldı. Buna göre halihazırda devam eden uygulamada, günlük asgari ücret ile bunun 6,5 katı arasındaki tutar üzerinden borçlanma yapılıyor.
Örneğin, İtalya’da 12 yıl çalışmış ve bu süreyi borçlanmak isteyen bir gurbetçimiz, bugün için en az (12 x 360 = 4.320) 4.320 gün x 8,11 TL = 35.043 TL ödeyecek. Daha yüksek aylık almak isteyen gurbetçi, dilerse bu rakamın 6,5 katına kadar ödeme yapabilir.
SGK’ya yapılan borçlanma başvurusu sonrasında, Kurum tarafından borç tutarı hesaplanarak ilgiliye tebliğ edildikten sonra, 3 ay içinde ödeme yapılması gerekiyor. Aksi halde borçlanma başvurusu iptal oluyor ve yeni bir başvuru yapılması lazım.
37 bin liralık formül!
Yurtdışındaki gurbetçilerimizin en fazla merak ettiği konulardan birisi de kaç günlük borçlanma yapmaları gerektiğidir. Zira bunu iyi bilmek gerekiyor ki ne gereğinden eksik ne de fazla borçlanma yapılmasın. Bunun için şu noktalara dikkat edilmesi gerekiyor;
· Yurtdışına çıkmadan önce veya yurda döndükten sonra Türkiye’de herhangi bir çalışmanız var mı? Zira böyle bir çalışma varsa, borçlanmanın da bu statüye göre (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, diğer sandıklar) yapılması gerekiyor.
· Borçlanılacak statü belirlendikten sonra, emekliliğe hak kazanmak için ne kadar gün eksiğiniz olduğunu iyi tespit etmeniz/ettirmeniz gerekiyor.
· Yurtdışına gitmeden önce veya döndükten sonra Türkiye’de hiçbir çalışması olmayanların borçlanmaları, Bağ-Kur (4/b) kapsamında değerlendiriliyor. Bunun anlamı ise, SSK’lı çalışması olanlara göre daha fazla borçlanma ve daha fazla ödeme yapılmasıdır. Örneğin yurda döndükten sonra bir ay SSK’lı çalışması bulunan bir gurbetçi 5400 günle emekli olabilirken, Türkiye’de hiç çalışmadan direkt başvuru yapan bir erkek gurbetçi 9000 günle emekli olabiliyor. Yani diğerine göre 37.315 TL fazladan ödüyor. İşte bu ödemeyi yapmamak için, Türkiye’de hiç çalışması olmayan gurbetçilerimizin (kadın-erkek fark etmiyor) önce bir işyerinden SSK’lı olmasını, daha sonra borçlanma yapmalarını tavsiye ediyoruz.
‘Kesin dönüş’ü yanlış anlamayın!
Borçlanma tutarını ödedikten sonra kesin dönüş yapmanız şartıyla aylığınız bağlanacaktır. Ancak kesin dönüş konusunu gurbetçilerimiz yanlış anlıyor. Kimisi kesin dönüş yapmadan yurtdışı borçlanmaya müracaat edemeyeceğini düşünürken, kimisi de kesin dönüşü yurtdışıyla hiçbir bağ kalmaksızın Türkiye’ye dönmek olarak algılıyor. Oysa yurtdışı borçlanma yapmak için kesin dönüş şart değil. Yani yurtdışında çalışırken veya işsizlik ödeneği gibi ödenekleri alırken de yurtdışı hizmet borçlanması yapabilirsiniz.
Gelelim ikinci yanlış anlamaya, yani kesin dönüşün tamına. Sosyal güvenlik mevzuatında kesin dönüş, yurtdışında çalışmamak ya da ikamete dayalı gelir-aylık almamak anlamına geliyor. Dolayısıyla yurtdışı hizmet borçlanması yaptıktan sonra, bulunduğunuz ülkede çalışmıyor ya da ikamete bağlı gelir-aylık almıyorsanız, Türkiye’den aylığınızı almaya hemen başlayabilirsiniz.
Borçlanmadan vazgeçmek mümkün
Yurtdışı hizmet borçlanmasına başvurdunuz ve ödemeyi yaptınız. Ancak bağlanan aylıktan memnun kalmadınız, başka bir fırsatı değerlendirmek istiyorsunuz ya da ödediğiniz paraya ihtiyacınız var. Yani borçlanmadan vazgeçmek istiyorsunuz. Bu durumda SGK’ya yazılı olarak başvurarak, borçlanmadan vazgeçtiğinizi bildirebilirsiniz. SGK da yaptığınız ödemeyi faizsiz olarak size iade edecektir. Vazgeçme fırsatını, yukarıda yer alan formülden yararlanmaksızın borçlanma yapanlar değerlendirebilir.
Yarın: Bulgaristan göçmenlerinin özel durumu
Bulgaristan göçmenlerinin özel durumu
Yirmili yaşların üzerinde olan kuşaklarımız Bulgaristan göçmeni vatandaşlarımızın dramını iyi hatırlar. Yaşanan trajedi, yüz binden fazla soydaşımızı yollara düşürdü. Türkiye soydaşlarımıza kucağını açtı açmasına ama parçalanmış hayatlar, ayrılıklar, geride kalanlar ve yeni bir başlangıç yapanlar için zor bir dönem başlamıştı. Bütün bu yaşananlar esasında ayrı bir yazı dizisi konusu. Fakat biz uzmanlık alanımız gereği konunun sosyal güvenlik boyutunu ele alacağız.
Bulgaristan göçmeni soydaşlarımız Türkiye’ye gelişlerinden sonra, sosyal güvenlik açısından önemli bir sorunla karşılaştılar. Türkiye’nin Bulgaristan’la ikili sosyal güvenlik sözleşmesi yoktu. Dolayısıyla oradaki çalışmaları Türkiye’de dikkate alınmıyordu. Öte yandan Bulgaristan’daki çalışmalarını Türkiye’de borçlanma imkanları da yoktu. Zira yurtdışı hizmet borçlanması kapsamında sadece Türk vatandaşı iken geçen çalışmalar dikkate alınıyordu. Oysa bu soydaşlarımız Türk vatandaşlığını Türkiye’ye geldikten sonra kazanmışlardı. Dolayısıyla Bulgaristan’da yıllar boyu çalışmalarına rağmen, Türkiye’de de sosyal güvenlik anlamında sıfırdan başlangıç yapmak zorunda kalıyorlardı. Tıpkı pek çok konuda olduğu gibi.
Düğüm 2008’de çözüldü
İşte Bulgar göçmeni soydaşlarımızın yaşadığı bu sorun, nihayet 2008 yılında yapılan bir düzenlemeyle çözüldü. Dönemin Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in imzasını taşıyan düzenlemeyle, 3201 sayılı Kanuna geçici madde olarak aynen şu hüküm eklendi; “Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden 1/1/1989 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar zorunlu göçe tabi tutulan, Türk vatandaşı olup Türkiye’de ikamet eden ve 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı Kanun dahil olmak üzere sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almamak koşulu ile yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma süreleri bu Kanuna göre borçlandırılmak suretiyle yaşlılık aylığı bağlanmasında sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” Böylece yüz binin üzerindeki Bulgar göçmeni soydaşımız için yeni bir kapı açılmış oldu.
Yapılan düzenleme doğrultusunda;
· 1.1.1989 tarihinden sonra Türkiye’ye zorunlu göç kapsamında gelen,
· Türk vatandaşı olan,
· Türkiye’den gelir veya aylık almayan,
Bulgaristan göçmenleri yurtdışı hizmet borçlanması yapmaya başladılar. Böylece binlerce göçmen soydaşımız, Bulgaristan’daki çalışmalarını da saydırmak suretiyle emeklilik hakkına kavuştu.
Önemli ayrıntı!
Dikkat edilirse, yukarıda yer verdiğimiz yasa metninde, zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlarımızın yurtdışındaki çalışma sürelerinin dikkate alınacağı belirtiliyor. Oysa genel yurtdışı borçlanma uygulamasında, yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçen çalışmaların yanında belirli işsizlik süreleriyle ev hanımı olarak geçen süreler de borçlandırılıyor. Ancak Bulgaristan göçmenleri için sadece çalışma süreleri kapsama alındığından, işsiz geçen süreler ile ev hanımı olarak geçen süreler dikkate alınmıyor.
Bulgaristan göçmeni annem nasıl emekli olur?
Soru: Sadettin Bey, biz 1989 Bulgaristan göçmeniyiz. Annem 14.09.1947 doğumlu. Kendisinin SSK girişi ise Ocak 1990. Ancak Ocak 1994 yılından beri prim ödenmiyor ve toplamda 1070 gün primi var. Ayrıca annemin Bulgaristan’da 11 yıl çalışmışlığı var. Şimdi annemi nasıl emekli yapabiliriz? Emekli olabilmesi için ne kadar ödeme yapmamız gerekiyor? Fikriye Mutlu
Cevap: Değerli okurum, annenizin mevcut 1070 gününün üzerine 2530 gün borçlanma yapar ve öderseniz toplam prim günü 3600 olur. Böylece hemen emekli aylığına kavuşur. 2530 günlük borçlanma için 25.376 TL ödeme yapmanız gerekir. Fakat yapacağınız bu ödemeyi, anneniz 2,5 yıl içinde maaş olarak geri alır.
Yarın: Türk okullarındaki öğretmenlerin sosyal güvenliği
Türk okullarındaki öğretmenlerin sosyal güvenliği
Hâlihazırda yurtdışında 4 milyon civarında Türk vatandaşımız yaşıyor. Her birinin yurtdışına gidiş gerekçesi birbirinden farklı. İş, aş, öğrenim, evlilik ve daha neler neler. Fakat içlerinde bir grup var ki bunların gerekçesi bambaşka. Bunlar Türk okullarının öğretmenleri. Sayıları artık binlerle ifade ediliyor. Gayeleri, Anadolu’nun dilini, kültürünü, yaşayışını ve değerlerini dünyaya duyurmak. Bunun için ortaya koydukları çabaların boşa gitmediğini, düzenlenen Türkçe Olimpiyatlarındaki göz yaşartan tablolardan anlıyoruz.
Türk okulları gerçeğine kamuoyunda ve medyada her yönden yaklaşıldı. Ancak sosyal güvenlik boyutuyla konuyu sanıyorum ilk defa biz ele alacağız. Dolayısıyla gurbetçilerimize özel bu dizimiz, bu yönüyle de başka bir özelliği barındırıyor.
Dizimizin önceki bölümlerinde de ifade ettiğimiz üzere, yurtdışında bulunan Türk vatandaşlarının Türkiye’den emekli olabilmek için iki seçenekleri var;
1. Bulundukları ülke Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesine sahipse, oradaki çalışmaları ile Türkiye’deki çalışmaları birleştirilerek aylığa hak kazanabiliyorlar.
2. Bulundukları ülkenin Türkiye ile sözleşmesi yoksa Türkiye’de yurtdışı hizmet borçlanması yaparak emeklilik hakkı kazanabiliyorlar.
Peki, Türk okullarındaki öğretmenler için bu iki alternatiften hangisi geçerli olacak? Hemen belirtelim ki Türkiye’nin toplam 22 ülke ile ikili sosyal güvenlik sözleşmesi mevcut. Oysa dünyanın 120’den fazla ülkesinde yüzlerce Türk okulları ve binlerce öğretmen bulunuyor. Yani bu öğretmenlerin büyük çoğunluğu sözleşmesiz ülkelerde görev yapıyorlar. Dolayısıyla geriye 2. seçenek, yani yurtdışı hizmet borçlanması yapmak kalıyor. Fakat burada da öğretmenlerimizin önemli bir dezavantajları var. Şöyle ki; kamuoyuna da yansıdığı üzere bu öğretmenler, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genelde birkaç yüz dolar gibi çok cüzi ücretlerle görev yapıyorlar. Bir yurtdışı hizmet borçlanmasında ise ödeme tutarları 60 bin liradan 73 bin liraya kadar çıkabiliyor (asgari borçlanma için). Buna göre birkaç yüz dolar ücretle çalışan bir öğretmenin Türkiye’den emekli olabilmesi teorik olarak da pratik olarak da mümkün değil.
Görüldüğü üzere, Türk okullarındaki binlerce öğretmen için Türkiye’den emeklilik imkanı hemen hemen yok gibi. Oysa insan hakları belgelerine ve sözleşmelerine temel insan hakkı olarak girmiş olan sosyal güvence hakkı, elbette bu öğretmenlere de tanınmalı. Türk diline, kültürüne ve değerlerine bu denli hizmet eden bu arkadaşlarımızın, Türk vatandaşlarına tanınan en temel haktan fiilen mahrum kalmaları, kabul edilebilir bir şey değil. Peki, ne yapmak gerekiyor?
Bizim önerimiz…
İkili sözleşmelerin bulunduğu ülkelerde (22 ülke) görev yapan öğretmenler için zaten problem yok. Onların çalışmaları Türkiye tarafından da tanınıyor. Ancak bu ülkelerin haricinde görev yapan çoğunluk için bize göre özel bir düzenleme gerekiyor. Mademki bu arkadaşlar yurtdışı hizmet borçlanması yapabilecek sermayeden yoksunlar, bunların yurtdışındaki çalışmaları Türkiye’de primi ödenmiş çalışmalar gibi değerlendirilmeli. Böylece yıllar sonra Türkiye’ye döndüklerinde, emeklilik hakkından yoksun kalmak gibi önemli bir hak kaybıyla karşı karşıya kalmamış olurlar.
Önerimiz doğrultusunda yapılacak bir düzenleme, Türkiye’nin, bu öğretmenlere olan vefa borcunu ödemesi bakımından da çok anlamlı bir adım olacaktır. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki bu öğretmenlerden direkt ya da dolaylı olarak bana ulaşmış hiçbir talep söz konusu değil. Kaldı ki Hindistan’ın bilmem ne bölgesine veya Afrika’nın bilmem ne ülkesine öğretmenlik yapmaya giden kişinin de herhalde düşüneceği en son şey, 30 sene sonra emekli olup olamayacağıdır. Benimkisi sadece, bir iş ve sosyal güvenlik uzmanı olarak, bu insanlara duyduğum minnet duygusunu kendi lisanı halimle ifade etmek. Gerisi devlet büyüklerimizin taktiridir.
Yarın: Sizden gelen sorulara cevaplar
Sizden gelen sorulara cevaplar
Yazı dizimizin bugünkü bölümünde, bir haftadır sizlerden gelen sorulara cevap vereceğiz. Çok sayıda sorunun her birisine ayrı ayrı cevap vermek mümkün olmuyor. Dolayısıyla biz de benzer konularda gelen soruları seçerek cevap vereceğiz.
Yurtdışı çalışması, Türkiye’de başlangıç sayılıyor mu?
Soru: Sadettin Bey, 3 Ağustos 2010 tarihli yazınızda, çalışanların Almanya’da işe başladığı tarihin Türkiye’de de sigorta başlangıcı sayıldığını yazıyorsunuz. Ancak SGK yurt dışı borçlanmasında yurt dışındaki başlangıcı dikkate almıyor. Beni bilgilendirirseniz sevinirim. Mustafa CAN
Cevap: Değerli okurum, Almanya’daki hizmetlerinizi Türkiye’dekilerle birleştirerek Türkiye’de kısmi aylık (sözleşme aylığı) bağlanması talebinde bulunursanız, yurtdışı çalışma başlangıç tarihiniz Türkiye’de başlangıç olarak dikkate alınır. Ancak birleştirme yapmaz ve yurtdışı hizmet borçlanmasıyla emekli olmak isterseniz, bu durumda SGK yurtdışı başlangıç tarihinizi Türkiye’de dikkate almaz. Fakat yargı yoluna başvurduğunuz taktirde yurtdışı başlangıcınızı Türkiye başlangıcı olarak kabul ettirebilirsiniz. Zira bu konuda Yargıtay kararları davacılar lehine çıkmaktadır.
25 bin TL borç çıkarıldı, ne yapmalıyım?
Soru: Sadettin Bey, ben 2007 yılında Türkiye’den emekli oldum. Almanya’da yaşıyorum ve aynı zamanda Almanya’da emekliyim. Burada 400 euroya kadar çalışma iznim var ve maalesef bazı şartlar yüzünden part-time çalışmak zorunda kaldım. Ancak Almanya’da çalıştığım için Türkiye’deki maaşım SGK tarafından Mayıs 2010’da kesildi.
Tekrar SGK’ya müracaat ettiğimde, 04 Ağustos 2010’da mektup aldım ve 25.000 TL ödemem gerektiği bilgisi geldi. Ben bu parayı ödemeden halledebilir miyim ?
Ödemezsem benim için ne gibi zorluklar çıkarabilir? Osman Özer
Cevap: Değerli okurum, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatı gereği, yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşlarımıza emekli aylıkları, o ülkelerde çalışmamaları veya ikamet dayalı gelir-aylık almamaları şartıyla ödenir. Siz Almanya’daki çalışmanızla bu konudaki mevzuat hükmüne aykırı hareket etmişsiniz. SGK da çalıştığınız süre için ödediği aylığı şimdi sizden geri istiyor. Bu borcu ödemediğiniz sürece muhtemelen Türkiye’deki aylığınız bağlanmayacaktır. Ancak bir dilekçe yazarak, emeklilik talebinde bulunup, söz konusu borcun da emekli aylığınızdan kesilmesi talebinde bulunun. Bir ihtimal, maaşınız bağlanarak mevcut borcunuz da mahsup edilmeye başlanabilir.
Fransa’dan dul aylığı bağlanır mı?
Soru: Sadettin Bey, sizden çok araştırmamıza rağmen gerekli cevabı bulamadığımız bir konuda yardım istiyoruz. Benim kız kardeşim evli ve yaklaşık 15 yıldır Fransa’da yaşıyor. Ancak eniştemi 2010 Mayıs ayında trafik kazasında (Fransa’da) kaybettik. Kaza iş kazası sayıldı ve 12 yıl sigortası çıktı. Fransız kanunlarına göre kız kardeşim veya 3 çocuğunun ne gibi bir hakları olur. Ayrıca geri kalan yıllarını Türkiye’de yatırsak Türkiye’den emekli olabilir mi? Çocuklara veya eşine aylık bağlanır mı? Bizim geriye kalan yıllar için ne kadar para ödememiz gerekir? Şu anda onlar Fransa’dalar, Türkiye’ye dönme mecburiyetleri var mı? Yahya Apaydın
Cevap: Değerli okurum, mevcut uygulamada gereği Fransa’da ölen eşten dolayı aylık bağlanabilmesi için dul eşin en az 55 yaşında olması gerekiyor. Ancak ölüm iş kazasına bağlı olarak gerçekleşmişse, yaş şartı aranmaksızın dul aylığı bağlanıyor. Buna göre eniştenizin ölümü de iş kazası sayıldığından, kız kardeşiniz kaç yaşında olursa olsun kendisine Fransa tarafından dul aylığı bağlanacaktır. Yine hak sahibi çocuklarına da (yaşa bağlı olarak) aylık bağlanır. Ölen eşin 12 yıllık hizmet üzerine Türkiye’de prim ödeme imkanı yoktur.
Babaannem yurtdışı borçlanma yapabilir mi?
Soru: Dedem 1997 yılında vefat etti. Kendisi yurt dışında yaşıyordu. Türkiye’de 305 gün SSK primi çıkıyor. Babaannem Türkiye’den emekli maaşı alabilir mi? Askerlik ya da yurt dışı borçlanıp emekli olabilir mi (900 günden)? Bu arada kendisi yılın bir kısmını yurtdışında geçiriyor. Bu sorun olur mu? Ercan Yıldırım
Cevap:Değerli okurum, dedenizin ölüm tarihi 1 Ekim 2008’den önce olduğu için Türkiye’deki 305 gününün üzerine askerlik veya yurtdışı borçlanma yaparak 900 güne tamamlarsanız, babaannenize dul aylığı bağlanır. Yurtdışında yaşaması sorun olmaz. Sadece orada çalışmaması veya ikamete dayalı gelir-aylık almaması gerekiyor.
Primleri nasıl ödemeliyim?
Soru: Merhaba, adım Adem Başkaya. Türkiye’de sigorta başlangıç 01.07.1983, çıkış tarihi 01.09.2004. Bu tarihten itibaren ABD'de çalışıyorum ve Türkiye’ye dönmeyi düşünüyorum. Sigorta başlamadan önce 1 yıl MEB'de öğretmenlik yaptım. Yaklaşık 6 yıllık yurtdışı borçlanması düşünüyorum. Taban veya tavandan prim ödemem neticesinde emekli maaşıma ne kadar etkisi olur? Vereceğiniz cevaba göre ödeme yapacağım.
Cevap: Adem Bey, 6 yıl için borçlanma yaptığınızda tabandan 21.665 TL, tavandan ise 140.821 TL prim ödersiniz. Bunun yanında bağlanacak aylığınızda ağırlıklı olarak 1990-2000 arası dönemdeki primleriniz etkili olacaktır. Tavandan borçlandığınız taktirde aylığınızda 100-110 TL’lik bir artış olur ki 140 bin TL ödemeyi değecek bir artış değil. Tercih sizin.
Ne kadar bir süreyi borçlanmalıyız?
Soru: Sadettin Bey iyi günler. Ablam 23.02.1974 doğumlu, 1991 yılında evlilik yaparak Almanya’ ya gitti ve burada 1992 yılında işe başladı ve halen çalışmakta. Almanya’ya gitmeden önce Türkiye’de SSK’ya 13 günlük gibi bir süre prim yatırdı. Şimdi yurt dışında geçen hizmetlerini Türkiye’de borçlanıp ödeyip emekli olmasını istiyoruz. Burada emekli olmak için Almanya’dan emekli olmasını mı beklemeliyiz yoksa orda çalışırken Türkiye’de emekli olabilir mi? Ne kadarlık süreyi borçlanmalıyız? Erhan Külcü
Cevap: Erhan Bey, ablanızın yurtdışı hizmet borçlanması yapabilmesi için Almanya’daki emekliliğini beklemesine gerek yok. Orada çalışırken Türkiye’de borçlanma yapabilir fakat kendisine aylık bağlanabilmesi için oradaki çalışmasına son vermesi gerekir. Türkiye’deki SSK başlangıç tarihini belirtmemişsiniz ama 1991 başı olarak kabul edersek, mevcut 13 güne ilavaten borçlanarak 5450 güne tamamlaması durumunda, 47 yaşında emekli olur.
Almanya’daki çalışmamın borçlanmaya etkisi var mı?
Soru: Ben Almanya’da yaşıyorum ve şuan çalışıyorum. 31.12.1969 doğumluyum. Türkiye’de hiç çalışmışlığım yok. Benim emekli olmak için kaç gün borçlanmam gerekiyor? Almanya’da çalışmış olmamın borçlanma gün sayısında etkisi var mı? Borçlanırsam kaç yaşımdan itibaren emekli olabilirim ve ne kadar aylık alırım? Seda Özcan
Cevap: Seda Hanım, eğer borçlanma yapmadan önce Türkiye’de SSK’lı (4/a) olarak bir ay kadar çalışırsanız, SSK’lı olarak emeklilik hakkı kazanırsınız. Bu durumda Almanya’daki başlangıcınız önem kazanır. Zira oradaki başlangıcınız ne kadar eskiyse, Türkiye’den o kadar erken emekli olursunuz. Fakat SGK mevcut uygulamasında yurtdışı çalışma başlangıç tarihinizi Türkiye başlangıcı gibi kabul etmiyor. Vatandaşlarımız yargı yoluna gittiklerinde kazanıyor ve yurtdışı işe giriş tarihlerini SGK’ya kabul ettiriyorlar. Almanya’daki işe giriş tarihinizi vermediğiniz için emeklilik tarihinizi tam olarak hesaplayamıyorum.
Türkiye’den emekli olup, Almanya’da çalışabilir miyim?
Soru: Ben Almanya’da yaşıyorum. Türkıye’den emekliyim. Yeni çıkan haber çerçevesinde buradaki kanuna gör 400 avroya kadar çalışabilme hakkım var mı? Aydeniz Kırat
Cevap: Bahsettiğiniz haber, yurtdışı borçlanma ile emekli olanlara Türkiye’de çalışma hakkı verilmesi olsa gerek. Bu düzenleme, maalesef sadece Türkiye’deki çalışmalar için geçerli. Yani emekli gurbetçi olarak Türkiye’de çalışırsanız emekli aylığınız kesilmeyecek. Ancak yurtdışında çalışmanız durumunda aylığınız kesilir.
Yurtdışı hizmetimi saydırayım mı?
Soru: Ben 1993-1995 yılları arasında memur olarak çalıştım ve 1995 yılında istifa ederek yurtdışına çıktım. İki yıldır Türkiye’deyim. Bir yıl önce tekrar memuriyete döndüm. Doğum tarihim 01.08.1975 ve 12 yıllık yurtdışı çalışmam var. Ne zaman emekli olabilirim?
Numan Akçakale
Cevap: Yurtdışı çalışmanızı borçlanmanız durumunda 25 tam yılı doldurmak şartıyla 54 yaşınızda emekli olursunuz.
Ablam neden emekli olamıyor?
Soru: Ben ablam hakkında bilgi almak istiyorum. Kendisi Bulgaristan göçmeni ve 02.10.1960 doğumlu. SSK işe başlama tarihi 01.08.1991. Ekim 2008 tarihinde yurtdışı borçlanması da yapınca kendisine maaş bağlandı. Eşi vefat etiğinden dolayı askerlik borçlanması yaptı ve dul aylığı da almaya başladı. Bu arada SGK’dan gelen mektuba göre ablam eşinden maaş aldığı için kendisi de yurtdışı borçlandığı için emekli olma hakkı yokmuş. SGK’dan aldığı maaşı faiziyle geri ödedi ve yurtdışı için ödediği parayı geri aldı. Size sormak istediğim ablam neden yurtdışı borçlanması yaptığında emekli olamadı? İlker ATLI
Cevap: İlker Bey, Bulgaristan göçmeni vatandaşlarımız, Türkiye’den hiçbir gelir-aylık almamak koşuluyla yurtdışı borçlanma yapabiliyorlar. Ablanız eşinden dolayı dul aylığı aldığı için kendi aylığı kesilmiş. Dolayısıyla iki aylık arasında tercihte bulunması gerekiyor. Fakat bana göre SGK tarafından ablanızın kendi emekli aylığı değil, dul aylığının kesilmesi ve ödenen kısmın geri alınması gerekirdi. Zira sosyal güvenlikte asıl olan, hak sahibi olarak alınan aylık değil, bizzat sigortalı olarak alınan aylıktır. Ablanız dul aylığını kestirip, yeniden borçlanma yaparak emekli olabilir.
Primleri transfer ettirebilir miyim?
Soru: Ben 01.03.1987 tarihinde Almanya’da çalışmaya başladım. Bugüne kadar da hemen hemen aralıksız çalışmaya devam ettim. 24.08.1965 doğumluyum. Buradaki primleri Türkiye’ye transfer ettirerek emekli olmak istiyorum. Bunun için ne yapmam lazım ve Türkiye’den ne zaman emekli olurum? Seyit Ahmet Mutlu
Cevap: Değerli okurum, Alman çalışma makamlarından alacağınız ve hizmetlerinizi gösterir çalışma belgesini oradaki Türk konsolosluğuna onaylatarak SGK’ya başvuruda bulunacaksınız. Oradaki primleriniz Türkiye’ye transfer ettiremezsiniz fakat iki ülkedeki hizmetlerinizin toplanmasıyla Türkiye’den sözleşme aylığı alabilirsiniz. Dilerseniz Almanya çalışmalarınızı borçlanarak bu sözleşme aylığını tam aylığa çevirebilirsiniz. Türkiye’den aylık bağlanabilmesi için sigortalılık süreniz 01.03.2012 tarihinde dolmuş ancak 50 yaşınızı da dolduracağınız 24.08.2015 tarihinde tam veya kısmi emekli olursunuz.
Fransa’daki babam üzerinden annem sağlık yardımı alabilir mi?
Soru: Babam Fransa’dan emekli oldu. Şu anda Türkiye’ye 6 aylığına gelip kalıyor. Annemi Fransaya götürmedi. Annemin herhangi bir sosyal güvencesi yok. annemin sağlık yardımı alabilmesi için ne yapmamız gerekiyor? Rumuz: sağlık yardımı
Cevap: Anneniz Fransa’ya gitmese de babanız üzerinden Türkiye’den sağlık yardımlarını alabilir. Bunun için babanızın Fransa’daki Hastalık Kasasına müracaat ederek SE 208-07 FT belgesini düzenlettirip Türkiye’ye göndermesi gerekiyor. Bu belge ilgili Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne ulaştığı taktirde anneniz hak sahibi olarak aktive edilir ve sağlık yardımlarını almaya başlar.
Kaynak kitap var mı?
Soru: Sadettin Bey, bizler yurtdışında yaşayan gurbetçiler olarak, sosyal güvenlik haklarımızla ilgili kaynak sıkıntısı çekiyoruz. Bu konuda başvurabileceğimiz kapsamlı bir kitap var mıdır? Cengiz Tan
Cevap: Değerli okurum, bu konuda uygulamayı anlatan kitap sayısı yok denecek kadar az. Sadece 2006 yılında sevgili meslektaşlarım Sosyal Güvenlik Müfettişleri Ercüment Öztürk ve Mahmut Çolak tarafından kaleme alınmış ve Yaklaşım Yayıncılık tarafından basılmış rehber niteliğinde bir kitap var. Ancak 2006’dan bugüne kadar mevzuatta pek çok değişiklik yapıldı. Bu vesileyle ben de meslektaşlarımdan kitaplarını güncelleyerek hizmetinize sunmalarını rica ediyorum.
Bitirirken…
Sekiz günlük yazı dizimizin sonuna geldik. Umarız gurbetçilerimiz için faydalı olabilmişizdir. Kısa bir tatilden sonra gazetemizin Çalışanın Köşesinde sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz. Çalışma hayatı ve sosyal güvenliğe dair bütün soru ve sorunlarınızın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Sağlıcakla kalın. (Dr. Sadettin ORHAN/BUGÜN 2010/Ağustos)